Ana Sayfa AksesuarÇorap Hazırgiyim sektöründe ihracat artışı, yüzde 14,8 değil yüzde 6

Hazırgiyim sektöründe ihracat artışı, yüzde 14,8 değil yüzde 6

tarfından Admin
10 Dakika Yaklaşık okuma süresi

Bugün geçmişi tekstil sektörü kadar eski olmayan ama 1980’li yıllarla beraber yapılanmaya başlayan, 1990’lı yıllarda yatırımları hızlanan ve ihracat pazarlarında söz sahibi olan, tekstil sektörünün katma değer kazandırılmış konumundaki hazırgiyim ve konfeksiyon sektörünü mercek altına alalım.

Yıllardır genel ihracatımızın lokomotifi görevini üstlenen bu sektör 1980 yılında sadece 90 milyon dolarlık bir ihracat potansiyeline sahipken bugün ulaştığı değer 15.6 milyar dolardır.

Şimdi gelin 15.6 milyar dolarlık ihracatın detaylarına inelim bakalım bu sektör geçen yıl neler yapmış. 2007 yılı hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatı 15.6 milyar dolar. 2006 yılı ihracatı ise 13.6 milyar dolar. Artış oranı yüzde 14,70. Genel ihracattan aldığı pay yüzde 15,2. 2007 yılının en düşük ihracat ayı 1 milyar 82 milyon dolarla ocak ayı, en yüksek ihracat yapılan ay ise 1.6 milyar dolarlık ihracatla kasım ayı. Marmara Bölgesi’nden yapılan ihracat hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatının yüzde 82,1’i. Ege Bölgesi ihracatı genel ihracatın yüzde 14,6’sı. OECD ülke grubu hariç tüm pazarlarda artış var.

İhracatta Avrupa Birliği (AB) ülke grubu yıllardır uzak ara önde. 27 AB ülkesine 2007 yılında   12.8 milyar dolarlık hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatı yapılmış ve ihracat yüzdesi yüzde 79,6. İhraç edilen her 5 üründen 4’ü bu ülke grubuna gitmiş. Geçen yıla göre artış oranı yüzde 17. En büyük ihracat ise 3.8 milyar dolar ile Almanya’ya yapılmış. Bir başka anlamda yüzde 80’lik payın yüzde 23,7’si sadece bir ülkeye gitmiş.

Diğer OECD ülkeleri ihracatı ise biraz tatsız. Bu gruba yapılan ihracatta tehlikeli bir şekilde gerileme var. 2006 yılında 1.3 milyar dolarlık ihracat yapılan bu ülke grubuna 2007 yılında 1 milyar 150 milyar dolarlık ürün ihraç edilebilmiş. Grup içerisinde en büyük ihracatçı ülke konumundaki ABD de dikkati çeker bir düşme var. 2006 yılında 1 milyar 020 milyon dolar olan ihracat 2007 yılında 811 milyon dolara gerilemiş. Düşüş yüzdesi yüzde 20 ve hayli yüksek.

Diğer Avrupa ülkeleri pazarı ise umutsuz. Ciddi bir ihracat artışı var ama bu grupta rakamsal değer düşük. Geçen yıl 90.4 milyon dolarlık ihracat yapılan bu grup ülkelere 2007 yılında 225.7 milyon dolarlık ihracat yapılmış. En büyük ihracat yapılan ülke Sırbistan, ardından Makedonya ve Bosna-Hersek geliyor.

Eski SSCB ülkelerinde ise Rusya ihracatta lider. 2006 yılında 339 milyon dolar ihracat yapılan bu ülke grubuna 2007 de 416.6 milyon dolarlık ihracat yapılmış. Rusya 275.2 milyon dolarlık ihracatla birinci. Bu ülkelere yapılan bavul ticareti rakamları ihracat değerlendirmeleri içerisinde yer almıyor. Bu nedenle bu grup ülkelere daha çok ihracat var ama bavul ticaretinin karakteri gereği rakamlar bilinemiyor.

 

Asya ülkeleri ithalatta lider

Ortadoğu ülkelerinde ise beklentiler gerçekleşmedi. Yüzde 15,1’lik artış görülen bu pazarda rakamsal değerler yüksek değil. 2006 yılında 291.4 milyon dolarlık ihracata karşılık 2007 yılında 335.3 milyar dolarlık ihracat yapılabilmiş. 110.7 milyon dolarla İsrail birinci sırada.

