"Marka ve Mağazalar" kategorisindeki yazıları görüntülüyorsunuz

image

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Cem Negrin, bazı Avrupalı hazır giyim devlerinin ödeme sıkıntıları nedeniyle, çok sayıda tedarikçinin zor duruma düştüğüne dikkat çekerek, ihracatçılara “sigorta” uyarısı yaptı.

Krizden çıkamayan Avrupalı hazır giyim devlerinin iflasın eşiğine geldiğini vurgulayan Negrin, “Ünlü hazır giyim markalarının da bulunduğu çok sayıda Avrupalı şirket ödeme sıkıntısı çekerek Türk tedarikçileri de batağa sürüklüyor. Mexx’in vurduğu Türk şirketleri için Ekonomi Bakanı’mızla çare arayacağız” dedi.

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Cem Negrin, Hollanda’nın önde gelen markalarından Mexx’in iflas etmesiyle Türkiye’den çok sayıda tedarikçinin sıkıntıya düştüğünü belirterek, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ile yarın yapacakları çalıştayda soruna çözüm arayacaklarını söyledi.

Cem Negrin yaptığı yazılı açıklamada, Avrupa’da 300’ün üzerinde mağazası ve bin 500 çalışanı bulunan Mexx’in iflas kararıyla birlikte 25’ün üzerinde ihracatçının kendilerine başvurarak destek talep ettiğini söyledi.

İlk belirlemelerine göre Mexx’in iflasıyla Türk firmaların en az 10 milyon Euro batırdığını ifade eden Negrin, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘KABUS GÖRMEK İSTEMİYORSANIZ İHRACAT SİGORTASI YAPTIRIN’
“Avrupa ekonomisi bir süredir devam eden krizden çıkmaya çalışırken, bu süreçten sağlıklı bir şekilde çıkamayanlar arkalarında ağır hasarlar bırakarak piyasalardan çekiliyorlar. Özellikle hazır giyimde yaşanan iflaslardan en çok ihracatının yüzde 75’ini Euro bölgesine yapan Türk üreticiler etkileniyor. Burada sektörümüz adına samimi bir öz eleştiride de bulunmamız gerekiyor. Türk hazır giyim sektörü olarak ciddi risk alıp açık hesap çalışıyoruz. Başta Avrupa olmak üzere tüm dünyayı etkileyen kriz karşısında üreticilerimize ‘mutlaka ihracat sigortası yaptırın, yoksa canınız çok fena yanar’ dedik. Ancak görünen o ki sözümüzü dinletemedik. Bugün geldiğimiz noktada üretici ihracatçılarımızı bir kez daha uyarıyoruz: kabus görmek istemiyorsanız mutlaka ihracat sigortası yaptırın, yılların birikimini bir kalemde kaybetmeyin.”

Dünya markası Mexx, en büyük kârını başka mağazalara yaptığı toptan satışlardan sağlamaktaydı. Şirket’in yüzde 82’lik hissesi 2011 yılında Amerikalı yatırımcı The Gores Group tarafından 85 milyon dolara satın alınmıştı. Geri kalan hisseler ise Liz Claiborne’un elinde bulunuyordu.

image

Noel öncesi satışlarda umduğunu bulamayan dünyanın en büyük hazır giyim moda zincirlerinden American Apparel, finansal güçlüğü nedeniyle tedarikçilerine ödemelerini geciktirmeye başladı.

The New York Post gazetesinin haberine göre, hazır giyimde “modaya yön veren şirket” olarak bilinen American Apparel, 2014 yılını önemli bir nakit sıkıntısı içinde tamamladı.

Haberde, şirketin ödeme güçlüğü nedeniyle tedarikçilerinin faturalarını ödemede 60 güne kadar ertelemeler yaptığı ve binlerce işçinin çalıştığı Los Angeles fabrikasında çalışma saatlerinin de azaltıldığı belirtildi.

