"Abdulkadir Konukoğlu" ile etiketlenmiş yazıları görüntülüyorsunuz

Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, Türkiye’nin çok istikrarlı bir büyüme sürecine girdiğini ve hükümetin seçim ekonomisi uygulamamasının olumlu gelişme olduğunu belirtti.
Sanko Holding’den yapılan açıklamaya göre, Abdulkadir Konukoğlu, bir televizyon kanalındaki değerlendirmesinde, zengin olmak eskiden daha zorken şimdi çok sermaye gerektirmeden de zengin olunabileceğini, örneğin bir bilgisayarla kurulacak site ile bunun sağlanabileceğini ifade etti.
Türkiye’nin çok istikrarlı bir büyüme sürecine girdiğini, hükümetin geçmişte olduğu gibi yine seçim ekonomisi uygulamadığını ve bunun olumlu gelişme olduğuna dikkati çeken Konukoğlu, ‘Türkiye önümüzdeki süreçte dünyada ilk 10’a girecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın’ dedi.
Sanko Holding’in 14 sektörde faaliyet gösterdiğini, müteahhit firma çalışanları ile birlikte doğrudan veya dolaylı olarak yaklaşık 15 bin kişiyi istihdam ettiklerini bildiren Konukoğlu, 20 bin kişiyi istihdam etmeyi hedeflediklerini, ancak kullanılan teknolojiden dolayı bu sayıya önümüzdeki 10 yıl içerisinde ulaşacaklarını kaydetti.
Konukoğlu, Sanko’nun amiral gemisinin tekstil olmakla beraber enerji, çimento ve ambalajın da ana sektörleri haline geldiğini ifade etti. Tekstil sektörünün ekonomik olduğu kadar sosyal sonuçları bulunduğunu vurgulayan Konukoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
‘Tekstil, istihdam kaynağı olan bir sektördür. İstihdam ise sosyal barışa ve kaynaşmaya katkı sağlar. Tekstil, enerji, iklimlendirme ve ambalaj, geleceğin sektörleridir. İstihdamı da düşüneceğim diyen tekstile yatırım yapar. Her zaman söylüyorum; tekstil ölüye de lazım diriye de. Doğduğumuzda da tekstile sarıyorlar, öldüğümüzde de tekstile sarıyorlar.’

Zayıf euro kuru nedeniyle maliyet baskısıyla karşı karşıya kalan tekstil ve hazırgiyim ihracatçısı, zarar etmemek için Avrupalı müşterileriyle yeniden pazarlık masasına oturdu. Geçmişte kurun yükseldiği dönemlerde alıcıların fiyatların aşağı çekilmesi yönünde baskısıyla karşılaşan ihracatçı, şimdi de euronun 2.20’den 1.90’a kadar gerilemesi nedeniyle yüzde 15-20 fiyat artışı için bastırıyor. Fiyat artışını kabul etmeyen müşteriyle ise sözleşmeler iptal ediliyor.
Ağustosta otomobil sektörünü geçerek ihracat şampiyonu olan tekstil ve hazırgiyim sektörü, bu başarısını koruyabilmek için bu günlerde alıcılarla sıkı pazarlık içinde. İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, üretim girdilerinin sürekli artması nedeniyle tekstilcinin dayanacak gücünün kalmadığını belirterek “Firmalar artık sözleşmeleri iptal etmeyi tercih ediyor. Avrupa’ya genel ihracatımızda yüzde 10 düşüş olabilir. Şu an yaşanan sıkıntı 3 ay sonra ortaya çıkacak” dedi.
İspanyol alıcıdan yüzde 10 fiyat artışı talep ettiklerini belirten Crispino gömleklerinin üreticisi Yunus Akdaş da “Kendileri paritedeki en ufak bir düşüşte hemen fiyatlara yansıtıyor. Biz isteyince ise kabul etmediler. Bu nedenle 2011 kış sezonuna ait 200 bin takım elbiselik sözleşmeyi iptal ettik” diye konuştu.
İstanbul Tekstil ve Hammadde İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle ise “Alıcılar geçmişte sözleşmeleri iptal etmekle tehdit edip, bizden yüzde 20’lere varan fiyat indirimleri alıyorlardı. Şimdi böyle zararına iş yapmaktansa sözleşmeyi iptal etmek daha doğru” dedi.
 
İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi:
Avrupa’ya ihracat yüzde 10 düşer
Özellikle hazırgiyim sektöründe ihracatın yüzde 80’ini Avrupa’ya yapıyoruz. Ancak bu kurlarla fiyat tutturmamız çok zor. Sektörde sözleşmeler çok basit hazırlandığı için oluşan farklar çok fazla yansıtılamıyor. Ancak zamanında Avrupalı alıcılar arasında fırsatçılık yapanlar olmuştu. Şimdi ise yılbaşıyla bugün arasında yüzde 10’un üzerinde kur farkı var. Bu kaybı karşılayacak indirimler olmadı. Üretim girdilerimiz dolarla, satış euroyla. Paritedeki değişim olumsuz etkiliyor. Fiyat tutturabilme şansına sahip olamıyoruz. Firmalar ya sözleşmeleri iptal etmeyi tercih ediyor ya da yeni sözleşmeleri yapamıyor. Bu maliyetle yapmaktansa siparişi kaptırmayı göze alıyor. Siparişler zayıflıyor. Bir an önce tedbir alınmazsa, önümüzdeki dönemde Avrupa’ya ihracatta yüzde 10 azalma olabilir. Yıllardır zar zor kazandığımız pazarları kurdaki dengesizlik yüzünden kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Şu anda sipariş dönemi. Firmalar 2-3 aylık programla çalışıyor. Yaşanan sıkıntı 3 ay sonra ortaya çıkacak. Firmalar şu anda gelecekle ilgili üretim programlarını yapamıyor. Bir ay sonra çalışıp çalışmayacağı belli değil.
 
Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu:
Zammı kabul edenle çalışırız
Bizim yıllık genel ihracatımız 400 milyon dolar civarında. Sadece tekstil ihracatı değil tüm yeni sözleşmelerimizde fiyatları yüzde 15-20 arttırdık. Eski sözleşmeleri yerine getiriyoruz ancak yeniler için fark istiyoruz. “Bu fiyatı kabul ederseniz çalışabiliriz” diyoruz. Kaç yıldır bir tek tekstilde fiyatlar aynı kalıyor. Memnun olan yok ama bu fiyatlarla iş yapılamayacağının artık herkes farkında. Vadelerimiz genelde 90 ile 120 gün arasında değişiyor. Bu oranda bir artış makul diye düşünüyoruz. Özellikle pamuk fiyatları anormal yükseldi, dünyada pamuk ekimi çok azaldı. Bir süredir ölü sezondu, Avrupa tatildeydi. Esas sezon şimdi başlıyor. Artık akışına bıraktık gidiyoruz. Euro/dolar paritesini kendi içimizde dengeliyoruz.
 
İTHİB Başkanı İsmail Gülle:
Alıcı bu fırsatı hiç kaçırmadı
Geçmişte kur yükseldiği dönemlerde Avrupalı alıcılar bizden ciddi fiyat indirimleri talep ediyordu. Devalüasyon yaşadığımızda alıcılar bu fırsatı hiç kaçırmamıştı. Fiyatları yüzde 20’ye varan oranlarda düşürmüşlerdi. Şimdi de parite bazında bir para değerini kaybediyorsa, fiyatların güncellenmesi son derece doğal. Hatta kurun yansıması da gerekmez, bu koşullarda üretici zarar ediyor. Hammadde fiyatları ciddi oranda arttı. Artık zararına iş yapmaktansa sözleşmeyi iptal etmek daha doğru. Zaten işin üzücü tarafı, fiyatlarımızın son derece ucuz olması. Daha fazla dayanamayıp sözleşmelerini iptal edenleri tebrik etmek lazım.
 
