"Defile ve Moda Haftaları" kategorisindeki yazıları görüntülüyorsunuz

Moda dünyasının en çok ilgi gören olayı kabul edilen Victoria’s Secret defilesi, bu yıl da büyük ses getirdi. Ancak Guardian gazetesi, defileyi “Işıklar var, güzel mankenler var ancak kumaş yok, moda yok” diye eleştirdi.
image

Her yıl moda dünyasına damgasını vuran Victoria’s Secret defilesi bu kez eleştiri konusu oldu. Bu hafta gerçekleşen defile İngiliz Guardian gazetesi tarafından eleştirildi. Gazetenin moda blogunda yer alan yazıda defilenin ‘modayla alakası olmadığına’ dikkat çekildi. Buna göre defilede yeterince kumaş olmadığı için moda şovu kategorisine girmiyor.
Yazıyı kaleme alan 15 yıllık moda editörü Jess Cartner-Morley Victoria’s Secret’ı, dünyanın en pahalı defilesini gerçekleştirmesine rağmen moda açısından hiçbir yenilik içermemekle eleştirdi.
Cartner-Morley, “Birçok çılgın defile izledim. Ama hiç bir defilede dev melek kanatları kullanıldığını görmedim. Defilede saten kumaştan çok, metal, kristal ve neon lamba vardı” yorumunu yaptı.

‘Seksi bile değil’
Başarılı moda editörüne göre marka ‘seksi’ de değil. “Bir Victoria’s Secret mağazasına gittiğinizde çok az seksi iç çamaşırı görürsünüz. Gördüğünüz şeyler genelde pembe, sevimli iç çamaşırları ve pijamalardır” diyen moda editörü markanın yine de büyük bir başarıya sahip olduğunu hatırlattı.
Victoria’s Secret geçen yıl 4 milyar sterlinlik satış yaptı. Cartner-Morley, Victoria’s Secret defilesini ABD’de her yıl düzenlenen, Amerikan futbolu ligi National Football League’in şampiyonluk maçı Super Bowl’a benzetti.

Meleklerin ‘KÖTÜ’ alışkanlıkları

İngiltere’de yayımlanan Telegraph gazetesi Victoria’s Secret meleklerinin ‘kötü’ alışkanlıklarına yer verdi. Buna göre Hilary Rhoda çikolatadan, Lily Donaldson ise kırmızı şaraptan vazgeçemiyor. Cara Delevingne ise Grand Theft Auto adlı bilgisayar oyununun büyük hayranı. Genç model, egzersiz yapmak yerine ise bateri çalmayı tercih ediyor. Brezilyalı Izabel Goulart ise egzersizden çok egzersiz kıyafeti almayı seviyor.

 

image

Ankara Giyim Sanayicileri Derneği’nce (AGSD) bu yıl 24’üncüsü düzenlenecek Uluslararası Ankara Fashion Week, 3 Eylül’de aralarında Şenay Akay, Ece Gürsel, Açalya Samyeli Danoğlu, Çağıl Özge Özkul, Gizem Kayalı gibi ünlü mankenlerin de podyuma çıkacağı bir defile ile başlayacak.

AGSD’den yapılan yazılı açıklamaya göre, bir çok farklı konsept üzerine dünya markalarını ağırlayacak organizasyon, GUESS markasının sonbahar-kış koleksiyonu ile açılacak. Koreografisini Yasin Soy’un üstlendiği, Sheraton Otel’de düzenlenecek defilede, ünlü mankenler Şenay Akay, Ece Gürsel, Açalya Samyeli Danoğlu, Çağıl Özge Özkul, Songül Erol, elif Merve Çolak, Buket Açıkgöz, Gizem Kayalı, Çağla Zoralioğlu, Gözde Coşkun, Tuğba Melis Türkün Ankara Uluslararası Moda Haftası 3 Eylül’de Başlıyor. yanı sıra dünya podyumlarından yabancı modeller de podyuma çıkacak.

Kate Moss, Paris Moda Haftası için özel olarak yayımlanan dergiye üstsüz pozlar verdi.

