Tekstildeki gerilemeyi durduramayan Türk işadamları çareyi tesislerini yurtdışına taşımakta buldu. Bir yılda 20 şirket üretimini başka ülkeye kaydırdı.
Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden tekstildeki daralma patronları yeni arayışlara yöneltiyor. Bazı firmalar, maliyetlerin her geçen gün artması sebebiyle tesislerini yurtdışına taşımaya başladı. Son bir yılda 20’nin üzerinde tekstil fabrikası üretimini bir başka ülkeye kaydırırken, tercih edilen ülkeler arasında Özbekistan, Türkmenistan, Romanya, Rusya, Fas ve Mısır öne çıkıyor. İşadamları adres değişikliğinin gerekçesini şu sözlerle özetliyor: “Burada kalsak bir işçinin ortalama maliyeti 800 dolar. Aynı rakam Özbekistan’da 70 dolar. Üstelik enerji için Türkiye’de 9 cent öderken dışarıda 1,5 cent alınıyor. Ankara, ‘maliyetler düşürülsün, uluslararası pazarlarda rekabet edemiyoruz’ çağrımıza kulak vermedi. Mecbur kalmasak toprağımızı bırakıp niçin uzaklara gidelim?”
Özbekistan’da tesis kurma çalışmalarını sürdüren Acar Tekstil’in sahibi Yaşar Acar, hükümetten bekledikleri desteği alamadıklarından şikayet ederek, yurtdışında üretim yapmanın daha ucuz olduğunu söylüyor. Acar, Özbekistan’daki fabrikada bin kişinin istihdam edileceğini kaydederek, “Aynı sayıda çalışan için burada işçilere her ay 800 bin dolar ödeyecektim. Orada ise sadece 80 bin dolar. Enerji maliyetim de 15 bin dolardan 800 dolara iniyor. Amerikalı müşterilerimizi Çin’e kaptırmamak için bu fırsatı değerlendirmemiz gerekiyordu.” diyor.
Daha önce yurtdışına yatırım yapanlara tepki gösterdiğine değinen işadamı, ancak devletin kaynak ihtiyacını karşılamak için kayıtlı şirketlerin yükünü artırdığını dile getiriyor. Acar’a göre sigorta primi, vergi ve diğer giderlerdeki artış firmaları dışarıya yöneltirken, Türkiye ekonomisi güç kaybediyor. İstanbul Tekstil Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri Başkanı İsmail Gülle de yükselen maliyetlerden yakınıyor: “Sektör yeni sıkıntılara gebe. Üyelerimiz üretim ve istihdama katkıda bulunmanın bedelini ödüyor. Fabrikaları dışarıya götürmek isteyenlere pek çok ülkeden cazip teklifler geliyor. Bu gidişat işsizlikle boğuşan ülkemize zarar verir.” Yüzlerce firmanın yurtdışına gitme hazırlığında olduğunu açıklayan Örme Sanayicileri Derneği Başkanı Erdinç Erdoğan, “Birkaç firmanın bile yurtdışına çıkması kararsızları da etkiliyor. Bunun tersine bir rüzgara dönmemesi hükümletin sektörün üzerindeki maliyet yüklerini azaltmasına bağlı.” uyarısında bulunuyor.