Ödeme güçlüğünün Noel öncesi satışların zayıf geçmesinden kaynaklandığı da belirtilen haberde, buna karşılık şirketten nakit sorunu yaşanmadığı açıklamasının geldiği de vurgulandı.

Gazeteye adını vermeden konuşan bir şirket yetkilisi, “Mağazalarımızda stoklar en üst düzeylerde; oldukça başarılı bir tatil sezonunu geride buraktık” dedi.

American Apparel aynı zamanda politik ve sosyal haklar konularında da aktivistlere destek oluyor. Şirket, ABD’de göçmen ve gay-lezbiyen hakları konularında mücedele eden gruplara bilboard ve diğer açık hava reklam olanaklarını açıyor ve onların sloganlarını içeren yazılar basılmış tişörtler üretiyor.

Şirketin, Kanada, Meksika, Brezilya, Birleşik Krallık, İspanya, Fransa, Hollanda, Almanya, İsveç, İtalya, Avusturya, İsrail, Çin, Güney Kore, Japonya, Avustralya, Hong Kong ve İsviçre’de toplam 260 mağazası bulunuyor.

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Cem Negrin, yakın zamanda, bazı Avrupalı hazır giyim devlerinin ödeme sıkıntıları nedeniyle, çok sayıda tedarikçinin zor duruma düştüğüne dikkat çekerek, ihracatçılara “sigorta” uyarısı yapmıştı.

Perakendeci, sektörün gelişim hızını kredi kartına sınırlamanın kesmesinden endişeli.

image

Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Genel Sekreteri Ekrem Utku kredi kartına getirilen limit sınırlamalarını doğru bulmadıklarını açıkladı.

Utku, “Sistemi kayıt dışına itip senet gibi uygulamalara dönülme riski var. Hükümetin bu yaklaşımını iyi niyetli bu politika olarak değerlendiriyoruz, ancak istenilen sonucu doğurmayabilir.” uyarısı yaptı.

BMD Başkan Yardımcısı Sami Kariyo ise 2013’ün markalar açısından iyi bir yıl olduğunu, ancak 2014’ün zor geçebileceğini ifade etti. 2014’teki risklerin başında döviz kurundaki dalgalanmanın geldiğine dikkat çeken Kariyo, “Ekonomi yönetiminin tüketimi kısmak gibi bir politikası var. Uzun vadede iyi olur ama kısa vadede 2014 için sıkıntı oluşturabilir.” dedi.

BMD’nin düzenlediği eğitim festivalinde konuşan Kariyo, “2000 yılında BMD markalarını da kapsayan organize perakende toplam perakende içinde yüzde 20-25’lik bir dilime sahipken, 2013 sonunda bu oran yüzde 50’yi aştı. 10 yıl sonra bu oranın yüzde 75’i bulmasını hedefliyoruz.” dedi. Türkiye’nin perakende sektöründe Avrupa’da 7. sırada yer aldığını belirten Kariyo, Türk perakende sektörünün sergileyeceği performans ile yakın bir gelecekte Avrupa’nın perakende devi İngiltere’yi yakalayacağını söyledi. BMD markalarının 2013 sonu itibarıyla 35 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığını ifade eden Kariyo, “Sadece BMD markaları 10 yıl sonra 115 milyar dolarlık ciroya ulaşacak, BMD üyeleri 20 milyar dolarlık hazır giyim ihracatı gerçekleştiriyor olacak.” diye konuştu. Türk firmalarının 1985 yılından itibaren önemli bir ihracat atağı başlattığını anlatan Kariyo, ne var ki Türk şirketlerin yabancı pek çok büyük markaya özel üretim yapmalarına karşın daha az bir kazançla yetinmek durumunda kaldıklarını söyledi.

  3,8 milyon kişinin perakende sektöründe yer aldığını kaydeden Kariyo, en çok istihdam artışını da yine bu sektörün sağladığını söyledi. Perakende sektörünün 1990’dan itibaren büyük bir dönüşüm yaşadığına dikkat çeken Sami Kariyo, 800 milyar dolarlık gayri safi milli hasılanın dörtte birinin perakendeden geldiğini ifade etti. Kariyo, “10 yıl sonra perakende sektörü 500 milyar dolarlık hacmi yakalayacak.” dedi.