Top model Kate Moss, Paris Moda Haftası için özel olarak yayımlanan Another Man dergisine üstsüz pozlar verdi.   Geçen hafta geçici felç geçirdiği ve bir süre dinlenmesi gerektiği söylenen dünyaca ünlü top model Kate Moss, 29 Şubat’ta başlayan Paris Moda Haftası için özel olarak yayımlanan Another Man dergisi için üstsüz pozlar verdi.   40 yaşına merdiven dayayan Moss, çekimler sırasında Şubat 2010’da intihar eden modacı Alexander McQueen’in ünlü tasarımcılarından Sarah Burton tasarımı ipek tunik giyerken, fotoğraflarda modelin boynunda geniş bir fular olduğu dikkat çekti.

 

 

 

 

Bugüne kadar pek çok kez objektiflere çıplak poz veren Kate Moss,

geçen ay İtalyan markası Liu Jo,

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ondan önce de 2012 Pirelli Takvimi için soyunmuştu.

 

 

Kimleri giydirmedi ki, Hülya Avşar’ın yıllar önceki iki dirhem bir çekirdek halini hatırlayın, o zamanlarda tanıdık onu. Sonra sınırları aştı, prensesleri, Hollywood yıldızlarını giydirdi, bizim cemiyetten atölyesine gelmeyen isim kalmadı. 23 Ocak’ta Paris Haute Couture Moda Haftası’nda 17. kez koleksiyonlarını sergileyecek Hanif’le bu kez ne tasarımlarını ne de giydirdiği isimleri konuştuk, bu kez konumuz markasında da derinden hissettiğimiz kendi tarzıydı.

 – Giydirdiğiniz isimleri hep çok şık görüyoruz, siz nasıl giyiniyorsunuz?

Tarzımı özetle rahat-şık diye tanımlayabilirim. Yoğun tempoda çalışan, sosyal hayatıyla iş hayatı iç içe geçmiş biri olarak akıllı ve fonksiyonel giysiler tercih ediyorum. Gündüz giydiğim bir pantolonu, gece üstümdeki tişörtü çıkartarak ceketle kullandığımda rahatlıkla bir kokteyle devam edebilmem benim için çok önemli. Küçük elbiseler genelde favorim. Bu pratik giysiler, ayakkabı, çanta veya aksesuar değiştirerek bambaşka gözükebilen akıllı parçalar. Dilek Hanif markasının stil kodlarını aslında kendi tarzım olarak da benimsedim diyebilirim. Göze batmayan, sükunet içerisinde, kalitesi daima detaylarında gizli parçalarla şıklığınızı zaten büyük ölçüde garantiye almış oluyorsunuz.

– Tarz nasıl oluşturulur kadınlara önerileriniz nedir?

‘Uyum’ benim için kilit kelime. Yaşam biçimine, kişiliğine ve vücuduna uyumlu giysiler seçmeyi başaran kişilerin daima bir tarzı vardır. Bu tarz başkaları için kabul görse de görmese de kişiliğin ve özgüvenin yansımasıdır. İşin içine bir de cesaret girdiğinde trendlerin veya sezonun dikte ettiği giysileri iyi bir süzgeçten geçirme gücünü bulursunuz kendinizde… Modayı sorgulamadan takip edenlerden olmak yerine, sürüden ayrılmayı başarmak tarz yaratmak konusunda önemli diye düşünüyorum.

– Stil oluştururken tasarımcıları takip etmenin püf noktaları var mıdır, yani tasarımcıdan giyinmenin püf noktaları nelerdir?

Tasarım markalarının bazı parçaları gerçekten ‘zamansız’ diye düşünüyorum. Bazılarıysa sadece mevcut sezonun lokomotif mesajlarını taşıyor. Bu noktada kişinin gözlemleri, zevkleri ve zekası devreye giriyor. Büyük bedeller ödenerek satın alınan parçaların, uzun yıllar kullanılabilecek bir çizgide ve renkte olmasına dikkat etmek çok önemli. Chanel tweet bir ceket, Christian Dior tayyör, Hermes bir çanta ve YSL siyah bir smokin gardırobunuzda zamansız bir şıklık için garanti parçalardır. Bu mantıkla hareket ederek ben de Dilek Hanif markası için bir sezonda eskimeyecek, kenara konulmayacak koleksiyonlar hazırlamaya gayret ediyorum.

SMOKİNLERİM VE ERKEK GÖMLEKLERİM

– Stile bir de ruh katmak önemli değil mi?

