Ana Sayfa TekstilDünya Üretimin yüzde 22’si bizim Türkiye tekstilden çıkamaz

Üretimin yüzde 22’si bizim Türkiye tekstilden çıkamaz

tarfından Admin
7 Dakika Yaklaşık okuma süresi

TGSD “nin “milli formalı” Başkanı Ahmet Nakkaş “Türkiye tekstilden çıkmalı” söylemlerinin “boş” olduğunu söylüyor. Nakkaş “Türkiye tekstilden sektörden çıkacaksa o zaman bu sektörün yerine başka bir sektör koymanız gerekiyor” diyor.



AHMET Nakkaş , geçtiğimiz mart ayında Aynur Bektaş “tan Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği “nin (TGSD ) başkanlığını devraldı. 32 yıllık geçmişi olan ve 400 üyesi bulunan TGSD çerçevesinde çalışmalar yürüten Nakkaş ve arkadaşları geçtiğimiz günlerde kurulan Moda ve Hazırgiyim Federasyonu”na vizyonunu yetersiz bulmaları gerekçesiyle dahil olmayı reddetti. Türkiye üretiminin, istihdamının ve ihracatının yüzde 22″sini sağlayan tekstil sektöründen Türkiye “nin çekilmesi gerektiği iddalarına da yanıt veren Nakkaş , dernek başkanlığının yanı sıra sahibi olduğu Studio Kids markasıyla da başta Kuzey Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyaya çocuk ve genç giysileri satıyor. Aynı zamanda yüzücü olan ve 140″dan fazla milli formayı giyen Ahmet Nakkaş “la sektörü konuştuk:


l Geçtiğimiz günlerde Türkiye Moda ve Hazırgiyim Federasyonu kuruldu. Siz ve bazı sektörel dernekler bu oluşumda yer almadı. Siz bu federasyona neden girmediniz?



Arzulanan bir yapıydı. Ancak vizyonu ve misyonu çok sağlam şekilde belirlenemedi. Net bir tablo ortaya konulamadığı noktada bizim tarafımızdan anlam ifade etmedi. Sektörde 22 dernek var zaten. Bu sektörü birlik olarak temsil eden yapılar da var. Böyle bir kuvvetli yapı kuruluyorsa bu güç tüm kuruluşları içine almalı. Başta bu işin başında biz vardık zaten. Bu yapıda dernekleri bir arada topluyorduk. Biz vizyonu belirleyelim, bütçeyi yapalım, derneklerin ne rol alacağını gelir kaynaklarını tespit edelim, projeler üretmenin maliyetini çıkaralım dedik. Gördük ki, derneklerin yapıları bu federasyonu yürütebilecek yapıda değil. Federasyon işi askıya alındı. Sektörün imajı bozuk. Sektörün ulusal ve uluslararası tanıtımını sağlayan misyonu olsun dedik. Farklı bir olgu ortaya çıktı. TGSD “nin 32 yıllık bir geçmişi var, ciddi bir yoğunluk içinde çalışıyoruz. Aynı işlere zaman ayıramayacağımızı düşünerek, evet demenin bir yararı yoktu. Bu nedenle bu oluşumda yer almama kararı verdik. Ama bu yapının oluşması bizi mutlu eder, istedikleri anda gereken desteği veririz.



l Martta görevi Aynur Bektaş “tan devraldınız. Neler yaptınız o zamandan bu zamana?



Biz çok faal bir derneğiz. Bizim çatı projemiz Ufuk 2015. Bunu revize ederek hayatta kalmasını sağlıyoruz. Bizim 400 üyemiz var. Sanayici kimliğinden yenilikçi ve tasarıma kayan bir yapıdayız. Bu konuda üyelerimize yönelik toplantılar yapıyoruz. Dış alım grupları ile tedarikçilerimiz arasında toplantılar yaparak, Türkiye “de sektörün nereye gittiği, sorunlar, yapılabilecekler masaya yatırılıyor. İşletmeler kendini geleceğe yönelik yapılandırıyor. Ayrıca uluslararası örgütlerle ilişkilerimiz var. Lobi çalışmaları yapıyoruz , piyasaları takip edip üyerimizle paylaşıyoruz.



l Türk giyim sanayi sektörü nerede şu anda?



