"TIM" ile etiketlenmiş yazıları görüntülüyorsunuz

ULKELERE_GORE_HAZIR_GIYIM_2014Rekor Almanya ve Romanya’da 2014 yılı Hazır giyim ihracatında Almanya toplam hazır giyim pazarında %21’lik dilimle ilk sırayı alırken, pastadan ilk 10 ülke grafikteki gibi pay aldı. İlk 10 ülkenin payı %69 olarak gerçekleşirken yaklaşık 207 farklı ülkeye yapılan ihracatın %80’nini yalnızca 16 ülke gerçekleştirdi.

 

 

ULKELERE_GORE_HAZIR_GIYIM_DEGISIMI_2014 ilk 10 içinde tek gerileyen İtalya

İhracatta en yüksek payı alan İlk 10 firma içinde geçen seneye göre en büyük artışı oranını %82,33 ile Romanya gösterirken, Irak %16,27 ve Birleşik Krallık %14,92 ile 2. ve 3. sırayı aldılar. İlk 10 firma içinde sadece İtalya’nın payı gerildi.

 

 

SEKTORE_GORE_IHRACAT_RAKAMLARI_ver2 Rekor Hazır Giyimin Toplam ihracatı gerçekleştiren 27 sektör içinde en büyük payı alan sektör 22,2 milyar dolarla otomotiv sektörü olurken , 18,74 milyar dolarla hazır giyim ikinci sırayı aldı. ilk 11 sektör 151 milyar dolarlık toplamı ihracatın %80’inin oluştururken, bu sektörlerin içinde geçen seneye göre en yüksek artışı da %7,97 ile Hazır Giyim gerçekleştirdi.

 

 

 

 

Grafikler, TİM verilerinden alınmış ve Tekstil Teknik Ekibi tarafından derlenmiştir.

image

Hazır Giyim İhracatı, 2014 Yılında bir önceki seneye göre % 7.9’luk bir artış göstererek seneyi 18,74 milyar dolarla kapattı. Bu oran toplam ihracatta %4’de kaldı.

Böylelikle 2000 yılına göre Hazır Giyim ihracatı %251’lik bir artış göstererek yeni bir rekora imza atmış oldu.

Son 14 sene içinde sadece 2008, 2009 ve 2012 Yılında gerileme gösteren ihracat artış yönündeki hareketine de devam etmiş oldu.

Türkiye Genelinde Artış %4

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Aralık ayı ve 2014 geneli ihracat verilerine yönelik bir basın açıklaması yaptı. Buna göre Aralık ayında Türkiye’nin ihracatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1,1 artışla 13 milyar 137 milyon dolar oldu. 2014 yılının tamamında ise Türkiye’nin ihracatı yüzde 4 artışla 157 milyar 622 milyon dolara ulaştı. Bu rakam Türkiye Cumhuriyeti’nin senelik ihracatta yeni rekoru oldu.

2015 yılına yeni umutlarla girdiklerini belirten TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, yeni yılın Türkiye’ye ve tüm bölgemize, ihracatçılara, bu ülke için üreten tüm vatandaşlarımıza hayırlı olmasını; sağlık, mutluluk ve barış getirmesini diledi.

