Kasım ayına kadar tüm üretim kapasitesini dolduran tekstil üreticileri, Avrupalı markaların artan siparişlerini yetiştirmek için, daha önce çalıştıkları fason atölyelere ‘geri dönün’ çağrısı yapıyor.
Hazırgiyim ve konfeksiyon üreticileri uygulanan düşük kur-değerli TL politikası nedeniyle durumundan yakınsa da ihracatta olumlu bir trend yaşanıyor. Eylül rakamlarına göre yüzde 12.3 ihracat artışı yakalayan sektörde, Avrupalı markaların artan siparişlerini yetiştirmek için Kasım ayına kadar kapasiteleri dolan üreticiler, daha önce çalıştıkları fason atölyelere ‘geri dönün’ çağrısı yapıyor. Türkiye Moda ve Hazır Giyim Federasyonu Başkanı Nedim Örün, “Şu anda en büyük sıkıntımız fason atölye bulmak. Sipariş var fakat bunları ürettirecek atölye yok” derken, Merter Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Ercan Tan da “Artan siparişler nedeniyle şu ana kadar kapanan atölyelerin yüzde 20’si kapılarını yeniden açtı” diye konuştu.
Çin nedeniyle fiyat rekabetine giremediği için hükümet üyelerinin bile ‘gelecekte çekilmek gereken sektör’ olarak gördükleri tekstil ve hazırgiyimde bahar havası geri döndü. Global krizle birlikte özellikle Avrupalı markaların stoktan kaçmak amacıyla Türkiye’ye yönelmesi, bu arada sektörün tasarımlarla kaliteyi arttırıp koleksiyon ihraç eder hale gelmesi tekstilin yönünü değiştirdi. Yaklaşık 3 yıldır süren bu trende bu yıla özgü bazı koşullar da eklendi. Ocak ayından bu yana artan pamuk fiyatlarını Uzakdoğu’daki üreticilerin fiyatlarına hemen yansıtması, Türkiye’de ise tekstilcilerin pamuğu 1 yıllık kontratlarla alması sonucu avantajlı fiyatlarla pazara girmesi etkili olurken, Pakistan’daki sel felaketi de Türkiye’ye yönelik siparişlerin artmasına neden oldu.
Atıl kapasite ortaya çıkarılıyor
Pek çok kent ve bölgenin giyim sanayicileri dernekleri ile çorap sanayicileri, nakışcılar, konfeksiyon yan sanayicileri, moda tasarımcıları, iç giyimciler ve triko sanayicilerinin derneklerinden oluşan Türkiye Moda ve Hazır Giyim Federasyonu’nun Başkanı Nedim Örün, Türkiye’deki hazır giyim ve konfeksiyon firmalarının tam kapasite çalıştığını ve siparişleri de seçmeye başladığını söyledi. “Kapasite olarak kasım sonuna kadar doluyuz. Artık sektör olarak gelen siparişleri ‘hangisi daha kârlı’ diye seçiyoruz” diyen Örün, fason atölyelere çağrı yaparak şunları söyledi:
“Bir zamanlar ihracatta yaşanan sıkıntı nedeniyle kapanan fason atölyeler için yeni bir fırsat var. Eğer işçilerini işten çıkardılarsa, fakat makine parkı yerinde duruyorsa bu atölyelere makine başı bir para ödeyerek onlara üretim yaptırmak istiyoruz. Onlar açısından da para kazanmak için iyi bir dönem. Çünkü artık atölyelerinde kârlılıkları arttı. Eskiden 0.65 TL’ye dikilen bir bluz artık 1.65 TL’ye dikiliyor.”
Örün, bölgelerindeki fason atölyelerindeki atıl kapasiteyi ortaya çıkarmak için Ege Giyim Sanayicileri Derneği olarak bir çalışma başlattıklarını da belirterek şöyle devam etti:
“Bu çalışma sayesinde fasoncu ile sanayiciyi biraraya getirip atıl kapasiteleri meydana çıkarmak istiyoruz. Bunu hem fiziki buluşma hem de elektronik ortamda yapmak için altyapıyı hazırlıyoruz. Diyelim ki bir atölyenin iki günlük boşluğu var. Bunu ihtiyacı olan sanayiciye veriyoruz. Bunu önümüzdeki dönemde tüm Türkiye’ye yaymak istiyoruz.”
