"İbrahim Burkay" ile etiketlenmiş yazıları görüntülüyorsunuz

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği tarafından Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde düzenlenen 3. Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı Zirvesi’ne katılmak üzere Bursa’ya gelen Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, derecelendirme kuruluşlarını kelimenin tam anlamıyla topa tuttu,  Bakanlık olarak stratejik hedeflerini anlattı. Çağlayan, 2023 yılı hedeflerine ulaşma noktasında Türk sanayicisinin zihniyet devrimi yapması gerektiğinin altını çizdi.
CİMRİ DAVARINIYORLAR
Fitch, Moody’s ve Standard&Poors gibi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye kredi notu verirken cimri davrandığını vurgulayan Çağlayan, cömert not verdikleri bazı Avrupa Birliği (AB) ülkelerin bugün iflas masasında bulunduğunu söyledi. Çağlayan, ayrıca bu derecelendirme kuruluşlarının yalnız Türkiye’nin değil Türk bankalarına da not verirken aynı cimriliği gösterdiğini savunarak “Türk Bankacılık sektörü şu anda dünya genelinde rasyosu en yüksek kesim seviyesindedir. Derecelendirme kuruluşlarının verdiği notun çok üzerinde notu hak ediyorlar. Yüksek not verdikleri AB ülkelerinin gerçek notunun da çok daha aşağıda olması gerekiyor. Derecelendirme kuruluşları adil davranmıyor. Güvenilirliklerini yitirmişlerdir. Bunlarda sorgulanmalıdır” ifadesini kullandı. Türkiye’nin Atatürk’ün ifade ettiği gibi muasır medeniyetler seviyesine ulaşma noktasında önemli adımlar attığını dile getiren Çağlayan, “Bu çerçevede bilindiği gibi 500 milyar dolar ihracat hedefimiz var. Ülkenin dış ticaret toplamı 1 trilyon doların üzerinde olacaktır. Hedefimiz ihracatın ithalatı karşılama oranını yüzde 80’lere çıkarmaktır. Ayrıca dünyada ilk 10 ekonomi içinde olacağız. Kişi başına milli gelir 25 bin doları geçecektir. Bunlar ana hedeflerimizdir. Bunun yanında şunu söylüyorum Türkiye 2013 yılında kendi helikopterini, 2020 yılında kendi uçağını yapacaktır. Kendi otomobilini yapması içinde uygun zemin vardır” dedi. Türkiye’nin 2023 hedeflerine çok rahatlıkla ulaşacağını ifade eden Bakan, “Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Son 8 yılda ihracatı dörde, milli geliri de yaklaşık dört kat arttırdık. Bunlar somut, yaptık gerçekleştirdik. Dolayısıyla bu tecrübelerle beraber yeni hedefleri de zamanından önce yakalayacağız” dedi.
SANAYİCİNİN ZİHNİYET DEVRİMİNE İHTİYACI VAR
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) tarafından başlatılan Ar-Ge Proje Pazarı çalışmasını çok önemsediğinin altını çizen Bakan Çağlayan, bu çalışmanın mutlaka diğer sektörlere de yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı. Bakan Çağlayan, “Artık sanayicimiz şunun kararını vermeli. Yapmış olduğumuz ürünün kilosunu 1 dolara satmaya devam mı edelim, yoksa öyle mamul yapalım ki kilosunu 50 dolara, bin dolara satabilelim. İşte Ar-Ge bunu getiriyor. 2023 hedeflerimize ulaşabilmenin yolu da yüksek teknolojili, yüksek katma değerli ürünlerin üretiminden geçiyor. İşte bu noktada sanayicimizin zihniyet devrimine ihtiyacı var. Sanayicimiz mutlaka yüksek teknolojili ürünlere geçmelidir. Özellikle tekstil konusunda önemli çalışmalar başlattık. Çünkü tekstil ameliyat masasından uçaklara, otomotivden giyim kuşama kadar birçok şeyi kapsıyor. ABD şu anda elyaf ve karbon esaslı gökdelen yapmaya çalışıyor. Bu çerçevede teknik tekstilde AR-GE ve inovasyon ön plana çıkıyor” şeklinde konuştu.
TÜRKLER AVRUPALI ŞİRKETLERİ ELE GEÇİRİYOR
Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan önümüzdeki 5 yılda Almanya başta olmak üzere Avrupa’da 1 milyon 700 bin şirketin, devredecek ikinci nesil bulamaması nedeniyle kepenk indireceğine dikkati çekerek, bu şirketleri Türk firmalarının alabilmesi için çalışma yaptıklarını belirtti.
Türkiye’nin 74 milyon nüfusuyla Avrupa’nın ve dünyanın güçlü ülkelerinden biri olduğunu anlatan Çağlayan, “74 milyon insanımız var, her yıl 800 bin insana iş bulmak zorundayız. Bu Türkiye’nin büyük avantajı. 74 milyon nüfus ve 28 yaş ortalaması. Dünyanın hemen hemen her ekseninde, Asya’nın en batısı, Avrupa’nın en doğusunda, Kafkasya ve Afrika ile bağlantılarımız var. Avrupa’nın nüfusu artık yaşlandı. Önümüzdeki 5 yılda Almanya başta olmak üzere Avrupa’da 1 milyon 700 bin şirket, devredecek ikinci nesil olmadığı için kapanacak. Bu şirketleri Türk firmalarının alması için önemli çalışmalar yapıyoruz. Bundan 50 yıl önce Almanya’ya pazılarına, kollarına, dişlerine bakılarak gönderilen Türk işçilerinin bulunduğu dönemden nerelere geldik. Şimdi bizim şirketlerimiz Almanya’daki, Fransa’daki uluslararası şirketleri alıyor veya ortak oluyor. Koç Grubu ve Eczacıbaşı’nın da son zamanlarda yaptığı faaliyetler var. Türk sanayisinin ve ekonomisinin nereden nereye geldiğini gösteriyor bu. Bu yüzden Türkiye şu an Avrupa’nın en büyük 6. ekonomisi, dünyanın da 16. Ekonomisi” ifadelerini kullandı.
