"İTHİB" ile etiketlenmiş yazıları görüntülüyorsunuz

Bakanlar Kurulu’nun onayladığı yerli üreticiyi koruma amaçlı tebliğ, 120 günlük gözetleme süresinin ardından 21 Temmuz 2011’den itibaren ithal tekstile ek vergi getirilmesini öngörüyor.

Bu durum sektörü ikiye böldü. Üreticiler karardan memnuniyetlerini dile getirirken, ithalatçılar, bu kararın satış fiyatlarını yüzde 20-30 arasında yükselteceğini savunuyor.

13 Ocak tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan ‘İthalatta korunma önlemlerine ilişkin tebliği’ne Bakanlar Kurulu’ndan onay çıktı. İthal tekstile ek vergi getiren tebliğ, üreticilerin yüzünü güldürürken ithalatçıları rahatsız etti. Buna ilişkin ithalat rejimi kararına ek yapılmasına yönelik bakanlar kurulu kararı, Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. 120 gün sonra yürürlüğe girecek karar, ithalat rejiminde 51, 52, 54, 55, 61 ve 62’inci fasıllarda bulunan ve kararda gümrük tarife istatistik pozisyonu (GTİP) ve ismi belirtilen maddelerin ürünlerini kapsayacak. AB, EFTA, İsrail, Makedonya, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Fas, Batı Şeria ve Gazze Şeridi, Tunus, Suriye, Mısır, Gürcistan, Arnavutluk, Sırbistan, Karadağ ve Kosova’dan ithalatta, ilave gümrük vergisi alınmayacak.

Sektörün önde gelen şirketleri 120 günlük gözetleme süresinin ardından 21 Temmuz’dan itibaren uygulanacak vergi ile satış fiyatlarını artıracaklarını kaydediyor. Tekstil ve hazır giyimciler, şubat ayında Dış Ticaret’ten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’dan bu kararın ertelenmesi konusunda destek istemişti. Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın (DTM) açtığı korunma önlemi soruşturmasına paralel olarak Bakanlar Kurulu, söz konusu tekstil ve konfeksiyon ürünlerinin ithalatında yüzde 20-30 arasında ilave Gümrük Vergisi uygulanmasına karar verdi.

LC Waikiki’nin çatı kuruluşu Taha Holding Yönetim Kurulu üyesi İsmail Hakkı Kısacık, ek vergiye karşı olduklarının altını çizdi. Bakanlar Kurulu kararında 10 puan indirim yapıldığı belirtilmesine karşın, kilogram fiyatlarında bir oynamanın söz konusu olmadığını dile getiren Kısacık, iş dünyasına uygulanacak vergiden tüketicilerin de etkileneceğini belirtti. Tekstil ve hazır giyim sektörü, 21 Temmuz’dan itibaren satış fiyatlarına yüzde 20-30 oranında zam yapmaya hazırlanıyor. Sektörden bir temsilci ise ek vergilerin uygulanması durumunda, şu ana kadar ithal edilen bazı ürün gruplarındaki siparişlerin Türkiye’ye kayması sonucu kapasite kullanımında ve istihdamda belli bir artış olacağını belirtiyor. Ancak kararın enflasyona ve dar gelirli tüketiciye muhtemel zararlarının da gözden kaçırılmaması çağrısında bulunuyor. Kararın hükümetin enflasyon ile mücadele ve dar gelirli tüketiciyi koruma politikası ile çeliştiği iddia ediliyor. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Cem Negrin de dernek olarak kararı kesinlikte doğru bulmadıklarını dile getirerek pazartesi günü yapacakları yönetim kurulu toplantısız kararına göre gerekli adımları atacaklarını aktardı. Süvari Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Coşkun ise sektörün iyi bir ivme yakaladığını, alınan kararın bu düzeni sekteye uğratacağını kaydetti. Sonuçta alınan karardan en fazla tüketicilerin etkileneceğini de aktaran Coşkun, uygulamanın başlamasıyla birlikte yüzde 20 oranında bir zam yapılacağını da ifade etti.

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle ise tebliği olumlu karşıladıklarını kaydederek, “Referans fiyatlarda henüz bir değişikliğe gidilmedi. Daha önce yüzde 40’ları bulan vergi oranlarında 10 puanlık bir indirim yapıldı. Hepimize hayırlı olsun.” dedi. Sarar Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Sarar da iç piyasada ciddi bir hareketliliğin yaşanacağını ileri sürdü.

