DEVLET Bakanı Kürşad Tüzmen`in 170 ihracatçıyla çıktığı Mısır seferinden dönerken bir tarafımda Aksa Akrilik`in Mısır`daki şirketinin Yönetim Kurulu Üyesi Sinan Can, diğer tarafımda da Ekoteks`in Genel Müdürü Mehmet Tüysüz oturuyordu.
Süleyman Orakçıoğlu`nun başkanlığını yürüttüğü İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, (İHKİB) Ekoteks laboratuvarını uluslararası boyuta taşımak için Mısır`a da bir şube açmış, kurdelasını da Kürşad Tüzmen kesmişti.
İHKİB, Ekoteks`i Türk tekstil ve konfeksiyon sektörünü yabancı laboratuvar mahkumiyetinden kurtarmak için kurmuştu. Ekoteks şimdi 4 milyon dolar ciroya ulaşmış, testleri dünyada kabul görür olmuştu. İHKİB`in Ekoteks`ten sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Güneş, laboratuvarın sektörü 6 milyon dolarlık ek test yükünden kurtardığına dikkat çekiyordu.
Sinan Can, Mehmet Tüysüz`e sordu: `Mısır`daki fabrikamızda Hindistan`dan da bazı ürünler kullanıyoruz. Onların `azo boyar madde` testini Kahire`deki laboratuvarda yapabilecek misiniz?`
Mehmet Tüysüz`ün yanıtı şimdilik olumsuzdu ama müşteriyi geri çevirmedi: `Siz ürünü Kahire`deki laboratuvarımıza teslim edin. İstanbul`daki merkezde testi yapar, sonucu en kısa sürede iletiriz.`
Test konusu `azo boyar madde`lerden açılınca, Mehmet Tüysüz, bundan birkaç yıl önce yaşadığı deneyi anımsadı: `Gümrüklerden özellikle Çin`den ithal edilen elbise örnekleri gönderilir, test etmemiz istenirdi. Böyle bir elbiseyi test ettiğimizde elde ettiğimiz değerlere inanamadık. Tam 3000 ppm azo boyar madde içeriyordu.`
Tüysüz, o dönemde Türkiye`de tekstil ve hazır giyimde `azo boyar madde` kullanım üst sınırının 30 ppm olduğunu hatırlattı.
Önce Tüysüz`den `azo boyar madde`nin ne olduğunu öğrenmeye çalıştım: `Azo boyar maddeler, tekstilde kullanılan boyaların ürüne tam oturmasını sağlar. Ancak, kanserojen özelliği vardır. Bu yüzden de o dönemde Türkiye`deki kullanım üst sınırı 30 ppm`di.`
Aradaki farkın yol açtığı sonuç neydi acaba? Tüysüz`ün bu soruya verdiği yanıt tüylerimi ürpertti: `3000 ppm `azo boyar madde` içeren bir elbiseye dokunmak bile kanser yapar.`
Tüysüz`ün anlattığına göre, 3000 ppm azo boyar içeren Çin üretimi kadın elbisesi, Türkiye`deki ünlü bir hazır giyim markasının etiketini taşıyordu. Tüysüz, elbisenin akibeti hakkında tahmin yürüttü: `Biz test sonucunu gönderdik. O elbiseler büyük olasılıkla gümrükten döndü.`
Ekoteks`e `Elbisem allerji yaptı` ya da benzeri şikayetlerle test yaptırmak isteyen vatandaş başvurusu olmuyor. Testleri üretici yaptırıyor, `sağlıklı` belgesiyle müşteri karşısına çıkıyor.
Aslında `azo boyar madde`ler Avrupa Birliği`nin (AB) `yasak` listesinde bulunuyor, Türkiye`de de 24 türü artık kullanılmıyor…
Yine de `Ne kadar sağlıklı giyiyorum?` kuşkusunu akıldan çıkarmamak gerekiyor…
`Azo boyarlar`ın içindeki arilamin kanser yapıyor
TEKSTİL ve konfeksiyon sektöründe kullanımı söz konusu olan ve kanserojen etkisi bilinen `azo boyar maddeler`i daha doğru anlaşabilmek için İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Özipek`i aradım.
Prof. Özipek`ten aldığım bilgiye göre, `azo boyar` diye tanımlanan maddeler, tekstil boyalarının içeriğinde bulunuyor ve bunlardan bir bölümü `arilamin` içeriyor. Kanserojen etki de `arilamin`den kaynaklanıyor.
Avrupa Birliği`nde (AB) ortaya çıkan `ekonolojik tekstil` arayışlarıyla birlikte Türkiye de `arilamin` içeren 24 tip `azo boyar`ın ithalatına kapıyı kapattı.
`Azo boyar`lardaki `arilamin` sınırı da 20 ppm`e kadar indirildi…
İki bankayı birleştirdik lisansı kullanabilir miyiz
BANKACILIK Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) yönetimi, bir süre önce Koç Grubu`ndan yöneltilen ilginç soruyla karşılaştı: `Koçbank`ı Yapı Kredi Bankası`yla birleştirdik. Bizim Koçbank için almış olduğumuz bankacılık lisansı yine elimizde duruyor değil mi?`
BDDK yönetimi, bu soruya şaşırdı, yanıtı verdi: `Maalesef, Koçbank`ı Yapı Kredi`yle birleştirdiniz, o lisans elinizden gitti.`
Bu olay, bankacılık sektöründe yeni bir tartışmayı başlatacak gibi… Diyelim ki sektörün devlerinden biri, daha da büyümek için bir başka bankayı aldı. Sonra da `birleştirme operasyonu` yaptı. Bu durumda, BDDK`ya önceden başvurup, `İkinci lisans bende kalsın` diyebilir mi?
Eğer bunu diyemezse, aldığı bankayı küçültüp, bir-iki şubeyle başkasına satmayı deneyebilir mi?Koç Grubu, Koçbank`ı tek şubeli bırakıp, yabancılara satabilir miydi?
Sorulara yanıt veren çıkarsa, konu netlik kazanır…
Vahap Munyar