Hazır giyim ithalatı artıyor, 1.3 milyar dolarlara geldi. Bundan 4 yıl önce bu rakam 250 milyon dolarlardaydı. Toplam ihracatımıza baktığımızda ise 16 milyar dolar gibi bir rakam görüyoruz. Bu pay küçük görünüyor belki ama bizim imalat sektörü olduğumuz dikkate alındığında bu rakam bile fazla. Biz bu noktada bir görev üstlendik. BMD “ye bir proje sunduk. İthalat yapan markaları Türkiye “deki tasarımı gelişmiş, çapı yüksek olan büyük firmalarla biraraya getirmeyi planladık. Toplantılar da yaptık. İç piyasa alım ofisi oluşturarak iki tarafı biraraya getirerek, ithalatı azaltıcı bir yapı oluşturmayı amaçladık.



l Sizin fabrika yatırımlarının Anadolu “ya kaydırılması ile ilgili de çalışmalarınız var…



Evet. İş-Aş -Barış Projesi “ni başlattık, Anadolu “yu dolaştık. Yerel ticaret ve sanayi odalarıyla işbirliği yaptık. 2000 yılından bu yana da hálá devam ediyor çalışmalar. Amacımız İstanbul gibi büyük metropollerde imalat ve sanayinin birarada olması mümkün olmuyor. İş emeğinin sosyal yönden rahat yaşaması mümkün olmuyor. İmalatın yüzde 65″i İstanbul ve çevresinde. Biz ayakta kalmak istiyorsak verimli olmamız gerekiyor. Pilot çalışma yapmaya karar verdik. Üretim merkezini Güneydoğu “ya çekmeliydik. Kümelenme adı altında Adıyaman “a gittik. Başka sivil toplum örgütleri de vardı içinde. Bundan 4 yıl önceydi, Adıyaman kendini tekstille büyümeye odakladı. Herkes inandı. 75 tane hazırgiyim ve tekstil firması kuruldu, 6 bin 500 kişi istihdam ediliyor. Mesleki eğitim merkezi kuruldu, bin 700 eleman mezun oldu ve çalışıyor. Adıyaman “da birçok sorun ortadan kalktı. Bunun daha küçük bir örneğini Aynur Hanım memleketi Çerkeş “te yaptı. Orada da çok iyi sonuçlar alındı. Bunu geliştirmek lazım. Biz tesisimizi ıspatlamış olduk.



l “Türkiye tekstilden çıkmalı” diyorlar. Sektörün çok içinde olan biri olarak bu ne kadar akılcı sizce?



Çalışanlarımızın yüzde 85″i kadın. En yüksek katma değeri sağlayan biziz. Türkiye yapısında her zaman var olması gereken bir sektörüz. Türkiye “nin hangi sektörlerde yoluna devam edeceğine karar vermesi lazım. Tekstilden Türkiye “nin çıkması gerektiğini söylüyorlar. Bunu söyleyen hangi hesaplamaya göre söylüyor. Onu sormak lazım. Biz bu ülkenin istihdam üretim ve ihracat açısından bir numaralı sektörüyüz. En fazla katma değeri biz yaratıyoruz. Ülke menfaatleri gereği bu sektörün yaşaması zaten zorunlu. İmalat sanayinin, istihdamın ve ihracatın yüzde 22″si bizim. Dış ticarette net katkımız 14 milyar dolar. Dolayısıyla verili katkı olarak baktığınızda açık ara öndeyiz. Söylemler boş olmamalı. Türkiye bu sektörden çıkacaksa o zaman bu sektörün yerine başka bir sektör koymanız gerekiyor.



l Tekstil kan kaybediyor mu gerçekten?



İşletmelerin omuzunda maliyetlerden kaynaklanan yüzde 60″lık bir yük var. Bu da sizin ulusalararası rekabetteki yerinizi yüzde 60 geriletmiş anlamına geliyor. Bu bir sinyaldir. Buna bir çözüm getirilmeli. Girdi maliyetlerinin rakip ülkelerdeki ortalamaya çekilmesi gerektiğini hep vurguluyoruz. Artık biz kapasite artıramıyoruz, çünkü zaten üretim fazlası var. Yılda 4.5 milyar adet ürün yapabiliyoruz. Son 2 yıldır imalat sanayinde yüzde 20 geriledik. 70 bin firmadan 8 bin 750 firma kapandı, bu 250 bin işgücü kaybı anlamına geliyor.



