Ana Sayfa TekstilDünya ‘Made in Turkey’ artık utandırmıyor

‘Made in Turkey’ artık utandırmıyor

tarfından Admin
5 Dakika Yaklaşık okuma süresi

Dünyanın önde gelen araştırma kuruluşlarından GMI ile İngiltere hükümetinin “imaj politikasına” yön veren siyaset bilimci Simon Anholt, yıllardır “ülkelerin marka değeri” sıralamasını ortaya koyan bir araştırma yapıyor. Araştırmada Türkiye, 2005 yılında 10 ülke arasında sonuncu, 2006’da 35 ülke arasında 34’üncü, 2007 yılında ise 40 ülke arasında 34’üncü sırada yer aldı.


26 bin kişi üzerinde ülkelerin kültürleri, yönetim biçimleri, insanları, ekonomik durumları, turizmi ve göçmen politikaları konusunda sorular sorularak yapılan araştırmada 2007 yılı sonuçlarına göre, Türkiye’nin imajında biraz artış gerçekleşti. Araştırmaya göre, 2006 yılında 189 milyar dolarlık marka değerine sahip Türkiye, son listede 306 milyar dolara ulaştı. ABD’nin 20 trilyon dolar olan marka değeri yanında bu rakamın lafı olmaz ama yükselme umut verici.
“Made in Turkey” markasının kötü imajı ne yazık ki yıllardır Türk sanayici, ihracatçı ve turizmcilerinin önünde engel. Darbeler, insan hakları ihlalleri, işkenceler, mafya, kayıtdışı ekonominin yüzde 70’lerin üzerinde seyretmesi gibi sıkıntılarla oluşan bu kötü imaj, Avrupa halkları ile bir türlü barışamayan yıldızımızın da nedeni.
Ancak son yıllarda bu kısır döngünün kırılmaya başladığının sinyalleri alınıyor.
 
Hırsız gibi bakılıyordu
Geçen hafta sohbet ettiğimiz Türkiye’nin hazırgiyim sektörünün duayen isimlerinden Abdullah Kiğılı’nın sözleri son derece önemli. Kiğılı, “İnanılmaz bir şekilde Türkiye’ye, Türk pazarına ilgi var” diyor. 10 yıl önceki durumla bugün gelinen durum arasında çok büyük bir fark olduğunu anlatan Kiğılı, şöyle devam ediyor: “10 yıl önce bizim itibarımız yoktu. 10 yıl önce mal getiremiyorduk. Bizim etiketimizde ‘Made in Turkey’ yazısı ciddi anlamda sıkıntı yaratıyordu. Açıkça ifade etmek gerekirse çoğu, hırsız gözüyle bakıyordu. Bu böyleydi açık açık. 10 yılda ne değişti? Firmalarımız muteber firma haline geldiler. Buraya haftada 3 gün mal satmak için yabancılar geliyor. Bizim değerimizi onlar bizden daha iyi biliyor. Bugün dünyanın ürünü en pahalı olan A plus markaları, Türkiye’ye girdi. Akla gelebilecek en üst düzey markalar. Türkiye’nin imajı çok değişti.”
 
TÜSİAD eylülde tanıtıma başlıyor
Olumlu gelişmelere şimdi bir de Milli Takım’ın doping etkisi yaratan başarısı ekleniyor. Dünyayı şaşkına çeviren futbol başarısı Türkiye’yi sadece olumsuzluklarla tanıyan Avrupalılar’da sempati dalgası yarattı. Türkiye’yi kültürüyle, yaşamıyla, halkıyla Avrupa’ya tanıtmak için yıllardır mücadele veren Türk iş dünyasının eli de güçlendi.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tanıtım konusuna önem veren sivil toplum örgütlerinden biri. Avrupa kamuoyuna yönelik Tanıtım Komisyonu kuran TÜSİAD, çeşitli kampanyalar düzenliyor. Komisyonun Başkanı olarak Avrupa’da gönüllü elçi gibi dolaşan Ümit Boyner’le, Türk Milli Takımı’nın futbol başarısını konuştuk. Bu başarının Avrupa’da beklenmedik bir sempati yarattığını söylüyor ve Avrupa’da Türkiye’ye karşı giderek değişen bir hava olduğunu ekliyor.

Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerin kapatma davası nedeniyle gerildiği bir dönemde yaşanan bu gelişmeyi “sevindirici” bulan Boyner, AB’ye yönelik tanıtım politikalarının nasıl olması gerektiğini de günün modasına uygun olarak futbol deyimleriyle sıralıyor: “Defansif değil, ofansif olmalıyız. Türkiye’nin kültür, sanat ve sporla geniş kitlelere tanınması lazım. Biz de yıllardır bunu söylüyorduk. Zaten dünyada Türkiye’nin markalarından biri Galatasaray’dı. Şimdi Milli Takımımız da var. Markalarımızın sayısının çoğalması lazım. Sadece futbol yetmez, sanat ve kültürümüzü de ısrarla gündemde tutmalıyız. Zaten Avrupa artık Türkiye’nin çok iyi elektronik ürünler, beyaz eşya ürünleri ürettiğinin farkına da varmaya başladı.”


TÜSİAD eylül ayında yeniden atağa geçmeye hazırlanıyor. Boyner, komisyonun bütçesini hazırlamakta olduklarını ekliyor.

