Ana Sayfa ModaFuarlar Trilyonlar kazanacağımı bilsem bile, yurtdışına yatırım yapmam

Trilyonlar kazanacağımı bilsem bile, yurtdışına yatırım yapmam

tarfından Admin
3 Dakika Yaklaşık okuma süresi

Gömlek üreticisi Dufy, Çin ürünleri yüzünden tekstilin zorda kalmasına rağmen üretimini iki katına çıkardı. Firmanın sahibi Yusuf Bayat, sektörde ihracatın durma noktasına geldiği şikayetine karşılık, “Gönülden çalışanların işi durmaz.” diyor.

Türkiye’de bugünlerde maliyetlerin yüksekliğini gerekçe gösteren birçok firma fabrikalarını yurtdışına taşıyor. Ancak bazı köklü firmalar, bütün riski göze alarak Türkiye’de kalmayı tercih ediyor. 1964’te gömlekçiliğe başlayan Dufy’nin sahibi Yusuf Bayat da bunlardan biri. Bayat, “Ucuz maliyeti var diye Romanya, Polonya gibi ülkelere gidip trilyonlar, katrilyonlar kazanacağımı bilsem bir tek liramı yatırmam dışarıya.” diyor.

Yusuf Bayat, Erzincan’ın Kemah ilçesinin Tan köyünden. Gömlekçiliğe 11 yaşında babasının yanında başlamış. İstanbul’un konfeksiyon merkezlerinden Sultanhamam’da babası ile birlikte Kısmet gömleklerinin üretimine katkıda bulunmuş. Çocukluğundan itibaren Türkiye’nin Avrupa’nın en iyi gömlek üreticisi olmayı hayal eden Yusuf Bayat, bu isteğini gerçekleştirebilmek için ilk adımlarını yurtdışındaki fuarları takip etmeye başlayarak attı. Avrupa’daki büyük firmalara fason üretimine başlayan işadamı, 1985’te Fransızların Dufy markasını satın aldı. Bu isimle bir yandan kendisi için üretim yaparken diğer yandan da Avrupa ve ABD’de Vanlak, Dorani, Edi Mayer gibi markalara da gömlek dikmeye başladı.

Bayat, Çin ürünleri karşısında durma noktasına gelen tekstil sektöründe yeni bir atak yaparak üretimini iki katına çıkardı. İstanbul’da 10 bin metrekare alana sahip fabrika kuran şirket, günlük gömlek üretim kapasitesini ikiye katladı. Günde 8 bin gömlek üretilebilecek teknolojik altyapısı bulunan firma yılda yaklaşık 2 milyon gömlek dikiyor. Bu gömleklerin 1 milyondan fazlası Avrupa’ya gönderiliyor. Şirket, yeni fabrikayla birlikte çalışan sayısını da 300’den 600’e çıkardı. Yusuf Bayat, toplam 20 milyon dolarlık yatırım yaptığını, fabrika için başka yatırım yapmayacağını vurgulayarak, “Burası benim artık son durağım. Sadece mağaza açmaya devam edeceğiz.” diyor. İtalya, Almanya, Fransa ve İngiltere’ye ihracat yapan şirketin Türkiye’de ve yurtdışında 42 mağazası bulunuyor. Bu mağazaların 40’ı Türkiye’de, diğer ikisi Fransa’da ve İtalya’da. Ortadoğu ülkelerine ihracat yapmayan şirket, Avrupa’da yaklaşık 1 milyon insana gömlek giydiriyor. Firma, hem Türkiye’de hem de Avrupa’da önümüzdeki yıl toplam 10 mağaza daha açmayı hedefliyor.