SABRİ Özel’in 1969’da kurduğu tek makineli atölyeden, 23 bin metrekare kapalı alana sahip, 800 kişilik istihdamı olan bir hazır giyim devi doğdu.
image

Sabri Özel, “Her şeyimizi kendimiz üretiyoruz. Çin’den getirip satmayı biz de biliriz ama bunun memlekete faydası yok.

Pantolon ve takım elbise için 200 kişi daha alacağız” diyor.

TÜRKİYE, tekstil ve hazır giyimden daha uzun yıllar ekmek yiyecek. Çünkü, kim ne derse desin halen en rekabetçi sanayi sektörümüz tekstil ve hazır giyim. Bu sektörün önemli isimlerinden Sabri Özel uzun bir aradan sonra ilk kez konuştu. Hükümete, iş gücü üzerindeki yükleri hafifletmesi için çağrıda  bulunan Sabri Özel, “Bazı arkadaşlar ‘Çin’den getirip satıyor. Çin’den, Bangladeş’ten  getirip satmak marifet mi? Benim buna vicdanım el vermiyor. Biz her şeyimizi kendimiz üretiyoruz. Şimdi pantolon ve takım elbise için yeni yatırım yapıyoruz ve yakında 200 kişi daha alacağız” diyor.  Özel şöyle konuşuyor:

İŞÇİ OLURSAN PATRON DA OLURSUN

Malatya Pütürge’nin  Damlı Köyü’nde doğdum. Babam çiftçiydi.  İlkokul 3’üncü sınıfta (10 yaşında)  evden kaçarak İstanbul’a geldim. Kaybedecek hiçbir şeyim yoktu. Önce bir iplik fabrikasında bobin topladım. Turistik süs eşyası üreten bir yerde, sonra bir matbaada çalıştım. Bunlarda istikbal görmediğim için bıraktım. 2.5 lira haftalıkla bir trikocuya girdim. 9 yıl kadar trikoda çalıştım. Sürekli para biriktirdim ve 1969’da 2.500 lira birikmimle, Yeşildirek’te 5 metrekare bir yer tutup 1 makineyle kendi işime başladım. 1980’e kadar  fason üretim yaparak devam ettim. 1980’de de kendi adımla markalaşma kararı aldım. Fasonu bıraktım. 

YILDA 400 BİN TRİKO ÜRETİYORUM

Şu anda 23 bin metrekare kapalı alana sahip fabrikamızda 800 kişilik istihdamımız var. Yakında pantolon ve ceket için 200 kişiyi daha işe alacağız. Günlük 2500 adet gömlek, yıllık 400 bin triko, 200 bin pantolon, 200 bin t-shirt, 50 bin takım elbise ve ceket üretme kapasitemiz var. 50 mağazamız var. 300’den fazla noktaya da ürün veriyoruz. 12 ülkeye ihracat yapıyoruz. Sabri Özel markamız dışında, Bluring ve Etro olarak iki marka daha geliştirdik. Onlarla da mağazalaşacağız. Bütün ürünlerimizi kendimiz, Türkiye’de üretiyoruz. Benim sanayide böyle bir ‘milliyetçilik’ felsefem var. Kullandığımız hammaddenin de yüzde 90’ı yerli.  

