
Moda dünyasının en çok ilgi gören olayı kabul edilen Victoria’s Secret defilesi, bu yıl da büyük ses getirdi. Ancak Guardian gazetesi, defileyi “Işıklar var, güzel mankenler var ancak kumaş yok, moda yok” diye eleştirdi.
Her yıl moda dünyasına damgasını vuran Victoria’s Secret defilesi bu kez eleştiri konusu oldu. Bu hafta gerçekleşen defile İngiliz Guardian gazetesi tarafından eleştirildi. Gazetenin moda blogunda yer alan yazıda defilenin ‘modayla alakası olmadığına’ dikkat çekildi. Buna göre defilede yeterince kumaş olmadığı için moda şovu kategorisine girmiyor.
Yazıyı kaleme alan 15 yıllık moda editörü Jess Cartner-Morley Victoria’s Secret’ı, dünyanın en pahalı defilesini gerçekleştirmesine rağmen moda açısından hiçbir yenilik içermemekle eleştirdi.
Cartner-Morley, “Birçok çılgın defile izledim. Ama hiç bir defilede dev melek kanatları kullanıldığını görmedim. Defilede saten kumaştan çok, metal, kristal ve neon lamba vardı” yorumunu yaptı.
‘Seksi bile değil’
Başarılı moda editörüne göre marka ‘seksi’ de değil. “Bir Victoria’s Secret mağazasına gittiğinizde çok az seksi iç çamaşırı görürsünüz. Gördüğünüz şeyler genelde pembe, sevimli iç çamaşırları ve pijamalardır” diyen moda editörü markanın yine de büyük bir başarıya sahip olduğunu hatırlattı.
Victoria’s Secret geçen yıl 4 milyar sterlinlik satış yaptı. Cartner-Morley, Victoria’s Secret defilesini ABD’de her yıl düzenlenen, Amerikan futbolu ligi National Football League’in şampiyonluk maçı Super Bowl’a benzetti.
Meleklerin ‘KÖTÜ’ alışkanlıkları
İngiltere’de yayımlanan Telegraph gazetesi Victoria’s Secret meleklerinin ‘kötü’ alışkanlıklarına yer verdi. Buna göre Hilary Rhoda çikolatadan, Lily Donaldson ise kırmızı şaraptan vazgeçemiyor. Cara Delevingne ise Grand Theft Auto adlı bilgisayar oyununun büyük hayranı. Genç model, egzersiz yapmak yerine ise bateri çalmayı tercih ediyor. Brezilyalı Izabel Goulart ise egzersizden çok egzersiz kıyafeti almayı seviyor.
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği tarafından Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde düzenlenen 3. Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı Zirvesi’ne katılmak üzere Bursa’ya gelen Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, derecelendirme kuruluşlarını kelimenin tam anlamıyla topa tuttu, Bakanlık olarak stratejik hedeflerini anlattı. Çağlayan, 2023 yılı hedeflerine ulaşma noktasında Türk sanayicisinin zihniyet devrimi yapması gerektiğinin altını çizdi.
