Ana Sayfa TekstilDünya Tekstilci Çin’e karşı 5 altın formülle rekabet edecek

Tekstilci Çin’e karşı 5 altın formülle rekabet edecek

tarfından Admin
7 Dakika Yaklaşık okuma süresi

4 milyonu aşkın çalışanla hem istihdamda hem de ihracatta lokomotif sektörlerin başında gelen tekstil ve hazır giyim, başta Çin olmak üzere dünya ile rekabet edebilmek için yeni yöntem arayışında. Ancak enerji ve istihdam maliyetleri sebebiyle küçük üreticiler ya kendi durumunda olanlarla birleşmeye ya da başka sektörlere geçmeye başladı. Bazı firmalar ise büyüyerek ayakta kalma yolunu seçiyor. Firmalar üretimden pazarlamaya kadar her aşamayı daha verimli hale getirmek için yeniden yapılandırma çalışmaları içinde. Tekstil ve hazır giyimciler yeni dönemde hızlı ve esnek üretim, tasarım ve modada öncülük, aktif ve dinamik pazarlama, alternatif pazarlarla finansman kaynaklarını güçlendirmeye önem verecek. Özellikle yurtiçinde ve yurtdışında markalarıyla var olan firmalar fason üretim yapanlara göre daha fazla rekabetçi.

Döviz kurlarındaki düşüş, birim ihraç fiyatlarındaki yükseliş ve uluslararası haksız rekabet şartlarına rağmen hazır giyim ve konfeksiyon sektörü 2007’yi 16 milyar dolar ihracatla kapattı. 2006’ya göre ihracat yüzde 14,8 arttı. Avrupa’nın moda devlerinden İtalya, İspanya’ya yapılan ihracatta büyük artış gözlendi. Üç yıldır düşüş trendine giren ABD pazarı ise SOS verdi. Sektörün performansını değerlendiren İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İHKİB) Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, “Yurtiçi ve yurtdışı tüm zorluklara karşı sektör 2007’de büyük bir başarı sınavı verdi.” diyor. AB ülkeleri, Türkiye’nin sektörden aldıkları yüzde 79,6’lık pay ile geleneksel ve en önemli pazar statüsünü korudu. Geçen yıl 27 AB ülkesine yapılan hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı yüzde 17 artış görüldü. Türkiye’den ihraç edilen her 5 konfeksiyon mamulünden 4’ü AB ülkelerine yöneldi. İspanya, İtalya ve Yunanistan gibi Avrupa’nın önde gelen hazır giyim ve konfeksiyon üretici-ihracatçı ülkeleri, Türkiye’den yaptıkları hazır giyim ve konfeksiyon tedarikinde artışlar ile dikkat çekti. Bu ülkelerde yerleşik markalar ile büyük firmaların, artan maliyetler sebebiyle başka ülkelerden tedarik yoluna gitmeleri ve dolayısıyla kaliteli üretim, zamanında teslim, coğrafi yakınlık gibi çeşitli avantajları olan Türkiye’den de ürün almaları, bu artışların temelindeki en önemli etken olarak değerlendirildi. Uluslararası tekstil ve konfeksiyon pazarlarında Çin gibi ülkelerin fiyat baskısı dolayısıyla dünya çapında birim ihraç fiyatlarının düşmesi doğrultusunda bir baskı varken, Türk mamullerinin birim ihraç fiyatlarının yüzde 5-7 seviyelerinde yükselmesi, sektörün rekabet gücüne doğrudan etki etti. Yükselen maliyetleri ihraç ürünlerinin fiyatlarına yansıtmakta zorluk çeken sektör daha katma değeri yüksek ürünler ihraç etmek mecburiyetinde kaldı. Yılın ilk on ayında temel hammaddelerde tekstil ithalatı 5,9 milyar doları buldu. Bu dönemde hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe uygulanan korunma önlemlerine rağmen ithalat yüzde 46 artarak 1,2 milyar dolara yükseldi. İktisadi Kalkınma Vakfı tarafından hazırlanan rapora göre AB ile Türkiye’nin sanayi politikasındaki farklılıklardan kaynaklanan sebepler tekstil ve konfeksiyonu olumsuz etkiliyor. AB tarafından üçüncü ülkelere tek taraflı olarak tanınan tarife indirimleri ile serbest ticaret anlaşmaları kapsamında sağlanan ticaret imkânları, Türkiye’nin Gümrük Birliği’nden kaynaklanan avantajlarını bertaraf ediyor. Türkiye’nin bu anlaşmalara dâhil edilmesine ise sıcak bakılmıyor.