Eski Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ahmet Nakkaş:
Ayda 4-5 siparişi reddediyoruz
Maliyetler artık o kadar zorluyor ki, fiyatların revize edilmesi yönünde talepler giderek arttı. Özellikle son 3 aydır görüşmeler yapılıyor, sıkı pazarlıklar var. Müşteriden fiyat artışı istiyoruz. Ortak bir nokta bulmaya çalışıyoruz. Sonuçta yine şartları müşteri belirliyor. Üreticinin çok fazla hareket yapma şansı yok. Dengeyi dizayn ve tasarımda fark yaratarak sağlamaya çalışıyoruz. Sipariş iptal etmedik ancak fiyat nedeniyle artık siparişi kabul edemeyeceğimiz durumlar oluyor. Ayda en az 4-5 kez 40 bin adede yakın miktarlarda siparişi kabul edemiyoruz. Talepleri geri çeviriyoruz. Her ay bu kadar bir iş kaybımız söz konusu oluyor.
 
Koton Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Yılmaz:
İhracatçı kendi dengesini kursun
Biz fason ihracatı yapmıyoruz, yurtdışındaki Koton mağazalarına ve franchise mağazalarımıza ürün gönderiyoruz. Alacak ve borçlarımızın yapısını birbirine benzettik. Yani euro bazında ithalat yapıyorsak, ihracatı da eurodan yapıyoruz. Dolarda da aynı. Bir nevi doğal denge sağladık. Kendimizi olası dalgalanmalara karşı koruma altına aldık. Dolayısıyla kurdaki düşüş ya da yükselişler bizim bilançomuzu etkilemiyor. Ticaretin genel olarak bu tarz risklerden arındırılması lazım. Ancak döviz kurlarının dengelenmesi ve bir miktar daha yükselmesi Türkiye açısından daha doğru. Mevcut durum işleri dengeli bir şekilde sürdürmeye pek uygun değil.

SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, insanların doğduğunda ve öldüğünde beze sarıldığını belirterek, `Tekstil Türkiye`de kesinlikle bitmez. Ancak ülke olarak sektörde basit ve ucuz mal üretiminden çıkıp, kalite, moda ve markaya yönelmek zorundayız.` dedi. Özel bir televizyon programında konuşan Konukoğlu, iş yaşamına, Sanko`nun gelişimine, ülke gündemine ve Gaziantep`in sanayileşmesi ve başarısına ilişkin soruları cevapladı.

Ortaokulu bırakarak iş yaşamına girdiğini, ancak babasının fabrikasında çalışmasına rağmen kendisine hiç ayrıcalık tanınmadığını, aylarca yer süpürdüğünü ve makine sildiğini anlatan Konukoğlu, `Asla taviz vermeyen ustalarım sayesinde emir almayı ve aldığım emri uygulamayı öğrendim. Zaman zaman eziyet etseler de başarımda onların payını unutamam.“ diye konuştu. Eğitimin öneminin hiçbir zaman tartışılamayacağını, özellikle yabancı dil bilmemesinden rahatsızlık duyduğunu kaydeden Konukoğlu, şöyle devam etti: `Eğitimi yarıda bırakmaktan dolayı üzülüyorum. Ancak, şunu da düşünüyorum. İşletmenin içerisinde, diğer bir ifade ile çekirdekten yetişmenin yararlarını gördüm. Çekirdekten yetişen benim ve hepsi yüksek öğrenimini tamamlayan kardeşlerimin el ele vermesiyle bugünlere geldik.

Aile bağlarımız çok sıkı. Hepsi birbirinden başarılı olan kardeşlerimle birlikte SANKO`yu bugünlere getirdik. Kardeşlerim olmasa bugünlere gelemezdik. Eğitimimi yarıda bırakmaktan dolayı pişman değilim ama bugün her birisi holdingi yönetecek kapasitede olan kardeşlerimin ve çocuklarımın eğitimini tamamlamamalarına izin vermezdim.` Başarıda eşlerin çok önemli rol oynadığını hatırlatan Konukoğlu, `Her başarılı erkeğin arkasında anlayışlı hanımı vardır. Hanım anlayış göstermese, yardımcı olmasa bugünlere gelemezdim, başarılı olamazdım.“ dedi.

