ENGLISH
.jpg "sezon(1)")
Her yaz ortası kış tasarımlarının görücüye çıktığı defilelere alışığız ama bu kez iş başka. Artık hava durumu tahminleri meteorologdan çok astrolog istiyor. Haliyle bu kış tasarımcılar can kulağıyla `tabiat ana`yı dinliyor. Sonuç sürprizli ve elegan.
Modanın ritmiyle doğanın döngüsü arasındaki temel sıralama artık çok geçerli değil. Mevsimler önceden çok da tahmin edilemez hava koşulları yarattığında ne yapmamız gerektiği sorusu , esas mesele. Dolayısıyla artık tasarımcılar `tüm sezonlara` çalışıyor. Podyumda hala sıcak ve soğuk `normal` mevsiminde hissedilebiliyor ama mağazalarda hikaye başka. Yılın her döneminde kürk, tüvit takım, tiril elbise, sandalet ve binici çizmesini aynı anda bulmak mümkün.
Mesela paltolar. Eskiden aylar boyunca giyilebilirlerdi, şimdi yakın geçmişteki -artık olmayan- karlı yıllardan bir kalıntı gibiler. Bu kış paltonun yerini hem iç mekanlarda, hem dışarıda giyilebilecek ceketler alacak; stil ve fonksiyon birleşecek. İbre ceketin yükselişini şimdiden gösteriyor, örneğin Rick Owens sonbahar-kış koleksiyonunda neredeyse tamamen ceketlere yer verdi…
Yeni nesil tayyörler de klimalı ofisin mikro-iklimiyle dışarıdaki hava arasında köprü kuruyor. Olivier Teyskens`in Nina Ricci için hazırladığı gri veya beyaz renklerde ipek-yün karışımı pantolonlu takımlar bu akımın temsilcilerinden. Ricci `nin kapitone ceketleri de tüy gibi hafif. Alber Elbaz`ın dar elbise, kürk etol kollu yelekten oluşan üç parçalı tayyörü biraz sadeleştirildiğinde hemen yaz havasına bürünüveriyor. Bu `light kışlık` halleri her model ve kumaş dokusunda karşımıza çıkıyor.
İlk sırada örgüler var, yeni `en iyi arkadaşınız`. Çünkü istediğiniz kadar katlı giyinmenize müsaade ediyor. Sıcakladınız mı? Çıkarın… Üşüdünüz mü? Bir kat daha giyin… Marc Jacobs `un `yenilesi` renklerdeki örgüleri ve Jun Takahashi `nin Undercover için yaptığı termal örgü işi kıyafetler gibi…
Kürk kullanımıyla bilinen Miuccia Prada bile bu sezon alternatifleri denedi, kürk yerine plastik tüyler kullandı, tiftik ve angorayla yeni dokular yarattı. Dokularla olan bu meşguliyet her koleksiyonda göze çarptı. Giysiler daha tüylü, daha sivri, daha parçalı, daha kapitone ve fitilli.
Neticede görülüyor ki en bariz yönelim `sezonsuzluğa` doğru. Bu modanın geçmişine atıfta bulunan parçalar satın almak anlamına da geliyor. `Sezonsuzluk`, takvimleri bertaraf edecek kadar şık kıyafetler satın almakla da eşanlamlı. Anahtar adreslerse Oscar de la Renta , Lanvin , YSL ve Bottega Veneta …