Son yıllarda baştan aşağı bir markadan giyinmek maalesef demode kabul ediliyor. Artık özgün ve cesaretli kombinler yapabilenler, giysisine ruh katmayı başarabilenler her ortamda fark yaratıyor. Jean ve tişört üzerine giyilmiş etnik bir kaftanla yayacağınız enerji hiçbir şeye benzemez.

– Gardırobunuzun ‘evladiyelik’ parçaları neler?

Küçük siyah elbiselerim hatta kırmızı olanların da sayısı az değil. Smokin takımlar ve erkek gömleği kesimli gömlekler vazgeçilmezlerim arasında… Ve babetlerim, paşminalarım ve çantalarım.

– Tarz yaratmada aksesuarın önemi ortada. Hangi aksesuarın nasıl kullanılmasını önerirsiniz?

Aksesuar çok önemli. Orta halli bir giysiyi şahane de yapabilir; nefis bir giysiyi korkunç hale de getirebilir. Ben giysilerle yarışan aksesuarları çok tercih etmiyorum. Antik parçaların yanı sıra tasarım özelliği taşıyan etnik bazı mücevherler de hoşuma gidiyor. Fakat son yıllarda tek parça olması halinde artdeco gösterişli bir parçayı sade bir giysiyle birleştirmek hoş olabiliyor.

– Kendi tasarımlarınızı mı giyersiniz hep?

Hazır giyim markamı oluşturduğum zamandan itibaren genellikle Dilek Hanif giyiyorum. Benim için çok konforlu olduğunu itiraf etmem gerekiyor. Fakat beğendiğim parçaları farklı markalardan satın aldığım da çok olmuştur. Aslında alışveriş için vakit bulabilsem sanırım gardırobumda farklı markalardan daha çok parça olacak.

– Kendinize özel tasarladığınız elbiseleriniz var mı?

Hayır pek olmuyor. Giysilerimi genellikle sezon koleksiyonundan seçiyorum. Bazı özel geceler için atölyem müsait olursa farklı modeller deniyorum.

ÖNCE ANGELINA’YI, SONRA GİYSİSİNİ GÖRÜYORSUNUZ

– Türkiye’de ve dünyada tarzını beğendiniz isimler kimler?

Son yıllarda Anjelina Jolie hem gündüz hem de gece için yaptığı giysi seçimleriyle en beğendiğim yıldız. İlk bakışta önce onu, sonra giysisini görüyorsunuz. Yani tam anlamıyla giydiğini, bir parçası yapmayı başarabiliyor.

– Sizin stil ikonunuz kimdir ezelden beri?

Her sezon olmasa da bazı koleksiyonlarımı hazırlarken birtakım güçlü figürlerden ilham alabiliyorum. Örneğin geçen sezon 70’li yılların stil ikonu Maria Berenson koleksiyonumun ilham kaynağıydı. 2012 yaz koleksiyonum ise 90’lı yılların gösterişli formları ve kadınsı silüetlerini düşündüğümüzde ilk akla gelen Linda Evengelista, Cloudia Chiffer gibi ikonik top modellerin ruhunu taşıyor.

– Stil konusunda en çok yapılan hatalar neler, nerede nasıl giyinerek yanlış yapıyoruz?

En büyük yanlış vücudunu tanımamaktan geçiyor… Mutlaka gizlememiz ve mutlaka dikkat çekmemiz gereken taraflarımız vardır. Modanın işaret ettiği yere doğru giderken bu benim için uygun mu diye bir durup düşünmek gerekiyor. Hatalar genelde bu noktada yapılan bilinçsiz alışverişlerde ortaya çıkıyor. Diğer bir hata ise yere ve zamana uygun seçim yapılamamasından kaynaklanıyor.

AYSUN ÖZ KAŞİ

Milliyet

Moda haftaları tarihlerinin çakışması yüzünden son yıllarda çıkan büyük krizleri önlemek için, Londra ve New York moda haftası organizatörleri ortak bir takvimde anlaştı.

Buna göre, bu yılki New York Moda Haftası 6 – 13 Eylül’de, Londra Moda Haftası ise 14 – 18 Eylül’de düzenlenecek. Böylece, Milano’da 19 – 25 Eylül ve Paris’te 25 Eylül – 3 Ekim olarak belirlenen moda haftasıyla herhangi bir çakışma yaşanmayacak. Geçen yıl Milano ve Paris moda haftaları için tarihler açıklandığında, diğer organizatörler itiraz etmiş ve kriz yaşanmıştı. Tarihlerin çakışması, aynı zamanda reklam verenlerin, satışların, modellerin, medyanın ve üretici firmaların çıkarlarının da zedelenmesi anlamına geldiğinden modacılar endişe duyuyordu.

 İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, Konak Belediyesi, Ege İhracatçı Birlikleri, İzmir Terziler ve Konfeksiyoncular Odası ve İzmir Kuaförler, Manikürcüler ve Güzellik Salonu İşletmecileri Odası katkılarıyla yapılacak organizasyona ilişkin İzmir Terziler ve Konfeksiyoncular Odası’nda tanıtım toplantısı yapıldı.

Organizasyonu yürüten Rönesans Ajans’ın sahibi Akif Örük, toplantıda, kısıtlı bütçeyle yapılacak etkinlikte Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü öğrencileri ile çeşitli modacıların koleksiyonlarının sergileneceğini, kuaförlerin saç ve makyaj tasarımlarının da sunulacağını söyledi. İzmir’de daha önce moda günlerinde karma defileler yapıldığını ifade eden Örük, bu organizasyonda ise modacıların ve firmaların özel koleksiyonlarını seans seans tanıtacağını kaydetti.

Örük, ekonomik kriz nedeniyle 2 yıl ara verilen etkinliği bu yıl yeniden başlattıklarını, İzmir’i, Paris, Milano gibi moda konusunda önemli bir şehir haline getirmek istediklerini ifade etti. Etkinlikte abiye ağırlıklı olmak üzere 250 civarında koleksiyon sergilenecek. Mischka Club’da 19-20 Nisan’da gerçekleştirilecek etkinlik, modacı Erol Albayrak’ın defilesiyle kapanacak. Toplantıya, İzmir Terziler ve Konfeksiyoncular Odası Başkanı Mevlüt Turun ile İzmir Kuaförler, Manikürcüler ve Güzellik Salonu İşletmecileri Odası Başkanı Sezai Apaydın da katıldı.

Paris ve Milano Defilelerinin ardından 11/12 Sonbahar Kış Trendleri netleşmeye başladı.

Kumaşlarda özellikle 3. boyut görüntüleri çok ön plana çıkıyor.

Dokuma kumaşlarda armürlerle, trikolarda ise saç örgüleri ve jakarlarla kumaşlara 3. boyut özellikleri kazandırılmış.

Jakarlarla oluşturulan farklı desenler, omuzları boylu boyuna saran kar desenleri bu sene de gözde olmaya devam edecek gibi görünüyor.

Ayrıca triko kumaştan ceketler de görmeyi bekleyebiliriz.

Jakar’ın yanı sıra Triko üzerine baskı çalışmaları kazakları renklendirirken,enine çizgiler kalınlı inceli, asimetrik, tek pare olarak farklı şekillerde karşımıza çıkıyor.

Mulune iplikler ve yine farklı desenler yaratan fantazi iplikler kazaklara farklı bir hava katacak gibi görünüyor. İnceli-kalınlı, çizgili, düz balıkçı yakalar ise kara kışta havamızı sıcak tutmaya en büyük yardımcımız.

4 cep yelek, hırka, kaban, mont görmeye hazır olun. Ayrıca şal yakalar ve çoban düğme detayları da son hızıyla devam ediyor.

Kolej tarzı asimetrik renkte kollar, kollarda çift şeritler ve armalara yine devam ediyoruz.

 

 

`Re Fine` isimli defile, modaseverlerin büyük ilgisini çekti. Thierry Dreyfus`un, modacı Kaprol`un tasarımlarından ve İstanbul kentinden ilham alarak çektiği dört kısa film, defile sırasında davetlilere gösterildi.

Defile, düzenlendiği mekan ve sunuş itibarıyla, farklı bir tasarım içinde gerçekleşmesi itibarıyla da davetlilerin büyük beğenisini kazandı.

DEFİLEDE AFRİKA İZLERİ

Kaprol, basına yaptığı açıklamada, tasarımlarında, Güney Etiyopya`da yaşayan Mursi kabilesinde yaşayanların vücut boyama geleneklerinden ve sanatçı Brig Laugier`in “kitap heykeltıraşlığı“ stilinden etkilendiğini belirtti.