CİMRİ DAVARINIYORLAR
Fitch, Moody’s ve Standard&Poors gibi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye kredi notu verirken cimri davrandığını vurgulayan Çağlayan, cömert not verdikleri bazı Avrupa Birliği (AB) ülkelerin bugün iflas masasında bulunduğunu söyledi. Çağlayan, ayrıca bu derecelendirme kuruluşlarının yalnız Türkiye’nin değil Türk bankalarına da not verirken aynı cimriliği gösterdiğini savunarak “Türk Bankacılık sektörü şu anda dünya genelinde rasyosu en yüksek kesim seviyesindedir. Derecelendirme kuruluşlarının verdiği notun çok üzerinde notu hak ediyorlar. Yüksek not verdikleri AB ülkelerinin gerçek notunun da çok daha aşağıda olması gerekiyor. Derecelendirme kuruluşları adil davranmıyor. Güvenilirliklerini yitirmişlerdir. Bunlarda sorgulanmalıdır” ifadesini kullandı. Türkiye’nin Atatürk’ün ifade ettiği gibi muasır medeniyetler seviyesine ulaşma noktasında önemli adımlar attığını dile getiren Çağlayan, “Bu çerçevede bilindiği gibi 500 milyar dolar ihracat hedefimiz var. Ülkenin dış ticaret toplamı 1 trilyon doların üzerinde olacaktır. Hedefimiz ihracatın ithalatı karşılama oranını yüzde 80’lere çıkarmaktır. Ayrıca dünyada ilk 10 ekonomi içinde olacağız. Kişi başına milli gelir 25 bin doları geçecektir. Bunlar ana hedeflerimizdir. Bunun yanında şunu söylüyorum Türkiye 2013 yılında kendi helikopterini, 2020 yılında kendi uçağını yapacaktır. Kendi otomobilini yapması içinde uygun zemin vardır” dedi. Türkiye’nin 2023 hedeflerine çok rahatlıkla ulaşacağını ifade eden Bakan, “Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Son 8 yılda ihracatı dörde, milli geliri de yaklaşık dört kat arttırdık. Bunlar somut, yaptık gerçekleştirdik. Dolayısıyla bu tecrübelerle beraber yeni hedefleri de zamanından önce yakalayacağız” dedi.
SANAYİCİNİN ZİHNİYET DEVRİMİNE İHTİYACI VAR
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) tarafından başlatılan Ar-Ge Proje Pazarı çalışmasını çok önemsediğinin altını çizen Bakan Çağlayan, bu çalışmanın mutlaka diğer sektörlere de yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı. Bakan Çağlayan, “Artık sanayicimiz şunun kararını vermeli. Yapmış olduğumuz ürünün kilosunu 1 dolara satmaya devam mı edelim, yoksa öyle mamul yapalım ki kilosunu 50 dolara, bin dolara satabilelim. İşte Ar-Ge bunu getiriyor. 2023 hedeflerimize ulaşabilmenin yolu da yüksek teknolojili, yüksek katma değerli ürünlerin üretiminden geçiyor. İşte bu noktada sanayicimizin zihniyet devrimine ihtiyacı var. Sanayicimiz mutlaka yüksek teknolojili ürünlere geçmelidir. Özellikle tekstil konusunda önemli çalışmalar başlattık. Çünkü tekstil ameliyat masasından uçaklara, otomotivden giyim kuşama kadar birçok şeyi kapsıyor. ABD şu anda elyaf ve karbon esaslı gökdelen yapmaya çalışıyor. Bu çerçevede teknik tekstilde AR-GE ve inovasyon ön plana çıkıyor” şeklinde konuştu.
TÜRKLER AVRUPALI ŞİRKETLERİ ELE GEÇİRİYOR
Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan önümüzdeki 5 yılda Almanya başta olmak üzere Avrupa’da 1 milyon 700 bin şirketin, devredecek ikinci nesil bulamaması nedeniyle kepenk indireceğine dikkati çekerek, bu şirketleri Türk firmalarının alabilmesi için çalışma yaptıklarını belirtti.
Türkiye’nin 74 milyon nüfusuyla Avrupa’nın ve dünyanın güçlü ülkelerinden biri olduğunu anlatan Çağlayan, “74 milyon insanımız var, her yıl 800 bin insana iş bulmak zorundayız. Bu Türkiye’nin büyük avantajı. 74 milyon nüfus ve 28 yaş ortalaması. Dünyanın hemen hemen her ekseninde, Asya’nın en batısı, Avrupa’nın en doğusunda, Kafkasya ve Afrika ile bağlantılarımız var. Avrupa’nın nüfusu artık yaşlandı. Önümüzdeki 5 yılda Almanya başta olmak üzere Avrupa’da 1 milyon 700 bin şirket, devredecek ikinci nesil olmadığı için kapanacak. Bu şirketleri Türk firmalarının alması için önemli çalışmalar yapıyoruz. Bundan 50 yıl önce Almanya’ya pazılarına, kollarına, dişlerine bakılarak gönderilen Türk işçilerinin bulunduğu dönemden nerelere geldik. Şimdi bizim şirketlerimiz Almanya’daki, Fransa’daki uluslararası şirketleri alıyor veya ortak oluyor. Koç Grubu ve Eczacıbaşı’nın da son zamanlarda yaptığı faaliyetler var. Türk sanayisinin ve ekonomisinin nereden nereye geldiğini gösteriyor bu. Bu yüzden Türkiye şu an Avrupa’nın en büyük 6. ekonomisi, dünyanın da 16. Ekonomisi” ifadelerini kullandı.