Üretimdeki maliyetlerin artması sebebiyle Türkiye’de birçok şirket üretimlerini yurtdışına kaydırırken, Yusuf Bayat bu duruma karşı çıkıyor. Kendisi için paranın değil, vatan sevgisinin önemli olduğunu söyleyen Bayat, “Ben her şeyi para için yapmıyorum. Türkiye’m için yaparım. Ucuz maliyeti var diye Romanya, Polonya gibi tırı vırı yerlere gidip trilyonlar, katrilyonlar kazanacağımı bilsem, bir tek liramı yatırmam dışarıya.” ifadelerini kullanıyor. İhracatın durma noktasına gelmesi hakkındaki tartışmalara katılmayan Bayat, “İhracatın duracağına inanmıyorum. Avrupalı hile hurda işlerden hoşlanmıyor. Dürüst olan, layık-ı vech ile sıdk-ı gönülden çalışan insanların hiçbir zaman işi durmaz.” diye konuşuyor.

Türkiye’nin üçüncü büyük gömlek şirketi Dufy, aynı zamanda kişiye özel gömlek diken firmalardan biri. Özellikle üst düzey ve çok zengin insanların beden ölçüleri alınarak, özel kumaşlarla dikilen gömlekler toplam üretimin yüzde 2,5’ini oluşturuyor. Gömlek üretiminde, ambalaj ve matbaa gibi birkaç ihtiyacın dışında hammaddenin büyük bir kısmı Avrupa’dan geliyor. Gömlekte moda için fuarlar izlenmekle birlikte, kumaşların alındığı Avrupalı üreticilerle sürekli görüşülmesi, günü gününe takip fırsatı sağlıyor. Çoğunluğu Avrupa’nın moda merkezlerinde satılan gömleklerin ücretleri 120 ile 180 Euro arasında değişiyor. Yusuf Bayat, İtalyanların modasına karşı kalite ve fiyatla mücadele ettiklerini belirtiyor.

40 yılı aşkın gömlekçilik yapan Bayat, hayatını işine ve çalışanlarına adamış. “Ben gömlekte fani oldum.” diyen Bayat, günün 18 saatini işyerinde geçiriyor. İşadamı, çalışanlarını, aynı zamanda ortakları olarak görüyor. Fabrikada bekçi köpeğinin yiyeceğinden kumaşın seçilmesine kadar her işle bizzat ilgileniyor.

Avrupalılar, önce kaliteye sonra modaya bakıyor

Avrupa ve Türkiye’nin gömlekteki tercihlerini karşılaştıran işadamı Yusuf Bayat, Türkiye’de tercihlerin yanlış olduğu görüşünde. Türkiye’de gömleğin sadece görümüne, moda renkleri içerip içermediğine bakılıyor, kalite önemsenmiyor. Avrupalılar ise önce kaliteye bakıyor. Moda merkezi olan Avrupa’da insanlar kaliteden sonra senenin en çok tercih edilen renklerini dikkate alıyor. Bilinenin aksine kaliteli gömlek, dayanıklı gömlek değil. Gömleğin iyi olması için, giyimi kolay olması, polyester madde içermemesi gerekiyor. Gömleğin kalitesi, kullanılan ipliğinden düğmesine, iliğinden kumaşına, rengine ve malzemesine göre değişiyor.

Tekstil, Moda ve Teknoloji Güncellemeleri Direkt Posta Kutunuza Gelsin

Moda ve teknolojinin kesiştiği noktada, sizin için seçtiğimiz özel içerikleri almak üzere hemen kaydolun. Her hafta doğrudan e-posta kutunuza gelecek güncellemelerle kendinizi sektörün ön saflarında bulun!

Abone olduğunuzda, blog yazılarımız, özel içerikler ve özel etkinlikler hakkında size e-posta göndermemize izin vermiş olursunuz. Ancak, e-postalarda sağlanan abonelikten çıkma bağlantısına tıklayarak rızanızı istediğiniz zaman geri çekebilirsiniz.

İginizi Çekebilir

Yorum bırakın

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bu konuda sorun yaşamıyorsanız devam edeceğimizi varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Onayla