"Fenerium" ile etiketlenmiş yazıları görüntülüyorsunuz

İstanbul’un Üçüncü Büyük Alışveriş Merkezi TORİUM, Yeni Açılan H&M, Tekzen Yapı Market ve T-Box İle Birlikte Mağaza Karmasını Genişletmeye Devam Ediyor.

Dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen markalarına ev sahipliği yapan Torium, üç yeni büyük markanın daha açılmasıyla mağaza karmasını genişletiyor.

Haramidere bölgesine ilk kez yatırım yapan İsveçli hazır giyim markası H&M, iki katlı, 2 bin 500 metrekare büyüklüğündeki dördüncü mağazasını Torium Alışveriş Merkezi’nde açtı. Türkiye’nin dev yapı market zinciri Tekzen 2 bin metrekarelik 53. mağazasını ve özellikle genç yaştaki tüketici grubuna hitap eden sıkıştırılmış ürünlerin satışını yapan T-Box ise yeni konsepti ile 2. Mağazasını Torium’da açtı.

Türkiye’nin en büyük kapalı eğlence merkezine sahip Torium, dört mevsim kış sponsorlarının yapılabildiği ve kar oyunlarının oynanabildiği “Torium Snowpark”, dünyada son yıllarda en çok tercih edilen lunapark oyuncaklarını ilk kez Türkiye’ye taşıyan “Starpark Lunapark” ve ileri teknoloji ile donatılmış 9 salonda toplam 1766 koltuk kapasitesi bulunan “Cinetech Sinemaları” ile ziyaretçilerine alışveriş ve eğlenceyi bir arada sunuyor.

Torium içerisinde Electroworld, YKM, Migros, LCW, C&A, Teknosa, Boyner Sport, Vestel, Zara, Oysho,Pull&Bear, Derimod, Kiğılı, Zara, Sarar, Hotiç, Flo, Atasay, Koton, Mango, Desa, Ramsey, Damat, Pierre Cardin, Us Polo, Roman, Fabrika, Network, Divarese, Batik, Sephora, İpekyol, Twist, Toyzz Shop, Benetton, Accesories, Krc, Özdilek, Gratis, Collezione, Mavi, Adidas, Reebok, Loft, D&R, Burger King, Sbarro, Arbys, Popeyes, Çiçek Izgara, Çıtır Usta, Mc Donalds, KFC, Pizza Hut, Atom Tost, Anadoludan, Baydöner, Kahve Dünyası, Mudo, Orion, Cosmocity, Turkcell, Samsung, Vodafone, Siemens, ETS, Zen Pırlant, Altın Yıldız, Max Moda, İnci, Colins, Defacto, Aker, Pırlant Saat, Journey, Cafe Nero, Marks& Spencer, Stradivarius, Bershka, Beymen, Beta, Ayakkabı Dünyası, Heri, Nine West, La Senza, Gap, Max, Panço, English Home, NT, Penti, Koçak Gold, Nike, Watsons, Fenerium, Sony, Altınbaş, Kervan, Mother Care, Little Big, Tiffany ve Bernardo gibi mağazalar yer almaktadır.

Galatasaray bir ilke imza attı. Formalarını internette tanıttı. Fenerbahçe ise yine futbolcularını kullanarak podyum sunumu gerçekleştirdi. Size göre Galatasaray`ın ki doğru bir strateji mi?

Herkesin bir yoğurt yiyişi vardır. Onların başındaki arkadaşımız da deneyimli birisi. Bizim hazır giyimde unutulmaması gereken bir söz vardır. `Bugünün doğrusu, yarının yanlışıdır`. Her doğru devam edecek demek değildir. Bugün doğru olarak gördüğüm şeye 3 ay sonra ` Ben ne kadar yanlış kararlar vermişim` diyebiliyorum. Çünkü bu işte değişim çok hızlı. Eğer hala muhafazakar bir yapı içerisinde hazır giyimi götürmek istiyorsanız, bu da hazır giyimin bir parçası; spor kısmı. Daima yeniliği getirmeniz lazım. Dünya değişim içinde, her şey değişiyor. Buna `İnnovation` deniliyor. O inovasyonu sağlayamazsınız, yaya kılırsınız. Sabah kalktığınızda diama en erken düşünen siz olun ve düşündüğünüzü en erken tatbikata koyan insan olun.

