Hükümet, daha fazla yabancı yatırımcı çekerken yerlilerin de önünü açmak için Kurumlar Vergisi’nde 10 puanlık indirime gitti.
İşçilik maliyetleri üzerindeki ağır sigorta prim yükünün de hafifletilmesi için çalışmalar yapılıyor. Yakalanan siyasi istikrar ortamı ile birlikte Türkiye’nin geleceğine olan güvenin arttığını belirten Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Paul Doany, “Türkiye’de yatırım yapmanın şimdi tam zamanı. Yerel yatırımcılara da buna destek olmayı öneririm.” tespitinde bulundu.
Televizyonlarda çıkan haberlerin kendisini endişelendirmediğini vurgulayan Doany’ye göre Türkiye yüksek riskli bir ülke değil. Geleceği de çok parlak. Oger Telekom 6,55 milyar dolar vererek Türk Telekom’un yüzde 55’ini satın almıştı. 14 Kasım’da 1,31 milyar dolar peşinat ödeyerek şirketin yeni sahibi olan Oger, 6 yılda 3,5 milyar dolarlık yatırım planlıyor. Koç Üniversitesi İşletme Enstitüsü ve Uluslararası Yatırımcılar Derneği tarafından düzenlenen ‘Küresel sermaye: Efsaneler ve gerçekler’ konulu konferansta konuşan Doany, yatırımda ülkelerin politik istikrarının önemli bir faktör olduğunu kaydetti. Türk Telekom’un yeni patronuna göre ‘yabancı ve yerli yatırımcı’ arasında fark yok. Türkiye’ye en az 5 yıllık bir yatırım yapan Oger, ulusal ekonominin çıkarına hizmet eden yabancı bir yatırımcı. Büyük gelişme bekledikleri telekom sektöründe hedefledikleri pazarın tam ortasında yer aldığı için de Türkiye’de bulunmaktan memnun. “Bu anlamda Türkiye’den yararlanmak istiyoruz.” diyen Doany, yapılan işin ‘kapkaç’ yatırımı olmadığına işaret ederek, ihale süreçlerinin net olması ve hukukun işleyişinin yabancı yatırımcı için önemli bir etken olduğunu belirtti. Bunun sebebini, “Yabancı şirketler yasaya aykırı bir şey yapmak istemiyor. Bu konuda yerli şirketlerden daha kırılganlar. O yüzden hukukta belirsizlik olduğu zaman yabancı şirketler daha az risk almak istiyor.” sözleriyle ifade eden Doany, kendilerinin Türkiye’de çok şeffaf bir ihale yaşadıklarını ifade etti.
Bu arada, Koç Holding’in Üst Yöneticisi Bülend Özaydınlı, tekstil konusunda ilginç bir çıkış yaptı. Aynı grubun finans işlerinden sorumlu yöneticisi Rüşdü Saraçoğlu’nun söz konusu sektörle ilgili açıklamalarına NTV’de yaptığı değerlendirmelerde paralel bir konuşma yapan Özaydınlı’ya göre tekstildeki daralma Türkiye’nin yararına bir gelişme olarak değerlendirilmeli. Özaydınlı, Türkiye için esas tehlikenin tarımdaki istihdamın küçülmesi olduğunu ifade ediyor. Toplantıdaki konuşmasında cari açıkla ilgili açıklamalarda bulunan Özaydınlı, “Cari açık, Türkiye açısından önemli bir husus olmakla beraber paniklememize neden olacak bir durumda değil.” dedi. Yabancı sermaye konusunda ciddi bir fırsat yakalandığı görüşünü aktaran Özaydınlı, Türkiye’nin cazip alternatifler sunduğunun göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi. Özaydınlı’ya göre sürdürülebilir büyüme, düşük penetrasyon oranları, azalan kırılganlık ve risk primi, derinleşen sermaye piyasaları, jeopolitik konum, genç nüfus ve AB ile müzakere süreci Türkiye’nin en önemli avantajlarını oluşturuyor. Özaydınlı, yapılan araştırmaya göre Türkiye’nin 2005-2050 arasında dolar bazında gayri safi milli hasılada yüzde 5,6 ortalama büyümeyle dünyanın en hızlı büyüyen 4. ülkesi olmasının beklendiği bilgisini verdi.