İŞGÜCÜNDE VERGİ YÜKÜ FAZLA

Hükümetimize sesleniyorum; işçi ve işveren üzerindeki vergi yükü çok fazla. Bence bu konuda atılacak adımlar sanayi için en büyük teşvik olur.  Biz yakında 1000 kişilik istihdamı aşacağız. Bu yıl ciromuz 40 milyon lira olacak. Hedefimiz 2020 yılına kadar 200 mağazaya ulaşmak. Tunus ve Irak’ta mağazalarımız var. Yurt dışında daha çok mağaza açacağız. Her sene 10-15 mağaza açacağız. Biz adete oynamıyoruz kaliteye oynuyoruz. Kadın koleksiyonumuz da, birkaç yıl içinde ciroda yüzde 40’lara çıkacak. Sabri Özel, 63 yaşında bir sanayici olarak, 2023 yılı ihracat hedefine alaşabilmek için yeni bir ‘sanayi stratejisi’ öneriyor. Güneydoğu’daki çözüm sürecinin başarıyla tamamlanmasının Türkiye ekonomisi için de çok büyük motivasyon olacağını kaydeden Sabri Özel, şöyle konuşuyor:  “Güneydoğu’da barış sürecinin iyi bir zemine oturması halinde oralara da yatırım yapılır. Büyük Türkiye hayallerimiz için birbirimizle konuşup anlaşmak zorundayız. Çünkü biz kardeşiz. Bizim gibi adamlar yatırımı sever, makineleri sever. Uygun zemin bulsam 10 bin kişilik üretim kurarım. Bu ülkenin üretime ve ihracata ihtiyacı var.”

Yaklaşık 50 yılı geride bırakan Mudo, tüketicinin en büyük şikâyetinin kasa kuyruğu olduğunu tespit edince, mesajı aldı ve Mudo Yönetim Kurul Başkanı Mustafa Taviloğlu “Mobil devrim” dediği uygulamayı hayata geçirdi.

Türkiye’de ilk olan ve dünyada benzerlerine rağmen büyük fark yaratan Mudo 2.0 isimli mobil uygulama tüketiciye, bir aplikasyon ile mağazada istediği ürünü cep telefonundan satın alma imkânı veriyor. Barkodundan beden, renk seçeneklerine ulaşmak, o mağazada yoksa diğer mağaza seçeneklerini yakından uzağa doğru sıralamak ve stokta olup olmadığını görmek mümkün. Mustafa Taviloğlu, üzerinde uzun süre çalışılan projenin dünyada da ses getirdiğini söyledi. Müşteriye online ve offline alışveriş deneyimini bir arada yaşatmayı hedefleyen projenin müşteri odaklı yaklaşımla ortaya çıktığını anlatan Mudo Genel Müdürü Barış Karakullukçu, “Alışveriş deneyimini farklılaştırma, kişiselleştirme ve kolaylaştırmayı amaçladık. iOS ve Android işletim sistemlerini kullanan akıllı telefonlar için geliştirilen uygulama App Store ve Google Play üzerinden indirilebiliyor” dedi. Karakullukçu, hiçbir tanıtım yapılmadan aplikasyonu bir ayda 2 bin kişinin telefonuna indirdiğini söyledi.

Paketi kargoyla eve gönderecek

ATİLLA Gümüş, uygulamayı şöyle anlattı: “Şu anda 4 mağazamızda mobil check-out var. Cep telefonundaki aplikasyona ürünün barkodunu okutup, kredi kartınızla alışverişinizi yapabiliyorsunuz. Üstelik taksitten ve Mudo Exclusive Card’da biriken puanlarınızdan ve kampanyalardan faydalanabiliyorsunuz. Kasaya gitmeden kampanya ve kişiye özel avantajların duyurusundan da haberdar olmak mümkün. Alış verişinizi yapıp en son güvenlik alarmlarını çıkarmak için kasaya uğramanız gerekiyor. İleride arzu edene alışverişini istediği adrese gönderme seçeneği de sunacağız. Şu anda yaptığınız alışveriş arzu ederseniz Facebook sayfanızda durum güncellemesi olarak da görünebiliyor.

Bu uygulamaylar Mudo, Londra’da kart ve ödeme teknolojilerinde ilk defa düzenlenen Payment Awards 2013’te “ En İyi Mağaza İçi Ödeme Çözümleri” kategorisinde üç global isimle birlikte finale kaldı.

