Geçen hafta tekstil sektör ile ilgili son durumu özetlerken yine son zamanların yeni tüketim alışkanlığı fast fashion ’dan yani hızlı tüketimli modadan bahsetmiştim.
İnsanların gelirlerinin artması, yüzyılımızın iletişim olanaklarının gelişmesi ve dünyanın globalleşmesi sonucunda bir takım tüketim alışkanlıklarımızda değişiklikler meydana geldi. Evde yenen yemeklerin yerini dışarıda yenen ucuz ancak kısa zamanda ihtiyacı gideren yemekler aldı. Bu yemeklerin besin değerleri ya da kaliteleri hakkında uzun süre kimse söz etmedi ve fastfood hayatımızda yerini aldı. Şimdi başımıza obezite belasını saran ayakta tüketilen gıdalardan nasıl kurtulacağımız tartışılıyor.
İşte fast fashion ’da böyle bir şey. Yani hızla tüketilen, kalitesi konusunda beklentilerin çok yüksek olmadığı, az para ile moda ihtiyacını gideren yani fastfood gibi bir alışkanlık.
Bundan on ya da en fazla on beş sene önceki moda tüketim alışkanlıkları ile şu anki arasında çok ciddi farklar var. Giyime ayrılan bütçenin çok fazla olmadığı bu dönemde prensip “ucuz alacak kadar zengin değilim” cümlesi ile özetlenirken şu anda ise moda olanı giymek ve bunları ucuza mal edip giymek. Üstelik ne kadar ucuza alındı ise o kadar makbul. Bunu şu anda semt pazarlarının yarısını kaplayan tekstil tezgahlarından ya da sezon sonu fiyatları yüzde 70 seviyesine indiğinde kapış kapış satılan t-shitlerden anlayabiliriz. Sadece genç kesimi etkisi altına almakla kalmayan bu akım orta yaş kadın ve erkekleri de içine aldı.
Birkaç büyük markanın var olduğu ve bu markalara ait ürünlere sahip olmanın prestij sayıldığı günler artık gerilerde kaldı. Bu beraberinde yeni markaların türemesine ve bu yeni var olan markaların trendleri ucuza satıp ayakta kalmalarına neden oldu. Bunun sonucu olarak gardıroplarda yer kalmadı, ucuz diye sıkça ve fazla alınan giysilerin bir kısmı sadece alınmış olmak için alındı. Marka ve yüksek fiyatlı giyinip sürekli aynı giysilerle gezmek yerine moda dergilerinden fırlamışçasına ama tek sezon giyinmek özellikle gençlerin tercihi oldu. Bugün marka mağazalardan alacağınız bir t-shirt ’ün parasıyla fast fashion yapan mağazalardan beş ile yedi t-shirt almak mümkün. Bu aslında bir yandan insanların marka bağımlılıklarını azaltması açısından faydalı olurken diğer yandan tüketimi körüklemesi ve tekstilde kalitenin düşmesine sebep olması açısından zararlı oldu.
Eskiden giysilerimizi atmaya ya da vermeye kıyamazken, dolan gardıroplarda yer açmak için giysilerimizi vermek kolay oldu. Sadece bir sezon giyilebilen t-shirt ve sw -shirt grubunun fast fashion yerlerden alınmasına karşı değilim. Ancak ayakkabı çanta ve pantolon etek ceket grubunun halen ayakta kalmayı başaran yüksek fiyatlı ve kaliteli markalardan alınması taraftarıyım.
Sevinç İşbitiren