Afrika ülkeleri ise fazla hareketli bir pazar değil. 2006 yılına göre yüzde 6,5 oranında bir artış var. En büyük ihracat yapılan ülke 148.9 milyon dolarla Cezayir.

Asya ülkeleri ise ithalatta lider. Artış oranı yüzde 60 gibi hayli yüksek bir oranda, gelin görün ki rakamsal değeri çok düşük. 2006 yılında 33.6, 2007 yılında ise 53.2 milyon dolarlık ihracat var bu ülke grubuna. Hong Kong’a 20.1 milyon, Malezya ya 14.3 milyon, Çin’e 7.5 milyon dolarlık ihracat yapılmış. Oysa Çin’den ithal edilen hazırgiyim ve konfeksiyon ürünlerinin toplamı 244.8 milyon doları bulmuş. Hong Kong dan 47.9 milyon dolarlık ithalat var. Malezya’dan 42.8 milyon dolarlık ithalatı olmuş. İhracat-ithalat karşılaştırmasında açık büyük.

Şartların zorlamasıyla gelen fiyat artışları ve rekabet olgusu. Birbirine ters düşen iki etkin faktör. İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İTKİB) bu grup ürünler üzerinde bir araştırma yapmış ve şu sonuçlara ulaşmış. Suni-sentetik liflerden yapılan fanila, atlet, kaşkorseler ve pamuklu bayan bluz ve pantolonlarda yüzde 19’luk artış görülmüş. Örme konfeksiyon ürünlerinde ise 2006’ya göre yüzde 6,2 oranında artış söz konusu. Ancak uluslararası piyasalarda özellikle Çin ve Hindistan kaynaklı ürünlerdeki fiyat baskısı nedeniyle dünya çapında düşen fiyatlara inat Türk tekstilcisinin birim ihraç fiyatlarında yüzde 5 ila yüzde 7 gibi oranlarda zam yapabilmiş olması bir anlamda katma değeri yüksek ürünler ihracatında tercih edildiğini gösteriyor. 2007 yılında ihraç edilen ilk 20 ürün grubu içerisinde 8 üründe fiyatlar düşerken 12 ürün grubunda fiyatlar artmış.

 

İthalat korkutuyor

Tekstil sektörünü incelediğimiz dünkü bölümde ithalatın vardığı noktayı gördük. Aslında o grup ithalatın tamamı hazırgiyim ve konfeksiyon grubunun hammaddeleridir. İthal edilen 8.2 milyar dolarındaki hammaddelerin çok önemli bir kısmı Türk tekstilcisinin üretebileceği ürün gruplarıdır. Bir başka ifade ile Türk tekstilcisi 8.2 milyar dolar değerinde hammadde ithal ederek aynı oranda üretim ve ciro kaybetmiştir. Bu ürünlerin ithalatlarının yanı sıra bir de nihai ürün niteliğinde olan hazırgiyim ve konfeksiyon ürünleri ithalatı vardır ve toplam rakamı 1.6 milyar dolardır. Bu ürünler tekstil grubuna zarar verdiği kadar hazırgiyim ve konfeksiyon ürünleri sektörüne de zarar veriyor. Çin ithalat yapılan ülkelerin başında geliyor. 2006 yılına göre yüzde 40 oranında artışın gözlendiği bu ülkeden 2008 yılında artan oranda bir ithalat bekleniyor. Bu beklenti öncelikle tekstil ardından hazırgiyim ve konfeksiyon sektörlerini doğrudan ve olumsuz etkileyecek. Ancak şunu hiç tereddüt duymadan söylemeliyiz. Hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü 2007 yılında yapılan 8.2 milyar dolarlık ithalat sayesinde yılı kurtarabildi.

 