AR-GE DENİNCE KANIM KAYNIYOR
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, AR-GE konusunun hassas bir alan olduğunu belirterek, “AR-GE” inovasyon ve tasarım dendiği zaman kanım kaynıyor. Bu projelere hassasiyetim var. Bunlara vakit bulmak mecburiyetindeyiz. Bu güzel etkinliklerde her zaman sizin yanındayız. AR-GE ve inovasyonun önemine işaret eden çalışmalar yapılsın. Böyle bir toplantıda teknik bir toplantıda salonun hınca hınç dolu olması beni cesaretlendirdi. Arkadaş, projenizi getirin Dış Ticaret Müsteşarlığımız da size maddi ve manevi katkı verecektir. Bu destek de şimdikinin 3-4 katı olacaktır. Dükkân sizin tabiri caizse, yeter ki önemli çalışmalar yapalım” ifadelerini kullandı.
BÜYÜKLERİMİZ AR-GE’Yİ BİZE FARKLI ANLATTI
AR-GE konusunda geçmiş dönemlerde bazı hataların yapıldığının altını çizen Çağlayan, “Geçmişte Türkiye bunu ıskaladı. AR-GE’yi bize farklı anlattılar. Devlet dairelerinde özelikle çalışmak istemediğiniz bir bürokratı depo niteliğinde bir birime gönderirlerdi. Buranın adı APK’ydi. Yani Araştırma Planlama ve Koordinasyon. O dönemlerde kızağa çekilen kişilerin pasifleştirdiği yer olarak adlandırılırdı. Oysa bugün APK stratejik öneme sahip bir kurum haline geldi. Bizim büyüklerimiz icat çıkartmayın derlerdi. Niye çıkartmayayım. İcat çıkarmamanın bedeli bugün Türkiye ödüyor. İnadına icat çıkarmalıyız. Dünya ekonomisinde yeterli payı almak için bunu yapmalıyız” açıklamalarında bulundu.
MERKEZ BANKASI GEÇ DE OLSA DOĞRU KARAR ALDI
Çağlayan, Merkez Bankası’nın aldığı son kararlar hakkında, “Bu konuyu anlamayanlar veya faiz lobisine hizmet edenler, bundan dolayı bizi eleştiriyorlardı. Şu an bizim haklılığımız ortaya çıktı. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun son 2 yılda alması gereken tedbirleri almamasından dolayı, Türk Lirası’nın aşırı değerlenmesi, beraberinde döviz fiyatlarının düşmesi ve bunun ithalat üzerinde oluşturduğu düzensiz tesir herkesi etkiledi. Merkez Bankası doğru karar almıştır. Çok geç kalınmış tedbirlerdir. Merkez Bankası bunu daha önce yapmış olsaydı, iddia ediyorum ki Türkiye, geçen yıl 185 milyar dolar değil, 175 milyar dolar ithalat yapacaktı. 114 milyar dolar yerine 120 milyar dolar ihracatı olacaktı” ifadesine yer verdi.
SEÇİM EKONOMİSİ OLMAYACAK
Türkiye’nin yerli otomobil üretmesi için gerekli altyapısının olduğunu, hükümet olarak buna her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirten Çağlayan, “İş dünyası seçimden rahatsız olur. Önümüzdeki haziran ayında seçim var. Size bu konuda iletilen bir rahatsızlık var mı?” şeklindeki soruya, “Ben Ankara Sanayi Odası başkanıyken her seçim dönemi tüylerim diken diken olurdu; yine seçim ekonomisine girecek diye Türkiye. Seçim döneminde asla yerine getirilemeyecek vaatler verilirdi. Ama biz bugüne kadar tutamayacağımız hiçbir sözü vermedik. Verdiğimiz vaatleri de yerine getirdik Allah’a şükür. Türkiye seçimden korkmuyor artık. İşadamları korkmuyor. 8 yıllık iktidarımız döneminde 2 genel seçim, 2 mahalli seçim, 2 de referandum yaptık. 6 kez halka gittik. Hiç seçim ekonomisi gördünüz mü? Eğer görseydiniz Türkiye’nin bütçe açığı yüzde 3,6’ya inmezdi” cevabını verdi.
TİM BAŞKANI BÜYÜKEKŞİ
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, proje pazarının Türkiye’nin 2023 hedefi yolunda önemli bir adım olduğunu belirterek, “Dört konuya önem vermeliyiz. AR-GE, ÜR-GE, moda marka ve eğitim. Proje pazarı bizim için çok önemli bir rehber olacak” diye konuştu.
UTİB Başkanı İbrahim Burkay da, “Konvansiyonel tekstil üretiminden, teknik ve fonksiyonel tekstil üretimine doğru geçişte bizlere büyük katkı sağlayacak bu proje pazarı etkinliğine, sanayiciler, ihracatçılar, akademisyenler ve öğrenciler katılacak” dedi.
Bakan Çağlayan’ın basın toplantısına Bursa Valisi Şahabettin Harput, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Başkanı İbrahim Burkay da katıldı. Burkay, toplantı sonunda Ar-Ge Proje Pazarı’na verdiği destekten dolayı Çağlayan’a plaket verdi.
Bu arada AR-GE Proje pazarında sergilenen en ilginç ürünler şöyle:
*Geliştirilen yüksek emici özel lif sayesinde yaranın salgıladığı iltihabın vücuda yayılmasını önleyen yara iyileştirici kumaş.
*İçerdiği metal iplikler sayesinde vücutta biriken statik elektriği alan ve kandaki hemoglobin yapısında bulunan demiri etkileyerek kan dolaşımı düzenleyen, gerektiği zamanda kan akışını hızlandıran ürünler.
*Yaşlanmayı geciktirici, onarıcı ve nemlendirici yağlar içeren aromaterapili havlu.
*Saç dökülmelerine karşı kullanılan ısırgan otlu şapkalar.
*Güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştüren çok fonksiyonlu lifler.