“Türkiye’de ve Dünyada Tekstil-Hazır Giyim Sektörü’nün Önemi” konulu MÜSİAD Tekstil ve Deri Sektör Kurulu Paneli’i; İTHİB Başkanı İsmail Gülle, MESİAD Başkan Yardımcısı Halit Tuna, Akkuş Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Akkuş’un katılımıyla gerçekleştirildi.
İTHİB Başkanı İsmail Gülle, “Tekstil Sektörü İle İlgili Güncel Gelişmeler ve Sorunlar” başlıklı yaptığı sunumda, sektörle ilgili değerlendirmede bulundu. Tekstil sektörünün geçmişten günümüze hem üretim hem de ihracat açısından büyük potansiyeli olduğuna dikkat çeken Gülle, bu potansiyeli hedef pazarlar ve yenilikçi ürünlere yönelerek daha fazla ileriye götürmenin mümkün olduğunu kaydetti.
Gülle, “Güç birliği ile birlikte sektörümüz uluslararası pazarlarda daha ileri seviyelere gelebilecek potansiyeldedir” dedi.
Tekstil sektöründe 2010 yılında ihracatın 6.5 milyar dolara çıktığına işaret eden Gülle, 2009 yılı haricinde sektörün hep ülke ihracatının önünde koştuğunu ifade etti. Geçen yıl en fazla tekstil ihraç edilen ülkeleri Rusya, İtalya, Almanya, Romanya, Polonya ve İran olarak sıralayan Gülle, “Bu dönemde Rusya’ya ihracat yüzde 44,2, İtalya’ya yüzde 16,7, Almanya’ya yüzde 15,3, Romanya’ya yüzde 9,2 ve Polonya’ya yüzde 1,1 artmıştır. Geçen sene ihracatta büyük bir sıçrama gerçekleştirilen İran’a bu sene yüzde 4,6 ihracat artışı olmuştur. Çin, sürpriz bir şekilde 2009 yılında 20. büyük Pazar iken 2010 yılında 15. büyük Pazar konumuna gelmiştir” diye konuştu.
2010 yılında sektörün olumlu performansının üretim ve kapasite kullanımında da olumlu bir gelişme yarattığını belirten Gülle, üretim eğiliminin Ocak-Mayıs döneminde yüzde 20’lerde artış gösterirken Haziran’dan itibaren artışın yavaşladığını Ağustos-Kasım aylarında ise tek haneli rakamlara düştüğünü ifade etti.
Gülle, “Kapasite kullanım oranları ise 2010 Ocak ayında yüzde 71’lerde iken 2010 Aralık ayında yüzde 80,1’e yükselmiştir. 2011 yılı Ocak ayında yüzde 77,6 olmuştur” dedi.
2010 yılındaki ihracattaki artış trendinin istihdama da yansıdığını dile getiren Gülle, 2009’a göre yüzde 4.8 artışla 15 binin üzerinde ilave kişiye istihdam sağlandığını belirtti. Gülle, faaliyette bulunan firma sayısının da yüzde 1.2 arttığını ifade etti.
Hedef pazarlara yönelmenin önemine işaret eden Gülle, yeni gelişen pazar alanı olan teknik tekstile yönelmenin gerekliliğine de dikkat çekti. Gülle, tekstil pazarında yüzde 25 olan teknik tekstilin payının sürekli genişleyen kullanım alanları nedeniyle artışını sürdürdüğüne değinerek, Türkiye’de 1 milyar dolar civarında teknik tekstil ihracatının olduğunu kaydetti.
MÜSİAD Tekstil ve Deri Sektör Kurulu Başkan Feysel Ablak ise tekstilin geçmişte olduğu gibi gelecekte de önemini koruyacak bir sektör olacağını belirterek, “İstihdam ihracat gibi ülke ekonomisinin can damarı olan unsurların en yüksek payları tekstil sektörü tarafından karşılanmaktadır” dedi.
Lokomotif sektör olan tekstilde kronik hale gelmiş birtakım sorunların olduğuna işaret eden Ablak, sektörde fason etkisinin yoğun olmasını yaşanan sorunlardan biri olarak gösterdi. Sektördeki markalaşma, tasarım ve girişimcilik konusundaki eksikliklerin giderilmesi adına ciddi çalışmaların yapılması gerektiğine işaret eden Ablak, “2010 yılında yakaladığımız ihracat sıçramasının ekonomik ortama olan güvenin artarak devam etmesi ile birlikte, 2011 yılında da daha hızlı bir şekilde artacağı inancındayız” diye konuştu.