AR-GE DENİNCE KANIM KAYNIYOR
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, AR-GE konusunun hassas bir alan olduğunu belirterek, “AR-GE” inovasyon ve tasarım dendiği zaman kanım kaynıyor. Bu projelere hassasiyetim var. Bunlara vakit bulmak mecburiyetindeyiz. Bu güzel etkinliklerde her zaman sizin yanındayız. AR-GE ve inovasyonun önemine işaret eden çalışmalar yapılsın. Böyle bir toplantıda teknik bir toplantıda salonun hınca hınç dolu olması beni cesaretlendirdi. Arkadaş, projenizi getirin Dış Ticaret Müsteşarlığımız da size maddi ve manevi katkı verecektir. Bu destek de şimdikinin 3-4 katı olacaktır. Dükkân sizin tabiri caizse, yeter ki önemli çalışmalar yapalım” ifadelerini kullandı.
BÜYÜKLERİMİZ AR-GE’Yİ BİZE FARKLI ANLATTI
AR-GE konusunda geçmiş dönemlerde bazı hataların yapıldığının altını çizen Çağlayan, “Geçmişte Türkiye bunu ıskaladı. AR-GE’yi bize farklı anlattılar. Devlet dairelerinde özelikle çalışmak istemediğiniz bir bürokratı depo niteliğinde bir birime gönderirlerdi. Buranın adı APK’ydi. Yani Araştırma Planlama ve Koordinasyon. O dönemlerde kızağa çekilen kişilerin pasifleştirdiği yer olarak adlandırılırdı. Oysa bugün APK stratejik öneme sahip bir kurum haline geldi. Bizim büyüklerimiz icat çıkartmayın derlerdi. Niye çıkartmayayım. İcat çıkarmamanın bedeli bugün Türkiye ödüyor. İnadına icat çıkarmalıyız. Dünya ekonomisinde yeterli payı almak için bunu yapmalıyız” açıklamalarında bulundu.
MERKEZ BANKASI GEÇ DE OLSA DOĞRU KARAR ALDI
Çağlayan, Merkez Bankası’nın aldığı son kararlar hakkında, “Bu konuyu anlamayanlar veya faiz lobisine hizmet edenler, bundan dolayı bizi eleştiriyorlardı. Şu an bizim haklılığımız ortaya çıktı. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun son 2 yılda alması gereken tedbirleri almamasından dolayı, Türk Lirası’nın aşırı değerlenmesi, beraberinde döviz fiyatlarının düşmesi ve bunun ithalat üzerinde oluşturduğu düzensiz tesir herkesi etkiledi. Merkez Bankası doğru karar almıştır. Çok geç kalınmış tedbirlerdir. Merkez Bankası bunu daha önce yapmış olsaydı, iddia ediyorum ki Türkiye, geçen yıl 185 milyar dolar değil, 175 milyar dolar ithalat yapacaktı. 114 milyar dolar yerine 120 milyar dolar ihracatı olacaktı” ifadesine yer verdi.
