Ana Sayfa TekstilDünya Türkiye’yi sevmek, Türkiye’de üretmektir

Türkiye’yi sevmek, Türkiye’de üretmektir

tarfından Admin
8 Dakika Yaklaşık okuma süresi

Merter Markalar Birliği (MMB), markalaşma sürecinde teşvik alanların, sadece Türkiye’de üretmesi gerektiğini belirtti.


MMB, bazı gazetelere “1000 iş adamı dünyaya sesleniyor: Tekstilin gerçek sahipleri sektöre sahip çıkıyor” başlığıyla bir ilan verdi.


İlanda, markalaşma sürecinde teşvik alanların, sadece Türkiye’de üretmesi gerektiği, Türk kalitesinin bunu gerektirdiği belirtilerek,  “Çözüm içimizde, bunu başaracağız. Tekstilde kriz yok, kir-iz var” denildi.


Türk tekstil sektörünün daha hızlı, kaliteli ve esnek olduğu, birlikte hareket edeceği, ortak insan kaynakları, ortak verimlilik sistemi ile Türkiye’de üreten fabrikalarla işbirliği yapacağı, sektörün orta ölçekli hazır giyimcilerinin “Akıllı Toptan Sistemi” ile büyük ölçekli siparişler vereceği kaydedilen ilanda, şu görüşlere yer verildi:


“Türk insanına uygun Türk kalite sistemini kullanacağız. Geliştirdiğimiz işbirliği sistemi ile fiyatta Uzak Doğu ile rekabet avantajını sağlayacağız. Tüm dünya markalarına sesleniyoruz; dünyada güçlü olmak için Türk tekstil üreticisini kullanın. MMB’nin bu birikimini ve projesini tekstil sektörüyle paylaşacağız. Dünyaya Türkiye’den tek bir ses, önümüzdeki hafta yapılacak ‘Geleceğin Tekstil Üssü Türkiye’ toplantısına davet ediyoruz. Dünyadaki tek markamız Made in Türkiye.”


İlanda, “Türkiye’yi sevmek, Türkiye’de üretmektir” başlığı ile duyurulan “Geleceğin Tekstil Üssü Türkiye” toplantısının, 26 Şubat 2008’de Merter’deki Greenpark Otel’de yapılacağı bildirildi.


Tekstilde “batıyoruz” söyleminden bıkan Wenice Kids, “Türk Kalite Sistemi”ni geliştirerek maliyetleri yarı yarıya indirdi. 240 firma sistemi almak için şirkete başvurdu. Wenice Kids’in sahibi Kuşam Tekstil, bu sistemle Çin’den yüzde 50’ye varan oranda daha ucuz fiyat verdi ve cirosunu 10 kat artırarak 100 milyon dolara çıkardı.

Çocuk giyim markası Wenice Kids’in sahibi Kuşam Tekstil’in geçen yıl geliştirdiği üretim sistemi, “batıyoruz” nidalarının yükseldiği tekstil ve konfeksiyon sektörüne umut oldu. Kuşam Tekstil maliyeti yarı yarıya azaltan bu sistem sayesinde Çin’den yüzde 50’ye varan oranda daha ucuz fiyat verdi ve cirosunu 10 kat artırarak 100 milyon dolara çıkardı. “Türk Kalite Sistemi” adını verdiği uygulamadan 19 tekstil ve konfeksiyon firmasının ücretsiz yararlanmasını sağlayan Kuşam, bu firmalarla birlikte kurduğu Merter Markalar Birliği (MMB) ile sistemi tüm sektöre yaymaya çalışıyor.
MMB, bu amaçla haftaya “Geleceğin Tekstil Üssü Türkiye” adlı bir toplantı düzenleyecek. MMB, toplantı duyurusu için gazetelere “Tekstilde kriz yok, kir-iz var” sloganı ile ilan verdi. Toplantı için yurtdışından Otto, H&M, Next gibi uluslararası 18 büyük alıcıyı da davet eden MMB, burada hem yabancı firmalara sipariş vermeleri için ücretsiz mümessillik teklifleri sunacak, hem de rekabeti artıracak ikinci bir uygulama olan “Akıllı Toptan Sistemi”ni açıklayacak. Türk Kalite Sistemi’ni uygulamak ve MMB’ye üye olmak için şimdiye dek 240 firmadan talep geldi, toplantıya katılım için de üç bine yakın firma temsilcisi başvurdu.