Zayıf euro kuru nedeniyle maliyet baskısıyla karşı karşıya kalan tekstil ve hazırgiyim ihracatçısı, zarar etmemek için Avrupalı müşterileriyle yeniden pazarlık masasına oturdu. Geçmişte kurun yükseldiği dönemlerde alıcıların fiyatların aşağı çekilmesi yönünde baskısıyla karşılaşan ihracatçı, şimdi de euronun 2.20’den 1.90’a kadar gerilemesi nedeniyle yüzde 15-20 fiyat artışı için bastırıyor. Fiyat artışını kabul etmeyen müşteriyle ise sözleşmeler iptal ediliyor.
Ağustosta otomobil sektörünü geçerek ihracat şampiyonu olan tekstil ve hazırgiyim sektörü, bu başarısını koruyabilmek için bu günlerde alıcılarla sıkı pazarlık içinde. İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, üretim girdilerinin sürekli artması nedeniyle tekstilcinin dayanacak gücünün kalmadığını belirterek “Firmalar artık sözleşmeleri iptal etmeyi tercih ediyor. Avrupa’ya genel ihracatımızda yüzde 10 düşüş olabilir. Şu an yaşanan sıkıntı 3 ay sonra ortaya çıkacak” dedi.
İspanyol alıcıdan yüzde 10 fiyat artışı talep ettiklerini belirten Crispino gömleklerinin üreticisi Yunus Akdaş da “Kendileri paritedeki en ufak bir düşüşte hemen fiyatlara yansıtıyor. Biz isteyince ise kabul etmediler. Bu nedenle 2011 kış sezonuna ait 200 bin takım elbiselik sözleşmeyi iptal ettik” diye konuştu.
İstanbul Tekstil ve Hammadde İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle ise “Alıcılar geçmişte sözleşmeleri iptal etmekle tehdit edip, bizden yüzde 20’lere varan fiyat indirimleri alıyorlardı. Şimdi böyle zararına iş yapmaktansa sözleşmeyi iptal etmek daha doğru” dedi.
 
İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi:
Avrupa’ya ihracat yüzde 10 düşer
Özellikle hazırgiyim sektöründe ihracatın yüzde 80’ini Avrupa’ya yapıyoruz. Ancak bu kurlarla fiyat tutturmamız çok zor. Sektörde sözleşmeler çok basit hazırlandığı için oluşan farklar çok fazla yansıtılamıyor. Ancak zamanında Avrupalı alıcılar arasında fırsatçılık yapanlar olmuştu. Şimdi ise yılbaşıyla bugün arasında yüzde 10’un üzerinde kur farkı var. Bu kaybı karşılayacak indirimler olmadı. Üretim girdilerimiz dolarla, satış euroyla. Paritedeki değişim olumsuz etkiliyor. Fiyat tutturabilme şansına sahip olamıyoruz. Firmalar ya sözleşmeleri iptal etmeyi tercih ediyor ya da yeni sözleşmeleri yapamıyor. Bu maliyetle yapmaktansa siparişi kaptırmayı göze alıyor. Siparişler zayıflıyor. Bir an önce tedbir alınmazsa, önümüzdeki dönemde Avrupa’ya ihracatta yüzde 10 azalma olabilir. Yıllardır zar zor kazandığımız pazarları kurdaki dengesizlik yüzünden kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Şu anda sipariş dönemi. Firmalar 2-3 aylık programla çalışıyor. Yaşanan sıkıntı 3 ay sonra ortaya çıkacak. Firmalar şu anda gelecekle ilgili üretim programlarını yapamıyor. Bir ay sonra çalışıp çalışmayacağı belli değil.
 
Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu:
Zammı kabul edenle çalışırız
Bizim yıllık genel ihracatımız 400 milyon dolar civarında. Sadece tekstil ihracatı değil tüm yeni sözleşmelerimizde fiyatları yüzde 15-20 arttırdık. Eski sözleşmeleri yerine getiriyoruz ancak yeniler için fark istiyoruz. “Bu fiyatı kabul ederseniz çalışabiliriz” diyoruz. Kaç yıldır bir tek tekstilde fiyatlar aynı kalıyor. Memnun olan yok ama bu fiyatlarla iş yapılamayacağının artık herkes farkında. Vadelerimiz genelde 90 ile 120 gün arasında değişiyor. Bu oranda bir artış makul diye düşünüyoruz. Özellikle pamuk fiyatları anormal yükseldi, dünyada pamuk ekimi çok azaldı. Bir süredir ölü sezondu, Avrupa tatildeydi. Esas sezon şimdi başlıyor. Artık akışına bıraktık gidiyoruz. Euro/dolar paritesini kendi içimizde dengeliyoruz.
 
