Ana Sayfa AksesuarAyakkabı Markanın ne demek olduğunu anlamak için 34 yıl dayak yedik

Markanın ne demek olduğunu anlamak için 34 yıl dayak yedik

tarfından Admin
3 Dakika Yaklaşık okuma süresi

Deri çanta, valiz, kemer, ayakkabı, konfeksiyon ve hediyelik eşya üreticisi Desa, 34 yıldır ‘fason imalatçı’ olarak çalıştığı uluslararası pazara, kendi markasıyla girmeye hazırlanıyor.

Mal ürettiği yabancı şirketlerden edindiği bilgi birikimine güvenen şirket, bu yolda ilk adımı attı. Eylül ayından itibaren Londra’nın en prestijli caddelerinden Oxford’da faaliyete geçecek Desa mağazasında, Türk malı ürünler şirketin markasıyla İngiliz tüketicilerin beğenisine sunulacak. Bu duruma ‘hiç de kolay gelmediklerini’ ifade eden Desa’nın genç patronu Burak Çelet, ”Dünya markası olmak için 34 yıldır dayak yiyoruz. Bu bize disiplinli çalışmayı öğretti. Şimdi imalathanelerimizde bir iğne kırılsa yedeği takılmadan önce bütün parçaları bulunur, bir araya getirilerek dosyaya konulur.” diyor. 1972’de Mehmet, Melih ve Semih Çelet kardeşlerin kurduğu Desa, bugün Türkiye’nin en büyük dericilik şirketi haline geldi. ABD’li bir firmaya fason çanta üretimiyle iş hayatına atılan şirketin patronu Melih Çelet, artık işlerin yüzde 90’ını oğlu Burak’a devrettiğini ifade ediyor. Yıl sonuna kadar 4 yeni mağaza açmayı hedefleyen Desa’nın yurtdışı hedefi ise kısa zamanda 20 satış noktasına ulaşmak. Londra’nın ardından Moskova’da da Ramstore gibi büyük alışveriş merkezlerinde Desa mağazaları yakın bir zamanda boy göstermeye başlayacak.

Şirketin yeni vizyonunu paylaşmak üzere oğlu Burak Çelet ile bir grup gazeteciyle sohbet eden Melih Çelet, Desa’nın uluslararası piyasada çok iyi tanınan bir marka haline geldiğini ifade ediyor. Çelet, yurtdışında ilk mağazayı Londra’da açmalarının sebebini ise ”En fazla satışı İngiltere pazarına yapıyoruz.” diyerek izah ediyor. Şirket, İngiltere piyasasında Marks&Spencer, Ralph Lauren gibi dünya devleri için üretim yapıyor. Çelet’in verdiği bilgiye göre Marks&Spencer, kendilerinden aldığı ürünlerin satışından 70 milyon sterlin gelir elde ediyor. Geçen yıl üretimin yüzde 65’ini ihraç eden Desa, bu sene üretiminin yüzde 65’ini iç pazara verdi. Bunun sebebini Türk Lirası’nın değer kazanmasına bağlayan Çelet, ”Biz, hem üretim, hem ihracat, hem de ithalat yapıyoruz. Şartlara göre bu üç şapkamızın birini çıkarıp diğerini giyiyoruz. İthalat cazip olmaktan çıkınca iç pazara yöneliyoruz. Bu sene ayakkabıya ağırlık verdik. Günde bin 500 çift satıyoruz.” ifadelerini kullanıyor. Burak Çelet de geçen seneye göre faaliyet kârlarını artırmalarına rağmen düşük dolar kuru yüzünden büyük kayba uğradıklarını belirtiyor. Şirketin ilk altı aylık bilançosuna göre 2,2 milyon yeni lira operasyonel kâr elde edilirken, kur farkından dolayı uğranılan zarar 2,7 milyar yeni lirayı buldu. Melih Çelet, ”Eğer hükûmet tekrar ihracata dönük kararlar alması konusunda Merkez Bankası’na destek verseydi, kriz fırsata dönebilirdi.” değerlendirmesinde bulunuyor.

”Keşke bu dalgalanma 20 gün önce başlasaydı.” diye dert yanan Çelet, yurtdışı satın almaların nisan ayı itibarıyla sona erdiğini belirtiyor. Bu yüzden kur artışı ihracatçının 2006 hesaplarına pek fazla yansımayacak. Desa’nın bu seneki ciro hedefi, 2005’te yakaladığı 55 milyon dolarlık rakamı korumak olacak. Yurtdışında kendi ayakları üzerinde durmayı düşünen şirket, ürün yeniliklerine ağırlık veriyor. Şirket yeni sezondan itibaren deri-tekstil karışımı modellerini vitrine çıkaracak. Burak Çelet, yaz aylarında deri satışlarındaki düşüşleri azaltmak için yeni kreasyonlarında deri-keten ve deri-kumaş karışımı giyim eşyalarına ağırlık vereceklerini belirtiyor. Desa, Akın Tekstil ile antistatik kanvas-deri karışımı pardesü, palto ve kaban üretimi için de işbirliğine gidiyor. Şirketin iddialı olduğu bir diğer konu ise uçak koltuğu döşemeciliği. Özel hava yolu şirketlerinin uçaklarındaki koltukların kaplamasında şirketin mührü var. Çelet, ‘işçilik, kur ve vergi’ avantajı gibi sebeplerin kendilerini de Çin’de yatırıma ittiğini söylüyor. Çin’de bir fabrika ile satın alma görüşmelerini sürdüren Desa, teşvikli il kapsamındaki Düzce’de de 3 milyon dolarlık yeni tesisini açmaya hazırlanıyor. Burak Çelet, ”Türkiye’nin Çin’i Anadolu’dur, bu potansiyelin gerçeğe dönüştürülmesi gerekiyor.” tespitinde bulunuyor.

Tekstil, Moda ve Teknoloji Güncellemeleri Direkt Posta Kutunuza Gelsin

Moda ve teknolojinin kesiştiği noktada, sizin için seçtiğimiz özel içerikleri almak üzere hemen kaydolun. Her hafta doğrudan e-posta kutunuza gelecek güncellemelerle kendinizi sektörün ön saflarında bulun!

Abone olduğunuzda, blog yazılarımız, özel içerikler ve özel etkinlikler hakkında size e-posta göndermemize izin vermiş olursunuz. Ancak, e-postalarda sağlanan abonelikten çıkma bağlantısına tıklayarak rızanızı istediğiniz zaman geri çekebilirsiniz.

İginizi Çekebilir

Yorum bırakın

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bu konuda sorun yaşamıyorsanız devam edeceğimizi varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Onayla