Kalite avantajı sürüyor

H&M, Marks&Spencer gibi dünyanın önde gelen markalarına üretim yapan Hey Tekstil’in Yönetim Kurulu Başkanı Aynur Bektaş sektörün ayakta kalabilmesi ve Anadolu’daki yatırımların artmasına yarayacak teşviklerin düzenlenmesi üzerinde duruyor. Bektaş’a göre dünyada rekabet artık sadece fiyatla değil kalite ve tasarımla ön plana çıkıyor. Türkiye de bu konularda çok başarılı. Küresel ısınma sebebiyle koleksiyonların sık aralıklarla değiştirilmesi de hızlı üretim yapan Türk şirketlerinin avantajlı olduğu bir başka husus. Bektaş’ın kendi şirketi ise 2008 yılını büyüme ve kendi markalarıyla piyasaya çıkma yılı ilan etti. Bir yandan Anadolu’daki yatırımlara hız verilirken, diğer yandan Japonya pazarına açılıyor. Anadolu’daki yatırımların başında 6 milyon dolarlık Batman’daki fabrika geliyor. Şirket diğer önemli yatırımı ise Kastamonu Tosya’da yapıyor. Aynur Bektaş’ın, memleketi Çerkeş’te kurduğu fabrika için Tosya’dan işçi geliyordu. Ancak kışın yolların kapanması sebebiyle işçi sayısı azalınca Bektaş oraya da 150 kişinin çalışabileceği bir fabrika kurdu. Bektaş yeni yılda kendi markasını da devreye sokuyor.


[KİM, NE DEDİ?]


Düşük döviz kuru, şirketleri batırır

Nurettin Eroğlu: Türkiye’nin ve Rusya’nın en çok bilinen markalarından biri olan Colins’in sahibi Nurettin Eroğlu’na göre tekstil ve konfeksiyoncuları en fazla etkileyecek husus Türk lirasının aşırı değerli olması. Kurun 1,20’nin altında kalmaya devam etmesi halinde 500 firmanın 300’ü kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Şirketler bu rekabet şartlarına kaliteyle karşı koyuyor. Eroğlu, sektörün fason üretmek, yurtdışına marka satmak ve Türkiye’de marka satmak üzere üç sistem üzerine faaliyetleri sürdürdüğünü anlattı. Buna göre marka tarafında bir sorun yok. Türkiye’ye, Rusya’ya ve diğer ülkelerde satışlar devam ediyor. Ancak bu şekilde üretimi olup da markası geliştiren firma sayısı çok az. Üretim tarafından bakıldığı zaman ciddi umutsuzluk var. Şartlar zamanında iyi olacak diye firmasını büyütüp şimdi ayakta kalmakta zorlanan firmalar var. Özellikle yurtdışında ve yurtiçinde markalarıyla büyümeyi hedefleyen Nurettin Eroğlu, Türkiye’de 100, yurtdışında 250 mağazalarının olduğunu ve yüzde 25 büyüme hedefi koyduklarını ifade etti.

Türkiye fiyat kozunu kullanamaz

Osman Arar: Damat, Tween, ADV gibi markaları bünyesinde barındıran Orka Group Koordinatörü Osman Arar, dünya hazır giyim pazarında şirketlerin konumlarını moda-fiyat diyagramına göre belirlediğini söyledi. Buna göre, bir piramit gibi düşünülen diyagram üçe ayrılıyor. En alt kategori düşük fiyatla rekabet edilen en çok oyuncunun olduğu yer. Çin, Hindistan, Bangladeş ve Mısır gibi üreticilerin bulunduğu bu pazarda rekabet etmek artık zor. En üst kısımda Armani, Gucci gibi modaya yön veren en üst gelir grubuna hitap eden süper markalar konumlanıyor. Burada da Türkiye’nin şansı az. Orta kısım ise dünya markası olmaya aday, tasarımlarıyla adını duyuran, modayı etkileyen markaların yer aldığı bölüm. Arar, “Bizim markalarımızın olması gereken yer, fiyat ve moda bakımından piramidin ortası. Biz de Tween markamızı buna göre konumlandırıyoruz.” diyor. Gözünü gelişmiş Batı pazarlarına diken Orka Group’un yeni hedefi Milano, Paris, Londra gibi başkentlerde genç ve dinamik markası Tween’i görücüye çıkarmak.

