Amerikalı hazır giyim devi GAP`ın Türkiye satın alma ofisinin başında uzun yıllar bulunduktan sonra Günsan Moda ve Perakende Danışmanlık şirketini kuran Günsan Çetin, `miras marka` olarak anılan Burberry`nin Türkiye`de ilk kez 2007 yılında üretim yaptırmasını sağlamıştı.
Hemen bütün kategorilerde Türkiye`de 5 büyük tedarikçi ile çalıştıklarını belirten Günsan Çetin, 2008 yılında 2007`ye kıyasla Türkiye`deki üretimin 40 kat arttığını söyledi. Burberry`nin 2008 yılında Türkiye`de yaptırdığını üretimin 50-60 milyon dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Burberry`nin Türkiye`deki üreticileri arasında Bursalı Yeşim Tekstil de bulunuyor.
İmaja katkı
Günsan Çetin, Burberry gibi bir markaya Türkiye`nin üretim yapabilmesinin `üretici ülke` imajına büyük katkı sağladığını vurguladı. Türkiye`nin pek çok lüks markaya üretim yapacak kapasite ve yeterlilğe sahip olduğunu ancak üreticilerin bunun farkına varamadığını belirten Çetin, `Ne yazık ki kendimizi hálá fasoncu zihniyetinden çıkaramadık. Uluslararası tasarımcıların dilinden anlayacak ekipleri kurarsak şansımız var` dedi. Çetin sözlerini şöyle sürdürdü: `Lüks markaların katma değeri çok daha yüksek olan üretimlerini çekebilmek için Türkiye`deki üreticiler buna hazır olmalı. Dünyadaki rakip firmaların, lüks markalara üretim yaparak nerelere geldiğini bilmiyorlar. Çin`de Hindistan`da lüks markalara üretim yapan şirketler inanılmaz yol aldı.`
Tüketicinin masajı açık
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği`nin (TGSD) bu yıl ikincisini düzenlediği Bridges of Fashion İstanbul isimli Moda, Tekstil ve Hazır Giyim Konferansı ve Sergisi`nde konuşan Çetin, 1900`ların başında tüketicilerin yüzde 60`ının keyif için alışveriş yaptığını, 2000`lerde bu oranın yüzde 90`a çıktığını söyledi. Çetin, `Ürüne ek olarak onun nasıl sunulduğu ve satıldığı önemli. Tüketicinin bu konudaki mesajı açıktı. Ancak perakendeciler bu mesajı anlamadı` dedi.
Cesaretli davranın, tasarımı destekleyin, dünya markası olun
DÜNYADA modayla ilgili gelecek trendler üzerine tahminler yapan Group Carlin International CEO`su Edith Keller, Türk firmalarına dünya markası olma yolunda bazı ipuçları verdi. Türk tekstilcisinin tasarıma yatırım yapmayı `risk` olarak gördüğünü ileri süren ve bunu eleştiren Keller, `Moda ve tasarım ekonomik krizden etkilenmez. Bunu daha önceki durgunluk dönemlerinde de yaşadık. Türkiye`de önemli markalar var. Ancak daha cesaretli davranıp, genç tasarımcılara destek verirlerse dünya markası olabilirler` dedi. Türk tasarımcılarının dünyada sektör içinde önemli yeri olduğunu anlatan Keller, şöyle konuştu: `Firmaların dala atladıklarını görüyoruz. Ürünleri de diğer markaların benzerleri oluyor. Fark yaratmak için genç tasarımcıların önünü açmalı ve daha cesaretli davranmak zorundalar. Dünya markası olmak istiyorlarsa bunları yapmalılar.`
Fiyat Demokles`in kılıcı
TÜKETİCİDEN gelen mesajı anlamayan perakendecilerin maliyetin sadece yüzde 5`ine denk gelen işçilik giderlerine odaklandığını anımsatan Günsan Çetin, fiyatın her zaman Demokles`in kılıcı gibi tepede asılı durduğunu dile getirdi. Ucuz üretim anlayışına gidildikçe ürünle iletişimin koptuğunu belirten Çetin, 2010 yılında 500 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşacak dünya tekstil ve konfeksiyon pazarından Türkiye`nin alacağı payın iyi hesaplanması gerektiğini söyledi.