ENGLISH
Çin mallarının dünya pazarlarında sebep olduğu yıkımdan yoğun bir şekilde etkilenen Türk hazır giyim ve konfeksiyon sektörü, 2005’in sektör açısından hassas yıl ilan edilmesini istiyor.
İzmir’de düzenlenen Hazır Giyim Zirvesi’nde, pamuk fiyatına pijama satmak durumunda kalan sektörün daha fazla ayakta kalamayacağı vurgulandı. Toplantıda Çin düğümünü Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun alacağı kararın çözeceği, üyelerini Çin’e karşı antidamping’e hazırlayan Euratex’in konuyu bugün AB Komisyonu’nun gündemine taşıyacağı ifade edildi.
Ege İhracatçı Birlikleri’ndeki (EİB) Hazır Giyim Zirvesi öncesi düzenlenen basın toplantısında konuşan İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, 2005’in sektör açısından hassas yıl ilan edilmesini ve rekabet ortamının gözden geçirilmesini istedi. Döviz kurundaki düşüş ve maliyet artışlarının sektörü olumsuz etkilediğini ifade eden Orakçıoğlu, “İşsizliğin çözümü olan sektörü unutursanız suçun önüne geçemezsiniz. Vasıfsız insan suça meyillidir. Biz vasıfsız kişileri işe alıp altı ayda vasıflı hale getiriyoruz. Bugün atölyelerde yaşanan işten çıkarmalar, bir süre sonra sosyal patlamayı getirir.” uyarısında bulundu. İlk iki ayda yüzde 9 artan ihracatın eylül ve ekim aylarında alınan siparişlerden kaynaklandığını belirten Orakçıoğlu, sektörün şu anki durumunun ancak mayıs ve haziran ayında oluşacak rakamlarla ortaya çıkabileceğine dikkat çekti. Rekabet güçlerini kaybettiklerini anlatan Orakçıoğlu, ürün maliyetlerinde işçiliğin oranının yüzde 30’u bulduğunu dile getirdi.
Çin tehdidi karşısında Dünya Ticaret Örgütü’ne 2004 yılında yaptıkları uyarıların 2005 yılının ilk iki ayında somut olarak ortaya çıktığını anlatan İHKİB Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, ocak ve şubat aylarında Çin’in Avrupa Birliği (AB) ülkelerine ithalatının yüzde 300–700 artmasının bazı tepkileri beraberinde getirdiğini ifade etti. Üyelerini antidampinge hazırlayan Euratex’in Çin tehdidini yakından takip etmeye başladığını kaydeden Orakçıoğlu, 11 milyar dolarlık ihracat sebebiyle AB’yi kendi pazarları gibi gördüklerini, bu yüzden AB içindeki Euratex eksenli gelişmelerin Türk tekstil ve hazır giyim sektörünü çok yakından ilgilendirdiğini söyledi. Bu yılın ilk iki ayında AB ülkelerinin Çin’den yaptığı ithalatın belli kategorilerde yüzde 300 ile 700 arasında arttığını anlatan Orakçıoğlu, aynı dönemde bazı ürünlerde fiyat düşüşlerinin yüzde 50’yi bulmasının tepkilere dönüştüğünü ifade etti. Çin mallarına karşı AB üyesi üreticilerin daha fazla sessiz kalamayacağını belirten Orakçıoğlu, “AB Komisyonu, Çin’i tekstil ve hazır giyimi feda ederek küstürmemeyi seçebilir. Bu durumda kararını kendi üreticisine anlatmak zorunda kalır. Sonuçta Euratex dönülmez bir yola girmiş durumda ve zor da olsa düğümü AB Komisyonu çözecek.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin kendini süratle dünyanın gerçeklerinden kopardığını savunan Orakçıoğlu, bütün bunlar ortadayken sonucu hüsran olacağı herkes tarafından belirtilen Teşvik Kanunu’yla devletin çok değerli kaynaklarının döviz kurunun açtığı kara deliğe atıldığını kaydetti. “Nedense Türkiye’de rasyonel yaklaşımlar siyaset için hep hamaset olarak kalmıştır.” diyen Orakçıoğlu, “Sistem kendini üreticisine, vergi verenine güvenmemek üzerine kurmuştur. Bunun hiçbir haklı gerekçesi yok diyemem ama bir sistemin, kendini ayakta tutan üreticisine, girişimcisine bu kadar güvensizlikle yaklaşmasını anlamakta zorlanıyoruz. Neticede rasyonel olmayan bütün çözümler gidip hayatın gerçeğine takılıp kalacak. Gidecek yerimiz yok. Bu ülkede doğduk ve bu ülke için çalışacağız. Sesimiz çıktığınca kendi doğrumuzu dile getireceğiz. Eğer bize kulak verilmeyecekse, bir kez daha gerçeklerin eleğinde yapışmış olarak buluruz kendimizi.” dedi.