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği tarafından Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde düzenlenen 3. Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı Zirvesi’ne katılmak üzere Bursa’ya gelen Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, derecelendirme kuruluşlarını kelimenin tam anlamıyla topa tuttu,  Bakanlık olarak stratejik hedeflerini anlattı. Çağlayan, 2023 yılı hedeflerine ulaşma noktasında Türk sanayicisinin zihniyet devrimi yapması gerektiğinin altını çizdi.

CİMRİ DAVARINIYORLAR
Fitch, Moody’s ve Standard&Poors gibi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye kredi notu verirken cimri davrandığını vurgulayan Çağlayan, cömert not verdikleri bazı Avrupa Birliği (AB) ülkelerin bugün iflas masasında bulunduğunu söyledi. Çağlayan, ayrıca bu derecelendirme kuruluşlarının yalnız Türkiye’nin değil Türk bankalarına da not verirken aynı cimriliği gösterdiğini savunarak “Türk Bankacılık sektörü şu anda dünya genelinde rasyosu en yüksek kesim seviyesindedir. Derecelendirme kuruluşlarının verdiği notun çok üzerinde notu hak ediyorlar. Yüksek not verdikleri AB ülkelerinin gerçek notunun da çok daha aşağıda olması gerekiyor. Derecelendirme kuruluşları adil davranmıyor. Güvenilirliklerini yitirmişlerdir. Bunlarda sorgulanmalıdır” ifadesini kullandı. Türkiye’nin Atatürk’ün ifade ettiği gibi muasır medeniyetler seviyesine ulaşma noktasında önemli adımlar attığını dile getiren Çağlayan, “Bu çerçevede bilindiği gibi 500 milyar dolar ihracat hedefimiz var. Ülkenin dış ticaret toplamı 1 trilyon doların üzerinde olacaktır. Hedefimiz ihracatın ithalatı karşılama oranını yüzde 80’lere çıkarmaktır. Ayrıca dünyada ilk 10 ekonomi içinde olacağız. Kişi başına milli gelir 25 bin doları geçecektir. Bunlar ana hedeflerimizdir. Bunun yanında şunu söylüyorum Türkiye 2013 yılında kendi helikopterini, 2020 yılında kendi uçağını yapacaktır. Kendi otomobilini yapması içinde uygun zemin vardır” dedi. Türkiye’nin 2023 hedeflerine çok rahatlıkla ulaşacağını ifade eden Bakan, “Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Son 8 yılda ihracatı dörde, milli geliri de yaklaşık dört kat arttırdık. Bunlar somut, yaptık gerçekleştirdik. Dolayısıyla bu tecrübelerle beraber yeni hedefleri de zamanından önce yakalayacağız” dedi.

