İşadamları, Türk tekstil ve hazır giyim sektörünün dünya piyasasındaki en büyük rakibi Çin ile rekabet için alternatif yollar ararken, işçilerinden ilginç bir öneri aldı. Hak-İş’e bağlı Öz İplik-İş Sendikası, işverene Çin’in tüketim potansiyelini dikkate alarak, ürünlerini bu pazarda satmasını teklif etti. Sendika, Çin rekabeti karşısında zor duruma düşen Türk tekstil ve hazır giyimcilerine Çin’i içeriden fethetme tavsiyesinde bulundu.
Sendikanın hazırladığı ‘Tekstil Sektörü, Sorunlar ve Çözüm Önerileri’ raporunda Çin’de Türkiye nüfusundan daha fazla ve yüksek gelir düzeyine sahip bir kesim bulunduğu belirtiliyor. Raporda Çin’in bol ve düşük maliyetli işgücüyle sektörde büyüme potansiyelinin yüksek olduğu ifade ediliyor. Ucuz maliyet yapısı ve uygulanmakta olan devlet desteği sebebiyle Çin’le rekabet etmenin ve onu durdurmanın imkansız olduğu anlatılıyor. Yılda 55 milyar dolarlık tekstil ürünü ihraç eden Çin’in sadece Türkiye için değil sektörde söz sahibi olan ya da olmak isteyen diğer ülkeler için de gerçek bir tehlikeye dönüştüğü dile getiriliyor. Yakın bir gelecekte Çin pazarının ABD ve AB ayarında bir standarda yükseleceği hatırlatılarak, tekstil sanayicilerine şu önerilerde bulunuluyor: “Çin’de şu anda bile çok iyi gelir seviyesine sahip Türkiye nüfusundan daha fazla bir kitle bulunuyor. Bu kesim, Türk tekstil ve konfeksiyon sektörü tarafından keşfedilmeyi bekleyen yeni bir dünyadır. Çin tehdidini kazasız belasız atlatmak, yeni pazarlara açılmakla mümkün olabilir. En iyi ve bakir pazarsa elbette Çin’in kendisidir.” Tekstil raporunda ayrıca yurtdışından gelen düşük kaliteli ve düşük fiyatlı tekstil ürünlerinin kontrol altına alınması, banka-sektör ilişkilerinde, kredi faiz oranları düşürülmesi, sektörde uygulanan Katma Değer Vergisi oranının indirilmesi ve uluslararası taleplere göre yeni moda ve marka yatırımlarına ağırlık verilmesi tavsiyeleri yer alıyor.
Öz İplik-İş Genel Başkanı Yusuf Engin, kotaların kalkmasıyla Türk tekstil ve hazır giyim sektörünün büyük bir bunalıma doğru sürüklendiğini söyledi. Engin, Çin’in kotasız rekabete başladığı bir dönemde, Türkiye’nin hâlâ tekstil stratejisi oluşturamadığını ifade etti. Bu sektörde yüzde 80’i kayıtdışı olmak üzere yaklaşık 2,5 milyon kişinin istihdam edildiğini belirten Engin, üretimin önündeki yüksek enerji ve vergi maliyetlerinin düşürülmesini istedi. Derhal önlem alınmazsa yılda 200 bin kişinin işsiz kalacağı uyarısında bulunan Engin “Türkiye’nin hazır giyim ve konfeksiyondan vazgeçme lüksü olamaz.” dedi.
Çin, 1 Ocak 2005’ten itibaren tekstil ve hazır giyimde kotaların kaldırılmasıyla dünya pazarlarını adeta işgal etmeye başladı. ABD’nin Çin’den 2005 Ocak ve Şubat aylarındaki kazak ve pantolon ithalatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 800, giysi ithalatı yüzde 600, örme tişört ihtalatı da yüzde 347 arttı. ABD’ye ve AB ülkelerine yılda 15 milyar dolarlık ihracat yapan Türk tekstil sektörünün bu durumdan büyük zarar göreceği tahmin ediliyor. Uygulamanın başladığı 2005’in ilk üç ayında bile Türk tekstilcilerinin yüzde 20’lere varan oranda sipariş kaybı yaşadığı belirtiliyor. Dünya tekstil pazarında söz sahibi ülkeler şunlar: Çin, Hindistan, Tayvan, Kore, Türkiye, Pakistan, Meksika ve ABD.