13 yıldır FS Tech Awards ve 8 yıldır Retail System Awards’ın organizatörleri olan FS Tech ve Retail Systems’ın bir araya gelerek ilk defa düzenleyeceği Payment Awards 2013’te kurumlar, 22 farklı kategoride yarışıyor.[end]

İtalyan dev Türkiye’de zararlı tişörtleri toplatıyor

İtalyan tekstil devi Stefanel, Türkiye’de satılan bazı tişörtlerini ‘sağlığa zararlı boya’ yüzünden toplatıyor. Bu ürünlerde ciddi risk tespit edildi

İtalyan dev Türkiye’de zararlı tişörtleri toplatıyor

EYLEM TÜRK  – Milliyet

İtalyan tekstil markası Stefanel, denetime takılan ‘sağlığa zararlı boyar madde içeren ve içerme riski bulunan’ tişörtlerini gazetelere verdiği ilanla geri çağırdı.

Sağlığa zararlı boyar madde içeren 47, sağlığa zararlı boyar madde içerme riski bulunan 15 renkli tişörtünü geri çağıran şirket bu ürünlerin satışını Nisan/Mayıs 2013 tarihleri arasında İstanbul Nişantaşı mağazasından gerçekleştirmiş.
15 günde iade talebi
Stefanel tarafından verilen ilanda, ürünleri satın alanların satış belgeleriyle birlikte 15 gün içinde ürünleri kendilerine iade etmeleri istendi.
İlanda şöyle denildi:
Bazı Tekstil ve Konfeksiyon Ürünlerinin Denetimine İlişkin 2013/15 sayılı tebliğ kapsamında sağlığa zararlı boyar madde içerdiği tespit edilen veya içerme riski bulunan ürünleri satın alanların 15 gün içinde teslim adresine iade etmeleri gerekmektedir. Ürün ve kargo bedeli geri ödenecektir.”
İthalat duruyor
Güvensiz madde içeren, sağlık açısından büyük risk yaratan ürünlerin denetimiyle ilgili süreç bilindiği gibi 2009 yılında başladı. 2009 Mart ayında yürürlüğe giren tebliğ ile Ekonomi Bakanlığı, İTKİB ve Ekoteks tarafından yürütülen bir denetim sistemi kuruldu.
Sistemde 130’a yakın risk parametresi bulunuyor. Riskli görülen üründen numune alınıp denetime gönderiliyor. Testler iki günde sonuçlandırılıyor. Ürün ‘zararlı’ çıkarsa bakanlık tarafından o ürünü getiren firmanın ithalatı otomatik olarak durduruluyor. Zararlı ürün ise hemen kontrol altına alınıp mühürleniyor.
Toplatılma süreci
İthal edilen ürün, sağlığa zararlı olup olmadığına ilişkin yapılan denetim sürecinde Dünya Ticaret Örgütü’nün kararı nedeniyle gümrükte alıkonulamıyor. Bu nedenle zararlı olduğu tespit edilen malın satışı gerçekleşmiş ise firma tarafından hemen toplatılması isteniyor. Bu kapsamda firma zararlı olduğu tespit edilen kaç tane ürün sattıysa hepsini üç gazete ve üç televizyona vereceği ilanla geri çağırmak zorunda.

Azo boyar’ madde nedir?
Tekstil boyalarında bulunuyor. Bu maddelerden bir kısmı kanserojen ‘arilamin’ içeriyor. 30 ppm’in altındaki miktarlarda azo boyar madde içeren ürünlerin ithalatı serbest. 30 ppm, 1 milyon litre boyada 30 mililitre azo boyar madde anlamına geliyor.

‘Tüm ürünleri kontrol edilecek’
Azo boyarlı çıkan ürünlerin iki kere testten geçirildiğini söyleyen İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, “2009 yılından bugüne kadar kanserojen madde bulma oranımız yüzde 40’lara varan oranlarda düştü” dedi.
Ürünü zararlı bulunan firmanın cezai müeyyidesi bulunduğunu belirten Tanrıverdi, “Sözkonusu firmanın bundan sonra ithal edeceği ürünler teste tabi tutulacak. Gelen malı gümrükte bekleyecek, test ücretlerini, imha ve ilan masraflarını kendisi üstlenecek” diye konuştu.