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği tarafından Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde düzenlenen 3. Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı Zirvesi’ne katılmak üzere Bursa’ya gelen Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, derecelendirme kuruluşlarını kelimenin tam anlamıyla topa tuttu,  Bakanlık olarak stratejik hedeflerini anlattı. Çağlayan, 2023 yılı hedeflerine ulaşma noktasında Türk sanayicisinin zihniyet devrimi yapması gerektiğinin altını çizdi.
CİMRİ DAVARINIYORLAR
Fitch, Moody’s ve Standard&Poors gibi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye kredi notu verirken cimri davrandığını vurgulayan Çağlayan, cömert not verdikleri bazı Avrupa Birliği (AB) ülkelerin bugün iflas masasında bulunduğunu söyledi. Çağlayan, ayrıca bu derecelendirme kuruluşlarının yalnız Türkiye’nin değil Türk bankalarına da not verirken aynı cimriliği gösterdiğini savunarak “Türk Bankacılık sektörü şu anda dünya genelinde rasyosu en yüksek kesim seviyesindedir. Derecelendirme kuruluşlarının verdiği notun çok üzerinde notu hak ediyorlar. Yüksek not verdikleri AB ülkelerinin gerçek notunun da çok daha aşağıda olması gerekiyor. Derecelendirme kuruluşları adil davranmıyor. Güvenilirliklerini yitirmişlerdir. Bunlarda sorgulanmalıdır” ifadesini kullandı. Türkiye’nin Atatürk’ün ifade ettiği gibi muasır medeniyetler seviyesine ulaşma noktasında önemli adımlar attığını dile getiren Çağlayan, “Bu çerçevede bilindiği gibi 500 milyar dolar ihracat hedefimiz var. Ülkenin dış ticaret toplamı 1 trilyon doların üzerinde olacaktır. Hedefimiz ihracatın ithalatı karşılama oranını yüzde 80’lere çıkarmaktır. Ayrıca dünyada ilk 10 ekonomi içinde olacağız. Kişi başına milli gelir 25 bin doları geçecektir. Bunlar ana hedeflerimizdir. Bunun yanında şunu söylüyorum Türkiye 2013 yılında kendi helikopterini, 2020 yılında kendi uçağını yapacaktır. Kendi otomobilini yapması içinde uygun zemin vardır” dedi. Türkiye’nin 2023 hedeflerine çok rahatlıkla ulaşacağını ifade eden Bakan, “Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Son 8 yılda ihracatı dörde, milli geliri de yaklaşık dört kat arttırdık. Bunlar somut, yaptık gerçekleştirdik. Dolayısıyla bu tecrübelerle beraber yeni hedefleri de zamanından önce yakalayacağız” dedi.
SANAYİCİNİN ZİHNİYET DEVRİMİNE İHTİYACI VAR
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) tarafından başlatılan Ar-Ge Proje Pazarı çalışmasını çok önemsediğinin altını çizen Bakan Çağlayan, bu çalışmanın mutlaka diğer sektörlere de yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı. Bakan Çağlayan, “Artık sanayicimiz şunun kararını vermeli. Yapmış olduğumuz ürünün kilosunu 1 dolara satmaya devam mı edelim, yoksa öyle mamul yapalım ki kilosunu 50 dolara, bin dolara satabilelim. İşte Ar-Ge bunu getiriyor. 2023 hedeflerimize ulaşabilmenin yolu da yüksek teknolojili, yüksek katma değerli ürünlerin üretiminden geçiyor. İşte bu noktada sanayicimizin zihniyet devrimine ihtiyacı var. Sanayicimiz mutlaka yüksek teknolojili ürünlere geçmelidir. Özellikle tekstil konusunda önemli çalışmalar başlattık. Çünkü tekstil ameliyat masasından uçaklara, otomotivden giyim kuşama kadar birçok şeyi kapsıyor. ABD şu anda elyaf ve karbon esaslı gökdelen yapmaya çalışıyor. Bu çerçevede teknik tekstilde AR-GE ve inovasyon ön plana çıkıyor” şeklinde konuştu.
TÜRKLER AVRUPALI ŞİRKETLERİ ELE GEÇİRİYOR
Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan önümüzdeki 5 yılda Almanya başta olmak üzere Avrupa’da 1 milyon 700 bin şirketin, devredecek ikinci nesil bulamaması nedeniyle kepenk indireceğine dikkati çekerek, bu şirketleri Türk firmalarının alabilmesi için çalışma yaptıklarını belirtti.
Türkiye’nin 74 milyon nüfusuyla Avrupa’nın ve dünyanın güçlü ülkelerinden biri olduğunu anlatan Çağlayan, “74 milyon insanımız var, her yıl 800 bin insana iş bulmak zorundayız. Bu Türkiye’nin büyük avantajı. 74 milyon nüfus ve 28 yaş ortalaması. Dünyanın hemen hemen her ekseninde, Asya’nın en batısı, Avrupa’nın en doğusunda, Kafkasya ve Afrika ile bağlantılarımız var. Avrupa’nın nüfusu artık yaşlandı. Önümüzdeki 5 yılda Almanya başta olmak üzere Avrupa’da 1 milyon 700 bin şirket, devredecek ikinci nesil olmadığı için kapanacak. Bu şirketleri Türk firmalarının alması için önemli çalışmalar yapıyoruz. Bundan 50 yıl önce Almanya’ya pazılarına, kollarına, dişlerine bakılarak gönderilen Türk işçilerinin bulunduğu dönemden nerelere geldik. Şimdi bizim şirketlerimiz Almanya’daki, Fransa’daki uluslararası şirketleri alıyor veya ortak oluyor. Koç Grubu ve Eczacıbaşı’nın da son zamanlarda yaptığı faaliyetler var. Türk sanayisinin ve ekonomisinin nereden nereye geldiğini gösteriyor bu. Bu yüzden Türkiye şu an Avrupa’nın en büyük 6. ekonomisi, dünyanın da 16. Ekonomisi” ifadelerini kullandı.
AR-GE DENİNCE KANIM KAYNIYOR
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, AR-GE konusunun hassas bir alan olduğunu belirterek, “AR-GE” inovasyon ve tasarım dendiği zaman kanım kaynıyor. Bu projelere hassasiyetim var. Bunlara vakit bulmak mecburiyetindeyiz. Bu güzel etkinliklerde her zaman sizin yanındayız. AR-GE ve inovasyonun önemine işaret eden çalışmalar yapılsın. Böyle bir toplantıda teknik bir toplantıda salonun hınca hınç dolu olması beni cesaretlendirdi. Arkadaş, projenizi getirin Dış Ticaret Müsteşarlığımız da size maddi ve manevi katkı verecektir. Bu destek de şimdikinin 3-4 katı olacaktır. Dükkân sizin tabiri caizse, yeter ki önemli çalışmalar yapalım” ifadelerini kullandı.
BÜYÜKLERİMİZ AR-GE’Yİ BİZE FARKLI ANLATTI
AR-GE konusunda geçmiş dönemlerde bazı hataların yapıldığının altını çizen Çağlayan, “Geçmişte Türkiye bunu ıskaladı. AR-GE’yi bize farklı anlattılar. Devlet dairelerinde özelikle çalışmak istemediğiniz bir bürokratı depo niteliğinde bir birime gönderirlerdi. Buranın adı APK’ydi. Yani Araştırma Planlama ve Koordinasyon. O dönemlerde kızağa çekilen kişilerin pasifleştirdiği yer olarak adlandırılırdı. Oysa bugün APK stratejik öneme sahip bir kurum haline geldi. Bizim büyüklerimiz icat çıkartmayın derlerdi. Niye çıkartmayayım. İcat çıkarmamanın bedeli bugün Türkiye ödüyor. İnadına icat çıkarmalıyız. Dünya ekonomisinde yeterli payı almak için bunu yapmalıyız” açıklamalarında bulundu.
MERKEZ BANKASI GEÇ DE OLSA DOĞRU KARAR ALDI
Çağlayan, Merkez Bankası’nın aldığı son kararlar hakkında, “Bu konuyu anlamayanlar veya faiz lobisine hizmet edenler, bundan dolayı bizi eleştiriyorlardı. Şu an bizim haklılığımız ortaya çıktı. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun son 2 yılda alması gereken tedbirleri almamasından dolayı, Türk Lirası’nın aşırı değerlenmesi, beraberinde döviz fiyatlarının düşmesi ve bunun ithalat üzerinde oluşturduğu düzensiz tesir herkesi etkiledi. Merkez Bankası doğru karar almıştır. Çok geç kalınmış tedbirlerdir. Merkez Bankası bunu daha önce yapmış olsaydı, iddia ediyorum ki Türkiye, geçen yıl 185 milyar dolar değil, 175 milyar dolar ithalat yapacaktı. 114 milyar dolar yerine 120 milyar dolar ihracatı olacaktı” ifadesine yer verdi.
SEÇİM EKONOMİSİ OLMAYACAK
Türkiye’nin yerli otomobil üretmesi için gerekli altyapısının olduğunu, hükümet olarak buna her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirten Çağlayan, “İş dünyası seçimden rahatsız olur. Önümüzdeki haziran ayında seçim var. Size bu konuda iletilen bir rahatsızlık var mı?” şeklindeki soruya, “Ben Ankara Sanayi Odası başkanıyken her seçim dönemi tüylerim diken diken olurdu; yine seçim ekonomisine girecek diye Türkiye. Seçim döneminde asla yerine getirilemeyecek vaatler verilirdi. Ama biz bugüne kadar tutamayacağımız hiçbir sözü vermedik. Verdiğimiz vaatleri de yerine getirdik Allah’a şükür. Türkiye seçimden korkmuyor artık. İşadamları korkmuyor. 8 yıllık iktidarımız döneminde 2 genel seçim, 2 mahalli seçim, 2 de referandum yaptık. 6 kez halka gittik. Hiç seçim ekonomisi gördünüz mü? Eğer görseydiniz Türkiye’nin bütçe açığı yüzde 3,6’ya inmezdi” cevabını verdi.
TİM BAŞKANI BÜYÜKEKŞİ
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, proje pazarının Türkiye’nin 2023 hedefi yolunda önemli bir adım olduğunu belirterek, “Dört konuya önem vermeliyiz. AR-GE, ÜR-GE, moda marka ve eğitim. Proje pazarı bizim için çok önemli bir rehber olacak” diye konuştu.
UTİB Başkanı İbrahim Burkay da, “Konvansiyonel tekstil üretiminden, teknik ve fonksiyonel tekstil üretimine doğru geçişte bizlere büyük katkı sağlayacak bu proje pazarı etkinliğine, sanayiciler, ihracatçılar, akademisyenler ve öğrenciler katılacak” dedi.
Bakan Çağlayan’ın basın toplantısına Bursa Valisi Şahabettin Harput, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Başkanı İbrahim Burkay da katıldı. Burkay, toplantı sonunda Ar-Ge Proje Pazarı’na verdiği destekten dolayı Çağlayan’a plaket verdi.
Bu arada AR-GE Proje pazarında sergilenen en ilginç ürünler şöyle:
*Geliştirilen yüksek emici özel lif sayesinde yaranın salgıladığı iltihabın vücuda yayılmasını önleyen yara iyileştirici kumaş.
*İçerdiği metal iplikler sayesinde vücutta biriken statik elektriği alan ve kandaki hemoglobin yapısında bulunan demiri etkileyerek kan dolaşımı düzenleyen, gerektiği zamanda kan akışını hızlandıran ürünler.
*Yaşlanmayı geciktirici, onarıcı ve nemlendirici yağlar içeren aromaterapili havlu.
*Saç dökülmelerine karşı kullanılan ısırgan otlu şapkalar.
*Güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştüren çok fonksiyonlu lifler.

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği tarafından Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde düzenlenen 3. Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı Zirvesi’ne katılmak üzere Bursa’ya gelen Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, derecelendirme kuruluşlarını kelimenin tam anlamıyla topa tuttu,  Bakanlık olarak stratejik hedeflerini anlattı. Çağlayan, 2023 yılı hedeflerine ulaşma noktasında Türk sanayicisinin zihniyet devrimi yapması gerektiğinin altını çizdi.