SANAYİCİNİN ZİHNİYET DEVRİMİNE İHTİYACI VAR
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) tarafından başlatılan Ar-Ge Proje Pazarı çalışmasını çok önemsediğinin altını çizen Bakan Çağlayan, bu çalışmanın mutlaka diğer sektörlere de yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı. Bakan Çağlayan, “Artık sanayicimiz şunun kararını vermeli. Yapmış olduğumuz ürünün kilosunu 1 dolara satmaya devam mı edelim, yoksa öyle mamul yapalım ki kilosunu 50 dolara, bin dolara satabilelim. İşte Ar-Ge bunu getiriyor. 2023 hedeflerimize ulaşabilmenin yolu da yüksek teknolojili, yüksek katma değerli ürünlerin üretiminden geçiyor. İşte bu noktada sanayicimizin zihniyet devrimine ihtiyacı var. Sanayicimiz mutlaka yüksek teknolojili ürünlere geçmelidir. Özellikle tekstil konusunda önemli çalışmalar başlattık. Çünkü tekstil ameliyat masasından uçaklara, otomotivden giyim kuşama kadar birçok şeyi kapsıyor. ABD şu anda elyaf ve karbon esaslı gökdelen yapmaya çalışıyor. Bu çerçevede teknik tekstilde AR-GE ve inovasyon ön plana çıkıyor” şeklinde konuştu.
TÜRKLER AVRUPALI ŞİRKETLERİ ELE GEÇİRİYOR
Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan önümüzdeki 5 yılda Almanya başta olmak üzere Avrupa’da 1 milyon 700 bin şirketin, devredecek ikinci nesil bulamaması nedeniyle kepenk indireceğine dikkati çekerek, bu şirketleri Türk firmalarının alabilmesi için çalışma yaptıklarını belirtti.
Türkiye’nin 74 milyon nüfusuyla Avrupa’nın ve dünyanın güçlü ülkelerinden biri olduğunu anlatan Çağlayan, “74 milyon insanımız var, her yıl 800 bin insana iş bulmak zorundayız. Bu Türkiye’nin büyük avantajı. 74 milyon nüfus ve 28 yaş ortalaması. Dünyanın hemen hemen her ekseninde, Asya’nın en batısı, Avrupa’nın en doğusunda, Kafkasya ve Afrika ile bağlantılarımız var. Avrupa’nın nüfusu artık yaşlandı. Önümüzdeki 5 yılda Almanya başta olmak üzere Avrupa’da 1 milyon 700 bin şirket, devredecek ikinci nesil olmadığı için kapanacak. Bu şirketleri Türk firmalarının alması için önemli çalışmalar yapıyoruz. Bundan 50 yıl önce Almanya’ya pazılarına, kollarına, dişlerine bakılarak gönderilen Türk işçilerinin bulunduğu dönemden nerelere geldik. Şimdi bizim şirketlerimiz Almanya’daki, Fransa’daki uluslararası şirketleri alıyor veya ortak oluyor. Koç Grubu ve Eczacıbaşı’nın da son zamanlarda yaptığı faaliyetler var. Türk sanayisinin ve ekonomisinin nereden nereye geldiğini gösteriyor bu. Bu yüzden Türkiye şu an Avrupa’nın en büyük 6. ekonomisi, dünyanın da 16. Ekonomisi” ifadelerini kullandı.
AR-GE DENİNCE KANIM KAYNIYOR
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, AR-GE konusunun hassas bir alan olduğunu belirterek, “AR-GE” inovasyon ve tasarım dendiği zaman kanım kaynıyor. Bu projelere hassasiyetim var. Bunlara vakit bulmak mecburiyetindeyiz. Bu güzel etkinliklerde her zaman sizin yanındayız. AR-GE ve inovasyonun önemine işaret eden çalışmalar yapılsın. Böyle bir toplantıda teknik bir toplantıda salonun hınca hınç dolu olması beni cesaretlendirdi. Arkadaş, projenizi getirin Dış Ticaret Müsteşarlığımız da size maddi ve manevi katkı verecektir. Bu destek de şimdikinin 3-4 katı olacaktır. Dükkân sizin tabiri caizse, yeter ki önemli çalışmalar yapalım” ifadelerini kullandı.
BÜYÜKLERİMİZ AR-GE’Yİ BİZE FARKLI ANLATTI
AR-GE konusunda geçmiş dönemlerde bazı hataların yapıldığının altını çizen Çağlayan, “Geçmişte Türkiye bunu ıskaladı. AR-GE’yi bize farklı anlattılar. Devlet dairelerinde özelikle çalışmak istemediğiniz bir bürokratı depo niteliğinde bir birime gönderirlerdi. Buranın adı APK’ydi. Yani Araştırma Planlama ve Koordinasyon. O dönemlerde kızağa çekilen kişilerin pasifleştirdiği yer olarak adlandırılırdı. Oysa bugün APK stratejik öneme sahip bir kurum haline geldi. Bizim büyüklerimiz icat çıkartmayın derlerdi. Niye çıkartmayayım. İcat çıkarmamanın bedeli bugün Türkiye ödüyor. İnadına icat çıkarmalıyız. Dünya ekonomisinde yeterli payı almak için bunu yapmalıyız” açıklamalarında bulundu.
MERKEZ BANKASI GEÇ DE OLSA DOĞRU KARAR ALDI
Çağlayan, Merkez Bankası’nın aldığı son kararlar hakkında, “Bu konuyu anlamayanlar veya faiz lobisine hizmet edenler, bundan dolayı bizi eleştiriyorlardı. Şu an bizim haklılığımız ortaya çıktı. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun son 2 yılda alması gereken tedbirleri almamasından dolayı, Türk Lirası’nın aşırı değerlenmesi, beraberinde döviz fiyatlarının düşmesi ve bunun ithalat üzerinde oluşturduğu düzensiz tesir herkesi etkiledi. Merkez Bankası doğru karar almıştır. Çok geç kalınmış tedbirlerdir. Merkez Bankası bunu daha önce yapmış olsaydı, iddia ediyorum ki Türkiye, geçen yıl 185 milyar dolar değil, 175 milyar dolar ithalat yapacaktı. 114 milyar dolar yerine 120 milyar dolar ihracatı olacaktı” ifadesine yer verdi.
SEÇİM EKONOMİSİ OLMAYACAK
Türkiye’nin yerli otomobil üretmesi için gerekli altyapısının olduğunu, hükümet olarak buna her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirten Çağlayan, “İş dünyası seçimden rahatsız olur. Önümüzdeki haziran ayında seçim var. Size bu konuda iletilen bir rahatsızlık var mı?” şeklindeki soruya, “Ben Ankara Sanayi Odası başkanıyken her seçim dönemi tüylerim diken diken olurdu; yine seçim ekonomisine girecek diye Türkiye. Seçim döneminde asla yerine getirilemeyecek vaatler verilirdi. Ama biz bugüne kadar tutamayacağımız hiçbir sözü vermedik. Verdiğimiz vaatleri de yerine getirdik Allah’a şükür. Türkiye seçimden korkmuyor artık. İşadamları korkmuyor. 8 yıllık iktidarımız döneminde 2 genel seçim, 2 mahalli seçim, 2 de referandum yaptık. 6 kez halka gittik. Hiç seçim ekonomisi gördünüz mü? Eğer görseydiniz Türkiye’nin bütçe açığı yüzde 3,6’ya inmezdi” cevabını verdi.
TİM BAŞKANI BÜYÜKEKŞİ
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, proje pazarının Türkiye’nin 2023 hedefi yolunda önemli bir adım olduğunu belirterek, “Dört konuya önem vermeliyiz. AR-GE, ÜR-GE, moda marka ve eğitim. Proje pazarı bizim için çok önemli bir rehber olacak” diye konuştu.
UTİB Başkanı İbrahim Burkay da, “Konvansiyonel tekstil üretiminden, teknik ve fonksiyonel tekstil üretimine doğru geçişte bizlere büyük katkı sağlayacak bu proje pazarı etkinliğine, sanayiciler, ihracatçılar, akademisyenler ve öğrenciler katılacak” dedi.
Bakan Çağlayan’ın basın toplantısına Bursa Valisi Şahabettin Harput, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Başkanı İbrahim Burkay da katıldı. Burkay, toplantı sonunda Ar-Ge Proje Pazarı’na verdiği destekten dolayı Çağlayan’a plaket verdi.
Bu arada AR-GE Proje pazarında sergilenen en ilginç ürünler şöyle:
*Geliştirilen yüksek emici özel lif sayesinde yaranın salgıladığı iltihabın vücuda yayılmasını önleyen yara iyileştirici kumaş.
*İçerdiği metal iplikler sayesinde vücutta biriken statik elektriği alan ve kandaki hemoglobin yapısında bulunan demiri etkileyerek kan dolaşımı düzenleyen, gerektiği zamanda kan akışını hızlandıran ürünler.
*Yaşlanmayı geciktirici, onarıcı ve nemlendirici yağlar içeren aromaterapili havlu.
*Saç dökülmelerine karşı kullanılan ısırgan otlu şapkalar.
*Güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştüren çok fonksiyonlu lifler.