Sağlığa zararlı duvak bile var!
Kanserojen azo boyar madde ihtiva eden tekstil ve konfeksiyon ürünlerinin Türkiye pazarına girişi yetkililerin verdiği bilgiye göre denetim nedeniyle azalsa da hâlâ devam ediyor.
Analize takılan firmaların ilan edildiği www.ebirlik.org adresli internet sitesinde yüzlerce sağlığa zararlı olduğu tespit edilen ithal ürüne ilişkin duyuru bulunuyor. Bunlar arasında Çin, Hindistan, Bangladeş, İngiltere ve İtalya gibi ülkelerden ithal edilen giyimden ayakkabıya, iç çamaşırdan yatak örtüsüne, kumaştan eldivene, eşarptan duvağa onbinlerce ürün bulunuyor.

İspanyol medyası, Mera’nın Minorka adasında tatil yaptığı sırada beyin kanaması geçirdiğini yazdı.

Mera’nın dün akşam ülkenin kuzeybatısında kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdiği belirtildi.

Kariyerine terzi olarak başlayan Mera, kişisel servetiyle İspanya’nın da en zengin iş kadınıydı.

Eski eşi Amancio Ortega ile 1972 yılında kurduğu İnditex şirketinin ikinci büyük hissedarı olan Mera, Forbes dergisine göre dünyanın en zengin 195. kişisiydi. Dergiye göre Mera’nın serveti 4,7 milyar avro.

image

Aydınlı Grup, lisansörü olduğu erkek giyim markası Cacharel’in başına Burberry ve Armani tecrübeli Jamie Powell’i getirdi. Powell, “Türk erkeği çok klasik giyiniyor. Onları daha renkli hale getireceğim” dedi. Us Polo, Cacharel ve Pierre Cardin markalarının lisansörlüğünü yapan Aydınlı Grup, erkek giyim markası Cacharel’in başına Londra’dan Jamie Powell’i transfer etti. Burberry’de Sportswear ve Golf Global Direktörü, Fila’da Global Satınalma ve Merchandising Direktörü, French Connection’da (FCUK) Erkek Hazır Giyim Geliştirme, Satınalma ve Merchandising Sorumlusu, Giorgio Armani Hong Kong’da Marka Müdürlüğü görevinde bulunan Jamie Powell’ın Türkiye’de en çok yapmak istediği şey ise klasik giyinen Türk erkeğini baştan yaratmak. Powel hedeflerini şöyle sıraladı: “Türk erkeğine renkli, modern ve uluslararası bir görünüm kazandıracağım. Onları renklendireceğim, update edeceğim (güncelleyeceğim). Gençler zaten renge çok açık ama buna açık olmayan erkek tüketicileri de hazırladığımız koleksiyonlarla ikna etmeye çalışacağım.” BURADAKİ İŞİM DAHA ZOR Türk tüketicisinin modayı yakından takip ettiğini görünce şaşırdığını dile getiren Powell, “Bugüne kadar hem erkekler hem de kadınlar için koleksiyon yaratan markalarda görev yaptım ama bu kez tek işim erkekler. Daha fazla zaman ve çaba harcamak zorundayım” dedi. Türkiye’nin çok dinamik bir pazar olduğunu, caddeleri, AVM’leri ve çok katlı mağazalarındaki hareketin kendisini heyecanlandırdığını ifade eden Powell, “Genç nüfus bizden moda ürünler istiyor. Onlara istediklerini vereceğiz” dedi. 

Koleksiyonda tüketicinin talepleriyle ürünlere şık ve pahalı detaylar eklediklerini dile getiren Powell, her detayın fiyatları da artırdığına dikkat çekti. Powell, “Erkek müşteriler fiyatlara çok takılmıyor. Onları daha şık ve kaliteli gösteren kıyafete daha fazla para harcamaya hazırlar” diye konuştu.