CİMRİ DAVARINIYORLAR
Fitch, Moody’s ve Standard&Poors gibi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye kredi notu verirken cimri davrandığını vurgulayan Çağlayan, cömert not verdikleri bazı Avrupa Birliği (AB) ülkelerin bugün iflas masasında bulunduğunu söyledi. Çağlayan, ayrıca bu derecelendirme kuruluşlarının yalnız Türkiye’nin değil Türk bankalarına da not verirken aynı cimriliği gösterdiğini savunarak “Türk Bankacılık sektörü şu anda dünya genelinde rasyosu en yüksek kesim seviyesindedir. Derecelendirme kuruluşlarının verdiği notun çok üzerinde notu hak ediyorlar. Yüksek not verdikleri AB ülkelerinin gerçek notunun da çok daha aşağıda olması gerekiyor. Derecelendirme kuruluşları adil davranmıyor. Güvenilirliklerini yitirmişlerdir. Bunlarda sorgulanmalıdır” ifadesini kullandı. Türkiye’nin Atatürk’ün ifade ettiği gibi muasır medeniyetler seviyesine ulaşma noktasında önemli adımlar attığını dile getiren Çağlayan, “Bu çerçevede bilindiği gibi 500 milyar dolar ihracat hedefimiz var. Ülkenin dış ticaret toplamı 1 trilyon doların üzerinde olacaktır. Hedefimiz ihracatın ithalatı karşılama oranını yüzde 80’lere çıkarmaktır. Ayrıca dünyada ilk 10 ekonomi içinde olacağız. Kişi başına milli gelir 25 bin doları geçecektir. Bunlar ana hedeflerimizdir. Bunun yanında şunu söylüyorum Türkiye 2013 yılında kendi helikopterini, 2020 yılında kendi uçağını yapacaktır. Kendi otomobilini yapması içinde uygun zemin vardır” dedi. Türkiye’nin 2023 hedeflerine çok rahatlıkla ulaşacağını ifade eden Bakan, “Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Son 8 yılda ihracatı dörde, milli geliri de yaklaşık dört kat arttırdık. Bunlar somut, yaptık gerçekleştirdik. Dolayısıyla bu tecrübelerle beraber yeni hedefleri de zamanından önce yakalayacağız” dedi.

SANAYİCİNİN ZİHNİYET DEVRİMİNE İHTİYACI VAR
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) tarafından başlatılan Ar-Ge Proje Pazarı çalışmasını çok önemsediğinin altını çizen Bakan Çağlayan, bu çalışmanın mutlaka diğer sektörlere de yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı. Bakan Çağlayan, “Artık sanayicimiz şunun kararını vermeli. Yapmış olduğumuz ürünün kilosunu 1 dolara satmaya devam mı edelim, yoksa öyle mamul yapalım ki kilosunu 50 dolara, bin dolara satabilelim. İşte Ar-Ge bunu getiriyor. 2023 hedeflerimize ulaşabilmenin yolu da yüksek teknolojili, yüksek katma değerli ürünlerin üretiminden geçiyor. İşte bu noktada sanayicimizin zihniyet devrimine ihtiyacı var. Sanayicimiz mutlaka yüksek teknolojili ürünlere geçmelidir. Özellikle tekstil konusunda önemli çalışmalar başlattık. Çünkü tekstil ameliyat masasından uçaklara, otomotivden giyim kuşama kadar birçok şeyi kapsıyor. ABD şu anda elyaf ve karbon esaslı gökdelen yapmaya çalışıyor. Bu çerçevede teknik tekstilde AR-GE ve inovasyon ön plana çıkıyor” şeklinde konuştu.
TÜRKLER AVRUPALI ŞİRKETLERİ ELE GEÇİRİYOR
Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan önümüzdeki 5 yılda Almanya başta olmak üzere Avrupa’da 1 milyon 700 bin şirketin, devredecek ikinci nesil bulamaması nedeniyle kepenk indireceğine dikkati çekerek, bu şirketleri Türk firmalarının alabilmesi için çalışma yaptıklarını belirtti.
Türkiye’nin 74 milyon nüfusuyla Avrupa’nın ve dünyanın güçlü ülkelerinden biri olduğunu anlatan Çağlayan, “74 milyon insanımız var, her yıl 800 bin insana iş bulmak zorundayız. Bu Türkiye’nin büyük avantajı. 74 milyon nüfus ve 28 yaş ortalaması. Dünyanın hemen hemen her ekseninde, Asya’nın en batısı, Avrupa’nın en doğusunda, Kafkasya ve Afrika ile bağlantılarımız var. Avrupa’nın nüfusu artık yaşlandı. Önümüzdeki 5 yılda Almanya başta olmak üzere Avrupa’da 1 milyon 700 bin şirket, devredecek ikinci nesil olmadığı için kapanacak. Bu şirketleri Türk firmalarının alması için önemli çalışmalar yapıyoruz. Bundan 50 yıl önce Almanya’ya pazılarına, kollarına, dişlerine bakılarak gönderilen Türk işçilerinin bulunduğu dönemden nerelere geldik. Şimdi bizim şirketlerimiz Almanya’daki, Fransa’daki uluslararası şirketleri alıyor veya ortak oluyor. Koç Grubu ve Eczacıbaşı’nın da son zamanlarda yaptığı faaliyetler var. Türk sanayisinin ve ekonomisinin nereden nereye geldiğini gösteriyor bu. Bu yüzden Türkiye şu an Avrupa’nın en büyük 6. ekonomisi, dünyanın da 16. Ekonomisi” ifadelerini kullandı.
AR-GE DENİNCE KANIM KAYNIYOR
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, AR-GE konusunun hassas bir alan olduğunu belirterek, “AR-GE” inovasyon ve tasarım dendiği zaman kanım kaynıyor. Bu projelere hassasiyetim var. Bunlara vakit bulmak mecburiyetindeyiz. Bu güzel etkinliklerde her zaman sizin yanındayız. AR-GE ve inovasyonun önemine işaret eden çalışmalar yapılsın. Böyle bir toplantıda teknik bir toplantıda salonun hınca hınç dolu olması beni cesaretlendirdi. Arkadaş, projenizi getirin Dış Ticaret Müsteşarlığımız da size maddi ve manevi katkı verecektir. Bu destek de şimdikinin 3-4 katı olacaktır. Dükkân sizin tabiri caizse, yeter ki önemli çalışmalar yapalım” ifadelerini kullandı.
BÜYÜKLERİMİZ AR-GE’Yİ BİZE FARKLI ANLATTI
AR-GE konusunda geçmiş dönemlerde bazı hataların yapıldığının altını çizen Çağlayan, “Geçmişte Türkiye bunu ıskaladı. AR-GE’yi bize farklı anlattılar. Devlet dairelerinde özelikle çalışmak istemediğiniz bir bürokratı depo niteliğinde bir birime gönderirlerdi. Buranın adı APK’ydi. Yani Araştırma Planlama ve Koordinasyon. O dönemlerde kızağa çekilen kişilerin pasifleştirdiği yer olarak adlandırılırdı. Oysa bugün APK stratejik öneme sahip bir kurum haline geldi. Bizim büyüklerimiz icat çıkartmayın derlerdi. Niye çıkartmayayım. İcat çıkarmamanın bedeli bugün Türkiye ödüyor. İnadına icat çıkarmalıyız. Dünya ekonomisinde yeterli payı almak için bunu yapmalıyız” açıklamalarında bulundu.
MERKEZ BANKASI GEÇ DE OLSA DOĞRU KARAR ALDI
Çağlayan, Merkez Bankası’nın aldığı son kararlar hakkında, “Bu konuyu anlamayanlar veya faiz lobisine hizmet edenler, bundan dolayı bizi eleştiriyorlardı. Şu an bizim haklılığımız ortaya çıktı. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun son 2 yılda alması gereken tedbirleri almamasından dolayı, Türk Lirası’nın aşırı değerlenmesi, beraberinde döviz fiyatlarının düşmesi ve bunun ithalat üzerinde oluşturduğu düzensiz tesir herkesi etkiledi. Merkez Bankası doğru karar almıştır. Çok geç kalınmış tedbirlerdir. Merkez Bankası bunu daha önce yapmış olsaydı, iddia ediyorum ki Türkiye, geçen yıl 185 milyar dolar değil, 175 milyar dolar ithalat yapacaktı. 114 milyar dolar yerine 120 milyar dolar ihracatı olacaktı” ifadesine yer verdi.
SEÇİM EKONOMİSİ OLMAYACAK
Türkiye’nin yerli otomobil üretmesi için gerekli altyapısının olduğunu, hükümet olarak buna her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirten Çağlayan, “İş dünyası seçimden rahatsız olur. Önümüzdeki haziran ayında seçim var. Size bu konuda iletilen bir rahatsızlık var mı?” şeklindeki soruya, “Ben Ankara Sanayi Odası başkanıyken her seçim dönemi tüylerim diken diken olurdu; yine seçim ekonomisine girecek diye Türkiye. Seçim döneminde asla yerine getirilemeyecek vaatler verilirdi. Ama biz bugüne kadar tutamayacağımız hiçbir sözü vermedik. Verdiğimiz vaatleri de yerine getirdik Allah’a şükür. Türkiye seçimden korkmuyor artık. İşadamları korkmuyor. 8 yıllık iktidarımız döneminde 2 genel seçim, 2 mahalli seçim, 2 de referandum yaptık. 6 kez halka gittik. Hiç seçim ekonomisi gördünüz mü? Eğer görseydiniz Türkiye’nin bütçe açığı yüzde 3,6’ya inmezdi” cevabını verdi.
TİM BAŞKANI BÜYÜKEKŞİ
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, proje pazarının Türkiye’nin 2023 hedefi yolunda önemli bir adım olduğunu belirterek, “Dört konuya önem vermeliyiz. AR-GE, ÜR-GE, moda marka ve eğitim. Proje pazarı bizim için çok önemli bir rehber olacak” diye konuştu.
UTİB Başkanı İbrahim Burkay da, “Konvansiyonel tekstil üretiminden, teknik ve fonksiyonel tekstil üretimine doğru geçişte bizlere büyük katkı sağlayacak bu proje pazarı etkinliğine, sanayiciler, ihracatçılar, akademisyenler ve öğrenciler katılacak” dedi.
Bakan Çağlayan’ın basın toplantısına Bursa Valisi Şahabettin Harput, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Başkanı İbrahim Burkay da katıldı. Burkay, toplantı sonunda Ar-Ge Proje Pazarı’na verdiği destekten dolayı Çağlayan’a plaket verdi.
Bu arada AR-GE Proje pazarında sergilenen en ilginç ürünler şöyle:
*Geliştirilen yüksek emici özel lif sayesinde yaranın salgıladığı iltihabın vücuda yayılmasını önleyen yara iyileştirici kumaş.
*İçerdiği metal iplikler sayesinde vücutta biriken statik elektriği alan ve kandaki hemoglobin yapısında bulunan demiri etkileyerek kan dolaşımı düzenleyen, gerektiği zamanda kan akışını hızlandıran ürünler.
*Yaşlanmayı geciktirici, onarıcı ve nemlendirici yağlar içeren aromaterapili havlu.
*Saç dökülmelerine karşı kullanılan ısırgan otlu şapkalar.
*Güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştüren çok fonksiyonlu lifler.