Türkiye, aynı futbolda kanıtladığı gibi sürprizlerle dolu bir ülke. Bir gün imajımız yere vuruyor, bir gün yıldızımız parlıyor. Önce reform paketlerini peş peşe kabul edip Avrupalıyı şaşırtıyoruz ardından, türban, kapatma davası, 301 tartışmalarıyla ayağımıza kurşun sıkıyoruz. Milli Takım’ın yarattığı rüzgâr her zaman ele geçmez. Kavgaları bırakıp hiç olmazsa bu şansı iyi kullanalım!  

Rusya’nın Riviera’sında 41 milyar dolarlık yatırım fırsatı var
Dünyada bazı ülkeler giderek daha fazla durgunluk korkusu yaşarken, bazı ülkeler de yatırım rekorları kırıyor. Bu ülkelerden biri de Rusya…


Petrol ve doğalgaz gelirleriyle zenginleşen Rusya, büyük bir yatırım hamlesi içinde. Yatırımların yoğunlaştığı bölgelerden biri “Rusya’nın Rivierası” olarak bilinen Soçi. 2014 Kış Olimpiyatları’nın düzenleneceği Soçi’nin bulunduğu Krasnador Bölgesi’ne yapılacak yatırım miktarı 41 milyar dolar olacak. Yatırım pastası için şimdiden ciddi bir yarış başladı. Avrupalı, ABD’li firmaların önde olduğu yarışta, Türk firmları da pay kapma savaşında.

Türkiye’nin iyi bir tanıtım ve iş planıyla bu pastadan 8-10 milyar dolarlık pay kapması mümkün. Yani ciddi bir ticaret ve iş fırsatı gündemde. 2014 Kış Olimpiyatları yatırım planına göre, Karadeniz’de bir ada inşa edilecek. Sadece bu adanın 6.2 milyar dolarlık bir yatırım projesi var. Ayrıca, Soçi’de 250 civarında spor tesisi, Anapa’da 40 yeni otel yapımı planlanıyor.

Türk firmalarının bu pastadan pay alabilmesini sağlamak amacıyla 25-27 Eylül tarihlerinde bir fuar düzenlecek. KrasnodarExpo Fuar Merkezi’nde yapılacak “Olympexpo-Türk Endüstriyel Ürün ve Tasarımları Fuarı”nı, Türkel Fuarcılık organize ediyor. Yürütme Kurulu Başkanı Bülent Erten, fuarı ve Türk firmaları için önemini anlattı.


Bölge yeniden inşa edilecek
Erten, bölgenin adeta yeniden inşa edileceğini belirterek, “Krasnodar Bölgesi’nde 5 milyon kişi yaşıyor ve Soçi; iklimi, doğal kaynakları ile Rus Rivierası olarak biliniyor. 2005’te Soçi’ye 3 milyon turist gelmiş. Bu rakam 2014 Olimpiyatları’nda 2-3 katına çıkacak” diyor.

Bölgenin yatırımlar açısından çok cazip olduğunu da vurgulayan Erten, 70 ülkeden 800 civarında yabancı firmanın bölgede faaliyet gösterdiğini dile getiriyor. Türk firmaları için 10 milyar dolara yakın iş çıkabileceğini de sözlerine ekleyen Ertem, “Aktif olursak bunu başarırız. Ruslar’a ürünlerimizi tanıtmamız, görüşmeler yapmamız, işleri incelememiz, yani masaya oturmamız lazım” diye konuşuyor.

Erten’in verdiği bilgilere göre, Olympexpo Fuarı, Olimpiyatlar’a kadar her yıl tekrarlanacak. Katılımcı profili ise ağırlıklı olarak müteahhitlik hizmetleri olacak. Ertem, şu bilgileri veriyor: “İnşaat ve yapı malzemeleri, otel ekipmanları, iç dekorasyon, mobilya sektörü, plastik ve temizlik ürünleri, aydınlatma ve beyaz eşya firmaları fuara katılacak. Stadyum ve trübün ekipmanları da önemli bir konu. Türkiye’nin bölgeye yakınlığı çok iyi bir lojistik avantaj sağlıyor. Ayrıca bizim müteahhitlik gücümüz, sanayi ürünlerindeki kalite-fiyat dengemiz de çok önemli avantajlar sunuyor.”

1993’den beri Rusya’da fuarlar düzenleyen Türkel Fuarcılık’ın hedefi 200 firmayı her yıl bölgedeki yatırımcılarla buluşturmak. Rusya pazarından pay almak isteyen firmalara duyurulur.

Tekstil, Moda ve Teknoloji Güncellemeleri Direkt Posta Kutunuza Gelsin

Moda ve teknolojinin kesiştiği noktada, sizin için seçtiğimiz özel içerikleri almak üzere hemen kaydolun. Her hafta doğrudan e-posta kutunuza gelecek güncellemelerle kendinizi sektörün ön saflarında bulun!

Abone olduğunuzda, blog yazılarımız, özel içerikler ve özel etkinlikler hakkında size e-posta göndermemize izin vermiş olursunuz. Ancak, e-postalarda sağlanan abonelikten çıkma bağlantısına tıklayarak rızanızı istediğiniz zaman geri çekebilirsiniz.

İginizi Çekebilir

Yorum bırakın

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bu konuda sorun yaşamıyorsanız devam edeceğimizi varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Onayla