"pamuk" ile etiketlenmiş yazıları görüntülüyorsunuz

Karaçi: Pakistan’ın tarım endüstrisinin gururu ve sevinci olan pamuklu tekstil endüstrisi, ülkede devam eden ekonomik kriz nedeniyle ciddi bir gerileme yaşıyor.

Dünyanın en büyük tekstil üreticilerinden biri olan Pakistan’ın tekstil ihracatı 2021’de 19,3 milyar dolar değerindeydi. Pakistan’ın o yılki toplam ihracatının yarısından fazlasını oluşturdu.

Bununla birlikte, Pakistan’da Avrupa ve ABD’ye ihraç edilmek üzere çarşaf, havlu ve denim üreten birçok küçük tekstil fabrikası ve üretim birimi, ciddi bir pamuk kıtlığı nedeniyle kapatıldı. Bu da yetmezmiş gibi, ülkenin pamuklu tekstil endüstrisi son zamanlarda yapılan bir vergi artışıyla darbe aldı.

Pamuklu tekstil endüstrisindeki kriz, Pakistan’ın endişe verici derecede düşük döviz rezervleri, yüksek enflasyon ve Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) dayattığı katı düzenlemelerle mücadele ettiği sırada geliyor.

Pakistan’daki pamuklu tekstil endüstrisi, gerekli hammaddeleri tedarik etmekte son derece zorlanıyor ve uluslararası müşterilerden gelen siparişleri karşılamakta zorlanıyor.

Döviz rezervlerinin kıtlığı, Karaçi limanında hammadde, tıbbi ekipman ve gıda maddelerinin bulunduğu binlerce nakliye konteynırının sıkışmasına neden oldu.

Kriz, Pakistan’ın pamuklu tekstil endüstrisinin milyonlarca işçiyi işini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bırakmasıdır.

Pakistan’daki tekstil derneklerine göre, son aylarda yaklaşık 7 milyon işçi işini kaybetti.

Geçen yıl Pakistan’ı kasıp kavuran yıkıcı seller, pamuk mahsulünün çoğunu yok etmişti.

Pakistan Devlet Bankası, ülkenin döviz rezervlerinin geçen hafta 4,3 milyar dolara düştüğünü söyledi – Şubat 2014’ten bu yana en düşük seviye. Bu miktarın yaklaşık 3 milyar doları Suudi Arabistan tarafından döviz rezervlerini desteklemek için verildi, ancak kullanılması amaçlanmadı .

Hindistan Dış Ticaret Direktörü bu kararın Hintli tekstil üreticisini korumak için alındığını söyledi. Bu kararın ardından yakın vade pamuk kontratı 92,23 dolara kadar yükseldi. Yüzde 4.5 değer kazanan pamuk kontratı, günlük yüksek sınır değerine erişti ve işlemler otomatik olarak durduruldu. Hindistan’ın bu kararı piyasada tepki ile karşılandı. Hindistan Pamuk Birliği Başkanı Dhiren Sheth, kararın ülkenin uluslararası areneda saygınlığının düzeltilemez şekilde zedeleneceğini söyledi. ,

Dünya üretiminin yüzde 25’ini ve toplam küresel ihracatın yüzde 18’ini yapan Hindistan, Çin’in ardından dünyanın ikinci büyük pamuk üreticisi konumda. Hindistan ihracatının yüzde 80’nini de dünyanın en çok pamuk ithal eden ülkesi Çin’e yapıyor. Ucuz tekstil ürünleri ihracatında lider olan Çin, yükselen pamuk fiyatlarından olumsuz etkilenebilir. Benzer şekilde yüksek pamuk fiyatlarının Türk tekstil sektörüne etkisi de yakından takip edilecek.