ARA ELEMAN EKSİĞİ VAR

Türkiye`de yüksek öğrenim açısından çok önemli sorun olmamakla beraber, ara eleman konusunda ciddi sıkıntı olduğuna dikkati çeken Konukoğlu, `Mühendis var ama ara eleman yok. İşletmelerde bu çok önemli bir sıkıntı. Ara eleman yetiştirilmeli.“ diyerek, meslek liselerinin önemini dile getirdi. Türkiye`de tekstil sektörünün kesinlikle bitmeyeceğini, ancak tekstilde kalite, moda ve marka faktörlerinin öne çıkarılması gerektiğinin altını çizen Konukoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: `Tekstil diriye de lazım, ölüye de. Doğunca da tekstile sarıyorlar, ölünce de. Türkiye`de tekstil bitmez.

Klasik üretimden çıkmalıyız.

 Kaliteyi, modayı, markayı, tasarımı üretenler ayakta kalır. Tekstil bir süreç yaşıyor. İngiltere yıllarca tekstilin merkezi oldu. Daha sonra Fransa tekstilde güç merkezi oldu. Bu ülkelerin sömürgeleri elinden çıkınca, pamuk üreticisi de olan İtalya tekstilin kontrolünü aldı. Pamuk üreticisi olmasından dolayı İtalya tekstil sektöründe etkinliğini devam ettiriyor. Ancak, son 30 yıldan beri Türkiye de bu sektörde güç merkezi haline geldi. Süreç devam ediyor. Tekstilin basit ve ucuz üretimi Türk cumhuriyetlerine ve özellikle Uzakdoğu ülkelerine kayıyor. Bu tekstilin yanı sıra, emek-yoğun diğer sektörler için de yaşanacak süreçtir.

Türkiye, en önemli pazarlardan AB ülkelerine hem yakınlığı hem de tartışılmaz kalitesiyle daha uzun yıllar tekstil sektöründe hitap edecektir. Tekstil Türkiye açısından istihdam boyutu ile de çok önemli bir sektör. Tekstil Türkiye`nin istihdam alanıdır. Bu anlamda da önemli bir sektördür.` Döviz kurunun düşük olduğunu, kurların biraz yükselmesinde yarar gördüğünü bildiren Konukoğlu, IMF ile gelinen süreci, `IMF sigortadır, teminat mektubudur. Olursa iyi olur, ama olmazsa olmaz diye bir şey yok. IMF dizginleri ele alıp, kabuğunu kıran Türkiye`yi boyunduruğu altına almak istiyor. Türkiye liderliğe soyunan bir ülke. IMF`nin de bunu dikkate alması gerekirdi.` sözleriyle değerlendirdi.

ÇOCUKLARINIZI İŞE ALIŞTIRIN`

İş adamlarını, çocuklarını işe alıştırmaları için uyaran Konukoğlu, `Çocuklarınızı işinize alıştırın. (Ben ezildim, çocuğum ezilmesin, hayatını yaşasın) derseniz, sizden sonra başarılı olamaz. Çocuklarınızı mutlaka iş yerinize getirin, çalışmayı ve zamanla çalıştırmayı öğrenmesini sağlayın.` dedi.

Paylaşmak mutluluktur anlayışı ile hareket ettiklerini belirten Konukoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: `Sosyal sorumluluk projelerimizi, 1989 yılından beri babamın kuruluşunu sağladığı Sani Konukoğlu Vakfı aracılığı ile yürütüyoruz. Şu ana kadar 17 okul yaptırdık. Her yıl yüksek öğrenimdeki bin 500`ün üzerinde öğrenciye karşılıksız burs veriyoruz. Onlardan tek istediğim, iş yaşamına atıldıklarında, ailelerinin geçimini temin edecek gelire kavuştuklarında, mümkün ise kendilerinin de bir öğrenciye karşılıksız burs vermeleridir. Ayrıca, her yıl 19 bin aileye yılda iki kez gıda yardımı yapıyoruz.`