Silk&Cashmere’in yüzde 45 hissesini Dubai merkezli Eastgate Capital Group’a satan Ayşen Zamanpur, “Ortaya çıkan sinerjiyle 5 yılda üç misli büyüme hedefledik. Bu hedef aynı oranlarla gidersek 450 satış noktası demek” dedi

Bir süre önce Dubai merkezli Eastgate Capital Group’a yüzde 45 hissesini satan Silk&Cashmere’in CEO’su Ayşen Zamanpur, ortaya çıkan sinerjiyle beş yılda üç misli büyüme hedeflediklerini, bu hedefin 450 satış noktasına ulaşmak anlamına geldiğini söyledi.

Silk&Cashmere’e 2007’den bu yana pek çok firmanın talip olduğunu belirten Zamanpur, ortaklık sürecini şöyle anlattı:

“İlk zamanlar ortaklığa hiç sıcak bakmadım. Biz zaten istikrarlı bir büyüme yakalamıştık ve formatımız kar yaratıyordu. Finansal değerlerimiz iyiydi. Açıkçası arayışımız da yoktu. Her zaman dediğim gibi temkinliydik ve kendi alanımızda iddialıydık. Ama bize gösterilen ilgi hiç eksilmedi.

Bu süreçte biz de inceleme yaptık. Baktık ki dünyadaki şirketler belli bir noktaya gelince bu tip atlamalar yapmak için fonlarla ya da stratejik ortaklıklarla büyüyor. Bu ilgi şirketin başarısını da gösteren bir durum. Bu aşamada aile içinde değerlendirdik ve karar verdik. Deloitte’un güzel çalışmasıyla talipliler arasından iyileri belirledik ve kriterlerimize uyan Eastgate Capital ile görüşmelere başladık.”

‘Global bir iz…’

Eastgate Capital’in çok saygın ve güçlü bir fon olduğunu kaydeden Zamanpur, şöyle devam etti: “En önemlisi bizim çok inandığımız parlak geleceğimize en az bizim kadar inanıyorlardı. Eastgate Capital yönetimi, bizimle ilgilenme ve yatırım kararı alma nedenlerini ‘Silk&Cashmere hızla büyüyor. Güçlü bir yönetim ekibi var. Gerçek bir başarı öyküsü.?Global olarak bir iz bırakmaya aday ve ciddi bir büyüme potansiyeli taşıyor. Biz de bunun bir parçası olacağız’ diyerek açıkladılar.”

Yaptıkları ortaklığın 5 yıllık planlarına destek olacağını söyleyen Zamanpur, “Kaşmir ve ipekte dünya markası olma amacımıza çok yaklaştığımızı hissediyorum. Umarım herşey yolunda gider ve mahçup olmayız. Asıl iş şimdi başlıyor” dedi.

 ‘154 SATIŞ NOKTAMIZ VAR’

Şu anda Silk & Cashmere ürünlerinin satıldığı 154 satış noktası bulunduğunu söyleyen Ayşen Zamanpur, “24 ülkeye yayıldık. Çin’de ilk mağazamızı haziranda Shenyang’da açacağız. Ardından Pekin ve Shanagai mağazaları gelecek” dedi. Avustralya’daki Melbourne bayileriyle büyüme planı yaptıklarını anlatan Zamanpur, “Bu kıtada ters sezon yaşandığı için ticari avantaj sağlıyor” diye konuştu. Turistik yerlerde artık daha çok mağaza açacaklarını belirten Zamanpur, “Sultanahmet,

Bodrum ve Londra yakın plan hedeflerimiz arasında” dedi.