SEÇİM EKONOMİSİ OLMAYACAK
Türkiye’nin yerli otomobil üretmesi için gerekli altyapısının olduğunu, hükümet olarak buna her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirten Çağlayan, “İş dünyası seçimden rahatsız olur. Önümüzdeki haziran ayında seçim var. Size bu konuda iletilen bir rahatsızlık var mı?” şeklindeki soruya, “Ben Ankara Sanayi Odası başkanıyken her seçim dönemi tüylerim diken diken olurdu; yine seçim ekonomisine girecek diye Türkiye. Seçim döneminde asla yerine getirilemeyecek vaatler verilirdi. Ama biz bugüne kadar tutamayacağımız hiçbir sözü vermedik. Verdiğimiz vaatleri de yerine getirdik Allah’a şükür. Türkiye seçimden korkmuyor artık. İşadamları korkmuyor. 8 yıllık iktidarımız döneminde 2 genel seçim, 2 mahalli seçim, 2 de referandum yaptık. 6 kez halka gittik. Hiç seçim ekonomisi gördünüz mü? Eğer görseydiniz Türkiye’nin bütçe açığı yüzde 3,6’ya inmezdi” cevabını verdi.
TİM BAŞKANI BÜYÜKEKŞİ
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, proje pazarının Türkiye’nin 2023 hedefi yolunda önemli bir adım olduğunu belirterek, “Dört konuya önem vermeliyiz. AR-GE, ÜR-GE, moda marka ve eğitim. Proje pazarı bizim için çok önemli bir rehber olacak” diye konuştu.
UTİB Başkanı İbrahim Burkay da, “Konvansiyonel tekstil üretiminden, teknik ve fonksiyonel tekstil üretimine doğru geçişte bizlere büyük katkı sağlayacak bu proje pazarı etkinliğine, sanayiciler, ihracatçılar, akademisyenler ve öğrenciler katılacak” dedi.
Bakan Çağlayan’ın basın toplantısına Bursa Valisi Şahabettin Harput, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Başkanı İbrahim Burkay da katıldı. Burkay, toplantı sonunda Ar-Ge Proje Pazarı’na verdiği destekten dolayı Çağlayan’a plaket verdi.
Bu arada AR-GE Proje pazarında sergilenen en ilginç ürünler şöyle:
*Geliştirilen yüksek emici özel lif sayesinde yaranın salgıladığı iltihabın vücuda yayılmasını önleyen yara iyileştirici kumaş.
*İçerdiği metal iplikler sayesinde vücutta biriken statik elektriği alan ve kandaki hemoglobin yapısında bulunan demiri etkileyerek kan dolaşımı düzenleyen, gerektiği zamanda kan akışını hızlandıran ürünler.
*Yaşlanmayı geciktirici, onarıcı ve nemlendirici yağlar içeren aromaterapili havlu.
*Saç dökülmelerine karşı kullanılan ısırgan otlu şapkalar.
*Güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştüren çok fonksiyonlu lifler.
MODAYI TAKİP EDİN
En sık alışveriş yaptığınız mağazanın vitrininin önünde, cansız modellerin üzerindeki kombinleri incelemekle, modadan haberdar olamazsınız. Bu bakımdan, dergilerin moda sayfalarını karıştırmakta, biraz moda blog`u okumakta fayda var. Örneğin önümüzdeki sezon; balıkçı yaka kazakların, kapitone ceketlerin, naylon trençkot ve rüzgarlıkların çok popüler olacağını bilirseniz, yanlış parçaları satın alarak demode görünme riskinden de kurtulursunuz.
DOĞRU ALIŞVERİŞ YAPIN
Hep aynı tarzda ürünleri satın alırsanız, hep aynı tarzda giyinmek zorunda kalırsınız. Dolayısıyla, her alışverişe çıktığınızda; gardırobunuzda bulunmayan, ihtiyaç duyduğunuz parçalardan yana seçim yaparsanız, daha zengin ve çeşitli bir stile sahip olursunuz.
AKSESUARLARA YER AÇIN
Sahip olduğunuz tüm aksesuvarlar, bir adet kol saati ve iki adet güneş gözlüğünden ibaretse yandınız. Çünkü artık erkekler de, kadınlar kadar olmasa da, aksesuarlara merak salıyor. Son derece sade bir kombini, boynunuza bağladığınız renkli bir fularla ya da sıra dışı bir şapkayla kombinleyerek, harikalar yaratabileceğinizi unutmayın.