Kriz yok
MMB Genel Koordinatörü ve Kuşam Tekstil CEO’su Oktay Özdemir’e göre sektörün krizde olduğu söylentileri doğru değil. Sorun; yanlış uygulanan sistemlerden kaynaklanıyor. Özdemir, şunları söylüyor:
“Türk Kalite Sistemi sayesinde herkes Laleli’de mağaza kapatırken biz bir yılda beş mağaza açtık. Tüm dünyada ise bir yılda 202 Wenice Kids mağazası açıldı. Herkes işsizlikten yakınıyor ama biz çok yoğun sipariş aldığımız için hepsine yetişemiyoruz. Çocuk body’leri piyasada ortalama 10 YTL ama bizde 2 YTL. Bu fiyatlarla birçok Çinli firmayı alt ettik. Sistem sayesinde maliyetlerde yarı yarıya azalma oldu. Çin ürünlerinden yüzde 30-50 daha iyi fiyat veriyoruz. Ciro 10 kat, ihracat iki kat arttı. Yunanistan’da Melone firması uluslarası markalar satarken hepsini bıraktı ve 16 tane mağazasını Wenice Kids’e çevirdi. Polonya’da Otyl firması 40 mağazasını Wenice Kids olarak açtı. Meksika’da 40 mağaza için anlaştık. Bu sistem uygulanırsa, Türkiye bir yılda tekstilde üretim üssü olur.”

Hükümet gümrüğü çözsün
Özdemir, “Türk Kalite Sistemi” ve yeni açıklanacak “Akıllı Toptan Sistemi” sayesinde sektörün şikayet ettiği düşük döviz kuru, yüksek üretim maliyetleri gibi sorunların engel teşkil etmediğini söyledi. Özdemir, “Hükümet’ten teşvik filan istemiyoruz. Bize tek desteği, çevre ülkelerdeki gümrük problemlerini çözmesi olur. Türkiye’nin en büyük pazarlarından Rusya’ya 1 kilogramda 7 dolar gümrük ödüyoruz. Hükümet bunu 2 dolara indirsin, ihracat bir yılda 10 kat artar. Devlet, çevre ülkelerdeki gümrüklerle işbirliği yaparsa, en büyük sorunu çözmüş olur” dedi.

Sektöre yön verenlerin “batıyoruz” açıklamaları yüzünden yabancıların güven kaybı yaşadığını da söyleyen Özdemir, “Yabancılar, ‘Sizde fabrikalar kapanıyormuş beş yıl sonrasını göremiyoruz” diyerek siparişleri Çin’e kaydırıyor. Onların güvenini tekrar kazanmak istiyoruz çünkü Türkiye’de bu sektörün altyapısı çok büyük. Merter’den başlayarak tüm Türkiye’ye içine alacak şekilde sektöre sahip çıkmak istiyoruz” dedi.

Hammadde yüzde 35 ucuzlar
Özdemir, Türk Kalite Sistemi dışında geliştirdikleri ve toplantıda açıklanacak olan Akıllı Toptan Sistemi’nin ise “üründe uzmanlaşma”ya dayandığını söyledi. Laleli, Merter ve Osmanbey’de orta ve küçük ölçekte pekçok firmanın markalaşmak istediğini, ancak aldığı siparişlerin çok az olduğunu anlatan Özdemir, sistem hakkında şu bilgileri verdi: “Şimdilik 120 firma ile görüştük ve sistemin uygulanması için anlaştık. Bu firmalar ortalama 60 metrekarede birden çok çeşitte ürünler satıyor. Biz onlara tek tip ürün satmalarını tavsiye ettik. Sadece bebek body’si, ceket ve pantolon gibi. Yani üründe uzmanlaşmak. Bu sayede verimlilik artacak, maliyet düşecek. Bu firmalar alım ve satımda da işbirliği yapacak. Örneğin, her firma bir ton örme kumaş sipariş verecekken, bir araya gelip bin ton sipariş verebilecek. Toplu alım olduğu elleri kuvvetlenecek ve hammadde maliyetlerini yüzde 35 düşürmüş olacaklar.”

Ücretsiz mümessillik teklifi sunacak
Özdemir, toplantıda yabancılara ücretsiz mümessillik teklifi vereceklerini de belirtti. Özdemir, “Yabancı gruplar, 10 milyon adet sipariş vermek istediğinde Çin, Hindistan gibi ülkelere gidiyor çünkü oradaki tek bir fabrika bile bu üretimi yapabiliyor. Ama Türkiye’de bu adette üretim için muhatap bulamıyor. Çünkü bunun için 100 ayrı fabrikaya gitmesi ve 100 ayrı kalite kontrol elemanı bulması gerekiyor. Biz MMB bünyesinde bir Fason İletişim Merkezi kurduk. Yedisi tekstil ve endüstri mühendisi olan 10 kişilik ekip, Türkiye’de hangi firma ne üretiyor, kapasitesi ne kadar bir buçuk yıldır araştırma yapıyor. Elimizde çok ciddi bir data var. Yabancı gruplara bu siparişleri bize vermelerini önereceğiz. Onların 100 ayrı fabrikayı aramasına gerek kalmayacak, bilgiler hazır olacak. Ayrıca kalite kontrol elemanlarını ücretsiz tahsis edeceğiz” diye konuştu.