2008 yılı daha tehlikeli geçecek

Sabri Özel: Kendi adıyla kurduğu markasını geliştirerek hazır giyimde önemli bir yer edinen Sabri Özel, 2007’de dünyada yaşanan ekonomik sıkıntıların Türkiye’de daha fazla hissedildiği görüşünde. Gerek kaliteli üretim gerekse kemikleşmiş müşterileri sayesinde geçen seneyi başa baş tamamladıklarını anlatan Özel’e göre 2008 daha tehlikeli geçecek. Sektörde ciddi sıkıntılar var ve birçok fabrika kapanıyor. Yüksek maliyetler sebebiyle işadamlarının yatırımlarını yurtdışına taşıması makul karşılanıyor. Ancak özellikle Romanya, gibi ülkelerde maliyetler yükseldi. Türkiye yeniden cazip hale getirilebilir. Sabri Özel, “Madem kotalar kalktı, bizim yatırıma ihtiyacımız varken, Mısır’a niye gidelim? Zaten burada maliyetler yüzünden birçok pamuk ve iplik fabrikası kapanmış.” diye konuşuyor. Yeni yılda yatırım planlamayan Özel, “Fabrikaları belki başka şehre taşıyabiliriz; ama herhangi bir yabancı ülkeye asla gitmeyi düşünmüyorum.” diyor. Sabri Özel markasının 31 mağazası var. 80’e çıkarmayı düşünüyor. Yurtdışında 12 ülkede ürünlerini satmayı planlıyor.

Tekstilci de hedefi tutturamadı

Ahmet Coşkun: Adana’da marka olup oradan dünyaya açılan Süvari Giyim’in Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Coşkun, geçen yıl hem özel sektörde hem de makro ekonomide hedeflerin tutturulamadığına işaret ediyor. Şirket, ciroda yüzde 30’luk artış beklerken yüzde 25’te kaldı. 47 mağazaya ulaşan markanın hedefi yıl sonuna kadar 50 yeni mağaza açmak. Şirket yeni dönemde de mağaza sayılarını artırmayı planlıyor. Şirketin 2010 yılı sonuna kadar hedefi yurtiçinde ve yurtdışında 100 mağazaya ulaşmak. Ahmet Coşkun’un 2008 yılı için tespitleri şöyle: Yeni yıl zor geçecek, şirketler kotaların kalktığını düşünerek hareket etmeli. Türk hazır giyim ve tekstil sektörünün rakibi tüm dünya. Buna karşılık kâr marjlarında çok düşüş var. Şirket sürümle, sirkülasyonu artırarak ve yeni ürünler ortaya koyarak ayakta kalıyor. Ancak sektöre en önemli darbe yüzde 15’lik elektrik zammı olmuş. Bir diğer önemli sıkıntı da SSK primlerinin yüksekliği.

Günübirlik düşünen kaybeder

Yılmaz Yılmaz: Koton’un Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Yılmaz, 2008 sonunda kotaların kendilerini etkilemeyeceğini belirterek, “Biz uluslararası iş yapan bir marka olduğumuz için bu durum bizi çok etkilemez. Avrupalı markalarla rekabet için kotaların kaldırılmasından yanayız.” diyor. Yılmaz, hazır giyimin geçen seneyi yeniden yapılanma yılı olarak geçirdiğini kaydediyor. “2007’de perakende iç talepte durgunluk yaşanmasına rağmen büyümeye devam etti.” diyen Yılmaz, sektörün cirosunun iki yılda yüzde 30 arttığı bilgisini verdi. Ocak 2006’dan Eylül 2007’ye kadar geçen döneme bakıldığında istihdam artışı ciro artışının önünde yer aldı. Bu durum sektöre yapılan yatırımların ciro hedefli ve kısa vadeli değil, uzun vadeli ve sağlıklı yatırımlar olduğuna işaret ediyor. Koton’un, yurtdışında Romanya’daki ilk, Yunanistan’daki ikinci mağazası açıldı. Ole ve Winmax markaları kendi satış yerlerinde boy gösteriyor. Şirketin 2007’de yurtiçinde ve yurtdışında 50’den fazla satış noktası faaliyete başladı. Firmanın bu yılki hedefi yüzde 50 büyümek.

 


Abdulhamit Yıldız

Tekstil, Moda ve Teknoloji Güncellemeleri Direkt Posta Kutunuza Gelsin

Moda ve teknolojinin kesiştiği noktada, sizin için seçtiğimiz özel içerikleri almak üzere hemen kaydolun. Her hafta doğrudan e-posta kutunuza gelecek güncellemelerle kendinizi sektörün ön saflarında bulun!

Abone olduğunuzda, blog yazılarımız, özel içerikler ve özel etkinlikler hakkında size e-posta göndermemize izin vermiş olursunuz. Ancak, e-postalarda sağlanan abonelikten çıkma bağlantısına tıklayarak rızanızı istediğiniz zaman geri çekebilirsiniz.

İginizi Çekebilir

Yorum bırakın

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bu konuda sorun yaşamıyorsanız devam edeceğimizi varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Onayla