Tekstil Araştırma Derneği (TADER) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlu, Türkiye’nin klasik tekstil üretimiyle Çin ve Hindistan’la rekabet etmesinin mümkün olmadığını, mutlaka bilgi yoğun ürünlere yönelmesi gerektiğini bildirdi.
Tarakçıoğlu, dün yaptığı açıklamada, artık Türk tekstil sanayiinin sıradan ürünlerden vazgeçmesi gerektiğini söyledi. “Moda marka” ve “niş” diye tabir edilen özel ürünlerin tekstil sektörünün parlayan yıldızı olduğunu ifade eden Tarakçıoğlu, sektörde işçiliğin çok ucuz olduğu Çin ile Hindistan’ın hâkimiyetinin gözlendiğini vurgulayarak şöyle konuştu: “Türkiye’yi sıkıntıya uğratan Avrupalı markalar değil. Yaşanan sıkıntı, Çin’den, Hindistan’dan kaynaklanıyor. Artık Türk tekstil sanayiinin sıradan ürünlerle Çin ve Hindistan sanayii ile rekabet etmesi mümkün değil. Çin ve Hindistan bir parti üründe yüzde 70-75’e varan oranlarda fiyat kırabiliyorlar, işçilik çok ucuz. Yeniden yapılanarak içerisinde ‘moda marka’ yani katma değerleri daha yüksek ürünlere yönelmemiz lazım. Niş ürünler, daha küçük partiler halinde piyasaya sunulmalı. Türkiye’nin, bu konuda en iddialı olacağı ürünler organik tekstil ürünleridir. Çünkü, Türkiye organik pamuğun dünyadaki yüzde 40’ını tek başına yetiştiriyor. Bizim bu ürünleri değerlendirebilecek, yeni modeller geliştirecek altyapımız var. Organik tekstil pazarı her yıl yüzde 40-50 büyüyor. Türkiye burada söz sahibi olabilir. Bugün 1-2 milyar dolarlık olan pazarın birkaç yıl içinde 40 milyar dolara ulaşacağı hesaplanıyor.”
Bu yüzyıl akıllı tekstil çağı
Dünya tekstil sektöründe “bilgi yoğun” döneme girildiğini ve bunun önümüzdeki yıllarda daha da önem kazanacağını vurgulayan Tarakçıoğlu, bu kapsamda 5 yıl içinde Türk tekstil sanayiinin yeniden yapılanması gerektiğini bildirdi. 21. yüzyılın akıllı tekstil çağı olacağını bildiren Tarakçıoğlu, şunları kaydetti: “Bugün bayan çorapları var, kadınların bacaklarını nemlendiriyor, E vitamini veriyor, selülit oluşumunu engelliyor, kıl çıkmasını önlüyor. Erkek çorapları var, anti-bakteriyel, kokuyu önlüyor. Artık tekstilde aklınıza gelebilecek her türlü malzeme değerlendirilebiliyor. Türkiye’nin bir an önce kendisini bilgi yoğun tekstile hazırlaması lazım. Bu konuda en önemli şey Ar-Ge’dir. Bilgiyi üretmek gerek, dışardan satın almakla olmaz. Şu ana kadar dışardan gelen teknolojilerle bugünlere geldik. Ancak bu şekilde gidersek çok zorlanacağız.”