HAZIRLIKLI OLUN
Hafta sonu katılacağınız davetin tarzına göre, birkaç gün öncesinden hazırlık yapmanızda fayda var. Klasik müzik konserine giderken giyeceğiniz giysilerle, partiye giderken giyecekleriniz aynı olamaz. Son ana bırakılan seçimlerin acele olacağını ve sizi yanlışlara sürükleyebileceğini unutmayın.
ÖNCEDEN PLANLAYIN
Gardırobunuzda, son anda ortaya çıkacak davetler ya da organizasyonlar için bir köşe ayırın. Önceden hazırladığınız kombinleri, bu köşede tutun; stilinizle uğraşmak istemediğinizde ya da pratik çözümlere ihtiyaç duyduğunuzda, bu giysilerden yararlanın.
ARŞİV YAPIN
Moda dergilerinde gördüğünüz ve hoşunuza giden kombinlerin arşivini tutun. Hatta alışverişlerinizi, bu kombinlere göre yapabilirsiniz. Bir partiye katılırken, Jude Law`un tarzını taklit ettiniz diye, ünlü oyuncuyla pişti olacak değilsiniz. Bir parça ilhamın, kimseye zararı olmaz.
Uludağ Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) işbirliğinde, bu yıl 2-3 Nisan tarihleri arasında üçüncüsü düzenlenecek olan Tekstil ve Moda Tasarım Günleri ile sektörün kalbi Bursa`da atacak.
İstanbul`dan sonra moda merkezi olma yolunda ilerleyen Bursa büyük bir organizasyona ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Bursa`da modaya ve tasarıma farklı bir bakış açısı getirmek ve sektörle tasarımcıyı buluşturmak adına ilki 2007 yılında düzenlenen Moda Tasarım Günleri`nin üçüncüsü, Uludağ Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği(UHKİB) ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği(UTİB) işbirliğinde 2 -3 Nisan tarihleri arasında 3. Tekstil ve Moda Tasarım Günleri adı altında gerçekleştirilecek.
Tekstil ve konfeksiyon sektörüne yeni tasarımcıların kazandırılması, sektördeki tasarımcıların bilgi paylaşımının sağlanması, sektörde deneyime sahip olan ancak kendini geliştirmek isteyen kişiler ile sektöre yeni başlayanlara moda ve moda yönetiminin temel kavramlarının kazandırılması, moda -markaya yönelik koleksiyon oluşturmanın temel eğitim ve uygulamalarının gösterilmesi amacıyla düzenlenen 3. Tekstil ve Moda Tasarım Günleri, sektörden ve dünyadan çok sayıda tasarımcıyı ağırlayacak.
Etkinliğin ev sahibi UHKİB Başkanı Şenol Şankaya, dünyada rekabet koşullarının günden güne zorlaştığını belirterek, rekabette geri kalmamak için sürekli araştırma yapmak ve yeni bakış açıları ile farklılaşmak gerektiğini söyledi.
`Rakiplerimize karşı üstünlük kazanmada yenilikçiliğin ve yenilikçi ürünlerin katkısı büyük` diyen Şankaya, Türk hazırgiyim ve tekstil firmalarının rekabet stratejilerinde tasarım ve inovasyona yer vermelerinin sektör için çok önemli olduğunu vurguladı.
Şankaya, `Kendini yenileyemeyen, gelişmeyen, standart ürün üreten firmalar gittikçe daha çok kan kaybedecek. Türk tekstil ve hazır giyim sektörünün kulvarını bir üst seviyeye çıkarması için bu konulara odaklanması şart. UİB Tekstil ve Hazırgiyim Birlikleri olarak geleceğimizi inovasyon ve tasarım alanında yapacağımız çalışmaların şekillendireceğine inanıyor ve bu çalışmaları da çok önemsiyoruz.