Dünyada üretimin azalmasına rağmen talebin artmaya devam etmesiyle tırmanışa geçen pamuk fiyatları, giyim ürünlerinde de zam beklentisini ortaya çıkardı.
Bazı firmaların artışı raf fiyatlarına yansıttığı, giyim fiyatlarındaki asıl artışın ise 2011 ilk baharında gözleneceği ifade ediliyor.
Dünyada pamuk üretimindeki azalma ve stokların erimesiyle birlikte geçen yıl Kasım ayından bu yana artışa geçen pamuk fiyatları yeni sezonun başlamasıyla artış trendini sürdürüyor. İzmir Ticaret Borsası`nda pamuğun kilogram fiyatı, kilogram başına 5 liranın üzerine çıktı. Fiyatlardaki yükselişle birlikte kurun da düşük olması tekstil ve konfeksiyon ihracatçısının kaygılanmasına neden oldu.
AA muhabirine açıklamalarda bulunan Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Sabri Ünlütürk, yıllardır düşük seyreden pamuk fiyatlarının rekor üzerine rekor kırdığını, meslek hayatında ilk kez böyle bir artışla karşılaştığını ifade etti.
Giysi fiyatlarında son 10 yılda fiyatların hemen hiç artmadığını, uygun fiyat ve bolluk nedeniyle giyim ürünlerinde tüketim alışkanlıklarının değiştiğini dile getiren Ünlütürk, pamuktaki fiyat artışların giysi fiyatlarına yansımasının kaçınılmaz olacağını kaydetti.
Ekim ayında giyim ürünleri enflasyonunda görülen yüksek artışta pamuk fiyatlarının da etkisinin bulunduğuna işaret eden Ünlütürk, fiyatların artmaya devam etmesiyle birlikte giysi talebinin düşeceğini, orta vadede ise pamuk fiyatlarının bir dengeye oturacağını düşündüklerini kaydetti.
Ünlütürk, talep düşüşünün etkisiyle bir kaç ay içinde pamuk fiyatlarında düşüş beklediklerini kaydetti.
İhracatta ise alıcılarla fiyat pazarlığının halen devam ettiğini, hammadde artışını fiyata yansıtmakta sıkıntı yaşadıklarını kaydeden Ünlütürk, bir çok ihracatçının müşteri kaybetmemek için tekrarlayan siparişlerde fiyatlara zam yapmadığını, ancak yeni koleksiyonlara maliyet artışlarının eklendiğini ifade etti.
-KUMAŞIN KİMLİĞİ DEĞİŞİYOR-
Ege Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Nedim Örün ise “artık yılda 3 pantolon 10 tişört alma döneminin“ sona ereceğini, tüketimde daralmanın yaşanacağını söyledi.
Maliyet artışının fiyatlara ilk bahar aylarında yansıyacağını kaydeden Örün, bazı firmaların kendilerini garantiye almak için fiyatlarda şimdiden ayarlamaya gitmiş olabileceğini ifade etti.
Giyimde fiyat artışıyla talebin daralacağını ve fiyatların 2011 ortalarında tekrar düşüşe geçeceğini tahmin ettiklerini kaydeden Örün, firmaların sadece fiyatlarla değil ürün içerikleriyle de pamuk maliyetindeki artışı dengelemeye çalıştığına dikkat çekti.
Örün, son dönemde bir çok ürün içinde pamuk kullanımının gerilemeye başladığına dikkat çekerek, “Bazı kumaş fabrikaları yeni koleksiyonlarında pamuklu malları karışım olarak kullanmaya başladılar. Hiç olmadığı kadar elyaf kullanımı başladı. Likra elyafı ve polyesterin yanında mısırdan yapılmış elyaflar dahi kullanılıyor. Normalde yüzde 100`e yakın oranda pamuk kullanılan denim kumaşta artık pamuk oranı yüzde 60`lara kadar geriledi. Pamuk fiyatındaki artış kumaşın kimliği dahi değiştirdi.“

İzmir Ticaret Borsası(İTB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Ulusal Pamuk Konseyi(UPK) Başkanı Barış Kocagöz, pamuk fiyatlarının yurt dışında yükselmesine karşı, Türk pamuğu ihracatına fon koyulması fikrini yadırgadığı söyledi. Kocagöz, ABD`nin Teksas eyaletine bağlı Lubbock`ta 19-24 Eylül 2010 arasında düzenlenen Uluslararası Pamuk İstişare Kurulu(ICAC)`nun 69. toplantısına, İTB`yi temsilen katıldı.

Toplantıda yaptığı sunumda, pamuk ihracatına fon konulmasına karşı olduğunu belirten UPK Başkanı Kocagöz, `Türk pamukçuluğu, bu hatayı en son 1994 yılında yapmıştı. O gün bu gündür üretim bir türlü başını kaldıramadı. Geldiğimiz noktada, 935 binlerden 400 bin tonlara düştü. Türk tekstil sanayisini korumak, pamuk üretimini arttırmaktan geçer. Bunun için uzun vadeli planlamayla destek mekanizmasını arttırmalı ve çeşitlendirmeliyiz. Dünya fiyatlarının arttığı noktada ihracatı engelleyerek fiyatları dizginlemeye çalışmak, üreticinin kapalı ekonomi içine hapsedilmesini ifade eder. Tüm dünya, pamuğu yükselen fiyatlardan alıyorsa biz de bu piyasaya uymak zorundayız. Gelişmeler gösteriyor ki Türkiye`nin, kendi ihtiyacı olan pamuğun en azından üçte ikisini, yani 1 milyon tonunu üretmesi şarttır.` dedi.

