"aagbulak" tarafından yazılmış yazıları görüntülüyorsunuz

Moda dünyasının önemli dergilerinden Harper`s Bazaar, bu ayki sayısında trendleri ve bu yazın olmazsa olmazlarını sayfalarına taşıdı.

DOLABINIZDA HAREM PANTALON OLSUN:
Önümüzdeki sıcak günlerin olmazsa olmazı harem pantalonlar… Dior, Chloe gibi büyük moda evleri bu yaz koleksiyonlarında harem pantolonlarına geniş yer verdi. Bu pantalonları atlet ya da yumuşak ceketlerle kombinleyebilirsiniz.
DERİ ŞORTLARLA TRENDY OLUN:
Bu sezon şortun her türlüsü çok moda. Ama hem trendy hem de sıradışı olmak istiyorsanız muhakkak deri bir şort edinmeniz gerekiyor. Bu şortları gündüz düz bir atletle, gece de şık stilettolarla birlikte giyin.
SAATİNİZ BİLEĞİNİZDE OLSUN:
Havaların sıcaklaşmasıyla bir yana attığınız saatler, bu yaz vazgeçemediğiniz aksesuvarınız olacak. Saatlerin her rengi popüler; özellikle de parlak maviler ve spor modeller son derece revaçta.
MADONNA TASARIMI GÖZLÜK TAKIN:
Güneş gözlükleri çok popüler. Ama özellikle Madonna`nın elinden çıkanlar! Ünlü pop şarkıcısı Madonna`nın Dolce&Gabbana için tasarladığı gözlükler, şimdiden sezonun `in`leri arasında!
SABOSUZ ÇIKMAYIN:
Bu sezonun en moda sandalet modeli kesinlikle sabo! Yıllar önce popüler olan, ardından gardırobların en arkasına itilen sabolar, bu sezon yeniden çok moda! Özellikle Chanel`in saboları tarzınıza tarz katacak.
ASKER YEŞİLİ CEKETLER:
Bu yaz militer esintili her şey çok ama çok popüler. Özellikle de asker yeşili ceketler… Louis Vuitton ve Balmain`in tasarladığı yeşil ceketler çok ama çok popüler. Bu ceketlerin içine giyeceğiniz beyaz bir tişört, size seksi ama sportif bir görüntü verecek.
ÇİZGİLİYE YATIRIM YAPIN:
Bu sezon, denizci giysilerini hatırlatan çizgili parçalar altın çağını yaşıyor. Hangi rengini ya da modelini tercih ederseniz edin, çizgili giydiğinizde trendy olmanız garanti.

1970 ve 1980`li yıllarda, özellikle puantiyeli modellerle akıllara kazınan ve kadınların en popüler giysileri olan elbiseler, yeniden moda dünyasındaki yerini almaya başladı.