Bu sebeple de bu yıl 3.`sünü yapacağımız Tekstil ve Moda Tasarım Günleri`mizde inovasyon ve tasarım ekseninde geleceğe bakabilmek adına üyelerimize bir vizyon vermesi için `İnovatif tasarımla geleceği şekillendiriyoruz` başlığını seçtik` dedi.
`BURSA MODANIN ÜRETİLDİĞİ YER`
UTİB Başkanı İbrahim Burkay ise, Bursa`da düzenlenen Tekstil ve Moda Tasarım Günleri`ne ilginin her yıl daha da arttığını belirterek, bu yıl katılımcı sayısının geçen yılın iki katına ulaştığını söyledi.
Özellikle etkinlik kapsamında yapılan atölye çalışmalarında, tekstil ve konfeksiyon sektörlerinde faaliyet gösteren şirketlerin Ar-ge ve dizayn departmanlarındaki çalışan kişilerin, dünyada moda ve trendleri belirleyen gruplar tarafından nasıl takip edildiği, bir koleksiyonun nasıl oluşturulduğu ve gelecek trendlerle alakalı neler yapılacağı gibi konularda çalışmalar yaptıklarını kaydeden Burkay, `Düzenlediğimiz Moda Tasarım Günleri`nin etkisini Bursa`da hissetmeye başladık.
Atölye çalışmalarına katılma yönünde firmalardan yoğun talep var. Firmalar bu çalışmalardan hem faydalanıyorlar, hem de faydasını ürünlerinde, koleksiyonlarında ihracatlarında görüyorlar` diye konuştu.
İstanbul`un dünyanın en önemli moda merkezlerinden birisi olma yolunda ilerlediğini Bursa`nın da buna tam destek verdiğini ifade eden Burkay, `İstanbul modanın merkezi, Bursa ise modanın üretildiği yer. Bursa`da tekstil ve konfeksiyonda moda ve tasarımın ön plana çıkması gayet doğal. Bursa İstanbul`a alternatif değil.
Ama Bursa kumaş ve konfeksiyon tasarımlarıyla, dizaynları ile sürüklüyor. Düzenlediğimiz Tekstil ve Moda Tasarım Günleri ile etkimizi daha da arttıracağız. Ağırlıklı hedefimiz, firmalarımızı eğitmek ve onlara yeni bilgiler aktarmak. Bu yıl ilkini düzenleyeceğimiz defile de bizim için son derece önemli olacak. Ayrıca bu yıl ev tekstili sektörü de bu etkinlikte yer alacak` dedi.
Etkinlik kapsamında 2 – 3 Nisan tarihleri arasında gün boyu paneller ve firmaların tasarımcı, müşteri temsilcisi, mağaza yöneticisi, pazarlama yöneticisi, satın alma yöneticilerinin katılımları ile atölye çalışmaları düzenlenecek.
Concordia BV tarafından gerçekleştirilecek olan atölye çalışmalarında, tekstil ve konfeksiyon sektörlerinden toplam 12 grup oluşturulacak ve bu gruplarda,
`Farklı yaşam tarzlarının gelişen eğilimler doğrultusunda değerlendirilmesi` teması işlenecek. Program kapsamında ünlü modacı Bahar Korçan`ın 2010 yaz koleksiyonunu sergileyeceği `Kabullen ya da Değiştir` isimli bir defile de düzenlenecek. Defilede Burcu Kutluk, Didem Soydan, Ebru Öztürk, Alona Kıral, Nur Gümüşdoğrayan, Selda Car gibi ünlü mankenler yer alacak.
Dünya modasına yön veren dergi Vogue, uzun bir bekleyişin ardından Türkiye’de yayın hayatına başlıyor.
17 ülkede çıkan farklı edisyonlariyla modaya yön veren dergi Vogue, ilk sayısı ile Türk okurlarına ve moda tutkunlarına merhaba demeye hazır.
Seçici, özgün bakış açısını kadınları merkezine alan zarif üslubu ve parıltılı görselliğiyle harmanlayan Vogue, 117 yıl önce ilk yayınlandığı günden bu yana değişmeyen çizgisiyle modayı, güzelliği ve hayatı anlatıyor.