Dünya pamuk piyasasının birçok gelişmeye paralel olarak yükselişini sürdürmeye devam ettiğini de kaydeden Barış Kocagöz, toplantıdaki görüşmeler ve temaslarla piyasanın nabzını daha iyi ölçebildiklerini aktardı. Özellikle Uzakdoğu`daki pamukta büyük söz sahibi olan Çin, Hindistan ve Pakistan`daki gelişmeler doğrultusunda yükselen dünya pamuk fiyatlarının yerini sağlamlaştırdığını belirterek, `Çin`de son günlerde oluşan kötü hava şartları, Hindistan`da tahminlerden fazla süren muson yağmurları ve önceki aylarda Pakistan`da oluşan taşkın gibi gelişmeler, zaten dünyada `devreden stok` anlamında sıkıntıda olan pamuk teslimatlarını rahatlatmayacağa benziyor.` şeklinde konuştu. Kocagöz, Türkiye`nin ICAC`ın bu seneki toplantıda daha etkin rol oynadığını da sözlerine ekledi.

`Beyaz altın Çukurova`ya dönmelidir`

 Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Şahin Yeter, Adana`da bir zamanlar ekiliş alanları 3 milyon dekara yaklaşan pamuğun şimdilerde 500 bin dekar civarında olduğuna dikkat çekti. Yeter, `Pamuk kütlü fiyatı 1.30 TL olmalıdır, beyaz altın Çukur 

 Ziraat Mühendisleri Odası(ZMO) Şube Başkanı Şahin Yeter, Adana ile özleşen pamuğun Çukurova çiftçisi için yeniden kazanç kapısı olması, sanayi, hayvancılık, istihdam ve de ithalat açısından önem taşıdığını vurguladı. Pamuğun emeği fazla ve katma değerinin de oldukça fazla olduğunu hatırlatan Yeter, diğer sanayi bitkileri üretimine oranla pamuğun daha yoğun istihdam sağlayacağını ifade etti. Yeter, `Pamuk tarımının artması demek yeni çırçır ve yağ fabrikalarının artması demektir, ham yağ açığımızın azalması yağı alınan çiğit`in hayvancılıkta yem olarak kullanılması demektir. Ülke ve bölge sanayimiz tekstil ağırlıklı olup hammaddesi pamuk dolayısı ile lokomotif sanayinin hammaddesinin dışa bağımlı olması her an bu sektörün olumsuz etkilenmesine neden olabilir.` dedi.

 Ülkemizin pamuk üretiminde dünya yedincisi, pamuk tüketiminde dünya dördüncüsü, pamuk ithalatında 2009`da dünya ikincisi olduğunu belirten Yeter, şöyle devam etti: `Ne yazıktır ki çok verimli ovalarımız olmasına rağmen bu ovalardan aldığımız birim alandaki verimde dünya ortalamasının çok üstünde olmasına rağmen ithalatını yaptığımız ülkelerden birim alanda daha yüksek verim almamıza rağmen yine de dünyanın en çok pamuk ithalat eden ikinci ülkesi olmamız üzücüdür. Bunun sebebi yanlış tarım politikaları ve yetersiz desteklerdir iyi planlama yeteri miktarda destekle lif pamuğa ve ham yağa verdiğimiz milyar dolarların ülkede kalmasını sağlar.`

  DÜNYADA BİRİNCİ SIRADA YER ALABİLİRİZ

 Adana`da bir zamanlar ekiliş alanları 3 milyon dekara yaklaşan pamuğun şimdilerde 500 bin dekar civarında olduğuna işaret eden Yeter, `Yeniden pamuk üretim alanların artması için bu tarımsal faaliyeti yapan çiftçinin kazanması gerekmektedir. Biz de her yıl olduğu gibi bu yıl da çiftçinin kazanabilmesi ve yüzünün gülmesi için 2010 yılı pamuk maliyet cetveli ve üretici karıda eklenerek minimum olması gereken fiyatı oluşturduk. Bir dekar pamuk üretim maliyeti 551 TL`dir. Ortalama il verimi tahmini 400 kilo civarındadır. 1 kilo pamuğun maliyeti 1.38 TL. Yüzde 25 üretici karını da ekleyince üreticinin eline geçmesi gereken minimum 1.72 TL olmalıdır. Yani açıklanan 42 kuruş desteği düşersek yetkililerin açıklayacağı ve Çukobirlik`in de alıcı olarak piyasaya müdahale edeceği pamuk kütlü fiyatı 1.30 TL olmalıdır, beyaz altın Çukurova`ya dönmelidir` şeklinde konuştu.

 Ceyhan Ovası`nın bereketli toprakları pamukla süslendi

 Ceyhan Ziraat Odası Başkanı Yavuz Tezcan, Çukurova`nın bereketli topraklarının beyaz altınla gelin gibi süslendiğini söyledi.