Modacı Arzu Kaprol, dünyanın teknoloji bakımından geldiği nokta itibariyle modanın artık çok çabuk değişebilen ve yaygınlaşabilen bir olgu halini aldığını söyledi.
Türklerin de modaya karşı çok duyarlı olduğunu vurgulayan Kaprol, stil kaygısı taşıyan ve kendi farklılığını ortaya koymak isteyen kadın sayısının her geçen gün artığını, bunun da olumlu bir gelişme olduğunu ifade etti. Kaprol, modanın herkesin “Çok iyi biliyorum ya da bilmiyorum“ diyebileceği bir şey olmadığını belirterek, şöyle konuştu:
“İnsan kendi modasını, deneyerek, kendi kimliğini yakalayarak ve hissederek bulmalıdır. Artık dünyada son 3-4 yıldır yeni bir yapı bulunuyor. Yaygın ve büyük trendler yerine pek çok küçük küçük farklı trend var. Her şey aynı anda moda, ama hiçbir şey demoda değil. Bu çok doğru bir şey. Bu durum, hakikaten modanın demokratikleşmesini ve kendi kişiselliğimizi hissedebilmemizi sağlıyor. Hem her şey çok modaysa hem de hiçbir şey çok moda değilse insanlar kendine uyan tarzı bulup, ona sadık kalmalıdır.“
Yeni sezonda çok renkliliğin esas alındığını ve fuşya, yeşil, pudra tonları, beyaz, ekru ve grilerin çok ön planda olduğu belirten Kaprol, her alanda olduğu gibi natürel ve organikliğin yeni koleksiyonlarda da büyük beğeni topladığını anlattı. Kaprol, yeni sezon ürünlerinde deri, triko, şifon ve ipek gibi farklı malzemelerin bir arada kullanımının da yaygın olduğunu dile getirerek, yeni koleksiyonlarda genellikle şıklık ve rahatlığın bir arada sunulmaya çalışıldığını söyledi.
“ÇANTA VE AYAKKABILAR ÖN PLANDA“
Elbise kullanımına ise müthiş bir geri dönüş olduğunu ifade eden Kaprol, şöyle devam etti:
“Elbisenin rahatlığı hiçbir şey de yok. Elbiseleri, yavaş yavaş daha yoğun olarak görmeye başlayacağız. Günümüzde yoğun iş temposunda çalışan kadınlar da elbiseyi rahatlık adına bir kaçamak olarak görüyor. Pantolondan kaçmak istediği alanlarda elbiseye dönüyor. Özetle tek parça ile rahatlığı hissetmek çok popüler olmaya başladı. Yeni sezonda çanta ve ayakkabıların daha ön planda olduğunu da görüyoruz. Aksesuarların da bir tanesi daha ön plana çıkarılabilir.“
TÜRK TASARIMCILAR ÇOK BAŞARILI
Kaprol, Türk tasarımcıların dünya genelinde çok başarılı çalışmalara imza atıp, isimlerini duyurduklarına da değinerek, yurt dışında çok önemli merkezlerde Türk tasarımcıların ürünlerinin satışının yapıldığını belirtti.
Türk tasarımcılarının çalışmalarının, özellikle Avrupa basınında geniş yer aldığını anlatan Kaprol, dolayısıyla bunun sadece Türk tasarımcılar için değil, Türk moda endüstrisi adına da çok önemli bir gelişme olduğunu vurguladı.
Kaprol, Türkiye`de moda tasarımının yapılması çok zor alanlardan biri olduğuna dikkati çekerek, bu nedenle özellikle tasarım alanına yeni girenlere büyük destek verilmesi gerektiğini belirtti. Ailelerin, çocuklarını genellikle bireysel çalışmalardan ziyade belli bir düzenin parçası olabilecekleri, aylık sabit gelirleri bulunan mesleklere yönelttiğini ifade eden Kaprol, şunları kaydetti:
“Anne ve babaların bu kararı, gelişmekte olan bir ülkede yaşadığımız düşünüldüğü takdirde çok haklı bir durum. Anlaşılabilecek bir kaygı. Ancak kişisel girişimcilik ruhunun ortaya çıkabilmesi için daha bireysel riskler alınması gerekiyor. Bu çok önemli. Kolay bir şey değil. Cesaretin ortaya konulması gerekiyor. Moda ve tasarım alanında daha fazla başarılı isimler çıkartabiliriz. Yeter ki biraz daha girişimcilik ruhumuzu yüreklendirebilelim

Dünyanın en eski ve en saygın moda okulu ESMOD, İstanbul`da şube açıyor. Fransız okulu ESMOD, eylül ayında Fındıklı`da açacağı okulunun şerefine Fransız Sarayı`nda bir davet verdi

İstanbul er ya da geç dünya moda başkentlerinden biri olacak; buna hiç şüphem yok. Son birkaç yıldır bu yolda çok büyük adımlar atılıyor. İşte onlardan biri daha: Dünyanın en köklü moda okulu ESMOD (Ecole Supérieure des Arts et des Techniques de la Mode) İstanbul`da şube açıyor. 1841 yılında 3. Napolyon`un eşi İmparatoriçe Eugenie`nin özel terzisi Alexis Guerre-Lavigne tarafından kurulan, dünyanın 20 noktasında 400`den fazla öğretmeniyle 4 bin öğrenciye eğitim veren ESMOD, 21`inci şubesini eylül ayında Fındıklı`da hizmete sokacak.
DAVETİ FRANSIZ BÜYÜKELÇİSİ VERDİ
Okul, moda tasarımı ve moda yönetimi bölümleriyle moda dünyasına yeni isimler armağan edecek. Dünyanın bu en eski ve en saygın moda okulunun İstanbul`a gelmesi şerefine Fransız Sarayı`nda bir davet verildi. Fransa`nın Türkiye Büyükelçisi Bernard Emie`nin himayesinde, ESMOD yöneticileri ev sahipliğiyle gerçekleşen davete, moda ve cemiyet hayatından birçok ünlü katıldı. Davetliler, okulun Türk moda dünyasına büyük katkı sağlayacağını söyledi.