Mor da iş yapmadı

Galatasaray`ın bir tasarımcı grubu var. Başlarında Evrim Timur bulunuyor. Eşi Kaan Görün ise pazarlamadan sorumlu.. Forma renginin pembe olmadığını söylediler ve bir süre sonra da adını mercan olarak açıkladılar. Fenerbahçe taraftarının da aykırı renklere ilgisi var mı?
Ben bugünün şartlarında, pembeyi yapmam! Üstüne para verseniz, yine de yapmam. Ben modanın içerisinde yıllarını vermiş bir kişi olarak ve erkek giyimi idare eden bir kişi olarak diyorum ki, buradaki taraftar kitlenizin yüzde 75-80`i erkek. Ben erkeğin hangi rengi seveceğini bilirim. Sıcak renk hangisidir, en çok hangi renk satar, bunu çok iyi bilirim. Sen şimdi erkeğe pembe yaparsan çok satmaz. Dışarıdan baktığınızda herkes mor diyordu; ama ben Galatasaray maçlarını görüyordum. Tribünlerde mor mu hakim? Hayır. Eski bildiğiniz parçalı formalar hakimdi.

60 bin çok değil ki

Turuncu ve mor formalarda 60`ar binlik satış rakamlarından bahsediliyor.

Çok büyük bir rakam değil. Ben geçen sene çıkardığım arma formadan bile 80 bin tane sattım. Öyle kolay değil; Türk halkına birden bire kalkıp yeni bir rengi, hem de aykırı bir rengi benimsetmek. Ama inşallah muvaffak olurlar.

Şimdi moda lila

Modacılara göre pembe renk enerji düşüklüğünü temsil ediyor. Siz renk belirlerken bu tür düşünceleri önemsiyor musunuz?

Olmaz olur mu. Pembe renginin şu anda modada yeri yok. İrtifa kaybetti pembe erkekte. Son 2-3 yıldan beri lila rengi önde. Maviye kaçan bir tondur. Mesela önümüzdeki sene bir numaralı renk mavi. Biz de onlardan esinlenerek yaptık. Türkiye`de öyle kolay değildir mor rengi tutmak. Pembe de, kırmızı da zor bir renk.

İŞLER YOLUNDA GİDERSE 300 BİN SATARIZ

Fenerbahçe kulübünün bir sezon sonunda forma satış rakamındaki hedefi nedir?

Bu sene her şey yolunda giderse 300 bir adet satacağız demektir. Her şey derken transferler, neticeler… Formalar beğenildi. 300 bin taneyi çok rahatlıkla satabilecek durumdayız. Bu az biz bunu yeterli görmüyoruz. Biz bu rakamları milyonlara çekmenin peşindeyiz.

5 MİLYON DOLAR ÇÖPE GİDECEKTİ

Şampiyonluk maçı öncesi tasarımcılarınız 5 milyon dolarlık ürün için düğmeye basmanızı istemiş. Siz engel olmuşsunuz. şampiyonluk kaçtığı için mallar elde kalacak ve Fenerbahçe büyük zarar edecekti. Bu doğru mu?

Evet, ben durdurdum. Bütün her şey hazırdı. Bir düğmeye bassaydık. çok evvelden hazırlığını yapacaktık. Ama bu kadar yılın tecrübesi var bizde. Öyle veya böyle bir sağduyu ile işi garantiye almak çok daha önemli. Biz yine de hazırlığımızı yapmıştık. Ertesi günü taraftara sunacağımız ürünümüz vardı. Şampiyonluk gününde şölen için ürünümüz vardı. Önemli olan sonrası için… Şampiyon olduktan sonra 24 saat 48 saat gecikseniz ne olur. Bu uzayıp gidecek. Müthiş bir satış yakalayacaktık.

Başkanın bu hususta size bir söylemi oldu mu? Teşekkür etti mi?

Ben yönetim kurulu tarafından inanılmaz bir yetki ile geldim göreve. Hiç müdahale edilmedi. Teşekküre de gerek yoktu.

GÜNLÜK GİYİME GİRDİK, BÜYÜDÜK

Fenerium`lar ilk kurulduğunda `Kulüp mağazaları ne kadar iş yapabilir ki` söylemleri vardı. Ama tablo ortada. Sizin bu yükü omuzladığınız günlerde Fenerium`da ilk değiştirdiğiniz şey neydi.