 2009 yılında yaklaşık 50 bin dönüm arazide pamuk üretimi yapıldığını kaydeden Yavuz Tezcan, `Bu rakam 2010 yılında yüzde 40 arttı. Ceyhan Ovası pamuk üretiminin artmasıyla beyaz bir gelinlik gibi süslendi. Bugün üretimin artmasından dolayı Ceyhan`da 20 tane çırçır ve prese fabrikası faaliyet göstermeye başladı. Bu ilçe için istihdam demektir. Çünkü her fabrikada ortalama 50 işçi çalışıyor. Bu da yaklaşık bin işçiye istihdam sağlamak demektir.` dedi.

 Pamuk üretiminin artmasının aynı zamanda ülke tekstiline ve ekonomisine büyük ölçüde fayda sağladığını hatırlatan Tezcan, `Türkiye`nin pamuk ithalatı 1 milyar dolar civarında seyrediyor. Ülkede pamuk üretiminin artmasıyla ödenen para Türkiye`de kalacak. Çünkü ülke için de üretim arttığında ithalat rakamları da aşağı seviyeye düşmüş olacak. Pamuk artışında desteklemenin de çok faydası oldu. 2009 yılı destekleme fiyatı kilo başına 42 kuruş olarak belirlendi. Pamuğumuz aynı zamanda 1. sınıf olduğundan fiyatlar da iyi seviyede seyrediyor. Şu an pamuk fiyatlarının piyasada bin 500 ile bin 600 arasında seyretmesi çiftçilerimizi mutlu etmektedir.` diye konuştu.

 Ziraat Odası Başkanı Yavuz Tezcan, hükümetin havza politikasında bulunan Adana bölgesinde pamuk ekilebilir projesine destek verdiklerini de vurguladı.

 PAMUKTA İSTİHDAM DA FAZLA

 Ceyhan Girişimci İşadamları Derneği üyesi Şükrü Bozçalar, Çukurova`da ekimi yapılan ürünler arasında pamuğun ayrı bir bereketinin olduğunu anlattı.

 Bir zamanlar beyaz altın diye adlandırılan pamuğun Adana`nın ekonomisine en büyük katkıyı sağladığını anlatan Bozçalar, `Pamuğun üretiminde diğer tarım ürünlerine göre insan istihdamı çok daha fazla. Çünkü pamuğun ekiminde ilk işlendiği çırçır ve prese fabrikalarına kadar istihdama dayalı bir serüveni var. Pamuğun hiçbir maddesi zayi olmaz. Fabrikada işlendiğinde pamuğundan tıbbi ve tekstilde iplik, çiğitinden yağ ve çiğitin kabuğundan ise hayvan yemi olur. Ayrıca hasattan sonraki pamuk çubuğunu da yakacak olarak kullanılıyor.` diye konuştu.

 Aynı zamanda çırçır ve prese fabrikası da işlettiklerini anlatan işadamı Şükrü Bozçalar, `Bu yıl biz de bin 500 dönüm arazide pamuk üretimi yaptık. Yapılan hasattan dönümüne 450â€`550 kilo verim elde edildi. Pamuğun piyasalarda satışı bin 500 ile bin 600 TL gidiyor. Bu fiyatlar iyi ama pamuk tek ürün olduğundan fiyatların bu rakamın aşağı düşmemesi gerekir. Ayrıca devlet pamuğu destekleme kapsamına alması da üretimin artmasına sebep oldu.` şeklinde konuştu.

 Tarım Bakanlığı`nın Çukurova bölgesine ayrı bir statü getirmesi gerektiğini vurgulayan Bozçalar, `Ceyhan çiftçisinin bilgi ve beceri açısından çok tecrübeli bir geçmişi var. Bugün Ceyhan ovasına baktığımızda eski usul çiftçilik yapılmadığını görürsünüz. Çiftçiler modern tarım makineleri ve bilimsel çalışmalar sonucu çiftçilik yapmaya başladı. Ve bundan dolayı her tarım ürününde verimler yüksek oluyor. Ben Sudan cumhuriyetinde de tarım yapıyorum. Orada verim Türkiye ile kıyas bile yapılamaz. Geçenlerde mısır ülkesine de bazı incelemelerde bulundum. Bundan dolayı Türkiye`nin diğer bölgelerinde bir ürün alınırken, burada 2 ve ya üç ürün alınabiliyor. Dolayısıyla Çukurova bölgesi tarım ürünlerinde Türkiye`nin kalbi durumunda. ` diye konuştu.