Tasarımlarda, bayan gömlekleri ve ceketlerde deri ve ipek kumaşların kullanıldığı, kısa etek ve elbiselerde, beyaz, siyah ve bej renklerin ağır bastığı gözlendi.

İstanbul, Bursa ve Antalya`da açtığı mağazalarda hazır giyim koleksiyonuyla “avangard“ tasarım felsefesini sunan Arzu Kaprol, Türkiye`de moda dünyasında birçok ilke imza attı.

Türk Silahlı Kuvvetleri`ne teknolojik kamuflaj kıyafeti tasarlayan ilk modacı olan Kaprol, yine “Home“ koleksiyonuyla ilk defa ev tekstilinde koleksiyon tasarlayan modacı.

Sanat dünyasının ünlü isimlerini giydiren Süleyman Demirel, kendi ismiyle ilk defilesini vermeye hazırlanıyor. 21 Eylül`de Swissotel`de `Haute Couture Fashion Show` ismiyle bir defile düzenleyecek olan Demirel ile defile hazırlıkları sırasında görüştük.

Nasıl modacı oldunuz?

İstasyon Sanat Merkezi`nde eğitim aldım. Bu merkezin özel bir TV kanalıyla ortaklaşa düzenlediği `Ulusal Moda Yarışması`nda birinci oldum. Önce birçok tekstil şirketi için tasarımlar yaptım. Altı ay önce Azor isimli firmamı kurdum. Yıllardır ismimle bir haute couture koleksiyonu hazırlayıp defile yapmayı planlıyordum. İşte onu da gelecek hafta yapıyoruz.

PSİKOLOJİK BİR DEFİLE OLACAK

Koleksiyonunuzu hazırlarken nereden ilham aldınız?

Defilenin ismi `Sanrılar`… Biraz duygusal, psikolojik bir defile olacak. Bastırılmış duygularımız bu defilede somutlaşacak. Ben defile öncesi Alexander McQueen`in ölümünden çok etkilendim. Sanırım genel olarak, defilede yaşadığım bu üzüntü kendini gösteriyor.

Karamsar bir koleksiyon mu?

Hayır aslında. Çiçek motifleriyle tasarımları canlandırdım. Tüm koleksiyonda uyumsuzluğun uyumu var. Aklınıza gelmeyecek materyalleri ve kumaşları birlikte kullandım. Metal ve dantel gibi…

Biz sizi daha çok Demet Akalın`ın tasarımcısı olarak tanıyoruz…

Demet, benim en eski müşterilerimden biri. Yaklaşık 9 senedir birlikte çalışıyoruz kendisiyle. Amerika`da bulunduğum süre zarfında, çok kısa bir süre Tuvana Büyükçınar`la çalıştı. Bundan da çok mutlu olduğunu sanmıyorum zaten.

Başka kimler için tasarımlar yapıyorsunuz?

İlk çalıştığım isim Deniz Seki… Demet Sağıroğlu, Sibel Can, Burcu Güneş ve Ebru Destan`la da çalıştım.

Sanatçılarla çalışması zor mu?

Her tasarımcı gibi ben de tasarımımı kağıt üzerinden anlatırken zorluk yaşıyorum. Onlar kağıttaki çizime bakıp elbisenin bitmiş halini hayal ederken zorlanıyor. Çizimi anlatmak, ikna etmek, işi somutlaştırmak en zor kısmı. Sadece sanatçılar için de geçerli değil bu. Normal bir müşteri geliyor, elinde Lady Gaga fotoğrafıyla `Bana Lady Gaga`nın bu giysisine benzer bir şey dik` diyen müşteriye ne denir ki! Hande Yener, Lady Gaga gibi giyinse ne olur! Sürekli taklit ediyoruz

Ünlü müşterileriniz arasında tasarımdan anlayan kimse yok mu?

Demet iyi anlıyor çizgimden. Petek Dinçöz de… Sibel Can`la da rahat çalışıyorum..

MÜSAMERE GİBİ MODA HAFTASI

Türkiye`de taklit ürünler rağbet görüyor. Hatta çok ünlü tasarımcıları taklit edenler de var…

Var tabii… Patent kanunlarında o kadar çok açık var ki! Benim de tasarımlarımı birebir kopyalayanlar var. Yasaların tasarımcıyı koruması gerekiyor.

İstanbul Moda Haftası`nı nasıl buldunuz?

