ENGLISH
Çeşitli sıkıntılar yaşayan tekstil firmaları, bazı üretim birimlerini Mısır ve Hindistan gibi ülkelere kaydırıyor. Türkiye’de insanlar iş bulamazken, yerli firmaların Mısırlı ve Hintlilere istihdam oluşturması son derece dramatik olarak değerlendiriliyor.
Suni ve Sentetik İplik Üreticileri Birliği (SUSEB) Genel Sekreteri Eray Sanver, çeşitli sıkıntılar yaşayan tekstil firmalarının, bazı üretim birimlerini Mısır ve Hindistan gibi ülkelere kaydırdığını bildirdi.
Sanver, Türkiye’de fiilen 1,5 milyon, kayıtlı 600 bin dolayında kişinin tekstil sektöründe istihdam edildiğini belirterek, sektörün aileleriyle birlikte yaklaşık 6 milyon kişiyi direkt ilgilendirdiğini vurguladı.
Türkiye gibi istihdamın artırılması gereken bir ülkede, “Tekstili gözden çıkardım” demenin mümkün olmadığını ifade eden Sanver, herşeyden önce tekstille ilgili politikanın net olması ve bu politikanın ülke gerçeklerini içermesi gerektiğini anlattı.
Türkiye’nin, AB’nin tekstil politikalarıyla kendi politikalarını karşılaştırması gerektiğini, Gümrük Birliği anlaşmasında Türkiye aleyhine birçok unsurun bulunduğunu anlatan Sanver, Türkiye’nin taleplerini dikkati almayan AB ile müzakerelerde sivil toplum örgütlerinin önerilerine dikkat edilmesini istedi.
Üretim maliyetleri
Enerji maliyetlerinin düşürülmesi ve istihdam üzerindeki vergilerin azaltılmasının yerli üreticinin rekabetçi yapıya kavuşturulması için zorunlu olduğunu ifade eden Sanver, KDV Kanunu’nda yapılan değişikliğe rağmen giderilemeyen bazı haksızlıkların çözülmesi ve sektörün finansman yükünden kurtarılması gerektiğini, bu konuda yetkililerin söz verdiğini bildirdi. Yatırım teşvik indiriminin kaldırılmasının da son derece yanlış olduğunu savunan Sanver, “Bırakın kaldırmayı, katma değeri yüksek üretim yapanlara yatırım indirimi istisnasının artırılması gerekir” diye konuştu.
Mısır ve Hindistan’a gidiyorlar
Sanver, yerli üreticilerin aleyhine olan haksız rekabet ve ithalatın engellenemediğini, sistemsel bir tedbir olmadıkça, diğer önlemlerin “palyatif çözümler” olarak kaldığına değinerek, şunları söyledi:
“Dampingli ithalat mutlaka önlenmeli, buna bir çözüm getiremezseniz bu sektörü kaybedersiniz. Patır patır fabrikalar kapanıyor ya da fabrikaları söküp Mısır’a Hindistan’a gidiyorlar. Bu ülkeler de iki avantaj sağlıyorlar; ucuz işçilik ve ucuz enerji… Müteşebbisleri ürkütmek için her türlü neden var. 2005 yılından itibaren kotalar kaldırıldığından bu yana hiçbir tedbir alınmadığı için dışarıya gidişler arttı. Oysa dampingli ithalat, ülkenin sanayisini öldürüyor. Acilen önlem istiyoruz. Büyük fabrikaları kapattığınız zaman, bunları kolay kolay tekrar çalıştıramazsınız.”
Vietnam, Bangladeş seviyesi
Mevcut tablo dikkate alındığında, “iyimser ve kötümser senaryo”nun mümkün olduğuna dikkati çeken Sanver, şöyle devam etti: “İdare edenler idare edilenlerin feryadına kulak verip, sanayicilerin taleplerini karşılayacak kararları alırlarsa, yılın ikinci çeyreğinden itibaren, duran çarklar yeniden dönmeye başlar. Taleplere kulak tıkanır (Yurtdışına gidenler gider, gitmeyenler kapatır) yaklaşımı sergilenirse ortaya çıkabilecek toplumsal sorunlar, şimdi göze alınabilecek maliyetlere göre daha büyük, yıkıcı sorunlar yaratır. Bu nedenle, Türkiye de, toplumsal uzlaşmanın devamında ciddi payı olan tekstil sektörüne duyarsız kalmamalı, müteşebbislerin Mısır ve Hindistan’a gitmesini cazip kılmamalı. Dünyanın en büyükleri arasında yer alan Türk tekstil sektörünün Vietnam ve Bangladeş seviyesine düşürülmesine seyirci kalınmamalıdır. Bunlar Türkiye için çok dramatik. Türkiye’de insanlar iş bulamazken, yerli firmaların Mısırlı ve Hintlilere istihdam yaratma durumuna gelmesi son derece dramatiktir.”