 DÜNYADA PAMUK STOĞU DÜŞTÜ

 Beyaz Altın Firması Çukurova sorumlusu Mihreç Çetin ise, geçen yıl Çukurova bölgesinde 300 bin dekar pamuk üretimi yapılırken, bu yıl bu rakam 500 bin dekarı bulduğunu söyledi.

 Çukurova bölgesinde pamuk üretiminin artmasındaki sebeplerden birinin dünyadaki pamuk stoklarının düşmesinin etkili olduğu ifade eden Çetini,`Buna bağlı olarak da piyasada pamuk fiyatları yüksek oldu. Devletin de vermiş olduğu desteklemede bu işin hızlanmasını sağlamış oldu. Piyasalarda pamuk fiyatları her geçen gün artış gösteriyor. Hasattan hemen sonra piyasalarda bin 300 liraya satışı yapıldı. Şimdi ise fiyatlar bin 500 ile bin 600 miktarı da kadar çıktı. Böyle giderse Ceyhan ovası beyaz altın denilen pamukla tekrar buluşacak.` dedi.

 Uralberk Kolektif Şirketi bünyesindeki çırçır ve prese fabrikasının işletmecisi Yener Ural da geçmiş yıllarda dünyada sayılı üretici iken yanlış politikalar sonucunda ithalatçı konumuna geldiklerini söyledi.

 Son zamanlarda verilen destek ile Türkiye`nin dünyada tekrar sayılı üretici ülkeler arasına girileceğini vurgulayan Ural, `Pamuk konusunda iki yıldır destekleme verilmesi üretimi artırdı. Bu politikanın devam etmesi pamuk konusunda dünyada tekrar söz sahibi olmamızı sağlayacak. Pamuk bereketli bir tarım ürünüdür. Çünkü pamuktan hem elyaf sanayisi istifade ediyor, hem de yağ ve hayvan yemi çıkıyor. Bundan dolayı çırçır ve prese fabrikaları tekrar harekete geçmiş oluyor. Bugün bizim fabrikada üretim artığından dolayı 30 kişi istihdam olmuş durumda. Ayrıca pamuk katma değeri en yüksek tarım ürünüdür.` ifadesini kullandı.

 Fiyat ikiye katlanınca çiftçi `beyaz altın`a geri döndü

 Emeğinin karşılığını alamadığı için yıllar önce tarlasına mısır ve buğday eken çiftçi, yüksek fiyatı görünce tekrar beyaz altına sarıldı. Ekim alanları Çukurova`da yüzde 50 arttı. Antalya`da ise iki katına çıktı. Dünya genelinde fiyatların yükselmesi 

 Yıllar önce pamuğu bırakıp alternatif ürünlere yönelen çiftçiler, bir dönem Türk filmlerine konu olan beyaz altına geri dönüş yaptı. Pamuk fiyatları son yılların en yüksek seviyesine ulaştı. Aralık 2008`de kilogram fiyatı 1,77 lira olan pamuk, 2010 Ağustos ayında rekor kırarak 3,6 TL`ye ulaştı. Eylül sonuna kadar 4 lirayı bulması bekleniyor. Pamuk fiyatlarındaki rekor artış, çiftçinin de yüzünü güldürüyor. Son yıllarda gerek girdi maliyetlerinin yükselmesi gerekse fiyatının düşük olması sebebiyle pamuktan uzaklaşan üretici, rekor fiyat üzerine tekrar beyaz altına döndü. Çiftçinin mısır, buğday yerine pamuğa yönelmesiyle ekim sahaları da arttı. Çukurova bölgesinde pamuk ekili alanlar yüzde 50 civarında artarak 220 bin dekardan 330 bin dekara çıktı. Antalya bölgesindeki üretim artışı ise yüzde 100`ü aştı. Antbirlik`in verilerine göre pamuk üretim alanı 22 bin dekardan 55 bin dekara ulaştı. Türkiye genelindeki üretimin ise yüzde 35 civarında artacağı tahmin ediliyor. Pamuk fiyatlarındaki artışın sebebi, Çin`in talebinin sürekli artması, dünyanın en büyük pamuk üreticisi Hindistan`ın iç piyasadaki yüksek fiyatı gerekçe göstererek ihracatı durdurması ve ABD`deki stokların son yılların en düşük seviyesine gerilemesi olarak gösteriliyor. Pakistan`da meydana gelen sel felaketinin de, pamuk fiyatlarının son 15 yılın zirvesine çıkmasında etkili olduğu belirtiliyor.