Üzülerek izledim, ilkokul müsameresi gibiydi…

Şu an Türk tasarım dünyasında eşinin ya da ailesinin desteğiyle butik açan ya da marka yaratanlar var…

Eş parasıyla, koca parasıyla modaya girenleri saman alevi gibi görüyorum. Bir sezon varlar, ikinci sezon yoklar. Bir başarıları yok. Aldıkları bir ödül yok. Hangi yaptıkları akılda kalıyor ki… Aile parasıyla bir takım ekipler kuruyorlar, kendilerine `modacı` diyorlar, butikler açıyorlar. Ama bu kişiler kalıcı olamaz.

Kimi giydirmek istersiniz?

Madonna, Kylie Minogue, Nicole Kidman, Anne Hathaway gibi isimler olabilir.

Türk tasarımcı olarak kimi beğeniyorsunuz? Hakan Yıldırım, Cengiz Abazoğlu ve Arzu Kaprol…

İSPANYOL PAÇA DÖNÜYOR

Sonbahar-kış sezonunda İskoç ekosesi ve kırmızı renkler ön planda.

Satenler hem gece hem de gündüz giyiminde var.

Etek boyları; maksi ve mini. Kısa etekler, diz üstü çizmelerle kombine edilecek.

Kalın örgülü trikolar da çok moda.

Pantolonlarda yüksek bel var. İspanyol paçalar da bu yıl geri dönüyor.

İKONCANLAR MODA TERÖRİSTİ

Eda Taşpınar için diyecek kelime bulamıyorum. Adı stil ikonu olarak geçse de, kesinlikle öyle değil. Bizim ikoncanları moda teröristi olarak görüyorum. Şu an Türkiye`de moda dünyasında tam bir terör yaşanıyor. İstanbul Moda Haftası gibi..

Charlize Theron, Nicole Kidman ve Rihanna`nın tarzlarını çok beğeniyorum. Ama sadece Madonna ve Gwen Stefani için stil ikonu diyebilirim. Victoria Beckham`ın da giyim tercihleri çok başarılı.

Türkiye`den Ajda Pekkan`ı çok beğeniyorum. Sosyeteden de Feryal Gülman`ın tarzı bana çok asil gelir.

DEMET AKALIN`IN BİR TARZI VAR

Modayı takip edenler olabilir ama stil sahibi olmak çok zordur. Karikatürünüz çizilecek kadar belli olan bir tarzınız varsa o zaman stil sahibi oldunuz demektir. Türkiye`de böyle bir isim yok…

Hande Yener`in her albümünde başka bir tarzı var. Albüm kapağındaki görüntüsüyle, konserindeki veya katıldığı davetlerdeki görüntüleri örtüşmez. Böyle stil sahibi olunmaz. Demet Akalın müşterim diye söylemiyorum ama bir tarzı vardır. Kıyafeti için `Bu tam Demet`lik` diyebiliriz…

Ünlü erkeklerden de Kenan Doğulu, Yalın ve Tarkan`ın tarzını beğeniyorum.

 İDİL DEMİREL GÜNAYDIN

Her yıl geleneksel olarak düzenlenen ve Türkiye`nin en büyük moda defilelerinden Başkent Moda Günleri, Ankaralılarla buluştu.

Başkentin önde gelen tekstil firmalarının sonbahar-kış kreasyonlarının tanıtıldığı defile bir çok ünlü simayı bir araya getirdi. Türkiye`nin ünlü mankenlerinin podyuma çıktığı defile izleyenlerden tam not aldı.
Bu yıl yirmincisi düzenlenen defile Sheraton Otel`de gerçekleştirildi. Ankara Giyim Sanayicilerinin öncülüğünde düzenlenen organizasyon başta Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir olmak üzere Ankara Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Canip Karakuş ve pek çok firma sahibini bir araya getirdi.
Parantez, Selen, Modailgi, Karton, Milano Milano gibi firmaların çalışmalarının sergilendiği defilede Şenay Akay, Ece Gürsel, Seda Ertan, Tugçe Sarıkaya, Seda Tosun gibi tanınmış mankenler podyuma çıktı. 2010-2011 Sonbahar-Kış kreasyonlarının yer aldığı moda günleri `Aynadaki Kadın` konseptiyle izleyicisiyle buluştu.
Defile, organizasyonu izlemeye gelen davetliler tarafından tam not aldı.