Ünlü giyim markalarından Sarar imzasını taşıyan Sarev, 2010 İlkbahar ve Yaz Koleksiyonu`nda sunduğu keten ve organik nevresim takımlarıyla İlgi çekiyor. Sarar`ın ev tekstilindeki iddiasını sürdürüyor.

Pamuk hasadından mağazaya kadar gerçekleştirilen üretim aşamalarının tümünde yüzde 100 doğal materyal ve işlemler kullanılarak oluşturulan Sarev Organik Pamuk nevresim takımları markanın yeni koleksiyonunda, `Herbal`, `Natural` ve `Silence` adlı 3 farklı desenle yer alıyor. Küresel ısınma, karbondioksit salınımı ve su kaynaklarının tükenmesi gibi dünyayı tehdit eden olumsuz şartlara duyarlı olan marka, Organik Pamuk nevresimlerini sağlığına ve çevresine önem verenlere sunuyor. Ayrıca, sıcak havalarda tercih edilen keten kumaşını nevresim takımlarıyla yatak odalarına taşıyor.
İki farklı renk seçeneği bulunan ve tamamen doğal keten liflerinden oluşan `Arına` nevresim takımları, nemi çabuk emen dokusu ve çabuk kuruma özelliği ile kullanıcılara ferahlık ve rahatlığı bir arada sunma iddiasında.
Sarar imzalı Sarev`in yeni sezon ürünleri tüm konsept mağazalarıyla birlikte, İkitelli Sarar, İstanbul Outlet Park Sarar, İzmit Outlet Sarar, Konya Kule Site Sarar, Eskişehir Organize Perakende Sarar ve Eskişehir Hamamyolu Sarar mağazalarından satışa sunuluyor.

Yatırımcıların Koton’u almak için geldiğini belirten Koton’un sahibi Yılmaz Yılmaz, “Kızımız daha küçük. İleride belki ama bugün hedef,büyümek ve dünya liderleri çıkarmak diyor

Kuzguncuk’ta 1988’de 25 metrekarelik ihraç fazlası ürün mağazasıyla başladık” diyor Koton mağazalarının patronu Yılmaz Yılmaz. 2000’lere kadar birinci viteste hareket eden Yılmaz’ın Koton’u yeni asırla birlikte 2,3 derken 4’üncü vitese çıkmış. 5’inci vites demiyorum çünkü Yılmaz hedefini “Hızlı moda kategorisinde dünya liderleri çıkaracağız” olarak koyuyor. Hızlı üründen kastını rakamlara dökelim. Koton 1 yılda 15 bin ürün -ki günde 40-45 farklı ürün demek- vitrine koyuyor. Bu çeşitlilikte ürünü İspanyolların ünlü markası Zara ve Mango bile koyamıyormuş. Sohbeti Ayazağa’daki 3 ay önce taşındıkları genel müdürlük binasında yaptık. Eşi Gülden Yılmaz ile birlikte gezdirdikleri binanın her tarafında tasarım odaları bulunuyor. Vizyonu geniş Yılmaz Yılmaz’ın… “Koton’la dünya liderleri yaratacağız” diyor. “Liderler’ birden fazla” diyecek oluyorum, anlatmaya başlıyor:

“RAKİBE BAKARAK EN İYİ 2. OLURSUN” ”
Koton bir markamız. İkinci marka Vinmeks. O da Koton gibi. Anlayacağınız tek marka yok.” “Rakipleriniz kim” sorusuna Yılmaz, “Rakibe bakarak sadece en iyi ikinci olursun. Bu nedenle müşteri odaklı olmamız gerekiyor. Müşteri de bol çeşit ferah mağaza istiyor. Bu da bizde bulunabiliyor.” Yılmaz, Koton’un ayırt edici özelliğinin bu çeşitliliğin olduğunu kaydetti. Yılmaz, Türkiye’de rakibi olmadığını, kendilerine benzer olan Mango ve Zara’da (çocuk bölümünü saymazsak) bile bu kadar çeşitlilik olmadığını dile getiriyor. Yılmaz’ın anlattıklarına göre, Koton’da yılda 15 bin günde 45-50 model ürettiklerini kaydediyor. Yılmaz, 3-4 yıl önce bu rakamın 6-7 binlerde olduğunu dile getiriyor.

