Global dalgalanma halı üretim ve satışlarını doğrudan etkileyecek. Halıcılıkta marka yaratmak bir mecburiyet. Bu çaba da geleneksel desenlerin dahi tutucu yapısını aşarak ve yeni desenler bularak başarılı olabilir.
Tarihsel, geleneksel uzun bir sürecin ardından el emeğinin azaldığı, makine emeğinin arttığı bir ilginç sektördür halıcılığımız. Orta Asya’dan gelen köklerimizden devralınan bu miras Anadolu’da gelinlik genç kız çeyizi sayesinde geleneksel yapısını ve ticari pazarını belli bir süre korumuş, ancak günümüzde kan kaybına uğramaya başlamıştır. Ayrıca ev yapısının giderek apartman türü yapılara yönelmesi, bu yapılardaki mobilya anlamında uzun yıllar süren el halısı geleneğini modern mobilya bağlamında duvardan duvara olarak adlandırılan bir yeni yapılanmaya terk etmiştir. El halısının bu yapısının giderek kaybolması “Köyden şehirlere göç”ü engelleyen özelliğini de yok etmiş, tarihin derinliklerinden gelen güzelim ipek halılarımız da dut ağaçlarının bulunduğu alanlara apartmanların dikilmesiyle kaybolmuş ve Çin’in önüne altın tepside sunulan bir fırsat koymuştur. Bugün piyasalarda gördüğünüz “Hereke” imzalı bir çok ipek halı maalesef taklit Çin halılarından başka bir şey değildir. Bu konu yıllardır sürmekteyken hiçbir şey yapılmadan seyredilmesi geleneksel ipek halıcılığımızın da sonu olmuştur.
Tarih boyunca el halısı dediğimiz tezgah halılarını konuşurken günümüzde halıcılığımızı iki ana başlıkta konuşacağız. El halıcılığı ve makine halıcılığı. Tarihsel, geleneksel ve yöresel özellikli el halıcılığımızın giderek gerilediğini söylememe pek gerek yok sanırım. Zaten rakamsal verilerde bu durumu teyit ediyor. 2007 yılı halı ihracatı toplam 1 milyar 4 milyon dolar. Bu rakamın 145 milyon dolarlık kısmı el halılarına, 858.8 milyon dolarlık kısmı ise makine halılarına ait. Halı ihracatı 2006 yılına göre yüzde 23,5 oranında artmış. Yıllar yıllar öncesinde makine halıcılığının olmadığı dönemlerde hayli revaçta olan el halılarının günümüzde geldiği nokta hüzün verici. Aslında ihracatında geçen yıla göre yüzde 31 oranında bir artış var ama Türkiye genelindeki hassasiyette azalma var. Dünya halı pazarından en büyük alıcı ABD. Bu ülke dünya halı ithalatının yüzde 20,1’ini yapıyor. Ardından 13,3’lük pay ile İngiltere, yüzde 11,1’lik pay ile Almanya, 6,9’luk pay ile Kanada ve yüzde 4,6’lık pay ile Japonya geliyor. Dünya halı pazarının yüzde 84’ü makine halısı yüzde 16’sı el halısından oluşuyor. Halı ihracatımız 2002 yılından başlayan bir artış trendinde istikrarlı bir yapıda görülmüştür. 2002 yılında 289 milyon dolar olan halı ihracatımız 2003 yılında 384 milyon, 2004 yılında 520 milyon dolar, 2005 yılında 670 milyon dolar, 2006 yılında 745 milyon dolar ve 2007 yılında ise 1.004 milyar dolarlık bir istikrarlı seyir takip etmiştir.
Avrupa Birliği ülkeleri pazarı diğer sektörlerde olduğu gibi aslan payını kapmış. Bu ülke grubuna yapılan ihracat toplam 231 milyon dolar ve genel halı ihracatındaki payı yüzde 23. Bu rakam 2007 yılına göre yüzde 37 artış göstermiş. Romanya bu pazarda en büyük ihracat yapılan ülke ve 53.3 milyon dolarlık halı satılıyor. AB grubunda ikinci büyük ihracat yapılan ülke 35.4 milyon dolarlık payı ile Almanya. Sonra 33.6 milyon dolarla Polonya ve 30.3 milyon dolarla Yunanistan geliyor.
Ortadoğu ülkeleri grubu ikinci büyük ülke grubu. Toplam 210.5 milyon dolarlık ihracat yapılan bu ülke grubunda 115.9 milyon dolarla Suudi Arabistan lider ülke. Ardından 51.7 milyon dolarla Irak ve 17.6 milyon dolarla İsrail geliyor. Bu bölgeye yapılan ihracatın yüzde 98’i makine halısıdır.
Eski SSCB ülkeleri grubu üçüncü büyük ihracat pazarı. Bu gruba yapılan ihracatımız 173.9 milyon dolar. Genel halı ihracatındaki genel pazar payı yüzde 17,5. Kazakistan, Rusya Federasyonu ve Ukrayna aktif pazarlar.