 Araştırma kuruluşu Cotlook`un son açıkladığı rapora göre, 2010-2011 dünya ham pamuk üretim tahmini 24 milyon 428 bin ton, tüketimi ise 24 milyon 784 bin ton olacak. Türkiye`de ise yeni sezonda yaklaşık 500 bin ton pamuk üretimi bekleniyor. TÜİK verilerine göre, Türkiye`nin 2002-2007 yılları ortalama lif pamuk üretimi 925 bin ton. Son iki yılın ortalama üretimi ise 655 bin ton seviyesinde gerçekleşti. Türkiye, dünyanın en fazla pamuk üreten ilk 7 ülkesi arasında yer almasına rağmen üretimi ihtiyacın oldukça altında gerçekleşiyor. Üretimin tüketimi karşılayamamasından dolayı her yıl yaklaşık 1 milyar dolar değerinde 700-850 bin ton pamuk ithal ediliyor. Bu durum Türkiye`yi Çin`den sonra en fazla pamuk ithal eden ülke konumuna sürüklüyor. Yükselen fiyatlara bağlı üretim artışı sebebiyle 2010-2011 sezonunda pamuk ithalatında azalma bekleniyor. Sektör temsilcilerinin verdiği bilgilere göre, tarlasına mısır ve buğday eken çiftçi yüksek fiyatı görünce tekrar beyaz altına sarıldı. Aktif olmayan üreticiler bile pamuk ekti. Tarlasını yıllarca boş bırakan çiftçi pamuğa yöneldi. Ekim alanları Çukurova`da yüzde 50 arttı. Antalya`da ise iki katına çıktı. Yeni sezonda Çukurova`da 180 bin ton, Antalya`da da 45 bin ton kütlü pamuk üretimi bekleniyor.

 Pamuk üretimindeki artışı değerlendiren Adana Ticaret Odası Başkanı Muammer Çalışkan, `Tespitlere göre Türkiye genelinde 2009`da 400 bin tonun üzerinde pamuk üretilmişti. 2010-2011 sezonunda bu miktara yüzde 40 ilave olacak. Yani bu sezon 550 bin ton dolayında üretim bekliyoruz. Adana`da, Ceyhan ve Tarsus`ta da geçen yıl kütlü pamukta 100 bin tona yakın olan üretimin yüzde 50 oranında artmasını bekliyoruz. Hükümet desteği ve çiftçinin çabasıyla pamuk üretiminin artacağına inanıyoruz.` diye konuştu. Beyaz altın diye bilinen dönemlerde Çukurova`da 1 milyon dönüm pamuk ekimi yapıldığını hatırlatan Çalışkan, 10 yıl öncesinde Türkiye`de 900 bin ton lif pamuk üretimi yapılırken geçtiğimiz yıl bu rakamın 400 bin tonun altına düştüğünü açıkladı. Fiyatlar ve devletin desteğinin böyle devam etmesi halinde, pamuğun talep artışıyla eski ihtişamına kavuşacağını ifade eden Çalışkan, `Piyasadaki gidişat bu yıl pamuk eken üreticinin kazanacağını gösteriyor.` dedi. Çalışkan, yeni sezonda lifli pamuk fiyatının 3,20 TL civarında olmasını beklediklerini kaydetti.

 Yılda 1 milyar dolarlık ithalat yapıyoruz

 Üretimin tüketimi karşılamaması sebebiyle Türkiye, her yıl pamuğa 1 milyar dolardan fazla para ödüyor. Türkiye, pamuk üretiminde dünyada yedinci, tüketiminde ise dördüncü sırada yer alıyor. Çin`den sonra en fazla pamuk ithalatı yapan ülke Türkiye. Antbirlik Genel Müdürü Atila Diniz, Türkiye`deki pamuk üretiminin tekstil sektörünün ihtiyacını karşılayamadığını, bu nedenle her yıl 1 milyar dolar değerinde pamuk ithalatının yapıldığını söyledi. Türkiye`nin üretiminin tüketimini karşılayamaması sebebiyle dünyanın en fazla pamuk ithal eden ikinci ülkesi olduğuna dikkat çeken Diniz, `Tekstil sektöründe yaşanan genişlemeye paralel olarak, pamuk tüketimindeki artış, iç üretimle karşılanamadığından dolayı ithalat miktarı da arttı. 1990 yılına kadar pamuk ihracatçısı olan Türkiye, pamuk ithalatçısı ülkelerden biri konumuna geldi. Her yıl yaklaşık 850 bin ton pamuk ithalatına karşılık, yıllara göre değişmekle birlikte 1 milyar dolar civarında döviz ödeniyor.` diye konuştu.

 `Pamuk fiyatları yüzde 100 arttı, üretim desteklenmeli`

 Stratejik tarım ürünleri arasında yer alan pamuktaki fiyat artışı son ayların en gözde yatırım aracı altını bile geride bıraktı ve ürün son bir yılda neredeyse yüzde 100 zamlandı. Yeşim Tekstil Ceo`su ve UİB Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Şankaya`beyaz altın` olarak nitelendirilen pamuğun üretiminin desteklenmesi gerektiğini söyledi.