İTHİB Başkanı İsmail Gülle:
Alıcı bu fırsatı hiç kaçırmadı
Geçmişte kur yükseldiği dönemlerde Avrupalı alıcılar bizden ciddi fiyat indirimleri talep ediyordu. Devalüasyon yaşadığımızda alıcılar bu fırsatı hiç kaçırmamıştı. Fiyatları yüzde 20’ye varan oranlarda düşürmüşlerdi. Şimdi de parite bazında bir para değerini kaybediyorsa, fiyatların güncellenmesi son derece doğal. Hatta kurun yansıması da gerekmez, bu koşullarda üretici zarar ediyor. Hammadde fiyatları ciddi oranda arttı. Artık zararına iş yapmaktansa sözleşmeyi iptal etmek daha doğru. Zaten işin üzücü tarafı, fiyatlarımızın son derece ucuz olması. Daha fazla dayanamayıp sözleşmelerini iptal edenleri tebrik etmek lazım.
 
Eski Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ahmet Nakkaş:
Ayda 4-5 siparişi reddediyoruz
Maliyetler artık o kadar zorluyor ki, fiyatların revize edilmesi yönünde talepler giderek arttı. Özellikle son 3 aydır görüşmeler yapılıyor, sıkı pazarlıklar var. Müşteriden fiyat artışı istiyoruz. Ortak bir nokta bulmaya çalışıyoruz. Sonuçta yine şartları müşteri belirliyor. Üreticinin çok fazla hareket yapma şansı yok. Dengeyi dizayn ve tasarımda fark yaratarak sağlamaya çalışıyoruz. Sipariş iptal etmedik ancak fiyat nedeniyle artık siparişi kabul edemeyeceğimiz durumlar oluyor. Ayda en az 4-5 kez 40 bin adede yakın miktarlarda siparişi kabul edemiyoruz. Talepleri geri çeviriyoruz. Her ay bu kadar bir iş kaybımız söz konusu oluyor.
 
Koton Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Yılmaz:
İhracatçı kendi dengesini kursun
Biz fason ihracatı yapmıyoruz, yurtdışındaki Koton mağazalarına ve franchise mağazalarımıza ürün gönderiyoruz. Alacak ve borçlarımızın yapısını birbirine benzettik. Yani euro bazında ithalat yapıyorsak, ihracatı da eurodan yapıyoruz. Dolarda da aynı. Bir nevi doğal denge sağladık. Kendimizi olası dalgalanmalara karşı koruma altına aldık. Dolayısıyla kurdaki düşüş ya da yükselişler bizim bilançomuzu etkilemiyor. Ticaretin genel olarak bu tarz risklerden arındırılması lazım. Ancak döviz kurlarının dengelenmesi ve bir miktar daha yükselmesi Türkiye açısından daha doğru. Mevcut durum işleri dengeli bir şekilde sürdürmeye pek uygun değil.

Dünyanın en ünlü denim gurusu Adriano Goldschmied, Türk girişimcilerin bu güne kadar tekstil ve hazır giyim sektöründen iyi kazandıklarını belirterek, `Şimdi kazandığınız bu parayı yata, jete değil tasarım ve dizayna ağırlık vererek geleceğinize harcayın` dedi.

Diesel, Replay gibi dünya markalarının yaratıcısı Adriano Goldschmied, Türkiye`nin büyük benzerlik gösterdiği İtalya formülünü uygulayarak, dünyada çok daha hızlı ve geniş yer alabileceğini belirterek, `Avrupa Amerika gibi olgun piyasalarda rakiplerinizi öldürmeden kendinize yer açamazsınız. Üreterek değil marka satın alarak yolu kısaltıp hedefe daha kolay ulaşabilirsiniz` dedi.

GELİŞEN PİYASALARA YÖNELİN

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği`nin düzenlediği (TGSD)  3. İstanbul Moda, Tekstil& Hazır Giyim Konferansı ve Sergisi`nin ikinci gün açılış konuşmasını yapan Goldschmied, Türk tekstil ve hazır giyim sektörünün büyük gelişme gösterdiğini belirterek, gelecekte bu başarısını sürdürmek için Avrupa`dan çok bölge ülkelere yönelmesi gerektiğini ifade etti.