Döviz kurları ve dolar/euro ilişkisi

Hammadde fiyatları, işçilik ücretlerindeki gelişmeler ve döviz kurlarının seyri bu sektör üzerinde rekabet gücüne doğrudan tesir eden faktörler. Dahildeki hammadde fiyat artışları düşük seyirdeki dövizin verdiği imkanla ve tabii ithalatla aşılmaya çalışıldı. Sektörün pek seslendirmek istemediği bir gizli avantajı da hammaddelerini ağırlıklı YTL ve dolar ile alması ve ürünlerini euro ile satmasıdır. Bu seyir bir taraftan avantaj sağlarken diğer taraftan da euro ile yapılan ihracatın dolar para birimi ile açıklanmasıyla popülist bir görüntü vermekte ve artış oranlarını saptırmaktadır. Öyle ki hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü 2007 yılında gerçekleştirdiği 15.6 milyar dolar ihracatının yüzde 80’ini euro para birimiyle yapmıştır. 2006 yılı ile 2007 yılı dolar/euro parite birimlerini karşılaştırdığımızda 2006 yılında 125.76 olan parite ortalaması 2007 yılında 136.67 olarak gerçekleşmiştir. Aradaki yanıltıcı faktör yaklaşık yüzde 11’dir. Bu yanıltıcı faktörün yüzde 80’nini euro para birimi ile hesaplayacak olursak 80×11 = 8.80’lik bir yanılma oranı buluruz ki bu rakam yüzde 14,80 arttığı ifade edilen hazırgiyim ve konfeksiyon sektöründeki gerçek artışın 14,80-8,80 hesabıyla aslında yüzde 6,00 arttığı noktasına geliriz. Ayrıca bu hesaplama “Yüzde 14,80 artış olsa hissederdik neden hissetmedik” sorusuna da bir cevap olacaktır. İhracatçının beklediği ani kur artışları değil siparişini aldığı, üretimini yaptığı ve aylar sonrasında mal bedelinin geldiği dönemdeki istikrardır.

ABD kaynaklı finansal belirsizlik, bu ülkeyi tehdit eden resesyon, yükselen enflasyon ortamı, küresel ısınma ve kotasız Çin gibi olumsuz faktörler daha yılın başında hazırgiyim ve konfeksiyon sektörünü baskısı altına aldı. Ama bunlara rağmen 2007 yılı ilk çeyreğine göre yüzde 16,7’lik artış söz konusu. İlk 3 ayda yapılan ihracat 4 milyar 313 milyon dolar. Dolar olarak açıklanan ihracatın yüzde 80’ni Avrupa Birliği pazarına ve euro ile yapıldığı düşünülürse 2007-2008 ilk çeyreğindeki dolar/euro yanıltma payının yüzde 14,27 olduğu da bilinirse yanıltma payının yüzde 11,46 olduğu hesabına varırız. Bu durumda yüzde 16,7 olarak açıklanan artış gerçekte yüzde 5,24’e geriler.

 

ABD pazarında yüzde 34,6 düşüş

Öte yandan hazırgiyim ve konfeksiyon sektörünün genel ihracattan aldığı payda da geçen yıla göre düşüş var. Geçen yıl yüzde 16 olan bu pay 2008 yılı ilk çeyreğinde yüzde 13,7’ye düşmüş. Pazarlara baktığımızda AB yine en büyük pazarımız. Tüm pazarlarda artışlar söz konusuyken OECD ülke grubu ülkelerde gerileme var ve nedeni de bu grubun en önemli ülkesi olan ABD’deki düşüşler. ABD pazarındaki düşüş yüzde 34,6 oranıyla hayli yüksek. Eski SSCB ülkeleri olarak adlandırılan grupta dikkati çeken bir artış var ve bu grupta Rusya ve Ukrayna önde gidiyor. Ürün gruplarına göre yine örme eşya yüzde 51’lik payı ile önde. Çorap ihracatı yüzde 18,6’lık artışla toparlanmış görünüyor. Dokuma grubunda denim ve denim pantolonlar yüzde 31’lik payı ile yine önde. Kurlardaki belirsizlik kurların artıyor görünmesine rağmen devam ediyor. Çin kotalarının kalkmış olması beklenen korkuya henüz yansımamış, çünkü hemen her pazarda artışlar var. Ama asgari ücret, sosyal girdi yükleri, yükselen hammadde fiyatları ve ayak sesleri duyulan küresel kriz ve tabii küresel ısınmanın karıştırdığı sezonlar gibi sorunlar ve Türkiye’de yükselme eğilimine giren enflasyon korkuları daha da artırıyor ve önümüzdeki 9 aylık dönemin üzerinde Demokles’in kılıcı gibi duruyor.