l Bir de kotaların kalkması gibi sıkıntılı bir durum var…



Lobi faaliyetleriyle 2005 yılındaki kotaların kaldırılma kararını 2008″e kadar ertelettik ve zaman kazanmış olduk . Bu dönemde Türkiye “nin dünyadaki ticaretten alacağı payın yüzde 20 düşeceği görüşü varken, ihracatımızı artırdık. İhracatta yüzde 15 seviyelerinde bir artış görünse de Euro bazlı ihracat yaptığımız için de pariteye baktığımızda aslında bunun büyük bir artış olamadığını görüyoruz. Biz ticaret hacmimizi koruyabilmişiz bu kadar elemine olan şirkete rağmen. Bu sektörün acil eylem planı ile kurtarılması lazım. İhtisas alanları kurularak sektörün 8 bölgeye taşınmasını öngören altyapı çalışmalarını tamamlayarak, hayata geçirilmesi gerekiyor. O zaman bu sektör kurtulur. Bunu yapacak olan siyasi irade. 2008 bizim için sıkıntılı bir yol olacak gibi görülüyor.



Yıl sonunda Disney “le yollarımızı ayırıyoruz



l Sizin kendi işiniz olan İmaj Tekstil var bir de. Orada neler yapıyorsunuz?



Studio Kids markasıyla özgün bir koleksiyon yaptık. Warner Bros ve Disney ile çalışıyoruz. Gerçi 8 yıllık çalışmanın sonunda bu yıl sonunda Disney “le yollarımızı ayırıyoruz. Çünkü olmamız gereken yere geldik. Müşteri memnuniyetimiz yüzde 98″lerde, iade oranı yüzde 1″in altında. Demek biz doğru iş yapmışız. Studio Kids ile belli bir çizgiyi yakaladık, marka olduk ve Disney “le devam etmenin çok bir gereği olmadığını gördük. Müşteri artık bize Disney için gelmiyor bizim markamız için geliyor. Bu noktadan sonra hedef pazarlar belirledik. Bunlar arasında çevre ülkeler var. Avrupa Birliği “ne yüzde 75 satıyoruz. Gelecekte de öyle olacak. AB ülkelerinde ulaşılamayan yerler var. Avrupa “nın 140 milyar dolarlık alım gücü var. Biz sadece 9 milyar dolarlık kısmını karşılayabiliyoruz. Daha o pazardan yer alabiliriz. Kuzey Avrupa ülkeleriyle ticaretimiz çok düşük. 1.5 yıl önce İsveç “te showroom açtık. Kuzey Avrupa ülkeleri için de para girme noktası oldu. Derken Ukrayna geldi. Şimdi Kazakistan , Bulgaristan , İran , Kıbrıs “ta varız. Türkiye “de daha çok corner”larda 45 noktada yer alıyoruz.



l Tekstil işine girmek tercihiniz miydi?



Tekstil benim özel tercihim değildi. Marmara Üniversitesi “nde uluslararası ilişkiler eğitimi aldım. Bursla ABD “ye dil öğrenmeye gittim. Okul işlerinden sonra bir arkadaşımın kurduğu tekstil firmasında 4 yıl çalıştım ve kendi işimi kurdum . 1990 yılında da kendi firmamı kurdum.



Yüzmede 140 defa milli forma giydi



l Sizin profesyonel sporculuk hayatınız da olmuştu…



Yüzme İhtisas Kulübü “nde büyüdüm diyebilirim. Babam sporcuydu. 84 yaşında olmasına rağmen hálá haftanın 4 günü yüzer. Babam Nejat Nakkaş uzun mesafe maraton yüzerdi. 25 yıllık aktif sporculuğum var. 140″ın üzerinde “milli” oldum. 8 yıl da su topu oynadım, milli takım kaptanlığı yaptım. 1984 Los Angeles Olimpiyatları “na, Akdeniz Oyunları “na katıldım, Balkan Şampiyonası “nda ikincilik kazandım, başka rekorlarım da var. 1996 yılına kadar sporda aktiftim, bu tarihten sonra tamamen işle ilgilendim.

Tekstil, Moda ve Teknoloji Güncellemeleri Direkt Posta Kutunuza Gelsin

Moda ve teknolojinin kesiştiği noktada, sizin için seçtiğimiz özel içerikleri almak üzere hemen kaydolun. Her hafta doğrudan e-posta kutunuza gelecek güncellemelerle kendinizi sektörün ön saflarında bulun!

Abone olduğunuzda, blog yazılarımız, özel içerikler ve özel etkinlikler hakkında size e-posta göndermemize izin vermiş olursunuz. Ancak, e-postalarda sağlanan abonelikten çıkma bağlantısına tıklayarak rızanızı istediğiniz zaman geri çekebilirsiniz.

İginizi Çekebilir

Yorum bırakın

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bu konuda sorun yaşamıyorsanız devam edeceğimizi varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Onayla