“KIZIMIZ KÜÇÜK HEDEF BÜYÜMEK”
Yılmaz “Koton’u almak için talip olanlar var mı” sorusuna yanıtı şu oldu: “Private equity’lerde çoğalma var. Bize de geliyorlar. ABD’li de var Türkiye’de kurulan özel fonlar da… Ama bizim kızımız küçük. Gerçekten büyüyünce ‘neden olmasın’ diyebiliriz. Ancak 2010-2011, bizim için bu işlerin yılı değil. Büyümeyi ve kârlılığı artıracağız. Bu yıl büyümeyi yüzde 40 bütçeledik.” Kârlılık nasıl sorusuna ise “İyi” yanıtını veren Yılmaz nedenleri ise şöyle sıralıyor: “Biri AVM kiralarında yapılan indirimler. Aynı mağazada daha az kira veriyorsunuz. İkincisi cirolardaki artış. Çalışanlarda biraz maliyet artışı oldu ama yine de kârlılık yukarılara çıktı.”

‘CİRO REKORU MAĞAZAMIZ BELGRAD’
YILMAZ, en yüksek cirolu yurtdışı mağazasının “Belgrad” olduğunu ardından Dubai’deki Mall of Emirates’teki mağazasının geldiğini söylüyor. Niye “Belgrad” diyorum Yılmaz’ın yanıtı “Belgrad giyinmeyi seviyor” oldu. Belgrad’da ikinci mağazayı imzaladıklarını üçüncüsünün de yakın zamanda geleceğini anlattı. Yunanistan’daki mağazalarıyla ilgili olarak da Yılmaz “Her yıl yüzde 30-40 artışla gidiyor. Mayısta bu oranları göremeyeceğiz ama yine de iyi durumda” dedi.

Test için Arman’s Cafe açıyor
KOTON’UN 3 ay önce taşındığı yeni binasında restoranın mönüsünü arkadaşları Arman Kırım hazırlamış. Bu nedenle mekânın adın Arman’s Cafe. Çalışanların yemeklerini yediği cafe modern döşenmiş. Bir de piyanist yemeğe eşlik ediyor. Benim gelişime mi denk geldi bilemem ama çalışan için hoş bir atmosfer. Ben de misafirlerimi burada ağırlayayım diyorum ‘seve seve’ diyor Yılmaz çifti gülerek. Bu arada bir de planlarından bahsediyorlar. Test için Ayazağa’daki Koton mağazasının yanına cafe açacaklarmış. ‘Belki yeni bir işkolu olur’ diyorum Yılmaz, “Wal- Mart da giyim market olarak başlamıştı” yanıtını veriyor.

MESELE EURONUN KAYBI DEĞİL TL’DEKİ DEĞER ARTIŞI
SON günlerin önemli konusu AB’deki krizi ve yansımalarını da soruyoruz Yılmaz’a… Tekstilcilerin maliyetlerinin dolar, gelirlerinin euro olması nedeniyle sıkıntı yaşayıp yaşamadığını soruyorum. Yılmaz “Kendi şirketim için söyleyecek olursam, bizde doğal hedging işliyor” diyor. Yılmaz Uzakdoğu’dan dolarla mal alıp yurtdışındaki bayilerine dolarla verdiklerini euro ile işlerin miktarının toplam içinde az olduğunu belirtiyor. Yılmaz Türk Lirası’ndaki değer artışının bundan sonra daha önemli olacağını düşünüyor ve önemli bir konuya dikkat çekiyor: “Liranın değerlenmesiyle birlikte tüm Türk ürünleri zamlanıyor. Bizim üretimin yüzde 70’i Türkiye’de rakipler ise Euro Bölgesi’nde… Bu doğal olarak bize rekabet dezavantajı yaratıyor.” Yılmaz’ın söylediklerini bir kenara not ederek euronun geleceğini soruyorum. Yanıt: “Arkasında siyasi bir irade olmayan paranın stabil kalması mümkün değil.” Doğru söze ne denir

Dünyaca ünlü oyuncuların tercih ettiği Badgley Mischka marka 500 adet ayakkabı eylül ayında Türkiye`ye geliyor. Özgün tasarımı ve özel taşlarla göz dolduran ayakkabının bayanlardan büyük ilgi görmesi bekleniyor.