Türkiye İhracatçılar Meclisi(TİM) verilerine göre, bu yıl Temmuz ayında ihracat, 2009`un aynı ayına göre yüzde 5,97 artışla 9 milyar 416 milyon 610 bin dolar olarak gerçekleşti.

TİM`in Temmuz ayı ihracat verilerine göre, son 12 aylık ihracat ise önceki döneme göre yüzde 1,99 artışla 109 milyar 595 milyon 678 bin dolara yükseldi.
Türkiye`nin, Temmuz ayında toplam ihracatının yüzde 84,65`ini gerçekleştiren sanayi grubunda, yüzde 4,46 artışla 7 milyar 971 milyon 127 bin dolarlık, yüzde 11,73`ünü oluşturan tarım grubunda yüzde 10,73 oranındaki artışla 1 milyar 104 milyon 881 bin dolarlık, yüzde 3,62`sini oluşturan madencilikte ise yüzde 32,06`lık artışla 340 milyon 602 bin dolarlık ihracat yapıldı.
Sanayi sektörü alt başlığı altında yüzde 64,85 payla ilk sırada yer alan sanayi mamulleri içinde en büyük payı yüzde 14,68`lik payla otomotiv endüstrisi alırken, otomotivi yüzde 14,63 payla hazır giyim ve konfeksiyon, yüzde 10,85 ile demir çelik ürünleri takip etti.
Aynı dönemde en yüksek ihracat artışı yüzde 43,59 ile tütünde gerçekleşti. Tütünü yüzde 38,35 ile fındık ve mamulleri, yüzde 32,06 ile madencilik ürünleri, yüzde 24,07 ile demir ve demir dışı metaller izledi.
Temmuz ayında otomotiv endüstrisinin ihracatı yüzde 6,09 oranında, gemi ve yat ihracatı yüzde 17,74 oranında, zeytin ve zeytinyağı ihracatı yüzde 4,67 oranında, kesme çiçek ihracatı yüzde 6,06 oranında, elektrik elektronik ihracatı yüzde 4,87 oranında, çimento ve toprak ürünleri ihracatı da yüzde 5,59 oranında geriledi.
TL BAZINDA İHRACAT ARTIŞI YÜZDE 6,83
Miktar olarak bakıldığında, sırasıyla 1 milyar 382 milyon 96 bin dolar ile otomotiv endüstrisi, 1 milyar 377 milyon 472 bin dolar ile hazır giyim ve konfeksiyon, 1 milyar 89 milyon 578 bin dolar ile kimyevi maddeler ve mamulleri, 1 milyar 21 milyon 524 bin dolar ile demir çelik ürünleri, 1 milyar dolar ve üzerinde aylık ihracat gerçekleştiren alt sektörleri oluşturdu.
Geçen ay ihracat artışı 2009`un aynı dönemine göre Türk Lirası bazında değerlendirildiğinde yüzde 6,83 olurken, azalış yüzde 27,32 ile gemi ve yatta, yüzde 9,37 oranıyla otomotiv endüstrisinde, yüzde 9,34 ile kesme çiçekte, yüzde 8,63 ile çimento ve toprak ürünlerinde, yüzde 7,50 ile elektrik elektronikte, yüzde 7,20 ile zeytin ve zeytinyağında gerçekleşti.
ALMANYA İLK SIRADAKİ YERİNİ KORUDU
Temmuz ayında Türkiye ihracatında ilk 10 ülke sırasıyla Almanya, Birleşik Krallık, İtalya, Irak, Fransa, Rusya Federasyonu, ABD, İspanya, İran ve Mısır oldu.
Almanya en fazla ihracat yapılan ülkeler sıralamasında yüzde 9,90 pay ile yerini korudu.
Türkiye`nin ilk 20 ülkeye 7 aydaki ihracatının toplamı 42 milyar 628 milyon 703 bin dolar seviyesinde olurken, bu dönemdeki toplam ihracat ise 62 milyar 782 milyon 682 bin dolar olarak gerçekleşti.
Temmuz ayında gerçekleştirdikleri ihracata göre en fazla ihracat yapan birlikler ise İstanbul Maden ve Metal İhracatçı Birlikleri(İMMİB), Uludağ İhracatçı Birlikleri(UİB), İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri(İTKİB), Akdeniz İhracatçı Birlikleri(AKİB), Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri(OAİB), Ege İhracatçı Birlikleri(EİB), Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri(GAİB), İstanbul İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği(İİB), Doğu Anadolu İhracatçılar Birliği(DAİB), Denizli Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği(DETKİB), Karadeniz İhracatçı Birlikleri(KİB), Doğu Karadeniz İhracatçıları Birliği(DKİB) ve Antalya İhracatçı Birlikleri(AİB) olarak sıralandı.
1 milyar doların üzerinde ihracat yapan genel sekreterlikler, 2 milyar 690 milyon 168 bin dolarla İMMİB, 1 milyar 527 milyon 676 bin dolarla UİB ve 1 milyar 505 milyon 347 bin dolarla İTKİB oldu.
SEKTÖREL BAZDA İHRACAT KAYIT RAKAMLARI
Temmuz ayı ihracatı ile geçen yılın aynı ayına oranla değişimi ve son 12 aylık ihracat şöyle (bin dolar):
TEMMUZ SEKTÖRLER 2010 Değişim Son 12 ay
I. TARIM 1.104.881 10,73 14.298.750
A. BİTKİSEL ÜRÜNLER 785.429 9,73 10.633.387
Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri 336.367 6,99 3.935.779
Yaş Meyve ve Sebze 114.017 1,08 2.108.018
Meyve Sebze Mamulleri 91.380 3,41 1.076.386
Kuru Meyve ve Mamulleri 80.228 2,52 1.114.745
Fındık ve Mamulleri 105.507 38,35 1.406.653
Zeytin ve Zeytinyağı 12.074 -4,67 218.332
Tütün 42.974 43,59 718.968
Kesme Çiçek 2.882 -6,06 54.501
B. HAYVANSAL ÜRÜNLER 79.619 23,27 881.183
Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller 79.619 23,27 881.183
C. AĞAÇ VE ORMAN ÜRÜNLERİ 239.833 10,27 2.784.180
Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri 239.833 10,27 2.784.180
II. SANAYİ 7.971.127 4,46 89.461.942
A. TARIMA DAYALI İŞLENMİŞ ÜRÜNLER 774.914 14,11 8.545.077
Tekstil ve Ham maddeleri 540.625 13,92 6.179.592
Deri ve Deri Mamulleri 129.934 21,13 1.181.268
Halı 104.355 7,30 1.184.218
B. KİMYEVİ MADDELER VE MAM. 1.089.578 10,50 11.526.513
Kimyevi Maddeler ve Mamulleri 1.089.578 10,50 11.526.513
C. SANAYİ MAMULLERİ 6.106.635 2,37 69.390.352
Hazır giyim ve Konfeksiyon 1.377.472 9,09 14.226.482
Otomotiv Endüstrisi 1.382.096 -6,09 17.089.819
Gemi ve Yat 173.505 -17,74 1.582.519
Elektrik – Elektronik 737.624 -4,87 9.438.352
Makine ve Aksamları 535.842 8,88 5.981.336
Demir ve Demir Dışı Metaller 499.505 24,07 5.356.266
Demir Çelik Ürünleri 1.021.524 5,45 11.352.617
Çimento ve Toprak Ürünleri 281.391 -5,59 3.217.901
Değerli Maden ve Mücevherat 91.283 14,53 1.085.726
Diğer Sanayi Ürünleri 6.394 86,58 59.335
III. MADENCİLİK 340.602 32,06 3.334.444
Madencilik Ürünleri 340.602 32,06 3.334.444
İhracatçı Birlikleri Kaydından Muaf İhracat 2.500.543
T O P L A M 9.416.610 5,97 109.595.678
TİM BAŞKANI MEHMET BÜYÜKEKŞİ: “İHRACATÇILARIMIZIN CİROLARI DÜŞTÜ AMA KARLILIKLARI ARTTI“
Türkiye İhracatçılar Meclisi(TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, ihracatçıların cirolarının düştüğünü, ancak karlılıklarının arttığını bildirdi.
Temmuz ayı ihracat rakamları TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi tarafından, Petkim Petro Kimya Holding Tesislerinde açıklandı. Toplantıya Ege İhracatçı Birlikleri(EİB) Koordinatör Başkanı Mustafa Türkmenoğlu, Petkim Genel Müdürü Hayati Öztürk, Socar&Turcas Enerji AŞ Üst Düzey Yöneticisi (CEO) Kenan Yavuz, EİB`ye bağlı birlik başkanları, Aliağalı iş adamları ve yerel yöneticiler katıldı.