Dünya modasına yön veren moda dergisinin Türkiye’de genel yayın yönetmenliğini Seda Domaniç üstleniyor. VOGUE Türkiye, moda ve stil dünyasındaki trendlerin yanı sıra yeni yeme içme alışkanlıkları, uluslararası yetenekler, sıra dışı yaşam hikayeleri ve dünya metropollerindeki renkli sosyal hayatları da anlatan zengin bir içeriğe sahip olacak.
Kazanılmış başarılardan, keşfedilmeyi hak edenlerden, yaşamın ta kendisinden oluşan Vogue dünyasını tüm ihtişamıyla sayfalarına taşıyacak olan VOGUE Türkiye, Şubat sonundan itibaren bayilerde yerini aldı.
Derginin moda direktörlüğü, Conde Nast bünyesinden bir isme emanet edildi: Mary Fellowes.
Derginin kreatif direktörleri ise Andrew ve Iain Foxall olarak duyuruldu.
Merak edenler bu isimlerin özgeçmişlerini aşağıda bulabilirler.
Vogue Türkiye’nin koleksiyonerler için hazırlanan numaralandırılmış 1000 özel baskılı nüshası için İstinye Park markalar sokağındaki Vogue standında uzun kuyruklar oluştu.
24 Şubat öğle saatlerinde İstinye Park Alışveriş Merkezi’nde moda sevenleri hoş bir sürpriz bekliyordu. Vogue Türkiye, İstinye Park’a açtığı özel standında meraklılarını ve yıllardır bekleyenlerini ilk 1000 sayısıyla, kapağında Jessica Stam’le karşıladı.
Vogue Türkiye’nin numaralandırılmış bu ilk 1000 sayısına sahip olmak isteyen modaseverler ve koleksiyoncular, uzun bir kuyruğu göze almak zorunda kaldı. Ancak bu kuyruğun insanları yolundan alıkoymak şöyle dursun daha da tahrik ettiğini söylemek gerek.
İlk sayılara sahip olan şanslı azınlık, dergiyi alır almaz şaşkınlıklarını gizleyemedi. Zira Vogue Türkiye, ilk sayının hakkını vermiş ve 562 sayfalık özel bir sayı çıkartmış. Sanırım bayağı ağır olan bu ilk sayı ile yılların öcünü almak istercesine “İşte sonunda Türkiye’ye de geldik, moda dergisi dediğin böyle olur” demek istemişler ve bunu da başarmışlar.
Derginin, 1 numaralı sayısını, Vogue Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Seda Domaniç aldı. Onun ardından kuyrukta bekleyenler, dergileri almaya başladı. Ancak sıradakiler taşıma zorluğuna rağmen bir dergi ile yetinmedi, iki-üç dergiyi birden kucaklayıp götürdü.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de, VOGUE koleksiyonu yapan pek çok takipçi olduğunu bilen Vogue Türkiye, numaralandırılmış baskıları onlar için hazırladı. Bu özel sayılar dergi piyasaya çıkmadan 20 saat önce meraklılarına ulaştırıldı.
24 Şubat Çarşamba, saat 13.00’den itibaren İstinye Park markalar caddesinde özel hazırlanan VOGUE TÜRKİYE standında başlayan satış, 28 Şubat Pazar akşamına kadar devam edecek.