Geçen sene 23 Mayıs`ta Aziz Yıldırım 3 yıllığına başkanlığa yeniden seçildi. Sayın başkanın 98`de kurduğu ilk kadroda da 2 yıl kendisiyle çalışmıştım. Sonra işlerimin yoğunluğu dolayısıyla müsaade istedim. Geçen seneki kongrede bana Fenerium`daki işlerin her geçen gün büyüdüğünü söyledi. Ama bu işlerin başına bir bilenin gelmesi gerektiğini ifade etti. söyledi. Çünkü yönetimde bu işin içinde olan, bu işten anlayan kimse olmadığını söyledi. Ben de bu işlerde artık 45 yılını tamamlamış bir kişiyim. Bugün hazır giyim sanayiinde önemli bir markanın yönetim kurulu başkanıyım. Onun için bu teklifi mutlaka kabul etmem gerektiğini söyledi. 1 Temmuz`da başladık. 1 ay boyunca Fenerium`ları gözden geçirdik. Gördüm ki yalnız maç kıyafeti satılıyor. Halbuki giyim sanayi her geçen gün o kadar genişliyor ki hep maç kıyafeti satarsanız büyümeyi gerçekleştiremezsiniz. Ancak maçın dışında da insanlara sürekli sarı-lacivert giydremezsiniz. Ama belirli yerlerde belirli sloganları, belirli armaları koyduğunuz takdirde, işler yürür. Bir Fenerbahçeli iş adamı veya çalışanı düşünün. Mesela blazer ceket alacak. İçinin astarını sarı-lacivert yaparsınız olur biter.

Sonra reyonlara çok güzel trikolar koyduk.

Biliyorsunuz Fenerbahçe`nin bir kuruluş arması vardır. O armanın içinde bir meşe palamut resmi vardır; dayanıklılığı gösterir. O gördüğünüz meşe palamutu resmini biz arma haline getirdik. Artık trikolarımızda, gömleklerimizde, eşofmanlarımızda bunu belirli yerlere koyuyoruz.

** Bir de taraftarlık ilginç şey.. Takımına küsüyor, kızgınlığını ürünlerden satın almayarak gösteriyor. Ben kendi işimde doğru mal yaparsam, ürün çeşitliliğini sağlarsam, zamanlamayı doğru yaparsam ve doğru fiyata getirirsem düğmeye bastığım işi bitiririm. Ama burası öyle değil.

Geçen sezon her branşta zirveye çıktık. Ancak futbolda son maçta şampiyonluk kaçınca hepsi heba oldu.

** Ayrıca taraftarlar şunu bilmeli, saha kapanınca sadece stat içi gelirden olmuyoruz. Bu stadın altında iki Fenerium var. İkisi toplam cironun yüzde 33`ini yapıyor. Bu inanılmaz bir rakam. Saha kapanınca, maç günü yoğunluğu yaşanmayınca kulüp bu paradan da oluyor.

**Pazarlama taktikleri önemlidir. Esela 4 yeni forma yaptık. Ama yeşil formayı tanıtmamıza rağmen saklıyoruz. İkinci yarıda sonuçlara göre zamanlama yapıp, satışa sunacağız. Gelen taraftarın bir kısmı ille de yeşil diyor. Ama vermiyoruz! Yine de satışlar çok iyi. Şehir boşalmış. Fakat mavi formada rekorlara gidiyoruz. Düşünün lig daha başlamadı, transferler tam bitmedi, Şampiyonlar Ligi ortada yok. Ama benim taraftarım kuyrukta.

** Kartal Yuvası, GS Store ve Fenerium arasında en doğru şekilde hareket eden Allaha çok şükür biziz. Mesela bayiliği kestik. Takım kötü gidiyo, adam korkuyor ve ürün siparişi vermiyor. Kendi elemanımızı yetiştirip kendi mağazamıza koyuyoruz. Mağaza sayısı artacak. Feneriumları 3 yılın sonunda inanılmazbüyük cirolara getireceğiz ve Allah nasip ederse de halka açacağız.

**İlk ürün çeşitliliği bizim tarafımızdanyapılıyor. Mesela bir firma ilk sunumu bize yapıyor. Bizden talep görürse Galatasaray ve Beşiktaş`a gidiyorlar. Mesela çakmak, top veya kalem..

**Hazır giyim sanayisinde geçen yıl büyük kriz vardı. Bu sene de bu kriz iyi kötü devam ediyor. Ama biz Feneruim`larda yüzde 72 ciro artışı sağladık. Bize kriz yok.

