2010 yaz sezonu defileler zinciri New York’tan start alıp Londra, Milano ve Paris’te noktalanacak. ‘Krize rağmen, tasarıma devam’ sloganı sezon için geçerli görünüyor.
Moda, ekonomik krizin açtığı yaralara rağmen yoluna devam ediyor. 2010 ilkbahar-yaz sezonu koleksiyonlarının sunulduğu defileler zincirinin ilk halkası olan New York’ta “optimizm” rüzgârı esti. New Yorklu tasarımcılar, dev bir bankanın çöküşü ile çakışan “Moda Haftası”nda krize boyun eğmeyeceklerini gözler önüne serdiler. 2010 yaz sezonunda krizin sona ermiş olacağı varsayımının koleksiyonlara yansımış olduğu gözlendi.
ABD’nin en büyük markalarından olan Ralph Lauren, defile konsepti ve sunuş şekliyle açıkça olmasa da 1929 krizine gönderme yaptı. Birkaç sezondan beri moda dünyasında eğilim olmaya başlayan “boy friend’s jean” veya “Husband’s jacket” gibi geniş volümlü giyim tarzını uç noktalara taşıyan Lauren, tellerle tutturulmuş çok geniş ve rahat pantolon ve XXL ceket modelleri ile ilgi çekti. Ünlü tasarımcının defile akışında podyuma çıkardığı çizgili takım elbise giymiş Bond çantalı “androgyne” mankenlerle bu kez Wall Street’e gönderme yapmış olduğu gözlerden kaçmadı.
CK’den romantizm dersi
Ralph Lauren, defilenin son bölümünde ise pul ve inci ile işlenmiş yırtık kot pantolonları ve saten gece elbiseleriyle ilgi çekti.
ABD’nin bir diğer ünlü tasarımcısı olan Calvin Klein’ın sunduğu defilede ise alışılmış “CK” tarzından uzaklaşılmış olduğu gözlendi. Minimalist ve seksi ürünleri ile tanınan
Calvin Klein, 2010 yaz sezonunda “romantizm” dersi verdi. Teknolojik olanaklarla eskitilmiş, ters düz edilmiş kumaşlardan tasarlanmış ve “akıcı” volümlerle kadına yeni bir tarz kazandırılmış koleksiyondaki beyaz, gri, ten rengi ve pastel pembe tonlarındaki şiirsel renk paleti ilgi çekti.
Tasarımcılığı kadar ticari içgüdüsü ile de tanınan Michael Kors, “%100 Made in USA” olarak nitelendirilebilecek bir 2010 yaz koleksiyonu sundu. Entelektüel arayışların var olmadığı ve her bir ürünün satışa yönelik tasarlandığı koleksiyonda kalite anlayışının en üst seviyede olduğu gözlenirken tüy hafifliğindeki kaşmir trikolar ilgi ile izlendi.
Klasik Amerikan Country tarzının en başarılı yorumcularından olan Tommy Hilfiger,
Kaliforniya’nın kendine özgü yaşam felsefesi ve giyim tarzını New York podyumlarına taşıdı. Lacivert, beyaz, pembe gibi marka kimliği ile uyumlu renk paletiyle sunulan koleksiyonda, “yaz sezonu”nun hafifliği en doğru şekilde işlenmişti. Satışa yönelik olduğu kadar her kadının kendine ait bir şeyler bulabilme hedefi ile hazırlanmış olduğu gözlenen defilede, birbirinden genç ve sportif mankenler ilgiyle izlendi. Judo, tenis gibi sporcu giysilerinin koleksiyona ilham verdiği ise profesyonellerin gözünden kaçmadı.
Moda dünyasından krize ‘romantik ve seksi’ cevap
104