“Georgetown Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek lisans derecesini Avrupa Çalışlmaları ve Uluslararası Ekonomi alanlarında Johns Hopkins Üniversitesi SAIS’tan aldı. Washington’da CNN televizyonunda, Milano’da Dow Jones haber ajansında, İstanbul’da CNN Türk’e muhabirlik yaptı. Tribeka İletişim Danışmanlık bünyesinde Avrupa Komisyonu’na Turizm Bakanlığı’na ve Colgate Palmolive, Tetrapak, Borusan Holding şirketlerine iletişim danışmanlığı hizmeti verdi. İstanbul’da kurulan AB Bilgi Merkezi’nde Direktörlük ve ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi ( EDAM ) isimli düşünce kuruluşunda Genel Sekreterlik görevlerini yürüttü. Doğuş yayın Grubu İş Geliştirme ve Dış İlişkiler Direktörü olarak görev yaptı. Aynı zamanda CNBC Europe / World televizyonunda yayınlanan “Business Turkey’’ programını hazırladı ve sundu. Sabancı Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi doktorasını tamamlayan Domaniç, İngilizce, İtalyanca ve Fransızca konuşuyor.”
“Edingburg Leith School of Art’ta resim bölümünü bitiren Andrew Foxall, Liverpool Üniversitesi’nde Moda ve Tekstil okudu. Yüksek Lisans’ını Moda Tasarımı ve Pazarlaması alanlarında Milano’da bulunan Domus Academy’de aldı. İtalya ve İngiltere’de Future Concupt Lab, Neil Barrat, Boxfresh, Deutsche Bank ve Ideo London’da çalıştı. 2003’te İstanbul’daki Türk ortağı ile birlikte 20 ML adlı şirketi kurdu. Bünyedeki tüm projelerin kreatif direktörlüğünü üstlendi.
Iain Foxall, Liverpool John Moores Üniversitesi’nde Grafik Tasarım okudu. David Crow, Jonathan Hitchen ve Michael O ‘Shaughnessy’den ders aldı. Serbest çalıştığı dönemde Unilever, Lloyds Bank, Canon, Aquascutum ve Nike’a görsel tasarımlar yaptı.
2006 yılında Andrew ve Iian Foxall İstanbul’da “Foxall Associates’i kurdular.
Vitra, Yapı Kredi ve Nuxx gibi firmalara görsel tasarım hizmeti verdiler.
2008’de Londra ofisini açtılar.”
“Mezunlarının arasında John Galliano, Alexander McQueen, Stella McCartney gibi isimlerin yeraldığı dünyaca ünlü İngiliz moda okulu Central St Martins’ten mezun oldu. İngiliz Vogue’da 5 yıl “ Junior ’’ Moda Editörü olarak Lucinda Chambers ve kate Phelan ile çalıştı. Serbest çalıştığı dönemde Vogue İtalya, Vogue Japonya, Vogue Çin, Vogue ABD, ve Teen Vogue başta olmak üzere birçok dergi için moda çekimleri gerçekleştirdi. 2007 Sonbaharında İngiliz The Economist dergisinin Moda Edötönü olarak atandı ve derginin ilk kez çıkardığı stil eki İntelligent Life ‘i yarattı. Londra’dan Tokya’ya birçok ünlü modacının defilelerine stil danışmanlığı yaptı, aynı zamanda Mischa Barton, Clare Danes, Amy Adams ve Camilla Belle gibi ünlüleri giydirdi.”
İSTANBUL – İstanbul`un moda merkezi olması ve hazır giyim alanında varolan ticaretin geliştirilmesi amacıyla düzenlenen İstanbul Moda Fuarı açıldı.
CNR Expo`dan yapılan açıklamaya göre, ABD, Fransa, İngiltere, İspanya, Danimarka, Hollanda, Almanya, Yunanistan, Mısır, Lübnan, Rusya, Polonya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Çin`in ziyaretçi ülke olduğu fuar, 26 Ocak Salı gününe kadar devam edecek.
İstanbul Moda Fuarı, 125 katılımcı firma ile 10 bin metrekarelik alanda düzenleniyor. Fuardan Suudi Arabistan`ın zincir mağazası Saudi Home`un, yüksek miktarda satın alma yapması bekleniyor.
Yunanistan ve Bulgaristan tekstil ve hazır giyim derneklerinden 120 kişi, Ürdün ve Romanya`dan 10`ar kişilik 2 heyet, İsveç Moda Derneği ve Stockholm Ticaret Odası`ndan 20 kişilik alım grubu da fuara geldi.
Son Yorumlar