Büyükekşi, Temmuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,97 artış 9 milyar 417 milyon dolarlık ihracat yapıldığını söyledi. Yılın ilk 7 ayındaki ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,14 artışla 64 milyar 239 milyon dolara yükseldiğini belirten Büyükekşi, 12 aylık ihracatın 109 milyar 596 milyon dolar olduğunu bildirdi. Mehmet Büyükekşi, Temmuz ayında en fazla ihracatı 1 milyar 382 milyon dolar ile otomotiv sanayinin, 1 milyar 377 milyon dolar ile hazır giyim ve konfeksiyon ve 1 milyar 90 milyon dolar ihracat ile kimyevi maddeler ve mamulleri sektörlerinin gerçekleştirdiğini dile getirdi.
“CİROLAR DÜŞTÜ, KARLAR ARTTI“
TİM Başkanı Büyükekşi, döviz kurundaki yapay gelişmelerin ithalatı cazip kıldığını belirterek, bunun sonucunda da dış ticaret açığının bir türlü kapanmadığını söyledi. İSO 500 araştırmasının TİM`in Mayıs ayında açıkladığı ilk 1000 ihracatçı araştırmasının sonuçlarını teyit ettiğini ifade eden Büyükekşi, “Her iki araştırmadan da ortaya çıktığı gibi 2009 yılında sanayicilerimizin, ihracatçılarımızın ciroları düştü ama karlılıkları arttı. Kurun destek verdiği ve faizlerin düştüğü dönemde ihracatçılar ve sanayiciler karlarını artırdılar“ diye konuştu.
Sanayicinin ve ihracatçının Ar-Ge ve inovasyon yapıp katma değeri yüksek ürünler ihracatını artırması gerektiğini vurgulayan Büyükekşi, “Bunu yapmamız için kar etmemiz gerekiyor. `Türkiye`ye döviz giriyor yapacak bir şey yok, verimliliğinizi artırın` şeklinde yapılan tavsiyeler gerçeği yansıtmıyor. Bize hep `Niye Merkez Bankası(TCMB) ve kur diyorsunuz` diyenler var. Karlılık için konu dönüp dolaşıp kurların rekabetçi düzeyde olmasına geliyor. Kurların istikrarı için en büyük görev TCMB`ye düşüyor“ dedi. Büyükekşi, TCMB`nin günlük 30 milyon dolar alım miktarını 50 milyon dolar ve 50 milyon avro seviyesine çıkarmasını, enflasyon hedeflerinin düştüğü bir ortamda 50 baz puanlık bir faiz indirimi yapmasını talep etti.
Herhangi bir ithalat, ihracat ve doğrudan yatırım yapmadığı halde sürekli döviz işlemi yapan kesimler nedeniyle döviz kurlarının istikrar içine giremediğine işaret eden Büyükekşi, portföy ya da spekülatif amaçlı döviz alım satımlarında her işlem için yüzde 1 oranında “Kur İstikrar Fonu“na bir kesinti yapılmasını istedi.
“MORALLERİMİZİ YÜKSEK TUTUYORUZ“
Mehmet Büyükekşi, aylık ihracat artış hızının yaşanan tüm olumsuzluklara, paritedeki büyük soruna rağmen pozitif olmasını olumlu bulduklarını ifade ederek, “Eğer paritedeki sorun kurların genel düzeyindeki gerileme olmasaydı, iki haneli artışlarımız devam edecekti. Biz ihracatçının yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen büyük bir başarı hikayesi yazdığını görüyoruz, morallerimizi yüksek tutuyoruz“ dedi.
“İZMİR`İN İHRACATTAN ALDIĞI PAY GERİLİYOR“
İzmir ve Ege Bölgesi`nin ihracatın başladığı yer olduğunu vurgulayan Büyükekşi, “Türk ihracatının tohumlarının atıldığı bu bölgeyi çok önemsiyoruz“ dedi. Büyükekşi, İzmir`in en fazla ihracat yapan 4. il olduğunu da hatırlatarak, “Ancak İzmir`in Türkiye ihracatından aldığı pay ne yazık ki geriliyor. 2001 yılında İzmir, tüm Türkiye ihracatından yüzde 8,8 pay alırken bu oran 2009 yılında yüzde 6`ya, 2010`da yüzde 5,6`ya geriledi. İzmir`in ihracatını artırmak için çaba sarfetmemiz gerekiyor“ diye konuştu.
Mehmet Büyükekşi, EİB`in İzmir Limanı özelleştirmesinde LİMAŞ isimli şirketle ihaleye giren ve kazanan konsorsiyuma katıldığını hatırlatarak, şu değerlendirmeyi yaptı:
“İzmir Limanı`nda ihracatçı elini taşın altına soktu ama yargı kararları bizi engelledi. Süreç en başından kendi haline bırakılsaydı özel sektör çözümü devlete maliyet yüklemeden kendisi bulacaktı. Danıştay`dan bir kararın çıkması niye 30 ay sürüyor, bunun zararını kim karşılayacak? Bazı kararlar 1-2 ayda çıkarken Ege ve Türkiye ekonomisi için hayati olan bu karar 30 ay sonra açıklanıyor. Karar olumlu çıktı ama iş işten geçti.“
“AYLIK YÜZDE 10 ARTIŞI HALA HEDEFLİYORUZ“
Toplantıda soruları da yanıtlayan TİM Başkanı Büyükekşi, geleceğe yönelik öngörülerini şu şekilde ifade etti:
“İlk 5 aylık ihracat artışımızla birlikte 111 milyar dolarlık yıllık ihracat belirlemiştik. Ama kurdaki hareketlenmeler en fazla ihracatı yapan otomotiv endüstrisi başta olmak üzere rahatsız eden etkiye neden oldu. En yüksek ihracatı yapan otomotivde yüzde 6 düşüş yaşandı. Yılın ikinci döneminde aylık yüzde 10 artış öngörüyorduk. Aradaki bu yüzde 4-5 fark paritenin etkisinden kaynaklanıyor. AB`ye ihracat Türkiye için son derece önemli. Avrupa bankalarının stres testlerinin beklenenden iyi gelmesi talep daralmasının artmaması gibi etkenlerle yine de moralimizi yüksek tutuyoruz. Aylık yüzde 10 artışı hala hedefliyoruz, ama bunun için yardıma ihtiyacımız var.“
TÜRKMENOĞLU: “DEĞERLİ TL REKABETİ ZORLAŞTIRIYOR“
EİB Koordinatör Başkanı Mustafa Türkmenoğlu ise yerli girdi ağırlıklı üretim ve ihracat yapan, istihdam yükünü sırtlayan sektörlerin değerli TL`den olumsuz etkilendiğine dikkati çekti. Döviz kurlarının düşük kalmasının ithalatı cazip hale getirdiğini dile getiren Türkmenoğlu, ihracatçı ve sanayicinin KOBİ`lerden mal tedarik etmek yerine ithalata yöneldiğini belirtti. Türkmenoğlu, uygulanan kur politikasının ülkeyi uzun vadede çıkmaza sürükleyeceği uyarısında bulunarak, “Ülkeye sıcak paranın gelmesi, TL`nin devamlı değerlenmesi gibi ekonomik bir ortamda ihracatçıların rekabet etmesi zorlaşmaktadır. Ülkeye giren kısa vadeli sermaye kazançlarına bir vergi konması ve bu kaynağın da ihracatçıların kur riskini ortadan kaldıracak bir sistemde kullanılması büyük önem arz etmektedir“ dedi.
ÖZTÜRK: “AVANTAJLAR DEĞERLENDİRİLMELİ“
Petkim Genel Müdürü Hayati Öztürk de Aliağa`daki tesisleri içinde 4,5 milyar dolarlık yatırımla kurulacak rafineri lisansını yeni aldıklarını hatırlatarak, “İki sevincin bir arada yaşanması bizi mutlu kılmakta“ dedi. Türkiye ekonomisinde petrokimya sektörüne bakıldığında, sektörün hammaddesi olan etilen bazında 33. sırada olunduğuna dikkati çeken Öztürk, Türkiye`nin birçok avantajının bulunduğunu, bunları değerlendirmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

–Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, ihracatta eksen kayması olmadığını, ilköğretimde öğretilen Türkiye`nin jeopolitik konumunu en iyi şekilde değerlendirdiklerini vurguladı. `Her pazarın ihtiyacına uygun ürünler sunarak, söğüt yaprağından düdük çıkararak ihracatımızı arttırıyoruz` diyen Çağlayan, bunun en çarpıcı örneğinin tavuk bacağı ihracıyla ihracatın artırıldığı Çin olduğunu belirtti.
– Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Temmuz`da ihracatın geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6 arttığına dikkat çekerek, 7 aylık artış oranının yüzde 13.1 olduğunu belirtti. İhracatta eksen kayması olmadığını ifade eden Çağlayan, ilköğretimde öğretilen Türkiye`nin jeopolitik konumunun en iyi şekilde değerlendirilmesinin söz konusu olduğunu vurguladı. Çağlayan, `Her pazarın ihtiyacına uygun ürünler sunarak, söğüt yaprağından düdük çıkararak ihracatımızı arttırıyoruz` dedi.
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, TİM`in açıkladığı Temmuz ayı ihracat rakamlarını değerlendirdi. Temmuz`da ihracatın geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6 arttığına dikkat çeken Çağlayan, 7 aylık artış oranının yüzde 13.1 olduğunu vurguladı. Almanya`ya da, Çin`e de, ABD`ye de, Romanya`ya da, Suriye`ye de önemli ihracat artışı sağlandığını belirten Çağlayan, `Global krizde rekabet şartları değişirken hem ihracatın yüksek olduğu ülkelerde ihracat artışı sağlamayı, hem de yeni ülkeleri ihracatın yıldızı yapmayı hedefliyoruz. Dünya ticaretinden daha fazla pay almanın yollarını arıyoruz. Bu, eksen kayması değil, ilköğretimde öğretilen Türkiye`nin jeopolitik konumunun en iyi şekilde değerlendirilmesidir` diye konuştu. Çin`e olan ihracatın yedi aylık dönemde 1 milyar 263 milyon dolar seviyesine ulaştığına işaret eden Çağlayan, bu değerin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 80 daha fazla olduğunu vurguladı. 2009 yılında ilk yedi aylık dönem ihracatta 25. sırada bulunan Çin`in, bu dönemde 15`inci sırada yer aldığını bildiren Çağlayan, ortaya çıkan bu gelişmenin Çin`in ihracattaki sıralamasın olumlu seyrinin yanı sıra şimdiye kadarki Türkiye`nin ihracatındaki en yüksek seviyeyi işaret ettiğini kaydetti. `Her pazarın ihtiyacına uygun ürünler sunarak, söğüt yaprağından düdük çıkararak ihracatımızı arttırıyoruz` diyen Çağlayan, bunun en güzel örneğinin de Çin`e olan ihracat olduğunu kaydetti.
-ÇİN`E TAVUK AYAĞI İHRAÇ EDEREK İHRACATI ARTIRDIK-
Tavuk ayağını Çin`e göndererek ihracatın artırıldığını ifade eden Çağlayan, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
`Bu 7 aylık dönemde geçen yıla göre fındık ihracatımızdaki artış yüzde 23 düzeyindedir. Bunun gibi madencilik, kimya, makine, otomotiv, tekstil gibi sektörlerde de geçen yıla göre önemli artışlar görülmektedir. Geçen yıl 7 aylık ihracatımızda 1 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirdiğimiz ülke sayısı 16 iken bu dönem 20 olmuştur. Bu dönemde geçen yıl 1 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirdiğimiz 16 ülkede sağlanan ihracat artışı 3.6 milyar dolardır. Geçen yıl ihracatımızda önemli bir paya sahip bu ülkelerde ihracatımız artarken bu yıl Çin, Libya, İsrail, Belçika ve Suriye de 1 milyar doların üzerinde ihracat yapılan ülkeler arasında yer almıştır. Hem ihracatınızın en yüksek olduğu ülkelerde ihracat artışı sağlamaya, hem de yeni ülkeleri ihracatımızın yıldızı yapmaya çalışıyoruz. Ayrıca diğer ülkelerde de daha fazla pay almanın yollarını arıyoruz. Güçlü olduğumuz pazarlarda daha fazla ihracat yapmanın yollarını ararken yeni pazarlarda da tutunmanın, güçlenmenin çabasındayız. Bu gelişmeler, eksen kaymasından değil ilköğretimde öğretilen ülkemizin jeopolitik konumunun hükümetimizce en iyi şekilde değerlendirilmesinden kaynaklanmaktadır. İhracatımızdaki bu gelişmeler başta ihracatçılarımızın girişimleri olmak üzere hükümetimizin sağladığı siyasi ve mali istikrarın yanı sıra gerek ticari ve gerek politik diplomasının başarıyla bütünleşmesinden kaynaklanmaktadır.`
-BİR ÖNCEKİ AYA GÖRE İHRACAT ARTIŞI YÜZDE 2.2-
İhracatçı Birlikleri kayıtlarına göre; Temmuz`da ihracatın geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6 artarak 9 milyar 416 milyon dolar olduğunu vurgulayan Çağlayan, geçen aya göre ihracatın yüzde 2.2 arttığını vurguladı. TÜİK rakamlarına göre kesinleşen 6 aylık ihracatın, 2009 yılının ilk yarısına göre yüzde 14.9 oranında artarak, 54.8 milyar dolara ulaştığına değinen Çağlayan şu noktalara dikkat çekti:
`TÜİK`in 6 aylık kesinleşen ihracat rakamına Temmuz 2010 ihracatçı birlik kayıt rakamını eklediğimizde 7 aylık ihracatın 64.2 milyar dolara ulaşmıştır. Son 12 aylık ihracat rakamlarında ise 12 aylık ihracatımızın 110 milyar dolara ulaştığı görülmektedir. Bu da Orta Vadeli Programda belirlediğimiz 107.5 milyar dolar ihracat hedefine rahatlıkla ulaşacağımızın göstergesidir.`
-TARIM ÜRÜNLERİNDE İHRACAT ARTIŞI YÜZDE 10.7-
Temmuz ayı ihracatını sektörel bazda değerlendiren Çağlayan, Temmuz ayı Birlik kayıtlarına göre, tarım ürünlerindeki ihracat artışının yüzde 10.7, sanayi ürünlerindeki ihracat artışının yüzde 4.5 iken, madencilik ürünlerindeki artışın ise yüzde 32.1 seviyesinde olduğunu vurguladı. Çağlayan, ihracat içindeki ağırlıkları dikkate alındığında, Temmuz ayı ihracatında 2009 yılına göre yaşanan yüzde 6`lık artışa sanayi sektörünün katkısının 3.83 puan; tarım sektörünün 1.20 puan ve madencilik sektörünün ise 0.93 olduğunu kaydetti.
-ALMANYA`YA İHRACAT YÜZDE 17.3 ARTTI-
Temmuz ayında Almanya`ya ihracatın yüzde 17.3 artarak 1 milyar 27 milyon dolar seviyesine yükseldiğine ve en çok ihracat yapılan ülke olduğuna dikkat çeken Çağlayan, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
`Almanya`yı sırasıyla 590 milyon dolarla İngiltere, 526 milyon dolarla İtalya, 525 milyon dolarla Irak ve 495 milyon dolarla Fransa takip etti. 2009 yılı Temmuz ayında 6. sırada yer alan Rusya`ya ihracatımız, Temmuz 2010`da yüzde 64.4 artmış ve payı yüzde 2.7`den yüzde 4.13`e yükselmiştir. Almanya`nın payı yüzde 9.9`dan yüzde 10.9`a, Irak`ın payı ise yüzde 4.8`den yüzde 5.6`ya (değer bazında yüzde 24.2 artışla) yükselmiştir. Her zaman güçlü pazarlarımızın başında yer alan Almanya`ya aylık ihracatımızın 1 milyar dolar üzerine çıkması bu ülkeye yılsonunda 10 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirebileceğimize işaret etmektedir. Kriz öncesi dönemde ekonominin büyüdüğü dönemde 2008 yılı Temmuz ayında 306 milyon dolar ihracatımız varken Temmuz`da ABD`ye ihracatımız 329 milyon dolar gerçekleşmiştir. ABD`de işadamlarıyla birlikte geçtiğimiz hafta yaptığımız temaslarla bu ülkeye ihracatımızda önemli artışların görülmesini bekliyoruz. Romanya`ya yedi aylık toplam ihracatımız geçen yıla göre yüzde 24 artışla 1 milyar 457 milyon dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu ülkeye otomotiv, konfeksiyon, kimya ve yaş meyve, sebze ihracatında önemli artışlar görülmektedir.

