"Nihat Ergün" ile etiketlenmiş yazıları görüntülüyorsunuz

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Türkiye’deki sektörlerde işbirliği kültürünün son derece zayıf olduğunu belirterek, ‘Dünyada devasa işletmeler küresel rekabet güçlerini artırmak için şirket evlilikleri yaparken biz ‘Küçük olsun, benim olsun’, ‘Azıcık aşım, ağrısız başım’ düşüncesiyle hareket etmeyi daha çok seven bir toplumuz. Bunlar doğru yaklaşımlar değil’ dedi.

Ergün, Merter Moda Merkezi Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin sanayileşmesinde ve ihracatında tekstilin, hazır giyimin çok önemli bir yeri olduğunu belirterek, dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmelerin her alanda olduğu gibi bu alanda da yeni adımlar atılmasını zorunlu hale getirdiğini söyledi.

İstanbul’un tekstil açısından önemli bir merkez olduğunu ifade eden Ergün, birçok tekstil firmasının ve markanın Merter’de oluştuğunu anlattı.
‘Hem İstanbul’u, hem Merter’i, hem de tekstili bir bütün halinde değerlendirdiğimizde, tekstilin geleceği açısından Merter’in merkezi konumunu ve Türkiye’nin önemini birlikte düşünmemiz lazım’ diyen Ergün, bundan sonraki süreçte ucuz iş gücü, hammadde ve enerji kaynağı olmadığı dikkate alınırsa, rekabet gücünü çok farklı yerlerde aranması gerektiğini söyledi.

Tekstilde rekabet avantajı sağlamanın farklı yollarını oluşturmanın, tasarıma önem vermenin, tekstille ilgili ARGE ve markalaşmaya önem vermenin, akıllı tekstil denilen alana kaymanın ve hazır giyimde moda ve markalaşmayı ön plana almanın önemine işaret eden Ergün, tanıtıma ve dünyayla temasa geçmeye ve gelişmeleri daha yakından tanımaya ihtiyaç bulunduğunu kaydetti.

Ergün, bugünün rekabetçi ortamında bu dikkatli çalışmaları yapmadan ilerleme imkanı bulunmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:
‘Bu açıdan dünyayı buraya çekecek aktiviteler önemli. Bizim dünya ile ilişkilerimiz önemli. Burada birlikte hareket etme gücü ve kabiliyeti önemli. Türkiye’deki sektörlerde en zayıf olan konulardan birisi, ‘Birlikte ne yapabiliriz?’ fikrinin zayıf olması, işbirliği kültürünün son derece zayıf olmasıdır. Dünyada devasa işletmeler küresel rekabet güçlerini artırmak için şirket evlilikleri yaparken, biz ‘Küçük olsun, benim olsun’, ‘Azıcık aşım, ağrısız başım’ düşüncesiyle hareket etmeyi daha çok seven bir toplumuz. Bunlar doğru yaklaşımlar değil, bunu biliyoruz ama adım atarken son derece zorlanıyoruz. Ortaklık ve birlikte iş yapma kültürünün zayıf olmasından kaynaklanan sorunlar var. Birlikte markalaşmak, tasarım yapmak, bazı pazarlarda ortak hareket etmek gibi çalışmalar, rekabet gücü açısından önümüzdeki dönemin önemli çalışmaları olacaktır. Makro ekonomik dengeler önemli. Mikro düzeyde işletmelerin kalitesini artırmak da önemli.’

Bakan Ergün, özellikle KOBİ niteliğindeki işletmelere mikro reformlarını yapabilmeleri için önemli teşvik ve destek mekanizmaları oluşturduklarını belirterek, ‘Önümüzdeki süreçte Türkiye’nin makro ekonomik dengelerindeki finansal istikrarındaki yapının sağlamlığı kadar işletmelerin rekabete dayanıklılığı da önemli’ dedi.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, tüketicilerin yoğun olarak kullandığı ürünlerde bulunan ve sağlığı tehdit eden kimyasalların kullanımını sınırlandırmak amacıyla bir tebliğ hazırlayarak Başbakanlığa sundu.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, bu tebliğ ile bakanlığının sorumluluğunda bulunan tekstil ve deri ürünleri, kırtasiye malzemeleri, çocuk bakım ürünleri ile hobi ve spor ekipmanlarında kullanılan ve kanserojen etkiye sahip olan azo boyar maddeler ve fitalatların (zararlı kimyasal) kullanımına sınırlamalar getirilerek, başta küçük yaştaki çocuklar olmak üzere tüm vatandaşların, ölümcül etkiye sahip kimyasallardan korunmasının amaçlandığını söyledi.

Ergün, söz konusu tebliğ ile azo boyar maddelerin kullanımının giyim eşyalarında, nihai tüketicinin kullanımına yönelik iplik ve kumaşlarda, ayakkabı, çanta ve eldiven gibi deri ürünlerinde azami 30 mg/kg ile sınırlandırıldığını bildirdi.

Çocuklar açısından önemli risk oluşturan, kırtasiye malzemeleri, çocuk bakım ürünleri, yüzme eğitiminde kullanılan ürünler, spor ayakkabıları ve plastik baskılı giysilerde fitalatların kullanımının da kütle bazında azami yüzde 0,1 olarak sınırlandırıldığını belirten Ergün, ”Kırtasiye ürünleriyle ilgili yaptığımız düzenleme bu alanda ülkemizde yapılan ilk düzenleme olması bakımından da önemlidir” dedi.

Bakan Ergün, bu sayede kırtasiye malzemelerini sıklıkla ağızlarına götürmeleri ya da bu ürünlerin kullanımından sonra ellerini ağızlarına veya gözlerine sürmeleri muhtemel küçük çocukların bu ürünlerde bulunan kimyasalların zararlı etkilerinden korunmasının sağlanacağını dile getirdi.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, piyasa denetimleri sonucunda toplatılan 77 ürünün daha çok tekstil ürünü olduğunu ve kanserojen özellik taşıdığını kaydetti. Ergün, ürünlerin daha çok Çin ve Tayvan menşeli olduğunu belirterek denetim faaliyetlerine ağırlık vereceklerini vurguladı.
Ergün, Türk Standartları Enstitüsü’nde dün İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) 1’inci Genel Kurul toplantısına katıldı. Ergün toplantı öncesi gazetecilerin piyasa denetim ve gözetim faaliyetleri sonucunda 77 ürünün toplatılmasıyla ilgili sorularını yanıtladı. Ergün, hem standart dışı ürünlerin hem de tüketici haklarını ihlal eden ürünlerin denetimini yaptıklarını kaydetti.

Ürünleri de topluyoruz
Ergün, “Bu denetimler içerisinde özellikle ithal ürünlerde azo-boyar maddenin kullandığı bir takım ürünler var. Tekstil ürünlerinin üzerinde yapılan denetimlerde ortaya çıkan bir tablo. Bunla ilgili Bakanlığın internet sitesinde bundan sonra her ay yapılan piyasa denetim ve gözetim faaliyetlerini periyodik olarak da kamuoyuna açıklayacağız” dedi. Denetimler içerisinde kesilen maddi cezaların olduğunu söyleyen Ergün, bu yaptırımların en önemlilerinden bir tanesinin de bu firmalara bu cezaların yanında bu malların toplatılıp bir daha ülkeye girişinin piyasaya çıkışlarının önlenme çalışmaları olduğunu ifade etti.