Hollywood yıldızlarının gözdesi Amerikan Badgley Mischka, İstanbul CNR Expo Fuar Merkezi`nde yapılan 43. Uluslararası Ayakkabı Moda Fuarı`nda görücüye çıktı. Ayakkabı fuarı ziyaret eden bayanların beğenisini topladı. VES Deri de bu yoğun ilgiden yararlanarak Kate Moss, Paris Hilton ve Gwan Stefany gibi ünlülerin ayaklarını süsleyen ayakkabıyı Türkiye`ye getirmeye karar verdi. 500 adetlik Badgley Mischka, eylül ayında İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa`da satışa sunulacak. Yüksek topuklu, ökçe kısmı swarovski taşla kaplı ayakkabının satış fiyatı 990 TL.

Ürünlerin seçkin bayanların ilgisini çekeceğini kaydeden VES Deri firma yetkilisi Aydın Ayten, `Amerikalı yıldızların tercihi Badgley Mischka Türkiye`ye de geliyor. Bu ayakkabıları çok az sayıda kişi giyebilecek.` dedi.

DSN Shoes & Bags firmasının standında yer alan swarovski taşla kaplı bayan el çantalarının fiyatları ise 500 TL`ye kadar çıkıyor. Kış sezonun ürünlerinden olan çantalar zarif ve şık bayanların vazgeçilmezleri arasında.

CNR Expo Fuar Merkezi`nde yapılan alanında dünyanın ikinci büyük, Türkiye`nin en büyük fuarı Evteks`te 700 milyon dolarınüzerinde iş bağlantısı yapıldı. Tekstil sektörünün büyük ilgisine sahne olan fuara bine yakın firmanın katıldı

CNR Expo Fuar Merkezi`nde yapılan alanında dünyanın ikinci büyük, Türkiye`nin en büyük fuarı Evteks`te 700 milyon doların üzerinde iş bağlantısı yapıldı. Tekstil sektörünün büyük ilgisine sahne olan fuara bine yakın firmanın katıldı. Evteks`i 81 bin 300 kişi ziyaret etti.

Geniş katılımlı fuarı değerlendiren Türkiye İhracatçılar Meclisi(TİM) Başkanvekili ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği(UTİB) Başkanı İbrahim Burkay, bu yıl Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine vizelerin kalkmasıyla ziyaretçi sayısında ciddi artış yaşandığına işaret etti. `Fuara katılan şirketlerin hemen hemen hepsi çok mutlu ayrıldı ve yaklaşık olarak 700 milyon doların üstünde bir iş bağlantısı yapıldı.` dedi.

Evteks`in dünyanın en büyük ikinci ev tekstili fuarı olmasının sektörün gücünü ortaya koyduğunu ve bu fuarda ev tekstilinde moda ve trendlerin belirlendiğini kaydeden Burkay, UİB desteği ile oluşturulan 400 metrekarelik `Trend Alanı`yla ilgili de çok iyi tepkiler aldıklarını dile getirdi.

Trend Alanı`nı gezenlerin sayısının geçen yıla oranla yüzde 40 arttığını vurgulayan Burkay, `Alana ürün veren firmaların yetkilileri, ürünlerini burada görerek almak isteyen alıcıların kendilerine ulaştığını söyledi, bu çok önemli, amacımıza ulaştığımızın göstergesi. Yani fuarın belirleyici unsuru Trend Alanı oldu diyebiliriz.` ifadelerini kullandı.

Fuara aralarında Tanrıverdi, Vanelli, Soley, Zorlu, Özdilek, Aydın Tekstil, Baydemirler, Pierre Cardin ve Küçükçalık gibi sektörün önemli firmaları katılarak, tül, perde, brode, döşemelik, halı, kilim, banyo ürünleri, mutfak, yatak odası ve uyku, duvar kaplamaları ve aksesuarlar sergiledi. Evteks`te Birleşik Arap Emirlikleri, Japonya, Rusya Federasyonu, Sudan, Fransa, Tunus, Suudi Arabistan, Malezya, Ürdün, Ukrayna, Arnavutluk, İran, Yunanistan, Fas`tan gelen alım heyetleri, zincir mağaza temsilcileri ve firma yetkilileri ile görüştü.