Tekstil sektörünü yakından ilgilendiren lif teknolojisi üzerine bilimsel araştırmaları ile tanınan The Fiber Society`nin başkanı Dominique Adolphe, son 5 yıldır nano seviyelere inilip, liflere yeni fonksiyonlar kazandırma noktasında olduklarını söyledi. Adolphe, `Nano liflerin, özellikle vücut içindeki birtakım suni parçaların yapımında, selüloz kaplamaları ve selüloz kullanımının, vücut fonksiyonlarının belli kısmının tamirinde, kısa sürede etki edeceğini rahatlıkla söyleyebilirim.` dedi.


Bursa, tekstil sektörünü yakından ilgilendiren bilimsel bir toplantıya ev sahipliği yapıyor. Lif, lif esaslı ürünler ve lifli materyaller ile ilgili bilimsel bilgi ve çalışmaların ilerlemesi ve gelişmesini teşvik etmek amacı ile kurulmuş dernek statüsünde tüzel yapılanma olan The Fiber Society`nin Bahar 2010 Konferansı, Uludağ İhracatçı Birlikleri(UİB) ile Bursa Teksil ve Konfeksiyon Ar-Ge Merkezi(BUTEKOM) ev sahipliğinde Merinos Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi`nde yapılıyor. Söz konusu konferansın güz toplantıları ABD`de bahar toplantıları ABD`de dışında `organizasyon sorumlulukları güçlü bir yerel merkezde` yapılıyor.
Konferansın açılışında konuşan The Fiber Society Başkanı Dominique Adolphe, lif, lif esaslı ürünler, lifli materyallerle ilgili yaklaşık 400 civarında araştırmanın, yılda iki kez düzenledikleri konferanslarda anlatıldığını söyledi. Türkiye`nin tekstil sektöründe aktif ve dünyada bilinen ülkeler arasında yer alması nedeniyle konferansı Bursa`da düzenlediklerini belirten Adolphe, konferanstaki sunumların üçte birinin nano teknolojiyi anlatacağını kaydetti. Son 5 yıldır liflerin nano seviyelere indirilip, liflere yeni fonksiyonlar kazandırma noktasında olduklarına dikkat çeken Adolphe, neno teknolojide gelinen noktayı şöyle özetledi:
`Yeni uygulama ve önemli kullanım alanlarında, nano lifler kullanımıyla bugün düşünemediğimiz yeniliklere imza atılmasını bekliyoruz. Örneğin sağlık sektöründeki nano çalışmalar, önemli olacak. Özellikle vücut içindeki birtakım suni parçaların yapımında, selüloz kaplamaları ve selüloz kullanımının, vücut fonksiyonlarının belli kısmının tamirinde, kısa sürede etki edeceğini rahatlıkla söyleyebilirim. Akıllı tekstiller ve elektronik sektöründe de çok sayıda çalışma devam ediyor.`
Türkiye İhracatçılar Meclisi(TİM) Başkan Vekili ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği(UTİB) Başkanı İbrahim Burkay ise dünyadaki 17. büyük ekonomi olan ve 2023`te ilk 10 ülke arasına girmeyi hedefleyen Türkiye`nin ihracatının yaklaşık yüzde 20`sinin, tekstil ürünlerinden oluştuğunu dile getirdi. Burkay, tekstil sektörünün yaklaşık 2 milyon kişiye doğrudan, 5 milyon kişiye de dolaylı istihdam sağladığına dikkat çekerek, şunları ifade etti:
`Ham madde üretiminden nispeten kendi kendine yeterlilik, güçlü tekstil altyapısı, çeşitli ürün yelpazesi, yüksek katma değerli ürünler, zamanında teslimat, nispeten düşük maliyetli, esnek ve becerikli mavi yakalı iş gücü, iyi eğitimli, kalifiye beyaz yakalı kaynakları, Türk insanının müteşebbis ve kolay adapte olan doğası, eşsiz coğrafi konum, 600 milyonluk komşu pazarlar, Avrupa Birliği`nin güvenilir ticari ortağı oluşu ve kriz yönetimindeki tecrübeyle Türkiye, küresel bir eğitim ve ihracat merkezi olma hedefi taşıyor. Modern altyapı ve liberal döviz yaptırımlarıyla desteklenen bu faktörler, Türkiye`de güçlü bir tekstil sektörü inşa etmiştir.`
Üreticilerin, dünya pazarındaki rekabetçi konumunu muhafaza etme amacıyla katma değerli ürünlere ve marka oluşturmaya yöneldiğine dikkati çeken Burkay, “Şu an Türk tekstil üreticilerinin yüzde 30`u, uluslararası pazarlarda kendilerine ait tasarım ve markalara sahiptirler.` dedi.
Bursa Valisi Şahabettin Harput da Türk ekonomisinin son yıllarda gösterdiği gelişmeye işaret ederek, `Ekonomimiz 2009 yılında yüzde 6 oranında büyüyerek, beklentilerin üstünde bir iyileşme göstermiş oldu. 2009 yılında dünya ticaret hacmi büyük bir oranda daralma yaşadığı bir dönemde, Türkiye doğu ve güneydeki 22 ülkeyle ticaretini ortalama yüzde 100 artırma başarısı göstermiştir. Bu gelişmeler gelecek adına büyük mut vermektedir. Bursa, önümüzdeki dönemde Türkiye`nin lokomotif şehirlerinden birisi olarak, tekstil, otomotiv ve gıda sanayine paralel olarak turizm ve hizmet sektörlerinde de çok ciddi bir atılım içerisindedir.` şeklinde konuştu.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre mart ayında ihracat, 2009 yılının aynı ayına göre yüzde 34,34 artışla 9 milyar 569 milyon 397 bin dolar seviyesinde gerçekleşti. 