Japonya’ya 15 milyon dolarlık ihracat
Diğer OECD ülkeleri toplam 128 milyon dolarlık ihracatımızla dördüncü büyük pazar. Pazarda yüzde 35,5 oranında artış var. Lider ülke 94 milyon dolarla ABD. İkinci büyük pazarımız da Japonya. İhracatımız 15 milyon 126 bin dolar. Japonya en çok el halısı ihraç ettiğimiz ülke. Satın alma güçleri hayli yüksek ülkeler olan bu iki ülke aslında dünyada en çok halı ithal eden ülkeler fakat Türkiye pazarları küçük. Üstelik ABD de yaşanan konut krizi halı sektörünü doğrudan etkileyen bir durum yaratıyor.
Diğer Avrupa ülkeleri grubuna yapılan ihracatımız 32 milyon 432 bin dolar. Bosna Hersek 10.4 milyon dolarla birinci, Arnavutluk 7.5 milyon dolarla ikinci.
Asya ülkeleri grubu düşük bir performansa sahip. Toplam 24.7 milyon dolarlık halı ihraç edilen bu ülke grubunda en büyük alıcı 8.5 milyon dolarla Singapur.
Afrika ülkeleri ciddi artış gösteren fakat küçük bir pazar. Toplam 26.3 milyon dolarlık ihracat yapılabilen bu pazarda en büyük alıcı 15.7 milyon dolarla Libya.
Makine halı ihracatının yüzde 60’ı ilk 10 ülkeye yapılıyor. Bu ülkeler sırasıyla Suudi Arabistan, Kazakistan, ABD, Romanya, Irak, Rusya Federasyonu, Ukrayna, Almanya, Polonya ve Yunanistan’dır.
El halısı ihracatının yüzde 48’i de ilk 10 ülkeye yapılmaktadır. Bu ülkeler sırasıyla ABD, Japonya, İtalya, Fransa, İspanya, KKTC, Avustralya, İngiltere, Almanya ve Irak’tır.
Makine halısındaki artış umut verici
Halı ihracatçıları 2008 yılına iyi bir başlangıç yaptıklarını düşünüyor. İlk 3 ayda yapılan ihracatlardaki 57 milyon dolarlık artışla 255 milyon dolara ulaşmaları da bunun göstergesi. Tabii bu rakamın 226 milyon doları makine halısı ihracatı ve bu da iyi bir performans. AB bu sektörde de lider ülke grubu. Eski SSCB ülkeleri yine aktif. Ortadoğu ülkelerinde performans iyi göstergeler veriyor. Dönemin en güzel haberi ABD’den geliyor. Bu pazara yapılan ihracatta 2007 yılı ilk üç ayına göre yüzde 8,4 artış söz konusu. Diğer güzel bir haber el halısı ihracatındaki artış. Yüzde 3,4’lük bu artış az görünse de düşüş eğiliminden artış eğilimine yönelmesi açısından önemli. Sektörün lokomotifi tabii makine halısı. Yüzde 33’lük artış gösteren bu ürün umut verici.
Halı sektörü genel rakamlara bakıldığında diğer sektörler gibi ithalatçı bir sektör olarak gözükmüyor. 2002 yılında 57 milyon dolarlık halı ithalatının ihracata oranı yüzde 20 idi. Bu rakamlar 2007 yılına gelindiğinde ithalat 184 milyon dolara ihracat ise 1.004 milyar dolara ulaşmıştır. Bu rakamlar ithalatın ihracata oranında gerileme olduğu ve yüzde 20’den yüzde 18’e gerilediğini göstermektedir. İthalatta el halısı makine halısına tercih edilmekte ve Türkiye’deki el halısının tarihsel, geleneksel ve yöresel varlığını tehdit etmektedir. 2007 yılı el halısı ithalatımız 115 milyon dolar iken ihracatımız 140 milyon dolardır. Bu rakamsal yakınlık ithalatın el halıcılığımız üzerindeki tehdidini açık seçik göstermektedir. Halı ithalatımızın yüzde 28’i Çin’den yapılmaktadır. Ayrıca halı için gerekli ipek halı ipliği de Çin’den ithal edilmektedir. Bu rakam da 40 milyon dolara yakın bir değerdedir. Çin kaynaklı halıların çoğu Hereke taklidi ipek halılardır. Hereke taklidi halılar konusunda yıllardır şikayetler edilse de bir şey yapılmadığı da ortada. Hereke belli bir bölge halısıdır ancak desen açısından tescil sorunu yaşandığından engellemede sorun yaşanmaktadır. Daha da garibi ithal edilen el halılarının nerede ise tamamı Türkiye’deki maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle desenleri dışarıya gönderilmekte ve oralarda ki tezgahlarda Türk ithalatçıları tarafından yaptırılarak finisajı Türkiye’de yapılan bu halılar ithal edilerek geleneksel Türk halısı olarak satılmaktadır. Böylece ithalat yüksek görülmektedir. Bu tip ithalat kaynakları yüzde 19 pay ile Hindistan ve yüzde 14 payı ile Pakistan’dır.