Tekstildeki tehlike sinyalleri Çin mallarına getirilen kotaların kalkması ile başladı. İhracatçının en önemli gelir kapısı olan Avrupa Birliği ülkelerinin ithalatında Çin menşeli ürünlerin payı yüzde 700’e varan oranlarda artış gösterdi. Türkiye’nin tekstil ihracatı ise önceki yılla hemen hemen aynı seviyelerde seyrediyor. Dolardaki düşüş dikkate alındığında tekstilcinin kan kaybettiğine dikkat çeken uzmanlar, sektördeki gerilemenin İstanbul Sanayi Odası’nın ‘İlk 500 Büyük Kuruluş’ raporuna da yansıdığını vurguluyor. Kriz yıllarında bile en önemli döviz kaynağı haline gelen tekstilin ilk 500 kuruluşun yaptığı ihracat içindeki payı yüzde 12,9’a geriledi. Aynı oran iki yıl önce yüzde 21 civarındaydı. Sektör temsilcileri yatırım ortamının iyileştirilmesi ve maliyetlerin azaltılması için hükümete bir çözüm paketi sunmuştu. Mayıs ayında Başbakan Tayyip Erdoğan’ı İstanbul’da ağırlayan tekstilciler, “Katma Değer Vergisi yüzde 18’den 8’e indirilmeli.” mesajını vermişti. Yine enerji ve diğer girdi maliyetlerinde devlet desteğinin devreye girmesi istenmişti. Ancak Başbakan’ın “Teşvik beklemeyin, gidin teşvikli illerde yatırım yapın.” cevabı sektörde hayal kırıklığına yol açmıştı. Acar Tekstil’in sahibi Yaşar Acar, desteklerin gecikmesi sebebiyle yatırımı yurdışına taşımaya karar verdiğini ifade ediyor: “Bize başınızın çaresine bakın dediler. Biz de başımızın çaresine bakmak için Özbekistan’a yatırım kararı aldık.” Yaklaşık 500 kişiye istihdam sağlayan bir başka firmada makinelerini gemiyle Mısır’a taşıyor. Şirket yetkilileri ise konuyla ilgili açıklama yapmaktan kaçınıyor. Denimder Başkanı Nedim Özbek ise girdi maliyetlerindeki yüksekliğin tahammül sınırını aştığını dile getirirken, Rusya’nın yatırımcıdan enerji ücreti almadığını vurguluyor. Birçok ülkenin işsizliği çözmek için bazı avantajlar sunarak yabancı sermaye çektiğini kaydeden Özbek, “Bugün bir tekstil fabrikası en azından 500 kişi demek. Türkiye ise bu yarışta geri kalınca işadamlarıda ister istemez daha avantajlı olduğu için Bulgaristan, Romanya, Özbekistan ve Türkmenistan gibi ülkelere gidiyor.” diye konuşuyor. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Aynur Bektaş ise sektörün kayıt dışı üretim ve artan kamu yükü karşısında zor günler yaşadığını belirtiyor. Tekstilcinin içinde bulunduğu sorunların tek sorumlusu olarak mevcut hükümeti görmedi-ğinin altını çizen Bektaş’a göre hükümet ve sektör sorunların çözümü için ortak bir politika belirlemeli. Aksi takdirde istihdam kaynağı tekstilin problemleri daha da büyüyebilir.
Özelleştirme geliriyle yatırımcı desteklensin
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri Başkanı Süleyman Orakçıoğlu tekstildeki daralmanın aşılması için ilginç bir teklifte bulunuyor. Buna göre özelleştirmelerden elde edilecek gelir, başta tekstil olmak üzere diğer alanlardaki SSK primi, vergi ve enerji gibi girdi maliyetlerinin azaltılmasında kullanılmalı. Böylece üretici hem kapasiteyi artırabilecek hem de yurtdışında rekabet avantajı yakalayacak. “Biz Çin sendromunu aştık, ancak maliyet engelini aşamadık.” diyen Orakçıoğlu, çevre ülkelerin rekabet konusunda avantajlı duruma geçtiğini dile getiriyor. Orakçıoğlu, bin Yeni Türk Lirası ücret alan bir çalışanın maliyetinin devlete ödenen tutar da eklendiğinde 2 bin YTL’yi bulduğunu ifade ediyor. Birçok firmanın kar etmek için değil ayakta kalabilmek için son çare olarak yurtdışına çıktığını belirten Süleyman Orakçıoğlu, “Direnen bir çok firma var. Çok sabır gösterdiler, ancak sonunda bu şekilde devam etmeyeceklerini gördüler. Yoksa hiçbir firma böyle bir durum için yurtdışına gitmez.” diyor.
Tekstilci hangi destekleri istiyor?
Yüzde 18 KDV yüksek, bu oran yüzde 8’e çekilmeli.
Bölgesel asgari ücret uygulansın.
Her sektör için ayrı teşvik desteği sağlansın.
Enerji ücretleri pahalı, rekabet edebilmek için tarife düşürülsün.
SSK primlerinde indirime gidilsin
Kredi vadeleri kısa, taksitler uzun vadeli olsun.
Çin menşeli ürünlerin ithalatı sınırlandırılmalı.
Eximbank’ın ihracatçıya verdiği destekler artırılmalı.