Siparişlerin artması ile birlikte artık daha seçici olduklarını da kaydeden Örün, “Öncelikli olarak eski müşterilerimize öncelik veriyoruz. Yenileri alırken fiyat önemli bir kriter oluyor. Artık daha karlı siparişleri tercih ediyoruz” dedi. Bundan bir yıl önce iş olmadığı için intiharlarla gündeme gelen Denizli’de bile üretimin canlanmaya başladığına dikkat çeken Örün, özellikle ev tekstili, kumaş ve konfeksiyonda bu şehirdeki tüm kapasitelerin dolduğunu söyledi.
Atölyeler 3 vardiya çalışıyor
Hazır giyim ve konfeksiyonda büyük bir pastanın yeniden Türkiye’ye döndüğüne dikkat çeken Merter Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Ercan Tan da aynı gelişmelere işaret etti. Siparişler nedeniyle duran fason atölyelerinin yeniden iş başına dönmesine neden olduğunu söyledi. Tan, “Sektörde iş hacmi arttı. Biliyorsunuz kriz nedeniyle son 5 yılda birçok fason atölyesi kapanmıştı. Bunlara şimdi yeniden ihtiyaç duyuluyor. Artan siparişler nedeniyle şu ana kadar kapanan atölyelerin yüzde 20’si kapılarını yeniden açtı” diye konuştu. Bugün birçok fason atölyesinin 3 vardiya çalışmaya başladığına dikkat çeken Tan, şunları söyledi:
“Bunun yanında eskiden çark dönsün diye işçi parasına üretim yapıyordu. Şimdi ise siparişlerin artması onlar içinde bir fırsat oldu. Fiyatlarına yüzde 10-20’lik karlar koymaya başladılar. Yine üretim yaptıracak firmalar arasında yaşanan rekabette fasonculara yaradı. Örneğin bugün ben 100 bin adet malı 5 bin TL’ye diktireceğim. Ama atölye dolu olduğu için yer bulamıyorum. Bunun üzerine fiyatı 6 bin TL’ye çıkarınca fason atölye elindeki diğer işi bırakıp benimkini yapabiliyor.”
Bunun yanında artık birçok büyük atölyecinin iş yaptığı küçük atölyeleri de iş başına çağırmaya başladığını kaydeden Tan, şöyle devam etti:
“Ben daha önce 20 atölye ile çalışırken son dönemde ise bu atölyelerin sadece 4’ü ile çalışıyordum. Çünkü diğerleri atölyenin kapısına kilit vurmuştu. Ellerinde ise atıl duran bir kapasite var. Evinde oturuyor. Fakat bugün iş sayımız arttıkça tanıdığımız atölyeleri tekrar arıyarak ‘Senin kapasitene göre iş var. Adamlarını topla 6 aylık iş vereceğiz’ diyoruz. Onlar da elemanlarını toplayarak bir boya ve temizlik yaptıktan sonra çalışmaya başlıyor. Bu sayede yüzde 20-30 oranında işe geri dönen fason atölyesi var. Kısa sürede bunun yüzde 50-60’lara ulaşacağını düşünüyorum.”
Fason atölye sayısı 100 bine düştü
Tekstil ve konfeksiyon sektörünün en önemli ayağı olarak tanımlanan fason atölyelerin kapanması 2005 yılından itibaren hızlandı. 2005 yılında hem yurtdışında hem iç piyasadan gelen siparişlere çalışan fason imalat atölyelerinin sayısı 200 binlerdeydi. Bugün bu sayı 100 bin civarına kadar düştü. Dört yıl öncesine kadar sadece İstanbul’da 60-70 bin olan fason imalat atölyesi sayısı da 15 bine kadar düştü.
Sevgi Sayar Başaran
Referans