El halıcılığı turizme bel bağladı
Makine halıcılığımız da dikkati çeker bir artış ve yapılanma var iken el halıcılığımız maalesef kaybedilmektedir. Daha ziyade Güney Doğu Bölgesi’nde konuşlanan makine halıcılığının aksine el halıcılığı Türkiye genelinde yaygındır. Ama bu yaygın konuşlanma ihracata ve iç pazara ticari olarak yansımamakta hatta kan kaybetmektedir. Tarihsel, geleneksel, yöresel zenginlikleriyle tamamen Türk Halısı imajı veren yapı yok olmak üzeredir. Tezgah halıcılığı olarak Anadolu’nun hemen her yöresinde benimsenen el halıcılığı değişen yaşam standartları ardından genç kız çeyizi ve yatırım aracı olma özelliğini kaybetmiş ve artan maliyetler ve imalatının uzun süre alması nedenleriyle ortaya çıkan yüksek maliyeti ve bu maliyetin gerektirdiği satış fiyatı ile ticari kabiliyetini kaybetmiştir. Yapılan ithalatın kontrolsüzlüğü, yöresel taklitler de önlenemeyince el halıcılığına olan ilgi sadece turistik bölgelerle sınırlı kalmış, geleneksel renk, desen ve motifler turistik amaçlı değerlendirilmiş ve el halıları kültürel özelliğini kaybederken turizm sektöründeki “Her Şey Dahil” kıskacının içine sıkışıp kaldı.
Gelin görün ki, el halıcılığı bu durumuna rağmen turizm sektörüne bel bağlamış durumdadır ve turizm imkanının bir şans olarak değerlendirmektedir. Dünya da son zamanlarda yaşanan ev kredileri krizi ardından halı üretim ve satışlarının doğrudan etkilenmesi beklenmektedir. Bu beklenti el halıcılığına da makine halıcılığına da daha büyük bir darbe vurabileceği yönündedir.
Halıcılıkta marka yaratmak bir mecburiyet. Bu geleneksel desenlerin dahi tutucu yapısını aşma ve yeni desenler bulma zorunluluğunu getiriyor. Makine halıcılığının hammaddeleri dahi ithal ediliyor.
İbrahim Yılmaz
(Halı İhracatçı Birlikleri Başkanı)
İHRACATIMIZ ARTIYOR, AMA KAR YOK
Makine halısı ile yükselen trend dünyada büyüyor. Bu büyümeye rağmen Türk ihracatçısı memnun değil. Artan ihracatımıza rağmen karlılık yok denecek derecede az. Rusya, Suriye pazarları ile ayakta kalmaya çalışıyoruz. Dünyadaki resesyon rüzgarları giderek artıyor ve bu nedenle geleceğimizden korkuyoruz. El halısı bir yatırım aracı olmaktan çıktı. El halısının pahalı olması ve değişen konut yapılanması makine halıcılığına doğru bir eğilim doğurdu. Çin dahi el halıcılığı dediğimiz tezgah halıcılığından çıktı. Tek çıkış yolumuz bu konuda markalar yaratmak ama bu çok zor. El halıcılığında pahalı maliyetler nedeniyle çalışan tezgah kalmadı. İthal yüksek görünüyor gelin görün ki burada bir yanılma var. Türkiye’de maliyetlerin yüksekliğinden kapanan tezgahlar Hindistan ve Pakistan da açtırılıp geleneksel, yöresel desenlerimiz yurtdışına yaptırılarak ithal edilerek bu açık kapatılmaya çalışıyor. Ama bu durumda da ithalat arttı görüntüsü veriliyor. O ülkelerde planlı, programlı atölyeler var ve imalatlar buralarda yapılıyor. Dahilde işleme belgeleriyle ithalat yaygın.
Turizm iyi görünüyor ama gelin görün ki gelen satın alma gücü düşük turistlerin pahalı olan halı ürünü ile alakaları yok. Her şey dahil sistemi ile düşük alım güçlü turistler yurdumuza gelince alım gücü yüksek turistler Türkiye’den kaçıyor. Bu da mağazacılık sistemine darbe vuruyor. İpek dahi Brezilya’dan getiriliyor. Kırsal kesimdeki yüksek maliyetler nedeniyle tüm tezgahlar kapandı. Metrekare maliyetleri 300-400 dolar olan yerli üretim yüksek maliyetler nedeniyle tamamen durmuş durumda bu da geleneksel ürünlerimizi yurtdışında üretmek ve ithal etmek mecburiyetini getiriyor.
MAKİNE HALISI İHRACATINDA İLK 10
S. Arabistan, Kazakistan, ABD, Romanya, Irak, Rusya, Ukrayna, Almanya, Polonya ve Yunanistan.
EL HALISI İHRACATINDA İLK 10
ABD, Japonya, İtalya, Fransa, İspanya, KKTC, Avustralya, İngiltere, Almanya ve Irak’tır.
Kaynak:TİM Sektör İthalat ve İhracat Değerlendirme Raporları.
İTKİB Arge ve Mevzuat Şubesi Dönemsel Performans Değerlendirmeleri Raporu.
DTM ve TÜİK İstatistiki verileri.