 Yıllardır `beyaz altın` olarak nitelendirilen ve stratejik tarım ürünleri arasında yer alan pamukta fiyatlar rekora gidiyor. Pamuktaki fiyat artışı, son ayların en gözde yatırım aracı altını bile geride bıraktı. Pamuk fiyatları ve buna bağlı olarak iplik fiyatları 2009 Temmuz`undan bu yana neredeyse yüzde 100 zamlandı.

 Yeşim Tekstil Ceo`su Şenol Şankaya, dünyadaki gelişmelerden dolayı pamuk fiyatlarının son bir yılda yüzde 100`e yakın arttığına dikkat çekerek, `Şu günlerde müşterilerimize fiyat vermeye çekiniyoruz. Zaten kur farkı sebebiyle çok düşük olan kar oranımız pamuk fiyatları ile iyice eriyor. Hazır giyimci maliyetlerden dolayı sipariş reddeder hale geldi. Maliyetler artık o kadar zorluyor ki, fiyatların revize edilmesi yönünde sürekli görüşmeler yapıyor müşterimizden fiyat artışı istiyoruz.` dedi.

 15 milyon dolar olan hazır giyim ihracatının en büyük girdisi olan pamuğun Türkiye`de uygulanan yanlış tarım politikaları sebebiyle neredeyse üretilemez duruma geldiğini vurgulayan Şankaya, ABD`den en büyük pamuk alıcısının Türkiye olmasının ekonomimiz adına büyük bir kayıp olduğunu ifade etti. Şankaya, geçmişte 1 milyon 150 bin ton pamuk üreten Türkiye`nin pamuk üretiminin bugün 400 bin ton seviyesine gerilediğine dikkat çekti. Pamuk gibi değerli tarım ürünlerinin enerjide kullanılmasını da doğru bulmadıklarını ifade eden Şankaya, `Türkiye olarak rekabet gücümüzü kaybetmemek ve bu sektördeki sürdürülebilirliğimizi sağlamak için tedbir almalıyız, üretmeyen ülkeler sürdürülebilir büyümeyi sağlayamaz.` diye konuştu.

 Dünyadaki küresel krize rağmen 3-4 yıldır pamuk stoklarının eridiğini ifade eden Şankaya, bunda da en büyük üreticiler olan Çin ve Hindistan`ın hızlı büyümesinin etkili olduğunu söyledi. Şankaya, sözlerini şöyle sürdürdü: `Bu ülkelerde iç tüketim arttı. Çalışanların yaşam standartları da yükseldi. Dolayısıyla artık dünya piyasalarına ucuz fiyatlı pamuk gönderemiyorlar. Eriyen stoklardan dolayı bazı ülkeler pamuğu stratejik ürün olarak değerlendirerek ihracatına yasak koydu. Önümüzdeki günlerde Hindistan da ihracata yasak getireceğine dair kararını resmi olarak açıklayacak. Bu gelişmeler dünya pamuk fiyatlarının bir süre daha oynamasına sebep olacaktır.`

 Firmaların Türk pamuğuna yönelmek zorunda olduğunu dile getiren Şankaya, sözlerini şöyle tamamladı: `Bunun için de pamuğun üretimini artırmak için destekleyici teşvik politikaları oluşturulmalı. En kısa sürede Türk tekstilcisinin ana hammaddesi olan pamuğun ülkemizde üretilmesi için gereken teşviğin verilmesini bekliyoruz. Kilosu ortalama 4 lira olan pamuk işlenip tişörte dönüştüğünde yaklaşık 70 liralık değere ulaşıyor. Bu süreçte yer alan tüm ara işkollarının yarattığı değeri ve sağladığı istihdamı gözardı etmememiz gerekiyor.`

Dünyanın önde gelen pamuk ülkesi konumundaki Özbekistan`ın tekstil üretimi yüzde 15 arttı.

Devlet İstatistik Komitesi verilerine göre bu yılın ilk altı ayında Özbekistan`ın tekstil üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 15,2 oranında artış gösterdi. Son artışla Özbekistan`ın 2010`un iki altı ayındaki tekstil üretimi geliri ise bir milyar 300 milyon dolara ulaştı.

Bu arada bu yılın ilk altı ayındaki pamuk lifi üretimi de önceki yıla oranla yüzde 2,8 oranında artarak 638 bin ton olarak kaydedildi. Yıl sonu itibariyle bu rakamın bir milyonu geçmesi bekleniyor. Geçen yılın pamuk lifi rekoltesi ise 880 bin ton olarak gerçekleşmişti.