Ziyaretçi sayısının geçen yıla oranla yüzde 15 arttığı Evteks 2010`a Almanya, Amerika, Avusturya, Belçika, Hindistan, İngiltere, İtalya, İspanya, Kanada, Lübnan, Moldova, Pakistan, Polonya, Yunanistan ve Rusya gibi 20`ye yakın ülkeden 100`ün üzerinde yabancı firma katıldı. Zara Home, Daniel Hetcher Home, La Fayette, J.C. PENNEY, Croscill, Morada Home, Wal-Mart, Al Basko, Parslame, Honar, Barg Lame, Vaft Azadi, Nafiznakh, Allders Dept Stores , British Home Stores, Bed & Bath Group, Sib Eurotex, Laguna Factory (Belarus), Sunrise International, Elegant , SangetsuCo, Next M Co, Powerzport, Isetan, AIC, Suminoe , Toli, El Corte Ingles, Saudi Home gibi dünyaca ünlü yabancı markalar yer aldı.

Havaların ısındığı ve güneşin iyiden iyiye kendini hissettirdiği şu günlerde uzmanlar, vatandaşların sağlıkları için güneş gözlüğü kullanmaları gerektiğini belirterek, bunun için de kaliteli ve ultraviyole ışınlarını iyi kıran gözlükleri tercih etmeleri yönünde uyarılarda bulunuyorlar

Türkiye Optik veOptimetrik Meslekler Derneği Aydın Şube Başkan Yardımcısı Ahmet Özsoy, güneş gözlüklerinde ilk aranması gereken özelliğin ultraviyole ışınlardan en yüksek derecede koruma özelliği olması gerektiğini belirtti. Özellikle son yıllarda ozon tabakasının incelmesiyle insanların maruz kaldığı C tipi ultraviyole ışınlarının göz sağlığını tehdit ettiğini kaydeden Ahmet Özsoy, güneş gözlüğü alınırkendikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

İnsanların güneş gözlüğünü moda ve güzel görünmekten ziyade sağlıkları için kullanmasını isteyen Ahmet Özsoy, `Güneş gözlüğü ve normal gözlükler birer aksesuar değildir. Bunlar göz sağlığımızı korumak için gerekli ürünlerdir. Bu nedenle gözlük seçerken moda ve diğer unsurlardan çok kalitesi ve yüze uyumluluğu dikkate alınmalıdır. Camlar kadar çerçevenin doğru seçimi de önemlidir. Yüze oturan ve insanı rahatsız etmeyen çerçeveler tercih edilmelidir` diye konuştu.

`UCUZ GÖZLÜK SAĞLIĞINIZDAN EDER`

Güneş gözlüğünde cam kalitesinin çok önemli olduğunu ve göz sağlığı için bu kaliteden ödün verilmemesi gerektiğini ifade eden Türkiye Optik ve Optimetrik Meslekler Derneği Aydın Şube Başkan Yardımcısı Ahmet Özsoy, `Özellikle sokakta satılan tezgah üstü gözlüklere vatandaşlarımız kesinlikle itibar etmemelidir. Bu gözlüklerin camları, güneş ışınlarını süzmez ve çeşitli göz hastalıklarına yol açabilir. Güneş gözlükleri Sağlık Bakanlığı tarafından sertifikalanan yerlerden alınmalıdır ve alınırken mutlaka sertifika veya belgesi olup olmadığı sorulmalıdır. Markasız, ucuz ve kalitesiz bir şey almak belki ekonomik olarak uygun olabilir ancak göz sağlığımızdan önemli değildir. Bu nedenle eğer alınacaksa biraz daha kaliteli ve uygun gözlükler tercih edilmelidir` dedi.

Havaların ısınmasıyla birlikte firmalar koleksiyonlarıyla göz dolduruyor. Kadın, erkek ve çocuk ürünlerinde cazip fiyatlarla tüketicinin

beğenisine sunulan ürünler herkesi renkli bir yaza davet ediyor

Yaz sıcağının serinleten indirimi

`Çocuklara özgürlük` sloganıyla yola çıkan Bluekey, erken yaz indirimi ve inanılmaz fiyatlarıyla yaz sıcağında serinletiyor. İndirim kapsamında Atletler: 4,95, tişörtler, gömlekler ve pantolonlar 6,95, elbiseler, etekler ve şortlar ise 9,95 TL`den satışta. Kent çocuklarının doğa özlemini modellerine yansıtan Bluekey çocukları harikalar diyarına götürüyor.