**Bir fikir attım ortaya; belirli bir yere bir taraftar mağazası açalım, bir köşesi Fenerbahçe`nin olur. Yanında Galatasaray`ın, Beşiktaş`ın, Trabzonspor`un köşesi olur. Milli takımın olur. Artık bunlara alışmamız lazım. Bir arada bu işleri becermek mecburiyetindeyiz. Galatasaraylıyı, Beşiktaşlıyı düşman olarak göremeyiz. Şimdi Galatasaray olmadığı takdirde Fenerbahçe`nin kitlesi daralır.

Fenerbahçe Kulübü’nün, Fenerbahçe Spor Ürünleri AŞ’den (Fenerium) Sorumlu Asbaşkanı Abdullah Kiğılı, günlük giyim ve ev tekstiline de yer vermeleri sayesinde, ürün satışlarının aylık bazda yüzde 25-30 arttığını söyledi.
Geçen yılın temmuz ayından bu yana Fenerium’u yöneten Kiğılı markasının sahibi Abdullah Kiğılı, sonbahardan bu yana Fenerium mağazalarında gömlek ve triko gibi günlük giyimin yanında, ev tekstili ürünlerine de yer vermeye başladıklarını ve bu değişimin satış artışına katkı sağladığını kaydetti. Kiğılı, dünyanın neresinden olursa olsun İspanya’ya giden herkesin Barcelona forması aldığını ama Türkiye’ye gelince Fenerbahçe forması almadığını kaydeden Kiğılı, bu nedenle daha fazla iş yapmak için hedef kitlelerine de daha fazla seçenek sunmak zorunda olduklarını söyledi.
2000 yılında kurulan ve kulübe mali kaynak sağlamayı amaçlayan Fenerium mağazalarında göreve geldikleri Temmuz 2009’dan bu yana yaşanan değişimi ve sonuçlarını anlatan Kiğılı, ürün çeşitlendirmesi sayesinde satışlarda aylık bazda yüzde 25-30 artış yaşandığını vurguladı. Kiğılı, Türkiye genelindeki 65 Fenerium mağazasında geçen yıl 45 milyon dolar ciro yaptıklarını, bu yılki büyüme hedeflerinin ise yüzde 25 olduğunu dile getirdi.
Hedef, küsen taraftar
Göreve gelmeden önce Fenerium mağazalarında sadece maç kıyafeti bulunduğunu hatırlatan Kiğılı, “Biz Fenerbahçe taraftarının günlük iş kıyafetine de yer vermeye başladık. Triko kazak, gömlek, blazer ceket, gri pantolon gibi ürünler yaptık. Bunlara polar battaniye ve patik gibi ev tekstili ürünleri de ekledik. Taraftar bu ürünleri satın alıyorsa; ki alıyor, doğru yoldasınız demektir. Bu, satışlardan da okunuyor” dedi. Fenerium için bu değişimin gerektiğinin altını çizen Kiğılı, “Bu bir ihtiyaçtı. Çünkü takım iyi olmayınca taraftar küsüp ürün almıyor. Bazı şeyler sahadaki neticeye bağlı. Ama bunun dışında, dünya kulübü değiliz biz. 180 ülkeden İspanya’ya gidenler Barcelona formasını alabiliyor, fakat Türkiye’ye gelince Fenerbahçe formasını almıyor. Dolayısıyla daha fazla iş yapmak için hedef kitlemize yönelik forma dışındaki ürün çeşidini çoğaltmamız şarttı” dedi.
Bu yıl kulübün ikisi kaleci, diğerleri ise kuruluş, çubuklu ve armalı olmak üzere 5 ayrı forma çıkardığını hatırlatan Kiğılı, gelecek sezon için de yeni bir forma hazırlığı içinde olduklarını belirterek, “Yeni formamız mayıs ayı içinde şekillenir” dedi.
En çok armalı satıyor
Fenerium satışları hakkında bilgiler veren Genel Koordinatör Aydın Kirman ise en çok satılan ürünün armalı antrasit forma olduğunu söyledi. Armalı formanın toplam satışlardaki payının yüzde 45 olduğunu hatırlatan Kirman, “Armalı formadan 55 bin adet sipariş verdik ve yüzde 88’ini sattık” dedi. Bununla birlikte Fenerium’u tribüne bağlı marka olmaktan çıkarmaya çalıştıklarını ifade eden Kirman, günlük giyim ve ev tekstili ürünlerinin mağazalardaki raf payının yakında yüzde 15’ten yüzde 25’e çıkacağını söyledi. Kirman, “Taraftara tribün dışında da hitap etmek, gelirler açısından önemli. Taraftarın ilgisi de bizi daha çok motive ediyor” dedi.