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği(UTİB) Başkanı İbrahim Burkay, `Çin`e yaptığımız ev tekstili ihracatı günden güne artıyor. Tüm dünyaya mal satan Çin`e mal satabilmek, sektörümüzün başarısıdır.` dedi.

Bu yıl 16`ncısı düzenlenen `Intertextile Shanghai Home Textiles 2010 Fuarı`na geçtiğimiz yıla nazaran iki kat fazla firmayla katıldıklarını hatırlatan UTİB Başkanı Burkay, Uzakdoğu, Latin Amerika ve Ortadoğu gibi önemli bölgelerde yeni pazarların peşinde olduklarını belirtti. Fuara, `Turkish Deco Team` oluşumu çerçevesinde 32 firmayla katıldıklarını hatırlatan Burkay, Çin pazarında, Türk tekstilcilerinin yeni tasarım ve ürülerini tanıtma şansı yakaladıkları kaydetti.

Burkay, şu değerlendirmeyi yaptı: `Dünya ekonomisindeki dengelerin son yıllarda gösterdiği Batı`dan Doğu`ya doğru kayma eğiliminin devam edeceği dikkate alındığında, işsizliğin ve ekonomik durgunluğun devam ettiği Avrupa`ya karşın önemli ihracatçı ve ithalatçı konumundaki Çin, Hindistan, Kore ve Brezilya gibi ülkeler dünya ekonomisinde lokomotif konumuna yükselmektedir. Türkiye olarak geleneksel pazarlardaki paylarımızı korumaya devam ederken, yeni pazarlara ulaşmak adına çalışmalarımız da devam edecektir.`

ÇİN`E EV TEKSTİLİ İHRACATI SÜREKLİ ARTIYOR

Dünyanın en büyük ekonomilerinden olan Çin`e yapılan ev tekstil ihracatının bir önceki yıla göre yüzde 231 arttığına dikkat çeken Burkay, `Bu başarı hem küresel kriz ortamında sağlanmış bir başarı olup, hem de tüm dünyaya ürün tedarik eden Çin`e ürün satmak adına gerçekleştirilmiş bir başarıdır.` diye konuştu.

Burkay, 2010 yılı Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında da Türk ev tekstili ihracatımızın sırasıyla yüzde 62, yüzde 57 ve yüzde 66 arttığını sözlerine ekledi.

Tekstil sektörünü yakından ilgilendiren lif teknolojisi üzerine bilimsel araştırmaları ile tanınan The Fiber Society`nin başkanı Dominique Adolphe, son 5 yıldır nano seviyelere inilip, liflere yeni fonksiyonlar kazandırma noktasında olduklarını söyledi. Adolphe, `Nano liflerin, özellikle vücut içindeki birtakım suni parçaların yapımında, selüloz kaplamaları ve selüloz kullanımının, vücut fonksiyonlarının belli kısmının tamirinde, kısa sürede etki edeceğini rahatlıkla söyleyebilirim.` dedi.