 ‘Şahsına münhasır markayız’

Bu yıl 20’nci yıllarını kutladıklarını anlatan Ayşen Zamanpur, şunları söyledi:

“Biz niş bir alanda dünyanın sesini duyduğu bir marka olduk. Çok büyük değiliz. Ama kaşmir ve ipek denilince alanımızda çok iddialıyız. Saf kaşmirden üretilen zengin ve büyük bir koleksiyon hazırlıyoruz.

Silk&Cashmere olarak iç Moğolistan kaşmirini kullanıyoruz. Biz moda dergilerinden fırlayan, moda yaratan bir marka değiliz.

Biz saf kaşmir ve ipekten zengin ama ulaşılabilir fiyatlı koleksiyon üreten bir markayız. Bence çok ilginç ve şahsına münhasır bir markayız.”

image

Damat, Avrupa’daki borç krizini fırsata çevirerek büyümeye karar verdi. Damat, Tween markalarını da bünyesinde bulunduran Orka Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, ‘Kendilerini almamız için her gün telefonla arayan Avrupalı şirketler var. İspanya’da 1.5 milyon dolar hava parası isteyen yerler artık daha ulaşılabilir ve bu bölgelere girmek için en uygun anı bekliyoruz’ dedi. İtalya’nın heyecanını ve enerjisini yitirdiğini belirten Orakçıoğlu ‘Satış noktaları yaygın firma olursa alırız.

Markamıza güveniyoruz’ diye konuştu. Süleyman Orakçıoğlu, Orka Group Genel Koordinatörü Osman Arar ve İcra Kurulu Üyesi Dr. Fatih Anıl grubun beş yıllık planları hakkında bilgi vermek üzere ekonomi basınıyla bir araya geldi.
KELLY BROOK GELİYOR 30 ülkede 176 mağazaya ulaşan Orka Group, 2016 yılında yurtiçinde ve dışında toplam 1.040 mağazaya ulaşmayı hedefliyor. Başarılarını 2009 krizi sırasında yaptıkları yatırımlara bağlayan Orakçıoğlu, ‘Bu yatırımlardan sonra 2010 yılında yüzde 54 ve bu yıl da yüzde 40 büyüdük’ dedi. 113 milyon dolar ciro beklediklerini kaydeden Orakçıoğlu, 2016 hedef cirosunun 757 milyon dolar olduğunu belirtti ve bunun büyük kısmının yurtdışından geleceğini söyledi. Orakçıoğlu aralık ayında İzmir’de yapılacak mağaza açılışına ünlü top model Kelly Brook’un da katılacağını sözlerine ekledi.
Artık taklit ediliyoruz DAMAT Tween, Türk Patent Enstitüsü’nün, WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü) resmi web sitesinde, tanıtım filmi yer almasını önerdiği ilk Türk moda markası oldu. Sitede, şu anda Daimler Benz, Nestle gibi uluslararası markaların tanıtım filmlerine yer verildiğini belirten Orakçıoğlu, 96 ülkede marka tescillerinin olduğunu belirtti. Orakçıoğlu, ‘Çin, Mısır, Hollanda, İran, Suriye’de taklitlerimiz var. Çin’de fuara giden arkadaşlarımızın aldığı bir gömleğin markası bize ait çıktı. Ancak ürün bizim değil’ dedi. Rusya’da 5 milyon $ ciroya ulaştı Geçtiğimiz günlerde Romanya’nın ünlü stil dergisi ‘Story Magazine’ tarafından ‘Romanya’nın En Şık Giyinen Erkekleri’ listesinde ilk üçe giren ismi Damat Tween giydiriyor. Romanya pazarından çok memun olduklarını kaydeden Süleyman Orakçıoğlu da ‘İlk yılımız dolmadan 3 milyon euroluk ciroya ulaştık’ dedi. Orakçıoğlu, direkt yatırımlarla bu ülkede daha da büyüyeceklerini ve beşinci mağazalarını da açacaklarını belirtti. Rusya ve İngiltere’de de büyüdüklerini belirten Orakçıoğlu Rusya’da 5 milyon dolar, Londra’da 2 milyon pound ciroya ulaştıklarını söyledi.