ENGLISH
Türkiye’nin hazır giyim ihracatı sekiz ayda yüzde 7.14 artarak 9.2 milyar dolara çıktı. TGSD Başkanı Bektaş, yılın kalan dört ayında dışsatımda yüzde 20 yükseliş beklediklerini söyledi
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği
(TGSD) Yönetim Kurulu Başkanı Aynur Bektaş, hazır giyim sektörünün
ihracat artışını sürdürdüğünü belirterek, yılın geri kalan 4 ayında
yüzde 20 civarında bir ihracat artışı yapacaklarına inandıklarını
belirtti.
Bektaş, 8 ayda hazır giyim ihracatının yüzde 7.14
artarak 9.2 milyar dolara ulaştığını açıkladı. AB’nin Çin’e koyduğu
kota nedeniyle yılın geri kalan 4 ayında ihracat artışının
hızlanmasını beklediklerini ifade eden Bektaş, Türkiye’nin tekstil
ihracatı artan Romanya ve Rusya’ya dikkat etmek gerektiğini,
Ukrayna, Polonya, Romanya, Bulgaristan’ın hâlâ çok büyük rakipler
olduğunu söyledi.
Harcamaya kredi
freni
TGSD’nin ‘Ufuk 2010 Projesi’ olarak
adlandırdığı sektör için yol haritası niteliğindeki projesi
çerçevesinde hazır giyim sektörünün daha nitelikli ve katma değeri
yüksek moda tasarım ve marka içeren üretime ve ihracata yöneldiğini
belirten Bektaş, birim ihracat fiyatlarının 2003 yılına göre yüzde
20 arttığını, bunun büyük bir başarı olduğunu dile getirdi. Bektaş,
“Sektör bu yol haritasını takip ederse bir İtalya olacaktır, hatta
İtalya’yı geçecektir. Yol haritasına uyan firmalar yüzde 30’un
üzerinde ihracat artışı sağlıyor” dedi.
Türkiye’de 10 milyar
dolarlık iç piyasada iç satışların yüzde 10 gerilediğine dikkat
çeken Bektaş, iç piyasanın çöktüğünü, harcama ve tüketim eğiliminde
değişim yaşandığını söyledi. Bektaş, özellikle kredili ve taksitli
satışlar ve kredi kartı ile yapılan alışverişlerin belli alanlarda
yoğunlaştığını, konut, otomobil gibi zorunlu ödemeler nedeniyle
diğer harcamaların kısıldığını, mevcut satın alma gücünün yeterli
talebin oluşmasını engellediğini belirtti. Aynur Bektaş, iç
talepteki daralmanın fiyatları da aşağı çektiğini, üç ayda hazır
giyimde tüketici fiyatlarının yüzde 10.5 oranında azaldığını
belirtti.
‘Kart faizleri
yüksek’
Kredi kartlarına uygulanan gecikme
faizlerinin yüksek olmasından da şikâyet eden Bektaş şöyle konuştu:
“Gençlerin ellerine üçer, beşer adet, leblebi dağıtır gibi kredi
kartı verilmeseydi, bugün bu gençler mağdur durumda kalmazdı. İşçi
geliyor diyor ki ‘Ne olur tazminatımı verin beni işten çıkartın’
diyor, biz öbür tarafta istihdam, işgücü diyoruz. Bütün sektörlerde
böyle. İşçiden ikinci teklif, ‘Ne olur beni kayıt dışına alır mısın,
çünkü maaşıma haciz geliyor, paramı elden alabilir miyim?’ şeklinde.
Faizler çok yüksek, acilen devletin buna dur demesi lazım. Batıklar
yüzde 7’lere vardı, biz hazır giyim olarak yüzde 1.2’lere
geldiğimizde, bütün bankalar ayağa kalktı ‘hazır giyim gidiyo’ diye.
İleriye hazırladığımız, girişimci yapacağımız gençlerimizi şuursuzca
harcama şokuna sokup, yüksek faizlere mahkûm etmememiz lazım.
Bankaların kredilerde halkı eğitmesi, belki kredi kartı vereceği
kişiye iki saat eğitim vermesi lazım.”
‘Vergi yükü
ağır’
Üretim maliyetlerinin oluşturduğu yüklerle
ilgili gelişme olmadığını belirten Bektaş, “Dolaylı ve dolaysız
yüksek vergi yükü ile işgücü üzerinde oluşan yükler ve enerji gibi
yüksek girdi fiyatları ile ilgili iyileşme yaşanmamıştır ama sektör
dinamizmini korumuştur. Artış devam ediyor. İspanya ve İtalya’ya
önem verilmelidir, eğer ileride evlilikler olacaksa bu ülkelerle
olacaktır” diye konuştu.
Türkiye’den Türk cumhuriyetlerine
yatırım atağına karşı olmamak gerektiğini söyleyen Bektaş, “Keşke
Almanya’nın, ABD’nin Çin’e yaptığı yatırımların bir kısmını biz
yapsaydık da o pazarda biz etkili olsaydık” görüşünü iletti.
Bektaş, kadınların el emeklerini değerlendirmeleri durumunda
konfeksiyonun gittiği 10 bin nüfuslu bir kasabada en az bin kadının
bu işten ekmek yiyeceğini belirtti. Bektaş, yıl sonunda konfeksiyon
ihracatının 14 milyar doları geçeceğini, tekstilin de 4.5-5 milyar
dolar arasında kalacağını, ekim, kasım, aralık hatta 2006
ocak-şubatta ihracatta patlama yaşanacağını söyledi.