Hazırgiyim ve konfeksiyon sektörünün 28 yıllık bir geçmişi var. 1980 yılında sadece 90 milyon dolar ihracatı olan bu sektör günümüzde 17 milyar dolarlık bir güce ulaşmış. Yıllardır genel ihracatın lokomotifi görevini üstlenen bu sektör 28 yıl sonunda ciddi sorunlarla karşı karşıya. Sektör kaybettiği ABD pazarını tekrar kazanmak çabasında. Türkiye’nin her yıl yüzde 8 büyüme ihtiyacı dikkate alındığında bu sektörde böyle bir büyüme gözlenmiyor. Hatta ihracat artışı dahi bu oranın gerisinde. Emek yoğun özelliği olan bu sektör giderek kan kaybediyor. Siyasi iktidar bu sektör artık yapılanmasını tamamladı düşüncesinde ve bu nedenle sektöre sıcak bakmaz bir tavırda. İthalatla ancak günü kurtarabilecek olan bu sektör uluslararası pazarlarda rekabet gücünü korumakta zorlanıyor. Üstelik rekabet için ithalat mecburiyeti sadece bu sektörü değil yıllardır onlara güç veren tekstil sektörünü bitiriyor. Her iki sektöründe bitmesi halinde Türk ihracatında yaklaşık yüzde 25’lik pay alan bir güç yok olacak ve yapılan milyarlarca dolar değerindeki yatırımlar, yani milli servet heba olup gidecek ve siyasi iktidar bu iki sektörün taşıdığı yaklaşık 10 milyon kişi gücündeki istihdam gücünü kaybederek işsizler ordusu ile karşı karşıya kalacak.

 

İHKİB Başkanı Süleyman Orakçıoğlu: Zor da olsa yola devam

Üretime konu temel girdilerin maliyetleri ve faiz kur gibi temel ekonomik göstergelerde olumlu gelişmeler yaşanmasa da Türkiye 2007’de ihracat merkezli büyüme stratejisini olumlu bir noktaya ulaştırdı. Gayri safi milli hasıla (GSMH) içinde yüzde 8, sanayi üretiminde yüzde 17, toplam istihdamda yüzde 11,5 gibi çok önemli paylar alan sektörümüz ihracatını da 20 milyon dolar sınırına getirdi. Gerçekleştirdiğimiz en önemli atak ihracatımızın yüzde 80,1’ini yaptığımız AB pazarında değer bazında dikkati çeken artıştır. Bu pazara miktar bazında yüzde 15 değer bazında ise yüzde 10’luk pay aldık. 2007’de AB pazarına miktar bazında yüzde 2,8 düzeyinde artarken değer bazında da yüzde 7,7 lik artış sağladık.

Diğer önemli başarımız, sektörümüzün bu güne kadar gördüğü en büyük proje olan Moda ve Tekstil İş Kümesi Projesi (MTK) kapsamında sektörün geleceğini garanti altına almamızdır. 17 milyon euroluk bu projeyi AB ile birlikte yürütüyoruz ve bu proje örnek gösteriliyor. Bu projenin en önemli ayağı İstanbul Moda Akademisi İMA’dır. Bu bir rüya idi ve biz bu rüyayı gerçekleştirdik. Şimdi aynı proje kapsamında teknik ve akıllı tekstiller üzerine bir Ar-Ge merkezi kuruyoruz.

Ancak tüm bu çabalarımızın yanı sıra yatırım ve üretim şartlarının iyileştirmesi için aynı çabaları ekonomi yönetiminin göstermesini bekliyoruz. Sektörümüz SSK primlerinde, enerji girdilerinde belli iyileşmeler, krediler ve faizlerde makul ölçüler, üretim ve ihracatın önün açacak nitelikte destekler verildiğinde ülkeye kat kat büyük getiri sağlayacak. Bölgesel kalkınmışlık farkını aşılmasında yardımcı olacak, işsizlikle mücadelede ve kadın gücünün çalışma hayatına katılmasında öncü olacak düşünce ve çaba içerisindedir. Bu kolay olmayacak ama zor da olsa bu yolda devam edeceğiz.   

 

Kaynaklar: TİM Sektörel İthalat ve İhracat Değerlendirme Raporları.

İTKİB Arge ve Mevzuat Şubesi Sektör Dönemsel Performans Raporları.

DTM ve TÜIK İstatistiki Verileri.

 

Şevket Sürek

Tekstil, Moda ve Teknoloji Güncellemeleri Direkt Posta Kutunuza Gelsin

Moda ve teknolojinin kesiştiği noktada, sizin için seçtiğimiz özel içerikleri almak üzere hemen kaydolun. Her hafta doğrudan e-posta kutunuza gelecek güncellemelerle kendinizi sektörün ön saflarında bulun!

Abone olduğunuzda, blog yazılarımız, özel içerikler ve özel etkinlikler hakkında size e-posta göndermemize izin vermiş olursunuz. Ancak, e-postalarda sağlanan abonelikten çıkma bağlantısına tıklayarak rızanızı istediğiniz zaman geri çekebilirsiniz.

İginizi Çekebilir

Yorum bırakın

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bu konuda sorun yaşamıyorsanız devam edeceğimizi varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Onayla