1970 ve 1980`li yıllarda, özellikle puantiyeli modellerle akıllara kazınan ve kadınların en popüler giysileri olan elbiseler, yeniden moda dünyasındaki yerini almaya başladı.
Modacı Arzu Kaprol, dünyanın teknoloji bakımından geldiği nokta itibariyle modanın artık çok çabuk değişebilen ve yaygınlaşabilen bir olgu halini aldığını söyledi.
Türklerin de modaya karşı çok duyarlı olduğunu vurgulayan Kaprol, stil kaygısı taşıyan ve kendi farklılığını ortaya koymak isteyen kadın sayısının her geçen gün artığını, bunun da olumlu bir gelişme olduğunu ifade etti. Kaprol, modanın herkesin “Çok iyi biliyorum ya da bilmiyorum“ diyebileceği bir şey olmadığını belirterek, şöyle konuştu:
“İnsan kendi modasını, deneyerek, kendi kimliğini yakalayarak ve hissederek bulmalıdır. Artık dünyada son 3-4 yıldır yeni bir yapı bulunuyor. Yaygın ve büyük trendler yerine pek çok küçük küçük farklı trend var. Her şey aynı anda moda, ama hiçbir şey demoda değil. Bu çok doğru bir şey. Bu durum, hakikaten modanın demokratikleşmesini ve kendi kişiselliğimizi hissedebilmemizi sağlıyor. Hem her şey çok modaysa hem de hiçbir şey çok moda değilse insanlar kendine uyan tarzı bulup, ona sadık kalmalıdır.“
Yeni sezonda çok renkliliğin esas alındığını ve fuşya, yeşil, pudra tonları, beyaz, ekru ve grilerin çok ön planda olduğu belirten Kaprol, her alanda olduğu gibi natürel ve organikliğin yeni koleksiyonlarda da büyük beğeni topladığını anlattı. Kaprol, yeni sezon ürünlerinde deri, triko, şifon ve ipek gibi farklı malzemelerin bir arada kullanımının da yaygın olduğunu dile getirerek, yeni koleksiyonlarda genellikle şıklık ve rahatlığın bir arada sunulmaya çalışıldığını söyledi.
“ÇANTA VE AYAKKABILAR ÖN PLANDA“
Elbise kullanımına ise müthiş bir geri dönüş olduğunu ifade eden Kaprol, şöyle devam etti:
“Elbisenin rahatlığı hiçbir şey de yok. Elbiseleri, yavaş yavaş daha yoğun olarak görmeye başlayacağız. Günümüzde yoğun iş temposunda çalışan kadınlar da elbiseyi rahatlık adına bir kaçamak olarak görüyor. Pantolondan kaçmak istediği alanlarda elbiseye dönüyor. Özetle tek parça ile rahatlığı hissetmek çok popüler olmaya başladı. Yeni sezonda çanta ve ayakkabıların daha ön planda olduğunu da görüyoruz. Aksesuarların da bir tanesi daha ön plana çıkarılabilir.“
TÜRK TASARIMCILAR ÇOK BAŞARILI
Kaprol, Türk tasarımcıların dünya genelinde çok başarılı çalışmalara imza atıp, isimlerini duyurduklarına da değinerek, yurt dışında çok önemli merkezlerde Türk tasarımcıların ürünlerinin satışının yapıldığını belirtti.
Türk tasarımcılarının çalışmalarının, özellikle Avrupa basınında geniş yer aldığını anlatan Kaprol, dolayısıyla bunun sadece Türk tasarımcılar için değil, Türk moda endüstrisi adına da çok önemli bir gelişme olduğunu vurguladı.
Kaprol, Türkiye`de moda tasarımının yapılması çok zor alanlardan biri olduğuna dikkati çekerek, bu nedenle özellikle tasarım alanına yeni girenlere büyük destek verilmesi gerektiğini belirtti. Ailelerin, çocuklarını genellikle bireysel çalışmalardan ziyade belli bir düzenin parçası olabilecekleri, aylık sabit gelirleri bulunan mesleklere yönelttiğini ifade eden Kaprol, şunları kaydetti:
“Anne ve babaların bu kararı, gelişmekte olan bir ülkede yaşadığımız düşünüldüğü takdirde çok haklı bir durum. Anlaşılabilecek bir kaygı. Ancak kişisel girişimcilik ruhunun ortaya çıkabilmesi için daha bireysel riskler alınması gerekiyor. Bu çok önemli. Kolay bir şey değil. Cesaretin ortaya konulması gerekiyor. Moda ve tasarım alanında daha fazla başarılı isimler çıkartabiliriz. Yeter ki biraz daha girişimcilik ruhumuzu yüreklendirebilelim