Bu yıl tekstil sahasındaki en önemli büyüme ise iplikte yaşandı. İlk altı ayda yaklaşık 105 ton iplik üretildi. Ayrıca 25 milyon adet türlü hazır giyim ve 100 bin ton dolayında da kumaş üremi yapıldı.

Yıllık ortalama bir milyon ton dolayında pamuk lifi üretiminin olduğu Özbekistan`da bundan böyle üretilen pamuk lifi iç pazarda hazır ürün haline getirilerek ihraç edilmeye çalışılacak. Özbekistan, bu amaçla pamuk lifi ihracatı kotasını kademeli olarak düşürmeye çalışıyor.

Özbekistan yıllık ortalama 3 milyon 500 bin ton dolayında ham pamuk üretiyor. Ak altın ülkesi Özbekistan`ın tekstil ve pamuk müşterileri arasında ise ABD, Bangladeş, Türkiye, Çin, Pakistan, Güney Kore, Singapur, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Hindistan gibi devletler bulunuyor.

Bu arada Özbekistan`da bu yıl ağustos ayı itibariyle başlayan pamuk hasadı kasım ayına kadar devam edecek. Bu yılki rekoltenin 3,5 milyon ton dolayında olması bekleniyor.

Bir zamanlar “beyaz altın“ olarak nitelendirilen pamuğun en çok üretildiği merkezlerin başında gelen Çukurova`daki çiftçiler, pamuğa yeterli desteğin sağlanmadığından şikayet ediyorlar. Adana Ticaret Borsası(ATB) Başkanı Muammer Çalışkan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada Türk sanayisinde tekstilin çok önemli bir yeri olduğunu belirterek, bu sektörün ülke sanayisinin adeta lokomotifi haline geldiğini kaydetti. Tekstilin, küresel krizin etkilerine rağmen 20 milyar doların üstündeki ihracatla otomotivle birlikte bu konuya ağırlığını koyan iki sektörden biri olduğunu ifade eden Çalışkan, “Tekstil sektörü ülkeye çok önemli döviz girdisi getiriyor ve işsizliğin ciddi boyutlara ulaştığı günümüzde önemli oranda istihdam sağlıyor. Tekstilin büyümesi ve gelişmesinde ise en önemli etkenlerin başında Türkiye`de önemli miktarda pamuk üretiminin yapılması geliyor“ diye konuştu.

PAMUKTA CİDDİ DÜŞÜŞ

Çalışkan, Türkiye`de 2003-2004 sezonunda 900 bin ton civarında lif pamuk üretimi yapıldığını, bu üretimin 2008-2009 sezonunda ise 380 bin tona kadar düştüğünü söyledi. Bu düşüşte girdi maliyetlerinin yanı sıra alternatif ürünlere sağlanan desteğin de etkili olduğunu ifade eden Çalışkan, Mısıra yapılan dolaylı ve direkt destek tekstil sektörünün temel dayanağı olan pamuk üretiminin düşmesine neden olduğunu belirterek `Pamuk, Türkiye`de dünya piyasalarındaki fiyatlarda işlem görürken, mısır, ithalatındaki fonlar ve kısıtlamalar nedeniyle dünya genelindeki fiyatın yaklaşık yüzde 50 daha üstünden alınıp satıldı. Bu da üreticilerin mısıra yönelmesine neden oldu.“ dedi. Çalışkan, pamuk üretimindeki düşüş sonrası tekstil sektörünün ihtiyacının karşılanmasında sıkıntı yaşandığına dikkati çekerek, bunun dış alımla giderilmesi sonrası Türkiye`nin dünyanın en büyük ikinci pamuk ithalatçısı haline geldiğinin altını çizdi.

`PAMUK ÜRETİMİ DESTEKLENMELİ`

Çalışkan, pamuğun mısır ile dünya fiyatları üzerinden kıyaslandığında maddi getirisinin daha fazla olduğunu belirterek, mısırın dönüm başına 250 dolar, pamuğun ise dönüm başına 400 dolar getiri sağladığını ifade etti. Türkiye`de pamuk yetiştirilen alanların sınırlı olduğunu anlatan Çalışkan, mısırın neredeyse ülkenin tamamında yetiştirilebildiğini, bu nedenle pamuğun yetiştirilebildiği bölgelerde pamuk, yetiştirilemediği yerlerde mısır desteklenerek üretim dengesinin sağlanması gerektiğini ifade etti. Tarım ve Köyişleri Bakanlığının açıkladığı `Havza Bazlı Üretim ve Destekleme Modeli`nde de söylediği görüşlerin bulunduğunu belirten Çalışkan, `Bu nedenle model bir an önce uygulamaya geçirilmeli. Pamuk üretimi desteklenmeli ve üretimi artırılmalı.“ şeklinde konuştu.