`Avrupa Amerika Japonya gibi doygun piyasalarda rakiplerinizi öldürmeden ayakta kalamazsınız` diyen Goldschmied, şunları söyledi:

`Bu pazarlar gerçek anlamda doygunluğa ulaştı. Şimdi gelişen piyasalar alternatif Pazar olarak dikkat çekiyor. Krizin zor kısmını geçtik ancak süreç devam ediyor. Hem ekonomide ortam hem de pazarlardaki doygunluk nedeniyle Çin, Hindistan, Türkiye gibi gelişen piyasalara yönelmemiz lazım.`

LİDER OLMAYA BAKIN

Goldschmied, Avrupa`nın döviz kurundaki olumsuzluklar nedeniyle iyi bir pazar olmaktan çıktığını belirterek, `İşinizin yarısını Avrupa`ya yapıyorsanız, bundan vazgeçip bölge ülkelere yönelmeniz gerekiyor. Türkiye sahip olduğu dinamikler sayesinde rahatlıkla bölgenin lideri olabilir` dedi.

HIZLI BÜYÜME FIRSATI VAR

Bu süreçte Türk hazır giyim ve perakende sektörünün yurt dışından markalar satın alarak daha hızlı bir gelişme gösterebileceğini anlatan Adriano Goldschmied, Türkiye`nin birikimlerine rağmen öğreneceği çok şey olduğunu ifade etti. Goldschmied, hızlı ve akıllı imalat sektörüne sahip olan Türkiye`nin önünde pek çok fırsat bulunduğunu vurgulayarak,

sözlerini şöyle tamamladı: `Öncelikle dizayn ve tasarıma ağırlık vermeniz gerekiyor. Bundan sonra markalaşmaya geçebilirsiniz. Ürüne kazandıracağınız hız son derece önemli. Türk girişimciler bu güne kadar bu sektörden iyi kazandılar. Şimdi kazandığınız bu parayı yata, jete değil tasarım ve dizayna ağırlık vererek geleceğinize harcayın.`

İHRACATTA YIL SONU HEDEFİ 7 MİLYAR $

İstanbul Tekstil ve Hammadde İhracatçıları Birliği(İTHİB) Başkanı İsmail Gülle ise konuşmasında Tekstil ihracatında yıl başından bu yana yüzde 25`lik bir artış yaşandığını belirterek, sektördeki kriz sonrası toparlanma hızına dikkat çekti. İhracattaki artışın önümüzdeki dönemde de artmasını beklediklerini ifade eden İsmail Gülle, 2010 yılı sonu itibariyleyaklaşık 7 milyar dolarlık bir ihracat rakamına ulaşmayı hedeflediklerini söyledi. Tekstil ve hazır giyim sektörü olarak, yıllardır suni suçlamaların muhatabı olduklarını anlatan İTHİB Başkanı İsmail Gülle, `Geçen hafta bir Türk girişimcimizin 100 milyon dolarlık yatırımının açılışı için Etiyopya`ya gittik. Sanayicilerimizin Türkiye`deyken kıymetinin bilinmesi gerekiyor. Yurt dışına gittikten sonra gelen övgüler çok da mutlu etmiyor` dedi.

İstanbul Tekstil ve Hammadde İhracatçıları Birliği`nde (İTHİB) İsmail Gülle yeniden başkanlık koltuğuna oturdu. Bin 262 üyenin katılımıyla yapılan İTHİB Genel Kurulu`nun Divan Başkanlığı`nı Fikret Tanrıverdi üstlendi. Seçimlerde Gülle 640 üyenin oyunu alırken; Hazim Sesli 617 oyda kaldı, 5 oy ise geçersiz sayıldı.

İsmail Gülle

Seçimin ardından bir teşekkür konuşması yapan Gülle, uzun soluklu ve yorucu bir dönem geçirdiklerini ama örnek bir genel kurulla sektörün kararını verdiğini söyledi. Sonuçların ardından, kazananın tekstil sektörü olduğunu vurgulayan Gülle, ` Kazanan sektör olsun dedik, kazanan sektör oldu. Bizim kalbimiz herkesi sevecek kadar büyük, kollarımız herkesi saracak kadar uzun.` dedi
Yeni seçilen yönetim kurulu şu şekilde oluştu:
Gülle Tekstil İsmail Gülle
Kipaş Ahmet Öksüz
Ünsa Ambalaj Selim Akdoğan
BTD Tekstil Fatih Bilici
TeksisTekstil Ahmet Şişman
Karagözlüler Tekstil Nüvit Karagözlü
Ertek Tekstil Ertan Koçulu
Ankara Tekstil Şerafettin Demir
Bossa Can Piyale
Pala Tekstil Tamer Pala
Tepar Tekstil Sultan Tepe
Denetleme Kurulu
Öz-El Lastik Kahraman Öztürk
EMR Fermuar Ömer Özpehlivan
Akgün Tekstil Ensar Özer