Türk Kalite Sistemi nasıl uygulandı
* Geliştirilen yazılım programı sayesinde nihai üründeki hata oranı tasarım aşamasında görülmeye başlandı. Hatalı ürün oranı yüzde 5’ten yüzde 1.2’ye indi, üretim maliyeti yüzde 15 düştü.
* Yedikuleli ev hanımlarına eğitim verildi, Çin’den gelen düğmelerin yarı fiyatına düğme ürettirdi.
* Fason üretim takibi yapan personeli fiyat pazarlığından çekerek sadece üretim takibine yönlendirdi. Fiyatlandırma, merkez ve fason üretim yapan firma arasında direkt olarak yapıldı. Böylece piyasada maliyete yüzde 30 ek yük getirdiği bilinen komisyon sisteminden kurtulmuş oldu.

* Sadece çalışanların aileleri ile ilgilenen “Benim Ailem” departmanı ile işçi verimlilik artışı hedeflendi. Departmanda okuma-yazma kursu, aile içi iletişim eğitimleri, sosyal aktivitelere ücretsiz erişim sağlandı.
* Sosyal Sorumluluk departmanı ile Made in Turkey yazılı etiket gösterene yüzde 70 indirim gibi uygulamalar yapıldı.
* MMB bünyesinde akademi açılarak, firma üst düzey yöneticilerine yönetim sisteminden Türkiye ve dünyada rekabet koşullarına eğitimler veriliyor.
* MMB’de Fason İletişim Merkezi kuruldu. Türkiye’deki sektör firmalarının ürün ve kapasite bilgileri toplandı.
* Ar-Ge birimi ile ilk defa engelli çocuklar için kıyafet, gaz çıkartan tulum, sağlık etiketli ürünler geliştiriliyor.

Herkesin hikayesi farklı
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, oluşum ile ilgili olarak “Akıl yürütme biçimleri doğru. Ancak bu senaryo var diye, diğer firmaların yaşadıklarını da inkar etmemek lazım. Markalaşma ve büyüme sürecinde herkesin hikayesi başka olabilir. İthalat yapan da, dışarıda üretim yapan da olabilir. Sonuçta herkesin yolu, kalkınmaya, büyümeye, zenginleşmeye çıkacak” dedi.

Kirli uygulamaları kastettik
MMB, gelecek hafta düzenleyeceği “Geleceğin Tekstil Üssü Türkiye” toplantısı için gazetelere “Tekstilde kriz yok, kir-iz var” sloganı ile ilan verdi. Özdemir, kir-iz sözü ile sektördeki kirli uygulamaları kastettiklerini ifade etti. Bu uygulamaya örnek olarak komisyon sistemini veren Özdemir, “Firmalarda fason üretim takipçileri vardır. Bu kişiler ve fason üretim yapan firmalar arasında komisyon karşılığı iş bağlanır. Sektörde yüzde 99 böyle çalışılır. Biz fason üretim takipçilerini sadece üretimden sorumlu kıldık. Fiyatlandırma, merkez ve fason üretim yapan firma arasında direkt olarak yapılıyor. Böylece piyasada maliyete yüzde 30 ek yük getirdiği bilinen komisyon sisteminden kurtulmuş olduk” dedi.

Tekstil, Moda ve Teknoloji Güncellemeleri Direkt Posta Kutunuza Gelsin

Moda ve teknolojinin kesiştiği noktada, sizin için seçtiğimiz özel içerikleri almak üzere hemen kaydolun. Her hafta doğrudan e-posta kutunuza gelecek güncellemelerle kendinizi sektörün ön saflarında bulun!

Abone olduğunuzda, blog yazılarımız, özel içerikler ve özel etkinlikler hakkında size e-posta göndermemize izin vermiş olursunuz. Ancak, e-postalarda sağlanan abonelikten çıkma bağlantısına tıklayarak rızanızı istediğiniz zaman geri çekebilirsiniz.

İginizi Çekebilir

Yorum bırakın

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bu konuda sorun yaşamıyorsanız devam edeceğimizi varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Onayla