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan`ın da katıldığı Kahramanmaraş`ta düzenlenen basın toplantısında TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, mart ayı ihracat rakamlarını açıkladı.
Büyükekşi`nin verdiği bilgiye göre, bu yılın ilk üç ayında ihracat yüzde 22,36 artışla 25 milyar 686 milyon 32 bin dolar oldu.
Son 12 aydaki ihracat rakamı ise yüzde 13,21 düşüşle, 101 milyar 777 milyon 88 bin dolar olarak gerçekleşti.
Türkiye İhracatçılar Meclisi(TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Mart ayında ihracatın yüzde 34,34 artışla 9 milyar 569 milyon dolar olarak gerçekleştiğini açıkladı.
Mart ayı ihracat rakamları Devlet Bakanı Zafer Çağlayan`ın da katılımıyla Kahramanmaraş`ta açıklandı.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, yaptığı konuşmada, ihracat konusunda belli birikimi olan ancak 1 milyar dolar eşiğini geçmemiş şehirlerin bulunduğunu ve bu şehirlerde ortak akıl toplantısı düzenlediklerini bildirdi. Bu toplantılarla kalkınma stratejilerini ve ihracat yönelik hedeflerini belirlemeye çalıştıklarını kaydeden Büyükekşi, hazırladıkları raporlarla şehirlerin 2023 ihracat hedefinin netleştiğini ifade etti.
Ülke olarak Şubat ayında yüzde 20,3 ihracat artışı yakaladıklarını ifade eden Mehmet Büyükekşi, şöyle konuştu:
“Bu ayda Güney Kore`nin ihracatı yüzde 17`de, Brezilya`nın yüzde 13 Hindistan`ın ise yüzde 12`de kaldı. Bu yılın ilk üç ayında ihracatımızda yakaladığımız artış bizi son derece sevindirdi. Özellikle büyük pazarlarımızda yaşadığımız yükselişle moral buluyoruz. En çok ihracat yaptığımız 30 ülkenin 27 tanesinde ihracat artışımız var. İlk üç ay sonu itibariyle pazarlarımıza bakıyoruz Avrupa pazarındaki ülkelerde ciddi artışlar var. Almanya yüzde 15, İtalya yüzde 35, Fransa`ya ve İngiltere`ye yüzde 37, İspanya`ya yüzde 49, Romanya`ya yüzde 28 ve İsveç`e yüzde 40 ihracat artışı sağladık. Yakın ve komşu pazarlarda da ciddi artışlar var. Rusya`ya yüzde 21, İran`a yüzde 30, İsrail`e 42, Suudi Arabistan`a yüzde 35, Suriye`ye yüzde 27, Türkmenistan`a yüzde 59, Ukrayna`ya yüzde 29 ihracat artışı sağladık. Uzak pazarlarımızda da ciddi artışlar kaydettiğimiz ülkeler var. Singapur`a yüzde 467, ABD`ye yüzde 16, Çin`e yüzde 116 ihracat artışı sağladık.“
İhracat ile büyüme arasında doğrudan bir ilişki bulunduğunu anlatan Büyükekşi, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Aynı şekilde ihracat ile istihdam arasında da doğrudan bir ilişki var. Geçen senenin son çeyreğinde hep ihracat artışları açıkladık, dün açıklanan son çeyrek büyüme rakamları bunu teyit etti. Bu senenin ilk çeyreğinde iki haneli ihracat artış rakamları açıklıyoruz. Bunun istihdam ve büyüme üzerinde ciddi bir etkisi var. İhracat arttıkça istihdam ve büyüme artıyor. 2010 yılının ilk çeyrek rakamları açıklandığında ciddi iyileşmeler göreceğiz. Büyüme de ilk çeyrekte iki haneli artış bekliyoruz, istihdam da iyileşme bekliyoruz. İstihdam sorunu çözmede ve büyümede ihracat kuvvetli bir araçtır. Bu aracın etkili bir şekilde kullanılması için de ihracatın desteklenmesi gerekiyor. Çünkü ihracat geçtiğimiz 7 yılda olduğu gibi yine büyümenin ve istihdamın motoru olacak.“
Mart ayında ihracatın geçen aynı ayına göre yüzde 34,34 artışla 9 milyar 569 milyon dolar olarak gerçekleştiğini belirten Büyükekşi, “2010 yılının ilk üç ayındaki ihracatımız yüzde 22,36 artışla 25 milyar 686 milyon dolar olurken son oniki aydaki ihracatımız ise 101 milyar 777 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Böylelikle ihracatımızdaki artış ivmesinin kalıcı hale geldiği teyit edilmiş oldu. Bu artışın önümüzdeki aylarda da istikrarlı bir şekilde devam edeceğini tahmin ediyoruz“ şeklinde konuştu.
Mart ayında Şubat ayına oranla yüzde 16,3`lük artış olduğunu vurgulayan Büyükekşi, “Mart ayında 1 milyar 794 milyon dolar ihracat gerçekleştiren otomotiv sektörümüz liderliğini sürdürürken, hazır giyim ve konfeksiyon sektörümüz 1 milyar 244 milyon dolarla ile en fazla ihracat yapan ikinci, Demir Çelik sektörümüz ise 1 milyar 42 milyon dolar ile üçüncü sektörümüz oldu. Tarım sektörlerimiz Mart ayında 1 milyar 232 milyon dolar ihracatla toplam içinde yüzde 12,88 pay alırken sanayi sektörümüzün payı 8 milyar 95 milyon dolar ihracat ile yüzde 84,6, madencilik ürünlerinin payı ise 242 milyon dolar ile yüzde 2,53 oldu. Mart ayında en fazla ihracat artışı yüzde 110,58 ile kesme çiçek sektörümüz, yüzde 75 ile kimyevi maddeler ve mamulleri sektörümüz ve yüzde 66,67 ile madencilik sektörümüz yakaladı“ ifadelerini kullandı.