Bursa, tekstil sektörünü yakından ilgilendiren bilimsel bir toplantıya ev sahipliği yapıyor. Lif, lif esaslı ürünler ve lifli materyaller ile ilgili bilimsel bilgi ve çalışmaların ilerlemesi ve gelişmesini teşvik etmek amacı ile kurulmuş dernek statüsünde tüzel yapılanma olan The Fiber Society`nin Bahar 2010 Konferansı, Uludağ İhracatçı Birlikleri(UİB) ile Bursa Teksil ve Konfeksiyon Ar-Ge Merkezi(BUTEKOM) ev sahipliğinde Merinos Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi`nde yapılıyor. Söz konusu konferansın güz toplantıları ABD`de bahar toplantıları ABD`de dışında `organizasyon sorumlulukları güçlü bir yerel merkezde` yapılıyor.
Konferansın açılışında konuşan The Fiber Society Başkanı Dominique Adolphe, lif, lif esaslı ürünler, lifli materyallerle ilgili yaklaşık 400 civarında araştırmanın, yılda iki kez düzenledikleri konferanslarda anlatıldığını söyledi. Türkiye`nin tekstil sektöründe aktif ve dünyada bilinen ülkeler arasında yer alması nedeniyle konferansı Bursa`da düzenlediklerini belirten Adolphe, konferanstaki sunumların üçte birinin nano teknolojiyi anlatacağını kaydetti. Son 5 yıldır liflerin nano seviyelere indirilip, liflere yeni fonksiyonlar kazandırma noktasında olduklarına dikkat çeken Adolphe, neno teknolojide gelinen noktayı şöyle özetledi:
`Yeni uygulama ve önemli kullanım alanlarında, nano lifler kullanımıyla bugün düşünemediğimiz yeniliklere imza atılmasını bekliyoruz. Örneğin sağlık sektöründeki nano çalışmalar, önemli olacak. Özellikle vücut içindeki birtakım suni parçaların yapımında, selüloz kaplamaları ve selüloz kullanımının, vücut fonksiyonlarının belli kısmının tamirinde, kısa sürede etki edeceğini rahatlıkla söyleyebilirim. Akıllı tekstiller ve elektronik sektöründe de çok sayıda çalışma devam ediyor.`
Türkiye İhracatçılar Meclisi(TİM) Başkan Vekili ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği(UTİB) Başkanı İbrahim Burkay ise dünyadaki 17. büyük ekonomi olan ve 2023`te ilk 10 ülke arasına girmeyi hedefleyen Türkiye`nin ihracatının yaklaşık yüzde 20`sinin, tekstil ürünlerinden oluştuğunu dile getirdi. Burkay, tekstil sektörünün yaklaşık 2 milyon kişiye doğrudan, 5 milyon kişiye de dolaylı istihdam sağladığına dikkat çekerek, şunları ifade etti:
`Ham madde üretiminden nispeten kendi kendine yeterlilik, güçlü tekstil altyapısı, çeşitli ürün yelpazesi, yüksek katma değerli ürünler, zamanında teslimat, nispeten düşük maliyetli, esnek ve becerikli mavi yakalı iş gücü, iyi eğitimli, kalifiye beyaz yakalı kaynakları, Türk insanının müteşebbis ve kolay adapte olan doğası, eşsiz coğrafi konum, 600 milyonluk komşu pazarlar, Avrupa Birliği`nin güvenilir ticari ortağı oluşu ve kriz yönetimindeki tecrübeyle Türkiye, küresel bir eğitim ve ihracat merkezi olma hedefi taşıyor. Modern altyapı ve liberal döviz yaptırımlarıyla desteklenen bu faktörler, Türkiye`de güçlü bir tekstil sektörü inşa etmiştir.`
Üreticilerin, dünya pazarındaki rekabetçi konumunu muhafaza etme amacıyla katma değerli ürünlere ve marka oluşturmaya yöneldiğine dikkati çeken Burkay, “Şu an Türk tekstil üreticilerinin yüzde 30`u, uluslararası pazarlarda kendilerine ait tasarım ve markalara sahiptirler.` dedi.
Bursa Valisi Şahabettin Harput da Türk ekonomisinin son yıllarda gösterdiği gelişmeye işaret ederek, `Ekonomimiz 2009 yılında yüzde 6 oranında büyüyerek, beklentilerin üstünde bir iyileşme göstermiş oldu. 2009 yılında dünya ticaret hacmi büyük bir oranda daralma yaşadığı bir dönemde, Türkiye doğu ve güneydeki 22 ülkeyle ticaretini ortalama yüzde 100 artırma başarısı göstermiştir. Bu gelişmeler gelecek adına büyük mut vermektedir. Bursa, önümüzdeki dönemde Türkiye`nin lokomotif şehirlerinden birisi olarak, tekstil, otomotiv ve gıda sanayine paralel olarak turizm ve hizmet sektörlerinde de çok ciddi bir atılım içerisindedir.` şeklinde konuştu.

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Başkanı İbrahim Burkay, Çin`den ağzı yanan Avrupalı müşterinin geri döndüğünü, ihracattaki artışın da bundan kaynaklandığını söyledi. Burkay, `Nisanda da artış yüzde 20`yi bulur` dedi 