Batman ve joker

Tüm dünyadaki trendleri müşterileriyle buluşturan Boyner mağazaları, DC Comics`in 75. yılını Batman ve Joker ile kutluyor. En karizmatik çizgi roman karakterlerinden Batman ve ezeli rakibi Joker, Boyner mağazalarındaki birbirinden yaratıcı tişörtlerle Boyner müşterileriyle buluşuyor.

DESA ile bahar esintisini ve yaz güneşini hissedin

Moda dünyasındaki yolculuğuna hazır giyim markası olarak da devam eden DESA, 2010 ilkbahar–yaz sezonunda kendine güvenen kadının şıklığını ve feminenliğini ön plana çıkaran kombinasyonlarıyla dikkat çekiyor.

Erkekler de şıklığını konuşturacak

Erkek, çocuk mayo markası Vilebrequin`in baba ve oğul konseptiyle hazırlanan ürünleri, kalitesinden ve şıklığından ödün vermeyenlerin tercihi olacak.

Yıldızlı pekiyili karneleri havaianas ile ödüllendirin

Kız ve erkek çocuklar için tasarlanmış modelleriyle Havaianas flip floplar çocuğunuz için son derece konforlu ve trendy bir karne hediyesi olacak. 19.90 T`den başlayan fiyatlarla satışa sunulan Havaianas`larla minik ayaklar bu yaz da havalı adımlar atmaya devam edecek.

Moda Tasarımcıları Derneği ve Beyoğlu Belediyesi`nin birlikte hayata geçirdiği GalataModa Festivali, bu dönem Tepebaşı TRT binası önünde gerçekleştiriliyor. 26 Mayıs`ta başlayan festival, 30 Mayıs`a kadar sürecek.

Katılımın her yıl katlanarak büyüdüğü, tasarım ve moda meraklılarının heyecanla beklediği moda festivali, baharın tadının çıkarılacağı ve yaz öncesi alışveriş yapılabilecek en canlı, en renkli etkinlik olarak dikkat çekiyor. GalataModa Bahar Korçan, Arzu Kaprol, Özlem Süer, Hatice Gökçe ve İdil Tarzi gibi tasarımcıların yanısıra festivale ilk kez katılacak isimlere de ev sahipliği yapıyor. Tepebaşı TRT binası önünde kurulacak standlarda modaseverler, tasarımcıların hem 2010 ilkbahar-yaz koleksiyonlarını hem de festivale özel hazırladıkları ulaşılabilir fiyatlı tasarımlarını bulabiliyor. GalataModa`nın açılışı nedeniyle Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ve Moda Tasarımcıları Derneği Başkanı Bahar Korçan`ın katıldığı bir basın toplantısı düzenlendi. Ahmet Misbah Demircan toplantıda yaptığı konuşmada, Galata`daki Serdar-ı Ekrem Sokağı`nı dünya modasının merkezi yapmak gibi bir hayalleri olduğunu vurgulayarak, `Moda, Beyoğlu kimliğinin bir parçası. Beyoğlu Belediyesi olarak 4 yıl önce GalataModa Festivali`yle yeni bir Beyoğlu modası oluşturmak, Beyoğlu`nu yeniden modanın merkezi yapmak amacıyla yola çıktık. Bu aynı zamanda Beyoğlu`nda ve İstanbul`da varolan geleneğe yeniden bağlanmaktı. GalataModa Festivali ile moda en büyük ilhamını aldığı kentin sokaklarına dönüyor, ondan aldığı ilhamı yine onunla paylaşıyor` dedi. Demircan, Türkiye`nin güçlü bir tekstil altyapısına ve dünya markası olmuş bir giyim sanayisine sahip bir ülke olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: `Bu avantajları, tasarımla birleştirmeye, İstanbul`u ve onun sahnesi Beyoğlu`nu modada bir marka haline getirmeye çalışıyoruz. Festivalin Türk moda tasarımındaki yeni yetenekleri sunma misyonu bu yıl da devam ediyor. Genç tasarımcılarımızın ürünleri bu festival aracılığıyla görücüye çıkıyor. Böylece Beyoğlu tasarımcılarmızla, moda tutkunlarını GalataModa`da buluşturuyor. Bu yıl da festivalimize katılan bütün tasarımcılarımıza, bu güzelim İstanbul`un masalsı baharında bizimle beraber oldukları için teşekkür ediyorum.`