Avrupalıların Çin`den tedarik trendinde sona gelindiği açıklandı. Son yıllarda Çin`den alım yapan birçok Avrupalı alıcının ağzının yandığını belirten Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği(UTİB) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, `Avrupalı müşteri geri döndü. İhracattaki artış da bunun göstergesi` dedi. Kriz döneminde ayın yarısının boş geçtiğini hatırlatan İbrahim Burkay, doluluk oranının ayın tüm günlerini kapsayacak şekilde yükseldiğini söyledi. Burkay, ihracat artışının yüzde 20`lere ulaşacağını kaydetti.
NİSANDA DA ARTIŞ SÜRER
Geçtiğimiz döndemde İspanya ve İtalya gibi AB ülkelerine sektör ihracatının yüzde 40`lara varan oranda arttığı bilgisini veren İbrahim Burkay, bu trendin süreceğini vurguladı. 2008 mart ayında 550 milyon dolar olan sektör ihracatının 2009`un aynı ayında 450 milyon dolara gerilediğini, ancak 2010 martında tekrar 550 milyon dolara çıkmasının sevindirici bir gösterge olduğuna dikkat çeken İbrahim Burkay, `Sezon yeni açıldı. Bundan sonra özellikle nisan ayında artış yüzde 20`yi bulur` dedi.
GİYİME DE ANTİ DAMPİNG
Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) tarafından ev tekstili dokuma ürünlerine yönelik aldırılan antidamping tedbirinin sektöre çok olumlu yansıdığını ifade eden İbrahim Burkay, `Türkiye`de ara malı üretimini tekrar artıracak bir uygulama. Dokuma salonları çalışmaya başlayınca duran boyahaneler de devreye girecek` diye konuştu. Söz konusu kararın etkisiyle dışarıdan hizmet alımlarının yeniden başladığını ve fasoncuların tekrar çalışmaya geçtiğini anlatan Burkay, benzer bir uygulama için giyim dokumacılarını da örgütleyeceklerini kaydetti.
Tasarım ve Ar-Ge`ye hikaye diyenler battı!
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği(UTİB) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, tekstil ve hazır giyim sektöründe sürdürülebilir kârlılık için tasarım ve Ar-Ge`ye önem verilmesi gerektiğini belirterek, `Bu işlere `Hikaye` diyenler şu anda piyasada yok, battı` diye konuştu. İbrahim Burkay, bu yıl üçüncüsü yapılan Tekstil& Moda Tasarım Günleri ile bu Bursa`da bir bilinçlendirme çalışması yaptıklarını söyledi. Sektörün Türkiye`de yaşadığı değişim ve dönüşümü, yarın başlayacak ve 4 gün sürecek olan `TekSTİL, TürkSTİL`i başlıklı yazı dizimizden izleyebilirsiniz.
Şükrullah Dolu

Şenol Şankaya

Uludağ Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) işbirliğinde, bu yıl 2-3 Nisan tarihleri arasında üçüncüsü düzenlenecek olan Tekstil ve Moda Tasarım Günleri ile sektörün kalbi Bursa`da atacak. 

İstanbul`dan sonra moda merkezi olma yolunda ilerleyen Bursa büyük bir organizasyona ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Bursa`da modaya ve tasarıma farklı bir bakış açısı getirmek ve sektörle tasarımcıyı buluşturmak adına ilki 2007 yılında düzenlenen Moda Tasarım Günleri`nin üçüncüsü, Uludağ Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği(UHKİB) ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği(UTİB) işbirliğinde 2 -3 Nisan tarihleri arasında 3. Tekstil ve Moda Tasarım Günleri adı altında gerçekleştirilecek.
Tekstil ve konfeksiyon sektörüne yeni tasarımcıların kazandırılması, sektördeki tasarımcıların bilgi paylaşımının sağlanması, sektörde deneyime sahip olan ancak kendini geliştirmek isteyen kişiler ile sektöre yeni başlayanlara moda ve moda yönetiminin temel kavramlarının kazandırılması, moda -markaya yönelik koleksiyon oluşturmanın temel eğitim ve uygulamalarının gösterilmesi amacıyla düzenlenen 3. Tekstil ve Moda Tasarım Günleri, sektörden ve dünyadan çok sayıda tasarımcıyı ağırlayacak.
Etkinliğin ev sahibi UHKİB Başkanı Şenol Şankaya, dünyada rekabet koşullarının günden güne zorlaştığını belirterek, rekabette geri kalmamak için sürekli araştırma yapmak ve yeni bakış açıları ile farklılaşmak gerektiğini söyledi.
`Rakiplerimize karşı üstünlük kazanmada yenilikçiliğin ve yenilikçi ürünlerin katkısı büyük` diyen Şankaya, Türk hazırgiyim ve tekstil firmalarının rekabet stratejilerinde tasarım ve inovasyona yer vermelerinin sektör için çok önemli olduğunu vurguladı.
Şankaya, `Kendini yenileyemeyen, gelişmeyen, standart ürün üreten firmalar gittikçe daha çok kan kaybedecek. Türk tekstil ve hazır giyim sektörünün kulvarını bir üst seviyeye çıkarması için bu konulara odaklanması şart. UİB Tekstil ve Hazırgiyim Birlikleri olarak geleceğimizi inovasyon ve tasarım alanında yapacağımız çalışmaların şekillendireceğine inanıyor ve bu çalışmaları da çok önemsiyoruz.
Bu sebeple de bu yıl 3.`sünü yapacağımız Tekstil ve Moda Tasarım Günleri`mizde inovasyon ve tasarım ekseninde geleceğe bakabilmek adına üyelerimize bir vizyon vermesi için `İnovatif tasarımla geleceği şekillendiriyoruz` başlığını seçtik` dedi.
`BURSA MODANIN ÜRETİLDİĞİ YER`


UTİB Başkanı İbrahim Burkay ise, Bursa`da düzenlenen Tekstil ve Moda Tasarım Günleri`ne ilginin her yıl daha da arttığını belirterek, bu yıl katılımcı sayısının geçen yılın iki katına ulaştığını söyledi.

İbrahim Burkay

Özellikle etkinlik kapsamında yapılan atölye çalışmalarında, tekstil ve konfeksiyon sektörlerinde faaliyet gösteren şirketlerin Ar-ge ve dizayn departmanlarındaki çalışan kişilerin, dünyada moda ve trendleri belirleyen gruplar tarafından nasıl takip edildiği, bir koleksiyonun nasıl oluşturulduğu ve gelecek trendlerle alakalı neler yapılacağı gibi konularda çalışmalar yaptıklarını kaydeden Burkay, `Düzenlediğimiz Moda Tasarım Günleri`nin etkisini Bursa`da hissetmeye başladık.
Atölye çalışmalarına katılma yönünde firmalardan yoğun talep var. Firmalar bu çalışmalardan hem faydalanıyorlar, hem de faydasını ürünlerinde, koleksiyonlarında ihracatlarında görüyorlar` diye konuştu.
İstanbul`un dünyanın en önemli moda merkezlerinden birisi olma yolunda ilerlediğini Bursa`nın da buna tam destek verdiğini ifade eden Burkay, `İstanbul modanın merkezi, Bursa ise modanın üretildiği yer. Bursa`da tekstil ve konfeksiyonda moda ve tasarımın ön plana çıkması gayet doğal. Bursa İstanbul`a alternatif değil.
Ama Bursa kumaş ve konfeksiyon tasarımlarıyla, dizaynları ile sürüklüyor. Düzenlediğimiz Tekstil ve Moda Tasarım Günleri ile etkimizi daha da arttıracağız. Ağırlıklı hedefimiz, firmalarımızı eğitmek ve onlara yeni bilgiler aktarmak. Bu yıl ilkini düzenleyeceğimiz defile de bizim için son derece önemli olacak. Ayrıca bu yıl ev tekstili sektörü de bu etkinlikte yer alacak` dedi.
Etkinlik kapsamında 2 – 3 Nisan tarihleri arasında gün boyu paneller ve firmaların tasarımcı, müşteri temsilcisi, mağaza yöneticisi, pazarlama yöneticisi, satın alma yöneticilerinin katılımları ile atölye çalışmaları düzenlenecek.
Concordia BV tarafından gerçekleştirilecek olan atölye çalışmalarında, tekstil ve konfeksiyon sektörlerinden toplam 12 grup oluşturulacak ve bu gruplarda,
`Farklı yaşam tarzlarının gelişen eğilimler doğrultusunda değerlendirilmesi` teması işlenecek. Program kapsamında ünlü modacı Bahar Korçan`ın 2010 yaz koleksiyonunu sergileyeceği `Kabullen ya da Değiştir` isimli bir defile de düzenlenecek. Defilede Burcu Kutluk, Didem Soydan, Ebru Öztürk, Alona Kıral, Nur Gümüşdoğrayan, Selda Car gibi ünlü mankenler yer alacak.

Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB), Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) ve BUTEKOM işbirliğiyle “II. Ar-Ge Proje Pazarı Platformu” kuracak.
TİM Başkan Vekili ve UTİB Başkanı İbrahim Burkay, Ar-Ge yatırımlarının artması, bu sürecin hızlanması ve sağlıklı işlemesi için 2007 yılında UİB bünyesinde kurulan Tekstil Teknoloji Çalışma Grubu’nun aktif çalışmalarını yürütmekte olduğunu belirtti. “Tekstil ve Konfeksiyon Sektöründe II. Ar-Ge Proje Pazarı Platformu”nun 18 Şubat 2010 Perşembe günü gerçekleştirileceğini söyleyen Başkan Burkay, platforma TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve TOOB Tekstil Sanayi Sektörü Meclis Başkanı Abdülkadir Konukoğlu, modacı Faruk Saraç ve çok sayıda ihracatçı firma temsilcisinin katılacağını dile getirdi.
Bu çalışmaların başında UİB Tekstil ve Konfeksiyon Sektöründe I. Ar-Ge Proje Pazarı Platformu, BUTEKOM Ar-Ge Merkezi’nin hayata geçmesi, Ar-Ge Envanterinin Yapılması, Ev Tekstili Çalıştayı ile Teknik Tekstil Çalıştayı’nın düzenlenmesinin yer aldığını belirten Başkan Burkay, “UİB Tekstil ve Konfeksiyon Sektöründe Ar-Ge Proje Pazarı Platformu ile tekstil ve konfeksiyon sektörünün yüksek katma değerli üretim yapabilmesi, gerçekleştirilen ihracatın sürdürülebilir kılınması teması ile Ar-Ge projesi yapmak isteyen sanayi kuruluşlarının temsilcileri ile üniversite öğretim üyeleri ve araştırma kurumlarını bir araya getirerek sanayicilerin Ar-Ge destek programlarına proje önerisi sunmalarını sağlamayı amaçlıyoruz” dedi.
69 proje önerisi sunuldu
TÜBİTAK-TEYDEB’in, 2002 yılından bu yana, çeşitli kurum ve kuruluşlara toplam 19 Ar-Ge proje pazarı için destek verdiğini söyleyen Başkan Burkay, düzenlenen “UİB Tekstil ve Konfeksiyon Sektöründe I. AR-GE Proje Pazarı Platformu” ile ilk defa ve “doğrudan” tekstil konfeksiyon sektörüne destek sağladığının ve “II. Ar-Ge Proje Pazarı Platformu” için de TÜBİTAK desteği alındığının altını çizdi.
Burkay, Türkiye’nin dört bir yanından farklı konularda toplam 69 proje önerisi sunulduğunu da sözlerine ekledi.